Hastanede denenmemesi gerekendir.
Yanıtı kayıt olma tarihleri olan sorunsaldır.
Edit: artık olmayandır.
Edit: artık olmayandır.
Teşekkürler, bu gece rahat uyurum :)
Rica ederim iyi uykular
Sayın selektör yapan yıldız, şu an sıra değişmiş gibi gözüküyor. Sanırım artık bu yanıt yanlış…
Bugün giriş yapanlar kısmı aynı ama online üyeler dediğiniz gibi evet
Kalkıp üstünü giydiği gibi evden çıkabilenler var, onlara bayağı saygı duyuyorum. Benim kendime gelmem 5 dakikadan daha fazla sürer.
Tanım: "sabah erken kalkar çalışırım." ile aynı statüde olan söz.
Tanım: "sabah erken kalkar çalışırım." ile aynı statüde olan söz.
Ben istemezdim
(bkz: dark)
(bkz: dark)
lateral internal sfinkterotomi ameliyatı örnek verilebilir. Bu sfinkterleri keserek basıncı azaltıyorlar böylece anal fissür tedavi edilebiliyor. Eğer daha iyi olsun diye sfinkter fazla kesilirse gayta tutamama sorununa yol açabiliyormuş. Bu durum genel cerrahide "güzelin düşmanı daha güzeldir." Şeklinde anlatılır.
(bkz: genel cerrahi)
(bkz: genel cerrahi)
1) Anıtkabir: herkes biliyor ama yazmadan geçmek olmazdı.
2) ulus tarafı:
A) kale: manzarayı görebiliyorsunuz ama dikkat edin düşmeyin ben hep korkarım oradan.
B) Anadolu medeniyetler müzesi: eski uygarlıklara ait eser, eşya...vs şeyler sergileniyor bence oldukça güzel.
C) rahmi Koç müzesi: araba ve makine merakı olanlar için önerebilirim, öyle bir durum yoksa sıkıcı gelebilir.
D) Ulucanlar cezaevi müzesi: bu biraz uzak kalıyor ulus'a
E) Hamamönü: (bkz: Hamamönü) burası aslında ulus'ta değil ama buraya ekleyeyim.
F) eski meclis
Bu bölgede daralan sokaklara girmenizi çok önermem. Aslında bir şey olmaz biz giriyorduk hiç bir sıkıntı olmadı zaten kalabalık bir yer ama yazayım yine de.
3) atakule: en son yukarısı kapalıydı. neye göre açıp kapatıyorlar anlamadım. gitmeden önce araştırmakta fayda var. Şehri izlemek için en iyi yer burası.
4) Beypazarı: yaklaşık 2 saat falan ama evler güzel, birkaç müze de var diye hatırlıyorum içinde. Ego gidiyor, astiden de otobüs var galiba ama bunu arabayla gidilecek yerler kategorisinde değerlendirebiliriz bence.
5) mogan gölü: çok sık giderim ama bence eh işte. Yürüyüş için iyi, piknik için de iyi ama kalabalık oluyor genelde. Oturulacak kafeler var kenarlarında. Gazi'nin Gölbaşı kampüsünün yanında seyir tepesi diye bir kafe var orada göl manzaralı olarak da oturabilirsiniz. Gölbaşı biraz uzak öyle bir sıkıntı var.
6) Eymir gölü: direkt doğal ortam. Arabayla çok rahat gidiliyor şehire aslında oldukça yakın, ego da gidiyor ama saatlik geçiyor. Burada bisiklet kiralanabiliyor, yürüyüş yapılıyor.
7) altınköy: hiç gitmedim, güzel diyorlar. biraz uzak kalıyor. İçinde açık hava müzesi falan varmış.
8) cermodern: sergiler oluyor ama hiç gitmedim bir şey demeyeyim.
9) Karagöl: arabasız ulaşımın mümkün olmadığı bir yer. dağın başında, Şaka değil gerçekten dağın başında çünkü burası bir krater gölü. Çok uzak fakat doğal ortamı çok güzel bilumum hayvan, börtü böcek görülebiliyor.
