Üzerimize giydiğimiz şeyler biz fark etmesek dahi kişiliğimizi yansıtırlar. Kimse doğduğu yüzünü, boyunu, şeklini seçemez ancak giydiğimiz her şey tamamıyla bizden gelen seçimleri yansıtır. Dolayısıyla bizi gören insanlar için bir izlenim oluşturduğu gerçeği inkar edilemez. Çok basit bir iş gibi görünse de elde olan kıyafetlerimize düzenli olarak ütü yapmak bile duruşumuzu daha kaliteli bir hale getirir. Dışarıdan bakanlar için sosyoekonomik düzenimiz daha yüksek gösterir.
Kıyafetler ile sosyoekonomik düzeyi yükseltmek basit bir illüzyondur. Yeni kıyafetlerimiz olmasa dahi elde olanları ütüleyerek kullanmak, uzun ya da bol gelenleri daraltmak veya pens attırmak yani aslında kıyafetlerin bizim için dikilmişçesine bedenimize uygunluğu görsel olarak daha şık olmamızı sağlar. Yine aynı şekilde bir kıyafeti beğendiğiniz için almaktansa beden formunuza göre, dikiş ve kumaş kalitesine göre almak beğendiğiniz kıyafetin üzerinizdeki duruşundan çok daha kusursuz olabilir. Bu nedenle ilk başta beğenmediğiniz kıyafet diğerlerinden daha çok beğendiğiniz bir parça haline gelebilir.
Yüksek fiyatlı markalar yüzünden uygun fiyatlı seçeneklere yöneldiğiniz için kötü görünüyor hissine kapılıyorsanız da bu dönemde artık bunun mümkün olmadığını söyleyebilirim. Lcw, koton, defacto gibi gayet güzel tasarımlı ve kaliteli ürün skalasına da sahip olabilen markalar dahi artık online satışta çoğu üründe indirim yapıyor. Aynı zamanda trendyolmilla markası da uygun fiyatlı ve kaliteli ürünlere sahip. Yorumlara bakarak ürünleri seçmek mağazaya gitmekten daha pratik oluyor üstelik. Hem lcw, koton indirimlerinden hem de trendyolmilla'dan alışveriş yapan birisi olarak söylüyorum, çoğu ürünü aldığım fiyat pazarlarda da somut mağazalarda da bulabileceğimden çok daha uygundu.
kıyafetlerin sadece kıyafet olmaması
Son zamanlarda artan online alışveriş furyası ile birlikte tüketim çılgınlığı aldı başını gidiyor. Sürekli ortaya düşen indirimlerle insanların ulaşabileceği markaların kalitesi de artıyor. Gittikçe daha üst seviyeye çıkan markalar ve fiyatlar zamanla sosyal medyaya farklı geri dönüşlerle yansımaya başladı. Şöyle şeyler görüyorum
"X bir ürüne verilebilecek maksimum ücret 50 TL'dir. Enayi olmayın."
"Y marka çanta alınır mı hiç? Onun yerine gidin aynı çantanın çakmasından 10 tane alın"
Öncelikle siz değerli doktor adayları için söylemeliyim ki benim sansürüme uğrayan her ürün ve marka sizin için ulaşılabilir olacaklar. Aramızdan en küçüğü bundan 5-6 sene sonra para kazanmaya paşlayacak. Ortalama bir devlet memurundan daha fazla maaşı tek başınıza kazanacağınızın garantisini size verebilirim. Bu durum herkes tarafından bilinen bir gerçek olduğu için doktorlar olarak yüksek refah seviyesine sahip bir topluluk olarak görülüyoruz. Bu nedenle bize gelen hastalar tarafından daha şık, daha uyumlu, daha kaliteli giyinmemiz beklenecek. Biz de bizden beklenene uyacağız.
