Tastamam binaya 1,5 milyar bütçe ne alaka diye düşünüyordum. Halbuki şu an atıl durumdaki bina hedeflenen inşaatın yarısıymış. İnşaat şirketi sitesinde bugün paylaşmış. Unat inşaat.
seçim, ekonomik kriz vb. derken yine yapılmayacak biliyorum ama çok heves ettim. Kağıt üzerinde klinik eğitimime yetişir gibi duruyor.
Kalanı yapılana kadar yarısı eskidi binanın. Biz hazırlıktayken efsane olarak anlatıyoduk bu da böyle yarım kalmış bizim zamana hallederler mi acaba diye ama... cık 😩
Her biri hastane dışındaki muhtelif yerleri mesken edinmiş, her biri kendine has özellikleri olan dilencilerdir. Başlıcaları ve özellikleri Üst geçitteki maşrapalı amca: Valiz, iskemle ve maşrapa üçlüsüyle üst geçitte göremediğimde meraklandığım, tonton ve şişmanca dilencimizdir. Şu ana kadar sesini, duasını duyamadım. Garibim gelene geçene maşrapa uzatmaktan başka bir şey yapmıyor. Bir ara tepkisini öğrenmek için para atacağım, atarsam güncellerim :) Karenin oradaki peçeli ablam: Hah, işte örnek dilenci. Profesyonel, atik ve tuttuğunu koparan. Önünden akan insanlar arasından çoklu hedeflerini seçiyor. Dua yağmurlarıyla avını kendine çekiyor. Ulan ablam, her şey iyi de. Sırtımda kocaman sırt çantası. Tıp öğrencisi olduğum ufuktan belli oluyor. Niçin hastaymışım gibi dua ediyorsun? Allah komitene bol çıkmış nasip etsin desen vallahi vericem bozuklukları. 2000 tıp öğrencisi var. Zengin olursun ablam. Birazcık inovasyon, renovasyon, please.
Gazide şu an deneme sürümü kullanılan online tıp eğitimi platformu. Ukdem oldu Gazi devam ettirmezse diye. Allah rızası için, bi iyiliğiniz olsun öğrencilere. Gazi tıpı övecek bir şey bulamıyordum konumu hariç. Şimdi en azından bunları gevelerim.
Cidden bu kadar zor olmak zorunda mı? 😢 Büte kaldığı kesin de, acep 20 gün daha millide günde 10 saat çalışabilir miyim bilmiyorum. Şeytan diyor bırak bir yıl daha oku. Ama komiteden 2 alıp sınıfı geçen çocuk olarak anılmak istiyorum. Geçicem bu sınıfı✌️
Rivayettir ki, kıyamet bir cuma gününde akşam ezanında kopacakmış. 7-8 yaşlarındaydım. Kuran kursunda, bunu öğrendikten sonra çilem başladı. Kıyamet kopacak diye o kadar korkuyordum ki her hafta Cuma günü akşam ezanı geçinceye kadar tetikteydim. Cumartesi ve pazarım iyi geçerdi de diğer günler cuma akşamı geliyor diye ödüm kopardı. Prometheusun cezası gibi; cumaya kadar korkuyorum, cuma geçince rahatlıyordum ama ancak diğer cumaya yaklaştıkça tekrar başlıyor korkum. Perşembe geceleri korkudan ağlıyordum. Ailemin "daha kopmaz" şeklindeki rahatlatmasını "ya koparsa" diyerek bozuyordum. "ama sen cennete gidersin" tesellisi de gönlümü ferahlatamıyordu. Ailem bunun üzerine dini bilgisine(!) güvendikleri bir büyüğümüze götürdüler beni. Bu büyüğümüz sayesinde korkularıma; görünür olan cinler, tersten doğan güneş, sokaklarda def davul çalan deccal vb. eklendi. Her sabah acaba güneş tersten mi doğuyor diye gözlerimi bozdum ahshshs. Pesimistliğimden olsa gerek hz. İsa ve mehdinin gelişi, savaşması falan gönlümü gram ferahlatamamıştı. Bu zamanları nasıl atlatabildiğimi cidden hatırlayamıyorum. Büyüdükçe geçti sanırım. Velhasıl kelam pedagoji eğitimi cidden önemli, benim zamanımda camii imamımızın muhtemelen pedagoji eğitimi yoktu. Umarım şimdi vardır.