10) MTA müzesi: Çukurambar'da içinde dinozor falan var.
11) kuğulu park: çok bilinen bir yer. Kuğular var, yanında büyük bir d&r var. zaten şehrin ortası bir yerde.
12) devlet tiyatroları: herkes biliyor.
Aklıma gelenler bunlar. Ben biraz tanınmış yerleri yazdım. Bilen arkadaşlar ekleyebilir benim gitmediğim bir sürü yer var. Bana göre bu şekilde güzel bir rehber oluşturabiliriz.
bunu yazmak istemiyordum ama artık içime oturmaya başladı. Bana kızarsınız kızmazsınız, olabilir herkesin kendi düşüncesi. arkadaşlar yani 5 küsur milyonluk şehir tamam deniz yok, sonradan kurulan bir şehir çok çok tarihi bölgesi yok (aslında var ama nispeten az ve pek bilinmiyor) ama "Ankara'da hiçbir şey yok" denmesi üzüyor, ben bunun bir algı olduğunu düşünüyorum yani öyle yerleşip kalmış bir düşünce. Hiç olmazsa 12 numara var o bile çok büyük bir şey.
2) ulus tarafı:
A) kale: manzarayı görebiliyorsunuz ama dikkat edin düşmeyin ben hep korkarım oradan.
B) Anadolu medeniyetler müzesi: eski uygarlıklara ait eser, eşya...vs şeyler sergileniyor bence oldukça güzel.
C) rahmi Koç müzesi: araba ve makine merakı olanlar için önerebilirim, öyle bir durum yoksa sıkıcı gelebilir.
D) Ulucanlar cezaevi müzesi: bu biraz uzak kalıyor ulus'a
E) Hamamönü: (bkz: Hamamönü) burası aslında ulus'ta değil ama buraya ekleyeyim.
F) eski meclis
Bu bölgede daralan sokaklara girmenizi çok önermem. Aslında bir şey olmaz biz giriyorduk hiç bir sıkıntı olmadı zaten kalabalık bir yer ama yazayım yine de.
3) atakule: en son yukarısı kapalıydı. neye göre açıp kapatıyorlar anlamadım. gitmeden önce araştırmakta fayda var. Şehri izlemek için en iyi yer burası.
4) Beypazarı: yaklaşık 2 saat falan ama evler güzel, birkaç müze de var diye hatırlıyorum içinde. Ego gidiyor, astiden de otobüs var galiba ama bunu arabayla gidilecek yerler kategorisinde değerlendirebiliriz bence.
5) mogan gölü: çok sık giderim ama bence eh işte. Yürüyüş için iyi, piknik için de iyi ama kalabalık oluyor genelde. Oturulacak kafeler var kenarlarında. Gazi'nin Gölbaşı kampüsünün yanında seyir tepesi diye bir kafe var orada göl manzaralı olarak da oturabilirsiniz. Gölbaşı biraz uzak öyle bir sıkıntı var.
6) Eymir gölü: direkt doğal ortam. Arabayla çok rahat gidiliyor şehire aslında oldukça yakın, ego da gidiyor ama saatlik geçiyor. Burada bisiklet kiralanabiliyor, yürüyüş yapılıyor.
7) altınköy: hiç gitmedim, güzel diyorlar. biraz uzak kalıyor. İçinde açık hava müzesi falan varmış.
8) cermodern: sergiler oluyor ama hiç gitmedim bir şey demeyeyim.
9) Karagöl: arabasız ulaşımın mümkün olmadığı bir yer. dağın başında, Şaka değil gerçekten dağın başında çünkü burası bir krater gölü. Çok uzak fakat doğal ortamı çok güzel bilumum hayvan, börtü böcek görülebiliyor.
10) MTA müzesi: Çukurambar'da içinde dinozor falan var.
11) kuğulu park: çok bilinen bir yer. Kuğular var, yanında büyük bir d&r var. zaten şehrin ortası bir yerde.
12) devlet tiyatroları: herkes biliyor.