Kıyafetin komforu fiyatla bir yere kadar artabilir. Ancak markanın getirdiği saygınlık para limitine takılmaz. Sizin için kullanmanın bir anlam ifade etmediği 10 000 tl olan bir çanta insanı öyle mekanlara girdirir, öyle sosyal çevre edindirir ki belki de koskoca ülkede kapısına dayanamayacağınız insan kalmaz. (Bu ifade tabi ki abartılı bir ifade ancak tam olarak bu olmasa da bunun benzeri mutlaka olur.) Giyinmek aynı zamanda itibardır. Gidip en pahalı markayı almak bir itibar göstergesi olmayabilir. Ancak görüntümüzün bütünü itibar göstergesidir.
"Toplumun bizden beklentilerini karşılamak zorunda kalıp kıyafette olması gerekenden daha lükse mi kaçmalıyız? Bunu mu demek istedin yani?" Diye içinizden geçiriyor olabilirsiniz. Ancak demek istediğim bu değil. Hiçkimsenin sizden maddi ya da manevi beklentilerini karşılamak zorunda değilsiniz. Ancak bir mağazaya girdiğimizde, hızlı halletmemiz gereken bir işimiz olduğunda, iş ilişkilerinde ve sayamayacağım kadar çok yerde görüntümüze göre yargılanıyoruz. Çünkü gittiğimiz her yerde şahsen kendimizi tanıtacak kadar uzun süre kalamıyoruz ve insanlar bize olan tutumunu seçerken görüntümüzü baz alıyorlar. Daha iyi giyinip daha iyi bir tutumla karşılaşmak varken ve ileride bunun için maddi yeterliliğimin de olacağını bildiğim halde paramı güzel görünmeye harcamamak için bir neden göremiyorum açıkçası. Ben paranın işlerimizi kolaylaştırmaktan öteye gitmeyen, fazlasının zehirli olduğunu düşünen birisiyim. İki tane kıyafete fazladan para verdiğimde birileri etrafımda gezip bana yardımcı olmak için zaman ayıracaksa görüntünün itibar olduğunu kabul edip beklenenleri karşılamayı tercih ediyorum.
Not: Yüksek meblağlı bir ürünü paylaştıktan sonra ürünü küçümseyici ifadelerde bulunma durumu da genel olarak ürünü almayan insanlar tarafından yapılınca bana oldukça garip geliyor. Bir giysiyle ya da aksesuarla itibar kazanıldığını gören bir insanın parası da varsa istediği markadan istediği gibi giyinir tabi ki. Benim için ya da bir başkası için maddiyat itibara etki etmiyor olsa da bunun aksini iddia edecek pek çok kişi çıkabilir. Ancak ürünü alan kişi alıyorsa ve kullanırken mutluysa başkasına söz düşmez. İşte zenginin malı züğürdün çenesini yoruyor bir şekilde.
"X bir ürüne verilebilecek maksimum ücret 50 TL'dir. Enayi olmayın."
"Y marka çanta alınır mı hiç? Onun yerine gidin aynı çantanın çakmasından 10 tane alın"
Öncelikle siz değerli doktor adayları için söylemeliyim ki benim sansürüme uğrayan her ürün ve marka sizin için ulaşılabilir olacaklar. Aramızdan en küçüğü bundan 5-6 sene sonra para kazanmaya paşlayacak. Ortalama bir devlet memurundan daha fazla maaşı tek başınıza kazanacağınızın garantisini size verebilirim. Bu durum herkes tarafından bilinen bir gerçek olduğu için doktorlar olarak yüksek refah seviyesine sahip bir topluluk olarak görülüyoruz. Bu nedenle bize gelen hastalar tarafından daha şık, daha uyumlu, daha kaliteli giyinmemiz beklenecek. Biz de bizden beklenene uyacağız.
Kıyafetin komforu fiyatla bir yere kadar artabilir. Ancak markanın getirdiği saygınlık para limitine takılmaz. Sizin için kullanmanın bir anlam ifade etmediği 10 000 tl olan bir çanta insanı öyle mekanlara girdirir, öyle sosyal çevre edindirir ki belki de koskoca ülkede kapısına dayanamayacağınız insan kalmaz. (Bu ifade tabi ki abartılı bir ifade ancak tam olarak bu olmasa da bunun benzeri mutlaka olur.) Giyinmek aynı zamanda itibardır. Gidip en pahalı markayı almak bir itibar göstergesi olmayabilir. Ancak görüntümüzün bütünü itibar göstergesidir.
