saklanan isteyerek kaybolandır diyebiliriz. İnsan önce kaybolduğunu farketmeli.Bunu bilmediğimiz sokaklarda kaybolmak kadar somut düşünmedim. Kaybolmuş insan çıkış yolunu bulmak zorundadır ama saklanan zaten bir yolu seçmiştir.Tam ifade edemesem de kaybolmanın saklanmaktan daha derin ve zorlu bir yol olduğunu düşünüyorum.
Bu olayı sürekli ve bir süre olarak ele almak lazım tabi çoğunluk kısa süreli kaybolmak ister ama bunu sürekli olarak düşündüğümüzde bence istemez çünkü eğer isteseydi çoğu toplumda olan mezar kavramı olmazdı bence. Veyahut insanlar iyi veya kötü tarihte anılmak için çabalamazdı .
eskiden hep atatürk'ün sahip olduğu endişeye sahiptim. herkes bir sokratesla geçti bu dünyadan demeli, yeni nesiller beni hatırlamalı, unutulmamalıyım... kaygısındaydım. fakat geldiğimiz şu noktada, pandemiler, savaşlar, ekonomik krizler, darbeler ve okunan kitaplar bana en huzurlu yaşamın, yaşanırken hatırlanma ve sonrasında derin bir sessizlik, tarihin yaprakları arasından kayıp gitme hissinin olduğunu düşündürüyor.
Çok isterim. Görüntümü seçme şansım olsa 1.50 ve 30 kilo olan birisi olup bol kıyafetler giyinerek kaybolmayı isterdim. Fiziksel olarak kaybolmak manevi kayba da vesile oluyor çoğu kez. Ortada kabak gibi belirdikçe beklentiyi de artırdığımı düşünüyorum.
İnsan bilinmeyenden korkar. Kaybolmaksa bilinmeyene bir yolculuktur. Kaybolmayı isteyen insan ya hiç gerçek korku ile tanışmamıştır ya da kaybedecek hiçbir şeyi kalmamıştır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır. katkıda bulunmak istemez misin?