Aklıma gelenler bunlar. Ben biraz tanınmış yerleri yazdım. Bilen arkadaşlar ekleyebilir benim gitmediğim bir sürü yer var. Bana göre bu şekilde güzel bir rehber oluşturabiliriz.
bunu yazmak istemiyordum ama artık içime oturmaya başladı. Bana kızarsınız kızmazsınız, olabilir herkesin kendi düşüncesi. arkadaşlar yani 5 küsur milyonluk şehir tamam deniz yok, sonradan kurulan bir şehir çok çok tarihi bölgesi yok (aslında var ama nispeten az ve pek bilinmiyor) ama "Ankara'da hiçbir şey yok" denmesi üzüyor, ben bunun bir algı olduğunu düşünüyorum yani öyle yerleşip kalmış bir düşünce. Hiç olmazsa 12 numara var o bile çok büyük bir şey.
Ben ciddiye alıp uzun uzun yazdım inşallah şaka maksatlı sorulmamıştır:d
Elinize sağlık 🙌🏻
Ben bu yorumu niye görmedim
Rica ederim
1/3 asgarî ücret de harca harca bitmiyordur şimdi (!)
Şu an için 1/5 desek çok yanlış olmaz. Olası zamla beraber beklenti 1/4
Sabahki düşük hava sıcaklığının ve arabaların henüz çalışmamasının etkisi olabileceğini düşündüğüm durum.
Çok değişik çıkarımlara açık olan, gerçekçiliğiyle öne çıkmış, uzun bir Nuri Bilge Ceylan filmidir.
hele ercan kesal'ın oradaki performansı...
Efsanedir
Hatırladığım kadarıyla bilgi vermeye çalışayım.
Şimdi, biyokimya uzun ve yer kaplıyor ama gözümüzü korkutmuyoruz çünkü siz de fark edeceksiniz ki çıkmış soruların oranı fazla. Bunun dışında biyokimyada bu yolaklar artık size uzun uzun anlatılacak. Oralarda hangi enzim nerede etki ediyor, ne şekilde aktivasyonu artıyor ya da inhibe oluyor bunlara dikkat edilebilir. Bu dediklerim tabii biraz detay çalışmaya giriyor. O kadar detaya inmeyecekseniz bu yolakların hız kısıtlayıcı basamakları vardır. Onları mutlaka bilin, bence onlar soru potansiyeli de taşır. Konuları bölüp (karbonhidrat metabolizması, lipid metabolizması...vs) onlar üzerinden gidilebilir. Düzenli bir çalışmayla halledilir diye düşünüyorum. Buradan fire vermemeniz bence önemli. Burayı neden özellikle söyledim çünkü bu ders çok soru sayısına sahip ve bu soruların çoğunu iyi bir çalışmayla yapabilirsiniz. Örneğin fizyolojide 30 soruda 2 yanlış acayip zor bir şey ancak biyokimyada bunun yapmanız çok daha olabilirliği yüksek bir durum. Özellikle yüksek almak isteyen arkadaşlar bence biyokimyada hata payını oldukça düşürmeli.
Fizyoloji için ayrıca çalışma taktiği verilebilir bunun başlığı vardı sanırım. Ben hakim olsam ben verirdim ama ne desem yanlış olur:). Fizyolojide bizde çok değişik sorular geldiğini hatırlıyorum. Hipoksiyle ilgili bir soru vardı mesela "ne alaka?" Demiştim ama sorulmuştu artık.
(bkz: fizyoloji)
Anatomi nasıl çalışılması gerektiğini hâlâ çözemedim diğer ders. Omentum majus gibi, periton gibi, fascialar gibi zar yapılar var; onları hayal etmesi, kafada canlandırması biraz zor Allah yardımcınız olsun yani ne diyeyim:). Abdomen anatomisinde atlasa ağırlık verebilirsiniz. Detay soru gelebiliyor bizim pratik sınavımızda Vena prepylorica sorulmuştu. atlasa bakarsanız eğer çok küçük bir damar ancak soru olarak geldi. Genel cerrahi stajını bitirmiş bir d4 olarak, Anatomi hakkında diğer söyleyebileceğim şey genel cerrahide buralara atıfta bulunuluyor, ilgisi olan arkadaşlar ona göre dikkat edebilirler. Örneğin aortun dalları karşımıza çıkıyordu ama çok küçük dalların (işte bu ramus bilmemneus gibi upuzun, ismini telaffuz bile edemediğimiz damarlar) ilerisi için o kadar önemli olduğunu düşünmüyorum. Temel şeyler ileride gelir ama.
