Sokakta öylece yürürken hiç tanımadığım biri tarafından öldürülmekten korkuyorum. Psikopat birinin o gün canı istedi diye birisini öldürmesinden korkuyorum. O gün kurban olmaktan korkuyorum. Ülkede adaletin sağlanmadığı her gün biraz daha fazla korkuyorum.
Her girdiğimde moralimi bir şekilde bozmayı başaran sosyal meyda platformu. An itibarıyla hesabımı kapatmış bulunmaktayım. Belli bir süre gündemden uzak kalmak umarım psikolojime iyi gelir.
Se7en, fight club, benjamin button, the social network... gibi başarılı filmlerin usta yönetmeni. Genelde işinde çok iyi olan yönetmenlerin favori oyuncuları vardır. Bu abimiz de brad pitt'i tutmuş bırakmıyor.
bu sınavdan sonra girdiğim sınavların sonuçlarına bakıyorum ve bir yargıya varmaya çalışıyorum. olasılıklar şu şekilde: 1. hep böyleydim ve üniversite sınavı şimdiki sınavlardan kolay olduğu için başarılı oldum. 2. üni sınavına hazırlanırken zekam daha iyi durumdaydı. üniversiteye geçince köreldi ve o yüzden eskisi gibi değilim. çalışsam bile yapamıyorum. kısacası mallaştım.
keşke 1 doğru olsa diyorum ama 2 daha doğru geliyor. zekamda çok belirgin bir gerileme var, hissedebiliyorum. yoksa bir insanın bu kadar çalışıp da yapamamasının başka bir açıklaması olamaz.
Kendinize neden bu kadar yüklendiğinizi anlayamadım. Sınav kolaysa herkese kolay. Ayrıca zeka körelmesi gibi bir durum yok. Herhangi bir trafik kazası, travma ya da nörodejeneratif bir hastalığınız yoksa. Şu an sadece istediğiniz gibi gitmeyen şeyler var. Bunun sebebi de sadece siz olmak zorunda değilsiniz. Lütfen kendinize iyi telkinlerde bulunun sayın andromedus. Emin olun moraliniz yüksek olunca her şey daha kolay olacak. ;)
karantinadan dolayı böyle olduğumu ve karantinayla birlikte bu karamsarlığımın da biteceğine inanmak istiyorum. daha iyimser biri olmak için çabalıyorum :) teşekkür ederim sayın mdblue
Size inanıyorum. Ayrıca hiçbir başarı tesadüf değil. Kendinize haksızlık etmeyi bırakın ve arada bir de durup neden kendime bir şans daha vermiyorum diyin. :) ne demek.
Hayvanat bahçeleri. Özellikle ülkemizdeki hayvanat bahçelerinde 2m^2'lik minik kafeslere bırakılan hayvanlara yapılan eziyet insanlık dışı. Hayvanı kendi doğal ortamındaymış gibi yaşatabilenlere sözüm yok. Ancak yine de 2 kuru et veya ot'a hayvanları ömür boyu hapsetmek akıl alır gibi değil. Umarım bunların bir an önce sonu gelir.
doktorluğu bırakmışım, bir arsa satın almışım. şehrin dışında, tüm gürültüden, kirlilikten, kalabalıktan uzak. 2 katlı bi ev yapıyorum kendime ama bakmayın 2 katlı dediğime. minicik bir ev olacak. alt katta kocaman bir kitaplık, açık bir mutfak ve oturma odası... duvarın birisi tamamen cam olacak. bahçemi görebileceğim. koskoca ağaçlar, belki minik bir havuz. üst kat yatmak için kullandığım yer olacak. oranın da tavanı cam olmalı. şu ana kadar göremediğim tüm yıldızları görmek istiyorum. belki paraya kıyıp kaliteli bir teleskop bile alırım.
bahçemde kendi tavuklarım olacak. elma ağaçlarım olacak. kedi ve köpek de sahiplenmek isterim. (at da istiyorum ama o kadar da uçmayalım dedik :p zaten şu ana kadarkileri düşünürken bile inancım 0)
aşağı yukarı bizim köyü ve dedemle nenemin yaşantısını tarif ediyorsun (kitaplık hariç tabi) inan bana dışardan göründüğü kadar güzel değil. özellikle son yazdığın kısım ilk 15 dakika falan güzel sadece, sonra sıkıntıdan öleceksin :)
tamamen böyle yaşamak değil de yorgunluk atmak için tatillerde gitmek daha verimli olur gibi geldi bana da :) yaşım biraz büyüyüp yaşam enerjim kalmayınca bu kadarını bile istemem galiba :p
tıp okumadan önce her türlü hastalığa, ameliyat videosuna gayet rahat bakabilirken ve bunlar gayet ilgimi çekerken tıp okumaya başladığım andan itibaren değişimler başladı. artık en ufak bi kesik görmek bile beni huylandırmaya yetiyor.
tıpa başlamadan önce de pek sosyal biri sayılmazdım ancak artık bu kavrama tanımını bile yapamayacak kadar uzağım.
tıptan önce boş vakitler sadece boş vakitlerdi benim için. artık altın değerindeler. boş vakitlerimde film izlerken x2 hızda izliyorum ki başka şeyler yapmaya vaktim kalsın. yemek yerken hızlı ve az yiyorum ki oturup dinlenmeye fırsatım olsun.
önceden arkadaşlarımla buluşmak istemediğimde bahaneler üretmeye çalışırdım artık ihtiyacım kalmadı. buluşmak istesem bile buluşamıyorum.
tıpa başlamadan önce 18 yaşındaydım. başladığım gün 30'uma bastım.
savaş diye bir kelimenin dahi olmadığı, herkesin hak ettiği değeri gördüğü, suç oranlarının çok düşük olduğu, adaletin her türlü durumda tam ve iyi bir şekilde işlediği, herkesin istediği alanda uzmanlaşabildiği ve bunu yaparken de maddi manevi her türlü desteği gördüğü, insanların korkmak zorunda olmadığı, hiçbir canlının aç kalmadığı bir yerde olmak isterdim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır. katkıda bulunmak istemez misin?