"Toplumun bizden beklentilerini karşılamak zorunda kalıp kıyafette olması gerekenden daha lükse mi kaçmalıyız? Bunu mu demek istedin yani?" Diye içinizden geçiriyor olabilirsiniz. Ancak demek istediğim bu değil. Hiçkimsenin sizden maddi ya da manevi beklentilerini karşılamak zorunda değilsiniz. Ancak bir mağazaya girdiğimizde, hızlı halletmemiz gereken bir işimiz olduğunda, iş ilişkilerinde ve sayamayacağım kadar çok yerde görüntümüze göre yargılanıyoruz. Çünkü gittiğimiz her yerde şahsen kendimizi tanıtacak kadar uzun süre kalamıyoruz ve insanlar bize olan tutumunu seçerken görüntümüzü baz alıyorlar. Daha iyi giyinip daha iyi bir tutumla karşılaşmak varken ve ileride bunun için maddi yeterliliğimin de olacağını bildiğim halde paramı güzel görünmeye harcamamak için bir neden göremiyorum açıkçası. Ben paranın işlerimizi kolaylaştırmaktan öteye gitmeyen, fazlasının zehirli olduğunu düşünen birisiyim. İki tane kıyafete fazladan para verdiğimde birileri etrafımda gezip bana yardımcı olmak için zaman ayıracaksa görüntünün itibar olduğunu kabul edip beklenenleri karşılamayı tercih ediyorum.
Not: Yüksek meblağlı bir ürünü paylaştıktan sonra ürünü küçümseyici ifadelerde bulunma durumu da genel olarak ürünü almayan insanlar tarafından yapılınca bana oldukça garip geliyor. Bir giysiyle ya da aksesuarla itibar kazanıldığını gören bir insanın parası da varsa istediği markadan istediği gibi giyinir tabi ki. Benim için ya da bir başkası için maddiyat itibara etki etmiyor olsa da bunun aksini iddia edecek pek çok kişi çıkabilir. Ancak ürünü alan kişi alıyorsa ve kullanırken mutluysa başkasına söz düşmez. İşte zenginin malı züğürdün çenesini yoruyor bir şekilde.
Nice insanlar gördüm üzerinde elbisesi yok, nice elbiseler gördüm içinde insan yok demiş Hz. Mevlana. Size dayatılan kalıplara uymak zorunda değilsiniz arkadaşlar. Doktor rahat giyinebilir, doktor da standart bir insandır çevresindeki herkes gibi olabilir. Bundan haz alıyorsa pahalı markalara para da verebilir. Ama bu konuya çok takılmamak lazım diye düşünüyorum. Çünkü eninde sonunda bilinçaltınızda insanları kıyafetlerine göre sınıflandıran insanlara dönüşürsünüz. Ben bir kıyafeti alırken önce rahat hissediyor muyum sonrasında yakıştı mı diye düşünen bir insanım. Sizi görünüşünüze göre yargılayacak insanların, sizin görüşününüze göre size davranış şekillerini belirleyecek insanların size iyi/saygılı şekilde davranması direkt çevrenizde olmamalarından daha mı iyidir diyerek antitezimi sunmuş olayım. Her anlamda aşırılıktan kaçmak gerekir bence. Aynı kalitede Chanel olmayan bir kıyafetle aynı güzellikte olabilirsiniz. Buradan cebinizde kalan parayla da ihtiyaç sahiplerine yardım edebilirsiniz mesela. İtibarın getirdiği huzurdansa bu huzur daha tatmin edici değil midir?