Histolojide pratiği ihmal etmeyin eğer imkan varsa. Ben "en azından karaciğeri tanırız be oğlum!" deyip pratik sınavdan sıfır çekmiştim, üstelik karaciğer de gösterilmişti:(
Bu entryi biraz hani önden nasıl bir şey çıkacağını aklınızda canlandırmak, farklı alternatif fikirleri göstermek için yazayım dedim. Bunların hepsi subjektiftir. Ders çalışma olayı da bence kişiden kişiye değişir. bir ders için böyle çalışılır diye bir genel kural olmaz kanaatimce. "Ben böyle yaptım, böyle olmalı." Gibi bir iddiam yok. Kendi çalışma tarzınızla en yüksek notları alırsınız diye düşünüyorum. Şimdiden kolay gelsin. Umarım komite sonrası burada pozitif duygulu sınav entrylerini okumak nasip olur;)
Edit: bkz eklendi
Edit 2: imla. Diyip nedir yav deyip olacak o.
Şimdi, biyokimya uzun ve yer kaplıyor ama gözümüzü korkutmuyoruz çünkü siz de fark edeceksiniz ki çıkmış soruların oranı fazla. Bunun dışında biyokimyada bu yolaklar artık size uzun uzun anlatılacak. Oralarda hangi enzim nerede etki ediyor, ne şekilde aktivasyonu artıyor ya da inhibe oluyor bunlara dikkat edilebilir. Bu dediklerim tabii biraz detay çalışmaya giriyor. O kadar detaya inmeyecekseniz bu yolakların hız kısıtlayıcı basamakları vardır. Onları mutlaka bilin, bence onlar soru potansiyeli de taşır. Konuları bölüp (karbonhidrat metabolizması, lipid metabolizması...vs) onlar üzerinden gidilebilir. Düzenli bir çalışmayla halledilir diye düşünüyorum. Buradan fire vermemeniz bence önemli. Burayı neden özellikle söyledim çünkü bu ders çok soru sayısına sahip ve bu soruların çoğunu iyi bir çalışmayla yapabilirsiniz. Örneğin fizyolojide 30 soruda 2 yanlış acayip zor bir şey ancak biyokimyada bunun yapmanız çok daha olabilirliği yüksek bir durum. Özellikle yüksek almak isteyen arkadaşlar bence biyokimyada hata payını oldukça düşürmeli.
Fizyoloji için ayrıca çalışma taktiği verilebilir bunun başlığı vardı sanırım. Ben hakim olsam ben verirdim ama ne desem yanlış olur:). Fizyolojide bizde çok değişik sorular geldiğini hatırlıyorum. Hipoksiyle ilgili bir soru vardı mesela "ne alaka?" Demiştim ama sorulmuştu artık.
(bkz: fizyoloji)
Anatomi nasıl çalışılması gerektiğini hâlâ çözemedim diğer ders. Omentum majus gibi, periton gibi, fascialar gibi zar yapılar var; onları hayal etmesi, kafada canlandırması biraz zor Allah yardımcınız olsun yani ne diyeyim:). Abdomen anatomisinde atlasa ağırlık verebilirsiniz. Detay soru gelebiliyor bizim pratik sınavımızda Vena prepylorica sorulmuştu. atlasa bakarsanız eğer çok küçük bir damar ancak soru olarak geldi. Genel cerrahi stajını bitirmiş bir d4 olarak, Anatomi hakkında diğer söyleyebileceğim şey genel cerrahide buralara atıfta bulunuluyor, ilgisi olan arkadaşlar ona göre dikkat edebilirler. Örneğin aortun dalları karşımıza çıkıyordu ama çok küçük dalların (işte bu ramus bilmemneus gibi upuzun, ismini telaffuz bile edemediğimiz damarlar) ilerisi için o kadar önemli olduğunu düşünmüyorum. Temel şeyler ileride gelir ama.
