Beni bundan daha salak hissettiren hiçbir şey yok.
Bence güzel bir uygulama olmuş aşı olmak istemeyen için güzel bir çözüm yoksa aşı olmayan ve bununla övünen gerzekler yüzünden hayatımın bi kaç yılını daha bu şekilde geçiremem olmayacaksa katlanacak banane?
"Erkek dediğin / kadın dediğin"
"Erkek adam"
"Kız başına"
Gibi sözlerle başlayan her türlü cümleye sinir oluyorum.
"Erkek adam"
"Kız başına"
Gibi sözlerle başlayan her türlü cümleye sinir oluyorum.
“Kız gibi...”
“erkek Gibi...” bir de bunlar var. Ve maalesef cinsiyetleri o kadar başkalaştırmışız ki bu liste daha çok uzar.
“erkek Gibi...” bir de bunlar var. Ve maalesef cinsiyetleri o kadar başkalaştırmışız ki bu liste daha çok uzar.
Doğru söylüyorsunuz...
Biraz kaba olacak ama kibar olan erkeklere bizim orada 'karı gibi' diyorlardı.
Gerçekten şu an siz yazdıkça unuttuğum bir sürü kalıp olduğunu fark ettim.
unutalım🥳
Yanımızdakilerin kıymetini bilmemiz gerektiğini çok iyi anlatan bir şarkı,her dinlediğimde etkiler beni..
kesinlikle. az önce ben de dinlerken etkilendim ve bir sorguladım gerçekten değerini biliyor muyum diye yanımdakilerin sayın highwaytohell . her zaman aklımızda buluması gerken bir şarkı
Öyle gerçekten.bilelim hayattayken,yan yanayken değerlerini tuzlukaju :')
*gereksiz ısrar*
Yerli ve milli içeceğimiz ayran ❤️ utanmasam hamburgerle bile yerim
Utanma bence, güzel gidebiliyor bazen
Harika
sadece tıpçıların değil tüm insanların hayatları boyunca benimseyip ona göre davranması gerektiğini düşündüğüm söz.
İşlemiş olduğu konu tamamen bir tarafa, hikaye anlatım biçimiyle başlı başına bir yönetmenlik başarısı ve şaheseridir. Bireyin psikolojik derinlemesine bu kadar inildiği başka bir dizi bulmak çok zordur. Walter White karakterinin 5 sezon boyunca geçirmiş olduğu değişimler, gerek dünya görüşü gerek yaşam tarzı ve gerekse ailevi ve insani ilişkiler bakımından ilmek ilmek işlenmiştir.
Dizinin bir diğer başarısı yine aynı şekilde baş karakterin fanatik boyutta inandığı etik değer yargılarının zaman içerisinde nasıl tam tersine evrildiğini, evrilebileceğini profesyonel boyutta anlatabilmesidir. Bu şekilde aslında etik yargıların a priori kalmadığı, dokunulmaz olmadığı da çok iyi bir şekilde sahnede oynanmıştır.
Dizinin ilk sezonun başından ta son sezonuna kadar nasıl her bölümün ilmek ilmek örercesine planlandığını fark edince dizinin arkasında nasıl bir deha olduğunu da insan ister istemez fark edip hayran kalıyor.
Breaking bad öyle bir dizidir ki üstüne dizi çekilir ;) -ki çekilmiştir de ve better call soul da aynı şekilde bunun çok başarılı bir alt senaryosudur.
Bana yabancı diziyi sevdiren ve üstüne bir yabancı dizi kültürü oluşturmama sebebiyet veren sanat eseridir breaking bad. İlk izlediğim yabancı dizidir ve iki kere bırakıp 3. Kez başladığım ve o şekilde bitirdiğim, bitirdiğimde “boş boş” değil, gözlerim “dolu dolu” etrafa bakındığım muazzam bir anlatım ve muazzam bir senaryo.
