2000'lerde üniversite okuyan birisi gibi hissediyorum. Arkadaşlarımla okuldan çıkıp haftasonu denize nazır bir yerde sabahlamışız ve ben gün ayarken denize uzanan o büyük hasır ipli salıncakta çıplak ayaklarımla topraktan güç alıyorum, itiyorum kendimi ufuklara. Çok mutluyum ve her şey yolunda. Sonra günümüze bakıyorum. Marketten elma alsam armut almak konusunda çekincelere sahip bir üniversite öğrencisi olmuşum. Elma alamayacak arkadaşlarım da var bunun bilincindeyim. Güzellik algısı dayatılması ve sosyal medya yalancılığı had safhada. İnsanların arasında bir yarış var. Sanki kendini güzel görmek için değil de kendini kanıtlamak için yapıyor herkes her şeyini. Sosyal medya çağında değilmişim gibi hissediyorum. Ben çok başka bir neslin genciyim.
bu zamana ait değilmiş gibi hissetmek
70'lerde olsak bir sürü plak alırdım sana, 80'lerde açık hava sinemasına götürürdüm ve izledikten sonra muhallebi ısmarlardım, 90'larda mahallenin en güzel misketlerini toplar dökerdim avuçlarına, 21. yüzyılda nasıl sevilir inan ki bilmiyorum. Alışamadım bu yüzyıla.
Kabul edelim berbat bir zamana denk geldik. Ben bu çağın insanı olmadığımı çok kez söyledim. Olmuyor yapamıyorum, alışamıyorum bazı şeylere. Bunu farketmek üzücü yani anlatabiliyor muyum. Sürekli ama sürekli bir şeyleri beklemek zorundayım. Yoruluyorum haliyle. Oturup konuşsak hepimiz benzer durumdayız biliyorum. bizi kısıtlayan yaşadığımız zaman. Doğum tarihimi değiştiremem evet. diğer tüm şeylere de gücüm yetmiyor ne yazık ki. Yine bana sunulan imkanlarla en iyi(!) şekilde yaşamak zorundayım. Bir gün imkanlarımı değiştirmek umuduna sığınıyorum.
fazla düşündükten sonra yaşanılan durum
Her Julia Garwood ya da Judith McNaught okuduğumda hissettiğim duygu durumu...
(fangörl is loading...)
(fangörl is loading...)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?