Şık giyinmek hiçbir zaman rahat olmaya engel olmamıştır. Doktorlar da rahat olabilir. Birileri doktorların giysi düzenini kafasına göre bekliyor diye doktor gidip şık ya da rahatsız kıyafetler giyinmek zorunda değildir. Ancak hastalara saygı çerçevesinde her iş günü hastaların beklediği kadar şık kıyafeti giyip gitmemiz gerekir. Çünkü bizi tanıma fırsatı olmayan herkes için göründüğümüz kadarızdır. Bizim mesleğimizden ve görüntümüzden başka bir fikri olmayan hastanın karşısında özensiz giysi ile çıkarsak hastaya karşı özen göstermemiş olmayız. Kendimize karşı özen göstermemiş oluruz. Kim öyle olmadığını ne kadar itiraz ederse etsin hemen hemen her gün birilerinin görünüşe göre davranmak/düşünmek zorunda kalıyoruz. Altı üstü birkaç kıyafeti alırken normalden biraz fazla para veriyoruz diye hiçbir zaman cebimizden eksilen fazla para olmaz, üstüne kaliteli kıyafetin ömrü uzun olur. Ancak girdiğimiz bir mağazada ya da markette bizimle fazla ilgilenilmesi ya da yardımcı olunması bile o görüntüye bağlıysa, bu sizi sevdiği ya da değer verdiği için değil de sadece 1 tane kıyafet sayesinde olabiliyorsa hayatıma o kıyafeti dahil etmek konusunda bir sakınca görmüyorum. Bir insanın sahip olduğu maddi durumdan daha alt seviyede alışveriş yapmasının ve giyinmesinin çoğu zaman yardımseverlikten kaynaklanmadığını gördüm. Elde edilen para hayatın her alanında bize yardımcı olmayacaksa ya da işimizi kolaylaştırmayacaksa kazanmanın bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. Harcanmayacak, elde tutulacak para hırstan başka bir şey değildir. İfade etmek için uğraştığım şey hayatımızın her alanında nasıl göründüğünüze az ya da çok çekidüzen vermeye dikkat etmemiz gerektiği. İleride kıyafet dolabımızı genişletme fırsatımız olursa kıyafet almanın, kıyafetlere verilen bazı paraların sandığımızdan daha çok önemsenebileceğini söylemek istiyordum. Zaten ülkemizde bir doktorun Chanel tekstil ürünlere sahip olması (ailesel destek koşullar yoksa) hayal gibi bir şey. Burada kimsenin 10 000 tl çanta almasını tavsiye etmiyorum. Dileyen parası varsa tabi ki istediği gibi harcasın. Ancak imkanınız varsa imkanınızı yansıtacak gibi giyinmenin faydalı olabileceğini düşünüyorum. Kıyafetlerin üzerimizdeki duruşunun maddi imkanlardan bağımsız olduğunu ilk entry'de anlatmıştım dilerseniz oraya da bakabilirsiniz.
Yeterince parası olan birisi parasıyla istediği kadar yardım yapabilir zaten. Ki kimse yardım yapmak zorunda da değil. Para, kazanıldığı yerde tasarrufa açıktır. Başkasının parasının kullanım şekline karışmak bana yanlış bir tutum gibi geliyor. Ben yardım etmeyi çok severim, maddi olarak yardım edemeyecekseö manevi destek sağlamak için çabalarım. ancak herkes parasını paylaşmak konusunda aynı tutuma sahip değil, sahip olmak zorunda da değil.
Yeterince parası olan birisi parasıyla istediği kadar yardım yapabilir zaten. Ki kimse yardım yapmak zorunda da değil. Para, kazanıldığı yerde tasarrufa açıktır. Başkasının parasının kullanım şekline karışmak bana yanlış bir tutum gibi geliyor. Ben yardım etmeyi çok severim, maddi olarak yardım edemeyecekseö manevi destek sağlamak için çabalarım. ancak herkes parasını paylaşmak konusunda aynı tutuma sahip değil, sahip olmak zorunda da değil.
Fiyatlar malumunuz, bir kıyafet bir servet de aynı zamanda.
O beğendiğim siyah montu asla alamicam. Keşke bütçeme uygun şeyler beğensem djdjddh
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?