confessions

kirpi

5. nesil Yazar - önlüklü Yazar

  1. toplam entry 11
  2. takipçi 4
  3. puan 464

kontrolsüz harcama

spekulasyonel muhtar
Kredi kartı denen şeyle tanışmamla beraber artan durumdur. Sizi kandırır ve der ki “banka kartıyla taksit yapamazsın” taksit çok mantıklı gelir bir şey alıyorsun ve 3'e bölerek ödeyebilirsin. Sonra “bu ay cepte kalmadı krediden ödeyelim de bi daha ki ay öderiz” hatta derki “hepsini ödemek zorunda da değilsin asgarisini ödesen yeter” %20 lere tekabül eder. Ama sonuna ekler “ya tamam sen şimdi asgarisini ödedin ama cüzi bir miktar 3 kalemde olacak şekilde sana bir faiz uygulayacağız” buda günümüz şartlarında kalan tutar üstünden %4.39'a denk gelir. (ben üniye başladığımda 1,59 falandı) devede kulak misali. Sonra birgün banka (otomatik arttırmayı kapatmadıysanız ki siz kapatmazsanız kapanmaz) sizin limitinizi arttırır. Farkında olmazsınız bazen (benim gibi) ve harcamaya devam edersiniz. Günün sonunda fark edersiniz ki aylık gelen para çıkan paradan az. bankalar Otomatik ödeme talimatı vardır (ki bu da opsiyoneldir siz kapatmanız gerekir ki kapatmak mantıklı değil bence) 10 günlük süre zarfının sonunda (ertesi ayın ilk 10 günü veya son 10 günü mesela bu 10 günülük süre zarfını da siz belirlersiniz ) otomatik olarak eğer başka bir banka hesabına parayı aktarmazsanız kredi borcunuzun tamamını ödemeye çalışır. Sonra bir bakmışsınız hesabınızda nakit para yok. Kısır döngü olarak ödediğiniz kadarını krediden harcamaya devam edersiniz. Ya bu böyle devam eder ya da borcu ödemezsiniz (ya da asgari tutarın altında ödersiniz). 3 ay boyunca gecikme faiziyle beraber ekstra vergilendirilirsiniz. Buda bu günün şartlarında %4,95 tekabül eder. 3 ay böyle devam ederse hesabınız kapatılır kredi notunuz düşer ve banka tarafından yazılı ve sözlü uyarılırsınız. Eğer hesabınız kapatılırsa ya borcu yapılandırırsınız ya da icra takibi başlar.(90. Günde ortalama). Bu süre zarfı içinde sizi avukatlar aramaya başlar. (açmayın ne kadar borcunuz olabilir ki bi de avukat masrafı çekersiniz) bir sürü tantana uzatmayayım. Üniye yeni başlamış dostlarımız varsa naçizane tavsiyem paranız varsa harcayın kamu spotu: banka sizin dostunuz değildir. Banka senin sadece para harcamanı kolaylaştırmaya çalışır. Bu konuyla ilgili havalı bir söz biliyordum ama aklıma gelmedi. Diyeceğim o ki nakit para her zaman daha güvenilirdir. Biraz uzun yazı oldu ama bence herkesin yaşayacağı türden bir sorun bildiğim kadarıyla tarifledim.

türkiye

ileleualatyr
Hukukun h'sinin bile kalmadığı ülke.
Cumhuriyet, egemenlik, geçmiş dönemde kazandığımız her şey bir bir elimizden kayıp giderken akıl sağlığını korumanın bir yolu yok. Çok üzücü ve çok yazık.

doktor olmak

armut
çocuk hastalıkları servisinde klinik doktor olarak çalışan bir doktor olarak geçtiğimiz ayda yaşadığım servis anılarımdan bazıları şu şekildeydi

