Yağmurlu havada; elinizde akıllı telefon, kulağınızda kulaklık, üstünüzde şık bir palto, altında size yakışan bir kıyafet, ayağınızda motorlarıyla ünlü firmanın botu ile yaşanılan ülkenin en güzide fakültelerinden birine ders dinlemeye giderken Beşevler'de, ayağında ayakkabı dahi olmayan bacak kadar dilenci çocuğun yanından geçmektir.
hayatın sorgulandığı anlar
Az önce sözlükte gezinirken aşağıda bir tişört reklamı çıktı, üzerinde “are you living your dream?” yazan. O dakikadan beri bir önümdeki tus kitabına bir de reklamı gördükten sonra bulunduğu ajandanın arasından çıkardığım 'gelecekteki kendime not' a bakıyorum. Sen ne yapıyorsun be kimliksizot...
Komiteye 1 hafta kala
sabah yarı uyanık halde etrafa boş gözlerle bakılan an.."noldu?,niye uyandım ki?,geri mi uyusam?.."soruları dönerken kafada bi süre etrafa bomboş bakılır.
Her sabah uyandığımda ben de Gregor Samsa gibi hayatı hatırlayıp 'Biraz daha uyusam ve tüm bu saçmalıkları unutsam nasıl olur acaba' diyorum
bazen kendime bile dayanamam iste bu anlarda başlar iç sorgulamam. ben ve dayanamadığım kendim. ama bunların sadece biri gercektir ki bunu idrak ettigimde cok sasirmistim. daha sonra içimden gelen sesin 'direnme hicbir seye' dedigini duydum. sonra anladım ki boşluk aslında disimda degilmis de icimdeymis.
Çok tuhaf ama geçenlerde bulaşık dizerken aklıma geldi ne alaka kardeşim bu hayata bulaşık dizmeye mi geldim ben napıyorum
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?