Histolojide pratiği ihmal etmeyin eğer imkan varsa. Ben "en azından karaciğeri tanırız be oğlum!" deyip pratik sınavdan sıfır çekmiştim, üstelik karaciğer de gösterilmişti:(
Bu entryi biraz hani önden nasıl bir şey çıkacağını aklınızda canlandırmak, farklı alternatif fikirleri göstermek için yazayım dedim. Bunların hepsi subjektiftir. Ders çalışma olayı da bence kişiden kişiye değişir. bir ders için böyle çalışılır diye bir genel kural olmaz kanaatimce. "Ben böyle yaptım, böyle olmalı." Gibi bir iddiam yok. Kendi çalışma tarzınızla en yüksek notları alırsınız diye düşünüyorum. Şimdiden kolay gelsin. Umarım komite sonrası burada pozitif duygulu sınav entrylerini okumak nasip olur;)
Edit: bkz eklendi
Edit 2: imla. Diyip nedir yav deyip olacak o.
Kendi adıma çok teşekkür ederim entry için, sağ olun sayın yazar
Rica ederim
Dilinize takılırsa etkisi devam eder.
Komite olayını bitirdim ama gelecek komiteye bırakayım bir tane. Tematikten de kurtaralım başlığı.
Bu entry girildiğinde sonraki komitenin gis komitesi olması lazım. Ona bırakayım.
Harikasınız sayın selektör yapan yıldız ❤️
Rica ederim
Çok mükemmel şeyler beklemiyorum. Şu anki durumlar kötüye gitmesin benim için yeterli.
Not: bir yıl önce bugün bu başlıktla sözlüğe girmişim. Benim için anlamlı bir başlık:)
Not: bir yıl önce bugün bu başlıktla sözlüğe girmişim. Benim için anlamlı bir başlık:)
Ders diyorsanız, 1 yıl sonra bugünden pek bir farkı olmayacaktır.
Mezun olduğum ilkokulun önünden geçerken öğrencileri gördüğümde hissettiğim duygudur. O günleri hatırlıyorum. Çok yakın gibi ama artık oraya geri de dönemeyiz.
Ben sürekli çs'de anemi çalıştığımı hatırlıyorum. Solunum, dolaşım ve hematopoetik sistemin olduğu ortaya karışık bir komiteydi (bir de immünoloji diye bir şey var onu saymak istemiyorum). 7-8 hafta notu vardı. Komite bitene kadar da mevsim değişirdi.
Sonu mutlu bitsin de süresi çok mühim değil.
Sonu mutlu bitsin de süresi çok mühim değil.
"aman Ali Rıza bey ağzımızın tadı kaçmasın. Bir şekilde işlerimiz yürüyor. geri kalan da başının çaresine baksın." Kafasından çıkılırsa daha net sağlanacak olan birlik olma durumudur.
Hoş geldiniz diyerek başlamak istiyorum. Tanım yapacak olursak artık yavaş yavaş görmeye başladığımız yazarlardır.
Edit: imla
Edit: imla
Çalınmış demeyelim de sandalye rotasyona gitmiş diyelim.
Bu güzeldi 🤣👍🏼
"elde sensin dilde sen, Gonüldesin Baştasın
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın"
Deyip sonra doğum gününü kutluyoruz. Eğer doğum gününün öznesi şahıs 21 yaşındaysa cuk oturuyor:)
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın"
Deyip sonra doğum gününü kutluyoruz. Eğer doğum gününün öznesi şahıs 21 yaşındaysa cuk oturuyor:)
Özellikle sayın (yazar: lavinia) yazarımızın entrysi beni anamnez vermek istemeyen hastaları düşünmeye itmiştir.
Off kolay gelsin 🥲
Teşekkür ederim
Okulumuzda zaten kadın sayısı erkek sayısından bir miktar daha fazla belki onun etkisidir. Daha da derinleştirsek yine belki altından bir sebep çıkabilir ama O kadar bilemem.
yapıldığı takdirde Tıbbı iyice puana indirgeyecek olan düzenlemedir. Yukarıda yazarımız lise benzetmesi yapmış herhalde daha doğru bir benzetme olamazdı.