1.anımda 18 yaşında bir annenin ilk gebeliğinden doğan 3.5 aylık bebeği çok uzak bir akrabasına emanet ederek servisten 4-5 saat uzaklaştığını fark ettim. Bebeğin servise yatışının ilk 4-5 saati üstelik de bebeğe ait ne bir bez ne bir mama ne de yedek tek bir kıyafet bırakmış.
Pediatri asistanı sayısının zaten yetersiz olduğu ülkemizde sorumluluğum artmışken servisteki ayak işlerini yetiştirip hastalarla ilgilenmeye çalışırken bir de bu durumu fark ettim. ilk başta bebeğe mama ayarladım. Sonrasında da sürekli odasına girdim çıktım, annesi hiçbirinde yanında değildi. üstüne bezinden sıvı taştığını gördüm. Bebeğe bez ayarlamaya çalıştım ama maalesef bulamadım. O gün işlerim bitmedi ve geç çıktım. Sonraki gün annesinin bebeğine meyveli yoğurt yedirdiğini gördük. Bebek 3.5 aylık üstelik de mama mutfağından maması geliyor. O bebeğe serviste kaldığı süre boyunca kendi kardeşimmiş gibi baktım. Hep çok sevdim. Ama taburcu olup uzak bir şehrin uzak bir ilçesine gittiğinde de çok üzüldüm. Aklımın bir köşesinde hep olacak bebişim.

2.anımda kronik hastalığı, arrest öyküleri olan ancak bilinç kaybı olmayan küçük bir kızımdan kan gazı almaya gittiğimde bebeğim bana yastığının altından çıkardığı bilekliği hediye etti. 10.kat çocuk servisinde tek başıma nöbetçiydim ve istifa düşündüren o nöbetlerden birini 0 uyku ile tutarken beni motive eden tek şey kolumdaki bilekliğimdi.

3.anımda küçük kız kardeşimi çok özlemiştim ve ona benzeyen bir hastam o gün servise yattı. Ona sarıldım kucağıma aldım sohbet ettim... sonra birbirimize oje sürdük.

4.anımda eylül ayında 2 hafta servisimizde yatan çok güçlü küçük bir kızım eylülün son gününde beni ortopedi polikliniği önünde beklerken gördü. Yanıma gelip geçmiş olsun dedi ve onun geçmiş olsun dileği bana iyi geldi.

5.anımda kemik iliği nakli olmuş küçük bir oğlumun hastalığının nüksettiğini ve tedaviye yanıtsız olarak görülüp eve gönderildiğini öğrendim.

6.anımda ise tüm bunları yaşadığım serviste farklı farklı zamanlarda uzun yatışları olan bir bebeğimin vefat ettiğini öğrendim.

İyisiyle kötüsüyle doktor olarak hayatına dokunduğumuz her hastamız hayatımız boyunca anılarımızda yer edinecek. İyi şeyler, iyileşen hastaların ismi çoğunlukla uçup gidiyorsa dahi kötü hastalar bir ömür isim soyisimleriyle aklımıza kazınmaya devam edecekler.

Ölen çocuklar, çarşafa sarılıp morga indirilen bebekler, kanser tanısı alan bebişler, tavuk yemesine izin vermediğim için ağlayan lösemili çocuklar, ihmal edilen bebekler, benimle tartışıp üzerime yürüyen hasta yakınları, beni ağlatan aileler...

Sıradan bir insanın ömründe yaşayamayacağı dramı 1 senelik hekimlik hayatımda çoktan edinmiş oldum. Adını unutamadığım tüm çocuklarıma rağmen iyi ki bu işi yapmaya devam ediyorum. Tüm çocukların hayatına dokunmam hiçbir zaman mümkün olmayacak ancak hayatına dokunduğum, dokunamadığım tüm çocuklarımı çok seviyorum.


1
ruhsuz ruhsuz
💖

dönem 4 özeti

ileleualatyr
“Biz stajyer doktoruz da sizden hastalığınız hakkında biraz bilgi alabilir miyiz?” sorusundan sonra hastaya sorulan o biraz bilginin babaannesinin 3.kuşak akrabalarının son adet tarihini içermesi.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol