bana bu diziden teklif geldi. karakterin adı "istanbul"du. dedim ya bunu "denizli" yapın ya da ben gelmiyorum. aman ilele hanım olur mu öyle şeyler, ama ilele hanım biz sizi çok istiyoruz da senarist hayır diyorlar. kabul etmedim. prensipli biriyim.
bilecik ertuğrulgazi ilköğretim okulu 2008-2009 eğitim öğretim yılı 1-B sınıfı okuma bayramı sunucusu. yanımdaki yardımcılarım merve, anıl ve efe'ye teşekkürler.
garnier Micellar Kusursuz Makyaj Temizleme Suyu, Tek adımda: - Makyajı Temizler - Cildi Arındırır - Rahatlatır Micellar teknolojisiyle, ovalamaya gerek kalmadan ciltteki kalıntıları ve yağ fazlasını mıknatıs gibi çeker. Makyajı temizler, cildi arındırır ve rahatlatır. Hassas ciltler de dahil, tüm cilt tipleri için uygundur.
İstanbul sözleşmesi'nin sıkıca uygulandığı ilk senelerde kadın cinayetlerinde düşüş yaşanmıştı. Sonra bu sözleşme kaldırıldı, neden? Bir cevap yok, açıklama yok! Kaldırıldı işte. Yerine bir şey getirildi mi? Hayır. Erkek arkadaşlar bunu tam anlamıyla anlayamıyor olabilir, bir kadının arkasında birini hissettiğinde yaşadığı korkuyu, bu ülkede alınıp verilebilen bir “mal” konumuna sokulmanın ne demek olduğunu yaşayan bilir. Ben de bilemem tam anlamıyla mesela bir çocuk gelinin babası yaşındaki biriyle evlendirildikten sonra yaşadıklarını ama şunu biliyorum: Bazı insanlar beni ciddiye almıyor, sırf kadınım diye söylediklerimi dinlemeyen insanlarla karşılaştım ben. Daha sonra aynı kişiler babamı düzgünce dinlemişlerdi ama. Annem boşandığında annemin düştüğü konumu da kendi gözlerimle gördüm, toplumun ona acıyışına da şahit oldum çünkü annem onlara göre iki kız çocuğuyla “kadın” başına ne yapardı ki? Bu konuda çok öfkeliyim ve beni tam anlamıyla anlayabilecek kişilerin kadınlar olduğunu düşünüyorum. Birbirimize destek olmaktan başka da elimizden bir şey gelmiyor. Bu kaçıncı haber sayamadım bile. Daha da kötüsü ne biliyor musunuz? Bu son değil ve olmayacak. Son olmadığı gibi bazı zihniyeti bozuk kişilerce bu kadınların bunu “hak ettiği” düşünülecek.
Yiğidi öldür hakkını yeme demiş atalarımız. Çok haklılar. Benim şöyle bir tavrım oluyor, pasif agresiflik belirtisi olabilir bu pek tabii: Kitaplarını pdf şeklinde okumak, satın almamak ya da şarkılarını YouTube'tan başka kanallardan dinlemek ya da filmini, dizisini korsan olarak izlemek. Yani bunları daha çok taciz skandalları ortaya çıkanlar için yapıyorum. Mesela woody allen'ın filmlerini severim ama sinemaya gidip izlemem, çünkü para kazanmasını istemiyorum. Hasan ali toptaş'ın almadığım kitaplarını pdf olarak okurum ama gidip satın almam çünkü o kişiye beş kuruş bile kazandırmak istemiyorum. Kendi içimde böyle bir karar aldım, ne kadar tutarlıyım tartışılır ama ben mutluyum böyle, n'apalım?
Eski şarkılarını küçükken popstar havasıyla söylediğim güzel şarkıcı. Cesur biri, ülkenin aydınlık yüzü. Bana da ülkemin güzel zamanlarını hatırlatıyor.
Biraz kendime benzetiyorum bu adamı. Sürekli dilinde aşk, aşkın kendisine aşıkmış gibi. Elli yaşında ama serseri diyebilirim kendisi için, seviyorum seni yaşar abi, amca, dede?
büyüktür. aynı kitabı farklı yayınevlerinden farklı fiyatlara alma sebebimiz ayrıca. çünkü çevirmek birebir kelimeyi bir dilden bir dile transfer etmek değil, aynı zamanda karşındaki okuyucunun kültürel değerlerine ve günlük kalıplarına da hakim olman gerekiyor. özellikle bu durum, şiir çevirilerinde çok daha önemli.
ay cidden, çeviri şiir okumak zorunda olmak bu hususta en kötü şeylerden biri olabilir. bu ne oğlum diyesim geliyo dkdld bkz.şiirde ahenk ve söz sanatları
Daha güne yeni başlamıştık ki hem kötü bir kahvaltı hem kötü bir ders seçimi yaşadım. Neyse sözlük, günün geri kalanı iyi olacak. Şimdi ders çalışacağım, kbe'den sonra fularımı takıp bergman adası'na gideceğim ve bu bana iyi gelecek, yaralarımı saracak.
sebepsiz mutluyum, hayatımda değişen hiçbir şey yok ama sanki biri bana sihir yaptı ve tüm negatifliğimi, hüznümü aldı götürdü. bu güzel bir şey. bir de herkes uyumuş galiba hem burada hem twitterda. beni ders çalışmak zorunda bıraktığınız için hepinize kırgınım. iyi geceler.