Şu an doktor sayısı olarak en büyük problem teşkil edecek durum göç olayı. Bu düzenleme göçü de artırır diye düşünüyorum. Hem okul puanı hem hizmet puanı hem tus bunlarla uğraşmak yerine gider 1 yılda dil öğrenirler, ülke değiştirirler.
Neyi çözdüğü tam belli değil. herhalde ki çok tercih edilmeyen yerlere tercih olması için Ancak ben bunun o kadar kolay olacağını düşünmüyorum.
Şu an doktor sayısı olarak en büyük problem teşkil edecek durum göç olayı. Bu düzenleme göçü de artırır diye düşünüyorum. Hem okul puanı hem hizmet puanı hem tus bunlarla uğraşmak yerine gider 1 yılda dil öğrenirler, ülke değiştirirler.
Neyi çözdüğü tam belli değil. herhalde ki çok tercih edilmeyen yerlere tercih olması için Ancak ben bunun o kadar kolay olacağını düşünmüyorum.
Lisede trigonometri diye bir konu vardı. Onda apotemi neyse patolojide de robbins bence o.
Hastalıkların tanımını, oluşumunu anlamada bence faydası oluyor. Ayrıca kitabın diğer bir özelliği okulumuzda işlenen derslerle ve sorulan sorularla çok yakından uyum göstermesi.
Kitaba eksi yazacak durum ise verdiği istatistiklerin hep ABD'ye göre olması ama çok problem olacağını sanmıyorum.
Alınsa faydası olur diye düşünüyorum, en azından merakı olan için, ama fiyatından dolayı bir şey söyleyemeyeceğim:(
Hastalıkların tanımını, oluşumunu anlamada bence faydası oluyor. Ayrıca kitabın diğer bir özelliği okulumuzda işlenen derslerle ve sorulan sorularla çok yakından uyum göstermesi.
Kitaba eksi yazacak durum ise verdiği istatistiklerin hep ABD'ye göre olması ama çok problem olacağını sanmıyorum.
Alınsa faydası olur diye düşünüyorum, en azından merakı olan için, ama fiyatından dolayı bir şey söyleyemeyeceğim:(
3 gün önce "harekete kimse mâni olamaz" isimli küçük bir albüm çıkaran türk alternatif rock grubudur.
Bu albümde yeni bir şey denemişler, biraz geleneksel bir yaklaşım olabilir ama ben pek ısınamadım açıkçası, gitar soloları efsane oluyordu öyle bir şey beklerdim.
Neyse adamlar sırf ben seveceğim diye albüm yapmayacak herhalde:). Yeni bir tarzda eser yapmasa o zaman da yerinde saymış olacak ki zaten yaptıkları şeyler hep belli bir kalitede. Albümün isminde de belli gibi mesaj.
Albüme gelirsek içimizdeki canavarlar şarkısı bence başarılı. Onun dışında "harekete kimse mâni olamaz" aşık Veysel şiirinde de geçmekte acaba isim koyarken orayı da düşünmüşler midir?
Bu albümde yeni bir şey denemişler, biraz geleneksel bir yaklaşım olabilir ama ben pek ısınamadım açıkçası, gitar soloları efsane oluyordu öyle bir şey beklerdim.
Neyse adamlar sırf ben seveceğim diye albüm yapmayacak herhalde:). Yeni bir tarzda eser yapmasa o zaman da yerinde saymış olacak ki zaten yaptıkları şeyler hep belli bir kalitede. Albümün isminde de belli gibi mesaj.
Albüme gelirsek içimizdeki canavarlar şarkısı bence başarılı. Onun dışında "harekete kimse mâni olamaz" aşık Veysel şiirinde de geçmekte acaba isim koyarken orayı da düşünmüşler midir?
Başkasına söylediğimiz, onu kırabilecek sözler. Hatta direkt başkasına söylediğimiz sözler. Çünkü bazen görüyorum birbirimizi istemeden tek bir cümleyle üzüyoruz.