Bu arada söylemeden edemeyeceğim bir uçak sahnesi var ki -spoiler vermeyeyim- kelebek etkisi ve determinizm gibi felsefi-ontolojik görüşleri de ironik bir şekilde dizide anlatmış ve adeta yedirmiş, harmanlamıştır.
“Ben vakit geçirmelik dizi izlerim, eğlenceli olsun, sarsın” diyenler mümkünse izlemesinler. Bir diziden ne kadar sonuç ve anlam çıkarılabileceğini görünce insan bu dizinin “dizi izlemek” için yapılmadığını fark ediyor.
Üzerine çok şey söylenebilecek bir dizidir. Çok şey yazılabilir ve bozulabilir. Lafı da fazla uzatmanın anlamının olmayacağı, imdb'deki yerini tartışmasız hakkeden bir sanat eseri. İzlenmeden geçen her gün ayrı bir kayıptır.
Walter white benim kendimi bulduğum, kendimin derinliklerine daldığım ve kendimi sorgulatan favori karakterim tabi ki. Gereğinden fazla dizi izlemiş biri olarak bugüne kadar bir Walter white'ı bir de beni tanıyanların malumu olduğu karakteri hep kendim bulmuşumdur, bu ikisinde hep kendimi görmüşümdür.
Aşağıya favori sahnemi bırakıyorum:
Dizinin bir diğer başarısı yine aynı şekilde baş karakterin fanatik boyutta inandığı etik değer yargılarının zaman içerisinde nasıl tam tersine evrildiğini, evrilebileceğini profesyonel boyutta anlatabilmesidir. Bu şekilde aslında etik yargıların a priori kalmadığı, dokunulmaz olmadığı da çok iyi bir şekilde sahnede oynanmıştır.
Dizinin ilk sezonun başından ta son sezonuna kadar nasıl her bölümün ilmek ilmek örercesine planlandığını fark edince dizinin arkasında nasıl bir deha olduğunu da insan ister istemez fark edip hayran kalıyor.
Breaking bad öyle bir dizidir ki üstüne dizi çekilir ;) -ki çekilmiştir de ve better call soul da aynı şekilde bunun çok başarılı bir alt senaryosudur.
Bana yabancı diziyi sevdiren ve üstüne bir yabancı dizi kültürü oluşturmama sebebiyet veren sanat eseridir breaking bad. İlk izlediğim yabancı dizidir ve iki kere bırakıp 3. Kez başladığım ve o şekilde bitirdiğim, bitirdiğimde “boş boş” değil, gözlerim “dolu dolu” etrafa bakındığım muazzam bir anlatım ve muazzam bir senaryo.
Bu arada söylemeden edemeyeceğim bir uçak sahnesi var ki -spoiler vermeyeyim- kelebek etkisi ve determinizm gibi felsefi-ontolojik görüşleri de ironik bir şekilde dizide anlatmış ve adeta yedirmiş, harmanlamıştır.
“Ben vakit geçirmelik dizi izlerim, eğlenceli olsun, sarsın” diyenler mümkünse izlemesinler. Bir diziden ne kadar sonuç ve anlam çıkarılabileceğini görünce insan bu dizinin “dizi izlemek” için yapılmadığını fark ediyor.
Üzerine çok şey söylenebilecek bir dizidir. Çok şey yazılabilir ve bozulabilir. Lafı da fazla uzatmanın anlamının olmayacağı, imdb'deki yerini tartışmasız hakkeden bir sanat eseri. İzlenmeden geçen her gün ayrı bir kayıptır.
Walter white benim kendimi bulduğum, kendimin derinliklerine daldığım ve kendimi sorgulatan favori karakterim tabi ki. Gereğinden fazla dizi izlemiş biri olarak bugüne kadar bir Walter white'ı bir de beni tanıyanların malumu olduğu karakteri hep kendim bulmuşumdur, bu ikisinde hep kendimi görmüşümdür.
Aşağıya favori sahnemi bırakıyorum:
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?