nasıl bir ilkokul öğretmeniniz vardı

daenerys targaryen
ben bu konudan yana biraz şanssızım çünkü annem yaşında çocuğu olan bi kadın, nasıl oluyor da 7 yaşındaki bir çocuğu sevmez/sevemez anlamıyorum. ayrıca sadece bana karşı da böyle değildi sınıfta rahat 10 kişiyi sevmiyordu ve bunu belli ediyordu. bu kadar sevmiyorsan kariyer planlamanı daha iyi yapsaydın keşke öğretmenim.

(çok uzun bir paragraf sildim, gereksiz yere bir sürü ilkokul travması yazdığımı fark ettim lafı uzatmaya gerek yok lanet olsun sana kadın)
armut
Fazla hareketli bir çocuktum ve oldukça fazla dayak yememe vesile olan bir eğitim serüveni yaşamama sebep olan bir öğretmenim vardı. En çok dayak yiyen kız bendim.
ileleualatyr
ilk iki sene dünya tatlısı, işini çok iyi yapan bir öğretmenim vardı. sonraki iki sene ise sınıfta bazı öğrencilere iltimas gösteren açıkçası sevemediğim bir öğretmenim vardı. Bana okumayı öğreten, pek çok değeri kazandıran Selda öğretmenime minnettarım. Diğeri umarım bir an önce emekli olur.
selektor yapan yildiz
Çocuğa yaklaşımdan anlamayan, sınıf yönetiminden de anlamayan, yaşlı ve kaba bir öğretmenimiz vardı.

Sınıfta bir gün "ben sizin aranızda bazı kişiler seçtim onlar kurallara uymayanları, yaramazlık yapanları, arkadaşına kötü davrananları bana söylüyor." Şeklinde demeç vermişti. Teşekkürler öğretmenim, sınıfta ben jurnalci koydum diyin sonra da güya o şekilde korkutacağınız zorba tipler gitsin cadı avına çıksın sen misin hocanın ajanı diye.

Herkes de çocuğunu bizim sınıfa kaydettirmeye çalışırdı. Cidden garip bir durum.
deli dumrul
Çok güzel bir soru. Tam üç tane oldu. Hidayet, yalçın ve recep isminde. Hepsi de değişik karaktereydi. Aklımda kalan anılarıyla bahsetmek isterim

İlki hidayet öretmenim. İkinci sınıfın ortasında ben müdür oldum çocuklar diyip bırakmıştı sınıfı. Üçüncü sınıfta bi sınıfa geri uğrayıp aceleyle herkese hobby mor çikolotaları dağıttığı zihnimde. Soyadı öztürk'tü sınıfta hidayet öztürk isminde bir çocuk daha vardı. Sınıfın en yaramazını sınıfta kovaladığını hatta tekme attığını daha da üstü çocuklar kafanızı eğin diye bağırıp tahta 30cmlik cetveli en ön sıradan en arkaya çocuğu tutturma hedefiyle fırlattığını da hatırlarım. Tesadüf o ki geçen hafta o çocuk ne yapıyor diye araştırdığımda yaşam için motosiklete tutunduğunu gördüm. Ben daha Farklı senaryolar düşünürdüm onun hakkında kâfi

İkincisi yalçın. İlk kez dayak yediğim öretmenim. Kitap okuma saatinde kitapları önümüze kalkan yapıp arkasında saklanarak sıra arkadaşımla ehehehehli gülüşmeler yapardık. Sakince yanına çağırdı yalçın öretmenim, biz tek ayakla bekletecek diye gitmiştik. Arkadaşıma yaklaş dedi. Kafasını kitabından kaldırdı, gözlüğünü indirdi. Okkalı bi tokatımsı şamarımsı.. yerine geç dedi, sakince dumrul sen de yaklaş dedi şapp. Herkes sakince kitap okurken birden tüm sınıfta yankılanan ses, rencide duygusu ağırlığı ve yanağımdaki kızarıklık. Bu üçlü arada aklıma gelir.

Üçüncüsü recep öretmenim. Bana dumrul ağa derdi. Çok sigara içerdi. Ceza diye soru yazdırtıp çözdürtme gibi fantezisi vardı. Örn: ödevi yapmadın soruyu bilemedin 30-40 soru yazacaksın deftere bir de çözeceksin. Onun dışında perşembe günü öğleden sonra sınıfça lahmacun yeme saatiydi

Öyle
1
gri gri
💔
limon
Bu başlığı ilk gördüğümde bile yüreğimi ısıtan iyilikte bir öğretmenim vardı. Birkaç sebepten kendisiyle ilk bir iki ay pek anlamamıştık. daha sonra benim okul sevgimi fark edince işler değişti tabi.

İlkokul hayatım boyunca öğretmenimden dayak yediğimi hatırlamam ama birçok kez ricam üzerine dersi iptal edip bahçede oyun oynadığımızı bilirim. Çokça utangaç ve içine kapalı biri olduğum için (ki çocukken bu çok daha fazlaydı) kolay kolay arkadaş edinemezdim ve bulunduğum yerden kolay soğur oradan kaçmak isterdim. Ama ilkokulda bunu öğretmenim sayesinde aşmıştım. Kendisinin şuan ki bulunduğum noktaya gelmemde emeği çoktur; okula, okumaya, kitaba, insanlara, çevreye olan sevgimi ondan öğrendim diyebilirim. Okulu bana o kadar sevdirmişti ki onun sayesinde öğrenciliği bırakmayıp bugünlere geldiğimi düşünürüm.
Kendisinden sayısız hediye almışlığım vardır ben de aynı şekilde kendisine hediye vermeyi çok severdim. Bizi kendi evlatlarından ayırmazdı sınıfın tümünü okul içinde ve dışında gözleyip, kollardı. İlkokul bittiğinde ondan ayrılacağımız için bütün sınıfın gözyaşlarına boğulduğunu hatırlıyorum.
Neyse işte rüya gibi yıllarmış farkına varmadan uyuyup uyanmışım. Hâlâ görürüm öğretmenimi sohbet ederiz ara sıra. Oldukça yaşlanmış ama tatlı dilinden bir şey kaybetmemiş, gözlerinde bize olan bakışını hâlâ görebiliyorum. Hakkını ödeyemem Zeliha öğretmenim.

2
moonlight moonlight
Okuyunca içim ısındı :) böyle insanlar iyi ki var...
limon limon
Kesinlikle katılıyorumm sayın moonlight :)

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol