"aşık olup olmadığınızı anlayabiliyorsanız o aşk değildir"
aşık olduğunuzu nasıl anlarsınız
Anlamanız için ekstra çabaya gerek yoktur. Sokaktan geçen alelade bir insan bile tipinize bakıp aşık olduğunuzu anlayabilir.
Bi keresinde arkadaşımla ankarayda giderken emek bahçelievler arasındaki yer altına iniş kısmında o kadar mutlu olmuştum ki arkadaşım bana dönüp "sen aşık olmuşsun" demişti. Sonra yüzü birazcık düştü. "Bu şekilde sevmek çok tehlikeli dikkat et kendine" diye ekledi. Bilemiyorum belki de aşık olmak böyle bir şey değildi ben öyle sandım.
O hiç aşık olmamış ki nerden bilsin.
Salak salak etrafa bakıp sırıtıyorsanız geçmiş olsun ya deli oldunuz ya aşık. birbirlerinden pek de farkları yok gerçi :)
Haftanın en az iki günü tamamen yalnız kalmazsa kafayı yiyebilecek bir insanım. Yalnız kalmam gereken o günlerde bile konuşmak, onunla vakit geçirmek istiyorsam aşık olmuşumdur. Bir plan yaptıysam ve karşımdaki bunu bozduysa ve ben karşımdakine -içimden- kafa göz dalmak istemediysem yine aşık olmuşumdur.
En somut belirtisi bence yemeden içmeden kesilmek. Zayıflamak isteyenler aşık olsun cidden işe yarıyo :)
İnsanlara aileme çevreme yardım etmek beni mutlu eden nadir şeylerden olsa da genelde bunu o kişiler için "endişe" hissetmeden sadece içimde üzüntü veya huzur hisserek yapıyordum. Ama o zor durumda kaldığında elim ayağıma dolaştığını nasıl yardım etmem gerektiğine dair çok stres olduğumu fark ettiğimde beynimde o kişiyi koyduğum yerin diğerlerinden farklı olduğunu anladım.
Karşı taraf size dünyanın en güzel/yakışıklı insanı olarak geliyorsa,onu obsesyon haline getirmişseniz ve normalde hissedilmeyen bir coşku,heyecan,karnında kelebekler uçuşması gibi şeyler oluyorsa tebrikler aşık oldunuz demektir.Ne olursa olsun dünyanın en müthiş olaylarından birisidir.
Birini deli gibi merak etmeye başlıyorsam geçmiş olsun. Ne sever ne yapar nerede nasıl mutlu mu? Aşk bence meraktır. Sonsuz bir merak...
Olmaz dediğiniz her şeyi bir kişi için oldurduğunuzda. Layıksa olurunu kabul eder,değilse de bir olmazında bırakır gider zaten.
Stajın başladığı ikinci gün anladım.
Aşık olmaya başlamıştık.
Aşık olmayalım diye gittim başka bir adamla buluştum,politik tutumum benziyor diye buluştum,tek baktığım şey oydu.
Olmadı,detaya gerek yok.
Sunduğu bahaneyi kabul ettim sansın o.
Neyse
ağzımdan çıkan her şeyi hatırlıyordu.
beni dinliyordu.
ve aslında beğendiği kadın tipi değildim,biliyordum.
ben fiziksel olarak ortadoğulu,farisi fenotipin ta kendisiyim.beyaz kadınlardan hoşlanıyor normalde.
ama biz günde 12 saatten fazla konuşabiliyorduk.
hiç sıkılmadan.
ikimiz de öğrenciydik ama kendi parasını kazabilen bir mühendisti aynı zamanda.
bana para harcıyordu ve ben bunu problem etmiyordum.bazen kartını istiyordum.
o kartla alışveriş yapıyordum.
ayrıldık.
ama borçlu hissetmiyorum.
arabasını arabamam gibi kullanıyordum.
kolay kolay bu seviyeye gelinmez.
son gecemizde 'state of art' konusunu bile konuştuk.
kapitalizmin nefesindeydik son gece.
ikimiz de solcuyduk.
ama bakan anlamazdı.
ve kapitalizm dedim,makineler dedim.
nazım'ın o dizelerini okudum.
'trrrrum,
trrrrum,
trrrrum!
trak tiki tak!
makinalaşmak istiyorum!
beynimden, etimden, iskeletimden geliyor bu!'
ve devam ettirdi.
13 saattir beraberdik.
son gecemizdi.
doyamıyordum.
'karım olamayacak olman beni mahvediyor' dedi.
gözleri doldu.
ağladım.
onun yanında hep rahattım.
aşk vardı.
renkler vardı.
ikimiz de narsisistik örüntüleri olan ucubelerdik ama çok mutluyduk.
kokusu,benim kokumun aynısıydı.
zihni,zihnimdi.
bana aşıktı.
ona aşıktım.
onun doğru kişi olduğunu ayrılırken bir kez daha anladım.
Aşık olmaya başlamıştık.
Aşık olmayalım diye gittim başka bir adamla buluştum,politik tutumum benziyor diye buluştum,tek baktığım şey oydu.
Olmadı,detaya gerek yok.
Sunduğu bahaneyi kabul ettim sansın o.
Neyse
ağzımdan çıkan her şeyi hatırlıyordu.
beni dinliyordu.
ve aslında beğendiği kadın tipi değildim,biliyordum.
ben fiziksel olarak ortadoğulu,farisi fenotipin ta kendisiyim.beyaz kadınlardan hoşlanıyor normalde.
ama biz günde 12 saatten fazla konuşabiliyorduk.
hiç sıkılmadan.
ikimiz de öğrenciydik ama kendi parasını kazabilen bir mühendisti aynı zamanda.
bana para harcıyordu ve ben bunu problem etmiyordum.bazen kartını istiyordum.
o kartla alışveriş yapıyordum.
ayrıldık.
ama borçlu hissetmiyorum.
arabasını arabamam gibi kullanıyordum.
kolay kolay bu seviyeye gelinmez.
son gecemizde 'state of art' konusunu bile konuştuk.
kapitalizmin nefesindeydik son gece.
ikimiz de solcuyduk.
ama bakan anlamazdı.
ve kapitalizm dedim,makineler dedim.
nazım'ın o dizelerini okudum.
'trrrrum,
trrrrum,
trrrrum!
trak tiki tak!
makinalaşmak istiyorum!
beynimden, etimden, iskeletimden geliyor bu!'
ve devam ettirdi.
13 saattir beraberdik.
son gecemizdi.
doyamıyordum.
'karım olamayacak olman beni mahvediyor' dedi.
gözleri doldu.
ağladım.
onun yanında hep rahattım.
aşk vardı.
renkler vardı.
ikimiz de narsisistik örüntüleri olan ucubelerdik ama çok mutluyduk.
kokusu,benim kokumun aynısıydı.
zihni,zihnimdi.
bana aşıktı.
ona aşıktım.
onun doğru kişi olduğunu ayrılırken bir kez daha anladım.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?