Bugün hiç yaşlanmak istemediğimi fark ettim. 60'ımda ölsem iyi olur gibi geldi ama sonra sonsuza kadar yaşamak istediğimi fark ettim. Ölüm çok garip ama yaşlanmak daha da garip.
Ekmek elden su gölden yaşayan, parasını kim veriyorsa onunla iyi geçinen, her yaptığıma bir laf bulan, zor anlarımızda asla yanımızda durmayıp desteğin “d”sini göremediğimiz, annemle babamın boşanmasına sırf kendi evi ne olacak diye endişe ettiğinden engel olmaya çalışan ve o zaman benimle bu konuda kavga eden(annem ve babam cidden anlaşamıyordu ve bu durum yüzünden evde cehennemi yaşıyorduk) kişidir. Bayramda baba tarafını, babam dahil sadece dört saat gördüm ve yetti. Bu durumun başlıca sorumlularından biridir.
Hiç olmadım. Şu ana kadar pek Çok kişiden hoşlandım ama hiç aşık olmadım. O yüzden aşk şöyledir böyledir diyemem ama karşılıklı olduğunda insanı mutlu ettiğini ve güzelleştirdiğini düşünüyorum.
Rastgelede denk geldiğin iki entryden birinin sana ait olması, “bu ne biçim entry??” Diye kendine eksi atacakken kendin olduğun için eksi atamaman…Daha fazla konuşamayacağım.
Ya da büyükbaba paradoksu(ben böyle biliyordum ama her yerde dede demişler?). Bir zaman yolculuğu sonucunda, dedenizi öldürürseniz anneniz veya babanız da doğamaz. Onlar doğamazsa siz de doğamazsınız ve zaman yolculuğu aslında gerçekleşmemiş olur ki bu da dedenizi öldürmediniz demektir…Böyle bir şey işte. Edit: Çözülmüş bu ama çözümü anlayacak kapasitem yok. Yine de siz geçmişe giderseniz dedenizi falan öldürmeyin.
Bir bayram klasiği. Evliyseniz de “çocuk ne zaman” terörüyle devam ediyor, çocuğunuz varsa “ikinci ne zaman”a dönüyorlar. Böyle böyle devam ediyor. Kimsenin özel hayata/alana saygısı yok. Türk aile yapısı beni çok yoruyor gerçekten. İnsanların her yaptığınıza bir yorumu var mesela, çoğuyla normalde muhattap olmazsınız belki ama mecburen karşılaşıyorsunuz. Anneannemi ve babaannemi görmeye gidiyorum, orada halam veya yengemle karşılaşırsam sinir küpü olarak geri dönüyorum çünkü kendilerini ilgilendirmeyen şeylere burunlarını sokuyorlar. Bir şey de diyemiyorum, öyle içimden sinirleniyorum. Edit: Hızımı alamadım. Mesela geçen komiteden sonra annemle kardeşimi görmek için Denizli'ye geldim. Halam “Neden üç günlüğüne geldi ki, madem gelmeseymiş???” gibi bir şey söylemiş kardeşime. Sanki onu görmeye geliyorum.
İyi yetiştirilmemiş, sorumsuz ve bilinçsiz ebeveynlerin sonucudur çoğu zaman. Çoğu zaman diyorum çünkü çocuklar, bazen bir gruba dahil olabilmek için de bu eylemi gerçekleştirebiliyor.
İnanılmaz garip bir film. Filmi bilinen üç cümleyle özetleyebilirim: 1) Davul bile dengi dengine. 2) Aşk insanın gözünü kör eder :) kinaye değil gerçekten kör ediyor filmde. 3) yalnızlık allah'a mahsustur. Bana çok ama çok güzel bir şarkı kazandırdığı için puanım 7,5.
Bugün cerrahpaşa tıp'tan geçen sene mezun olup bu sene pediatri asistanlığına başlayan bir tanıdığımızın çocuğunun olduğunu öğrendikten sonra fark ettiğim gerçek. Fakültedeyken evlenmişler. Annem ve babam da mesela 22 yaşında mesleğe başlamışlar ve 23 yaşına girdiklerinde ben doğmuşum. Bu ne hız yahu :(