Bu benim de doğrudan yaptığım bir eylem ne yazık ki. Espri olsun diye veya öylesine söylediğim şeylerden dolayı başkalarını etkilediğim oluyor, ondan sonra keşke öyle demeseydim diyorum ama iş işten geçiyor sonrasında.
Bu benim de doğrudan yaptığım bir eylem ne yazık ki. Espri olsun diye veya öylesine söylediğim şeylerden dolayı başkalarını etkilediğim oluyor, ondan sonra keşke öyle demeseydim diyorum ama iş işten geçiyor sonrasında.
Ben de çok yaşıyorum. O yüzden keşke hiç fikrim sorulmasa da sadece dinlesem diyorum. O da olmuyor. :')
Evet, olmuyor:,)
olmaz tabi sizi sevenleri üzmeyin, merakta da bırakmayın lütfen.. doyasıya anlatın sevgili yazarlar, dinlerim ikinizi de😊😊
Dinleyeceginizden şüphemiz yok sayın fistikgibiri🐻
Burada entry vardı, tam ben yorum yazarken gitti. Ben çok da ileri gidecek bir şey yazmadan devam ettirmeye çalışayım.
Ülkeye yabancı yatırımcıyı çekmemiz gerekiyor gibi görünüyor. Belki faizdeki yükseklik bununla bağlantılı olabilir. Döviz girmesi önemli bir olay.
Ancak buradan faiz yüksek olsun istiyorum gibi bir şey çıkmasın, yanlış anlaşılmak istemem. Keşke %0-1 gibi çok düşük seviyelerde olsa da bunları tartışmıyor olsak. Yani benim de hoşuma gitmiyor yüksek olması.
Kısaca zor konu deyip bitireceğim.
Tanım: ev ve araba alımını etkileyebilecek olan durum.
Ülkeye yabancı yatırımcıyı çekmemiz gerekiyor gibi görünüyor. Belki faizdeki yükseklik bununla bağlantılı olabilir. Döviz girmesi önemli bir olay.
Ancak buradan faiz yüksek olsun istiyorum gibi bir şey çıkmasın, yanlış anlaşılmak istemem. Keşke %0-1 gibi çok düşük seviyelerde olsa da bunları tartışmıyor olsak. Yani benim de hoşuma gitmiyor yüksek olması.
Kısaca zor konu deyip bitireceğim.
Tanım: ev ve araba alımını etkileyebilecek olan durum.
Peki burada sorun ne?
Yabancı yatırımcı çekmeyi geçtik olanda gidiyor neden? Bu gibi soruların cevabı basit aslında. Ama düzeltmek için ciddi yol alınması lazım. Yabancı yatırımcının gelmek ve kalmak için güvenceye ihtiyacı var. Bu güvence de oturmuş ve eğip bükmeye çok açık olmayan hukuk ile olur. Maalesef ki günlük hayat gösteriyor ki bu hukuk yok. Teknik olarak yabancı yatırımcı içinde güven zemini yok.
Yabancı yatırımcı çekmeyi geçtik olanda gidiyor neden? Bu gibi soruların cevabı basit aslında. Ama düzeltmek için ciddi yol alınması lazım. Yabancı yatırımcının gelmek ve kalmak için güvenceye ihtiyacı var. Bu güvence de oturmuş ve eğip bükmeye çok açık olmayan hukuk ile olur. Maalesef ki günlük hayat gösteriyor ki bu hukuk yok. Teknik olarak yabancı yatırımcı içinde güven zemini yok.
O konuda size katılıyorum
Üzücü gerçeklerimiz...
Boş kontenjanlar nereler? ben ona göre tercih yapacağım.
Ciddili not: 20 küsur yıl yaşadıktan sonra farklı aile seçmezdim. Artık bir hukukumuz vardır herhalde ailemle diye düşünüyorum.
Ciddili not: 20 küsur yıl yaşadıktan sonra farklı aile seçmezdim. Artık bir hukukumuz vardır herhalde ailemle diye düşünüyorum.
:))
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?