her şey bana sormadan üzerime 3 kuma getirilebilmesiyle başladı
yazarların dini görüşlerini etkileyen olaylar
ibn sina'nın ontolojik argümanı 👌
vay be buna eksi oy geleceğini düşünmüyordum
:) 70 eksim 70'le kalsın şimdilik.
dinini doğru yaşamaya çalışan, ibadetlerini eksiksiz yapmaya çalışan biriyken çevremdekilerin beni bu yüzden dini açıdan yetkin sanıp soru sormaları üzerine bahsettikleri olayları bilmediğimin dank etmesiyle başladı. çünkü mantıklı olan; birey inanır ve inandığı şeye ibadet eder dolayısıyla ibadet ettiği dini, peygamberini, dönemini, kitabını gayet iyi bilir. ama ben bilmiyordum. hiçbir şey bilmeden geleneksel inançlı olduğumu fark ettim (ki ben sorgulamadan hiçbir şeye inanmazken böylesi büyük bir meseleye nasıl inanmışım?) ve sorgulamaya başladım. hala sorguluyorum bi yere vardığım yok....
(bkz: evrim teorisi)
Öncelikle ben “inanç” diyeceğim, dini görüş değil. İnanç her şeyin üzerindedir ve her insan inanmak zorundadır. Neye inandığınız artık estetik zevkinize kalsın. Bilime inanılmaz, bilim icra edilir. Zira kesinliklere inanılamaz. Madem herkesin bir şeylere inanıyor olması gerekir o halde zannımca en mükemmele inanmak gerekir. Sanat da felsefe de bilim de... hasılı her şey doğru ve mükemmele inanıldığı taktirde bir anlam kazanabilir. Ahlakı olanların dine ihtiyacı olmaz söylemine katılamam ama ahlaka sahip olmak da her şeyin önündedir orası ayrı. Buna karşın, ahlakımızı da vizyonumuzu da inançtan almak bizi daha güçlü kılar. Beni etkileyen olay, sorgulamadır. Neyin sorgulaması peki bu? Büyük düşünür ve sanatkarların en sonunda öyle ya da böyle bir mükemmel tasvirine varmalarının bu sorgulama. Bir yerlerde bir mükemmel var ve ben buna inanıyorum. Mükemmel olanın ahlakına inanıyorum. Mükemmel olanın vizyonuna ve disiplinine inanıyorum. İcra ettiğimiz her şeyin böylece nihayetinde tek bir noktaya varması beni motive etmekle birlikte var ediyor. Kaos algısının yanılgısı Aristoteles'in ilk nedeninde de olduğu gibi sonunda neden yaşadığımız fikrini yitirmemize neden olur. Bundan kurtulmanın tek yolu da mükemmel olana inanmaktan geçer.
11. Sınıfta ben ve 2 arkadaşım din kültürü hocamızla verimli bir sohbet geçirmiştik, en son hocamız " ben cahilim ve öyle kalmak istiyorum" dedi ve kapıyı vurup çıktı... Ya sen din kültürü hocasısın benden niye ümidi kestin niye psikolojimi altüst ettin??? Her din konusu geçince irkilip ayetel kürsi okuyorum artık
İnsan fizyolojisiyle en çok uğraşan meslek grubuna dahil olacak olan biz yazarların; yaratılış, oluşum gibi olguların gerçekleşme sürecini açıklayan felsefi düşünüş şekillerinin (din) hangilerine, nasıl dahil olduklarını değiştiren/belirleyen olaylardır. Başlığı açma amacım asla ayrıştırmak değil aksine paylaşmak isteyen yazarların bu konuda hayatlarında bir dönüm noktası oldu mu, bunu merak ettiğim için açtım. Benimkine dönecek olur isek, küçük yaşlarda hepimize öğretilen kitabi cümleyi -insan yapısı gereği, bir şeye inanmak zorundadır.- sorgulamamla başlamıştır. Herhangi bir inanca sahip olmanın ya da olmamanın günlük hayatıma bir etkisi olmadığını, mantık esaslı yaşadığımı idrak etmemle devam etmiştir. Umarım saygı çerçevesinde, birbirimizin tecrübelerini dinleyecebileceğimiz bir başlık olur:)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?
Madem çok eşlilik bu kadar faydalı, o zaman kadınlar da 4 erkekle evlenebilseydi :) Peygamberin ilk eşi Hatice'nin ne kadar zengin olduğu malum mesela, o da bakardı 4 fakir erkeğe sonra her bir erkeğin üçer karıları daha olurdu, zengin bir zincir kurarlardı :) Hatice islamın o günlerine yetişemedi ama yetişseydi oluşacak manzarayı anlatıyorum.
Apaçık bir ayrımcılık var ve fıtrat ve benzeri aşırı derecede göreceli şeylerle de açıklanamaz. Herkes bakıma muhtaç olabilir, herkes kıskanç olabilir. Kaldı ki kadınların kendilerini korumasının tek yolu bir erkek edinmek mi? Din onlara devlet tarafından verilecek bir mülk varlığını da farz kılabilirdi ki saygın olsunlar vs, Bunlar sadece örnek, düşünsek biz bile evlilikten daha iyi yollar buluruz
Bir din ben mükemmelim ve her çağa hükmediyorum diyorsa bana da hitap edebilmeli. Benim 2022'de ne tek başıma şahitliğim geçerli ne tek başıma eş olabiliyorum ne istediğimi giyebiliyorum ya da boşanmak istersem diye evlenmeden önce düşünmüş olup eşimden 1 talak hakkı dilenmiş olmalıyım o da isterse vermiş olmalı vs kendim boşanamıyorum bile. Örneğin bugün dışarıda öpüşen bir genç çift görseniz siz hoşgörüyle karşılayıp geçip gidebilirsiniz ama bu zinadır ve normal şartlarda onları taşlayarak öldürmeniz gerekir. Ama kendisine sorulmadan üzerine kuma alınmış bir kadın için kimsenin yapabileceği bir şey yoktur, adam suçlu bile değildir. Ne kadar gurur kırıcı
Hristiyanlık mevzusuna gelirsek de bahsettiğiniz şey zaten Katoliklerin boşanamazsın meselesiyle ilgili. Bence zaten saçma, kıyaslanabilecek bir örnek değil benim için.
Meseleye dönersek de günümüzde yaptığımız gibi evlenmek, başkasıyla birlikte olunmak isteniyorsa da boşanıp bitirmek bile daha mantıklı halbuki. Üstelik böyle durumlarda "eğer" eski eşin maddi yardıma ihtiyacı varsa nafaka alarak "acizliği" gideriliyor. Nafaka gelişmeye açık ve şu an eksikleri olan bir sistem fakat ondan sonra gelecek 1500 yıllık süreçte rehber olacağını söyleyen bir dizi kuraldan daha mantıklı
Sizi kırmadan anlatmaya çalıştım, dedikleriniz için kendi açınızdan nasıl bir mantık kurduğunuzu da anlıyorum fakat benim için oluru yok. Yine de zahmet etmişsiniz, teşekkürler
Bu satırları yazarken ortama ve şahsınıza dikkat etmeye özen gösterdim, umarım birbirimizi anlayabiliriz. Ben teşekkür ederim.