unutulmayan garip arkadaş

poyrazkarayel
Lisede vardı bu modelden. pansiyonda el yapımı bomba yapıyordu. Çok az konuşuyordu. E ne var bunda diyeceksiniz. Az konuşuyor dediysem kotalı konuşuyordu adam. günlük cümle sayısı belirlemiş o kadar konuşuyordu. birisi bunun nasıl bir tip olduğunu merak edip konuşmak isterse süre tutuyordu. Üç dakikan var konuşmak için diye odndjs.
ileleualatyr
Benim için Bu kişi, Dört yaşında kardan adam olmak istediğini söyleyen İkra'dır. herkes doktor, mühendis, asker, öğretmen falan olmak isterken Kendisi geleceğin mesleklerinden kardan adamlığı tercih etmişti.
Oldukça ileri görüşlü biri, en azından alenen ülkeden kovulmuyor. :)
tek derdi bu sene kar fazla olduğundan ek mesai yapmak olabilir diye düşünüyorum ya da havuca zam geldiği için burun konusunda sıkıntı yaşamış olabilir. Onun dışında tertemiz meslek.
lavinia
Lisedeki ilk arkadaşımdı ve yalan söyleme hastalığı vardı. Kendi dünyası vardır ve bu dünya bir Wattpad dünyasıydı. İnanilmaz ilginçti baslangicta inanıyordum sonra iyice boka sardı anladım yalan söylüyor. Çok garip ya
3
ileleualatyr ileleualatyr
Uuu çok fena :( şimdi napıyo
lavinia lavinia
Valla tıp okuyor hastalarina çok geçmiş olsun...
ileleualatyr ileleualatyr
İnşallah psikiyatr olur
ruhdoc
Efenim lise zamanları. Her eğitim öğretim yılının ilk gününde ikimizde bir birimizden habersiz bir sıraya eşyalarımızı bırakırdık. Ve topluca sınıfa döndüğümüzde her seferinde yine mi sen 🤣 esprisi olurdu. Aaa bu burada imiş diyebileceğin bir eşya olmaması rağmen 🤣 resmen bir birimizi 4 yıl çektik bu tevaffukla 🤣
deli dumrul
Lisede sevdiği bi kız varmış. O da bunu sever gibiymiş. Açılmaya adım atacakmış bi gün demiş lan ben neden istihare'ye yatmıyorum. Rüyasında çok güzel bir at arabası görmüş, at arabasının yanına gittiğinde atların aslında karaltıdan ibaret olduğunu görüp korkmuş. Kıza da açılmamış.

Lisede hep bi tane kıraathaneye gider dayılarla sohbet edip çay sigara yaparmış. Sevdiği köpeği varmış bi tane kim vurduğunu biliyorum ama bi şey yapamıyorum demişti, Gözündeki öfkeden korkmuştum. Babası sendikada yöneticiydi ki dört aydır maaş alamıyordu korona zamanıydı, Nasıl hayatta kalıyonuz olm demiştim cevap ver(e)memişti. Dershaneye kırk dakikalık yoldan gelir giderdi. Tütünü söve söve içerdi, leş gibi tadı var bu meretin derdi. Hayvan gibi terlerdi oturması yeterliydi terlemesine, Dolmuşa sırf bu yüzden binmekten çekindiğini hatırlıyorum. Ben hiç hasta olmam derdi gerçekten de olmazdı. Babam osmanlı zamanında kadı'ydı olm benim derdi doğrudur herhalde. Evde çıplak dolaşıyoz olm biz derdi, evde bi annem var kadın diye açıklamıştı (artık nasıl bir fanteziyse..) abisi piskopos takılırdı, Kendisinde de anlamsız bir geometri ve fizik çözme yeteneği vardı. Forvet oynardı koşamasa da imansız gibi vuruyodu topa.

Bi gün hep beklediği durağa gelen bi kız varmış açılcam olm diyo. Açıl kanka yaptım, eyw dedi, gidecem mektup yazıp verecem dedi. Git lan dedim bi gazla çıktı. Ertesi gün naptın dedim. Gitmiş kahveye mektup yazmak için, bakmış içerisi dolu dışarda otuz dakika beklemiş, sonra oturmuş kıza mektubu yazarken bi bakmış ki kız gözünün önünde dolmuşa binip gidiyo bu da s.kerler diyip kağıdı falan yırtmış atmış.

Her türlü film kitap bilirdi, sago fanlığı vardı. Lisede ayyaştım tövbeliyim şu anda ağzıma sürmem diyodu. Bi gün konsere gittik o da geldi birden kayboldu ortadan, konser bitti olm nerdeydin dedim aşırı susadım ama kimseden de isteyemediğimden çıktım dedi; yanına gittiğimde de hala su arıyodu birinden dilendim içirmiştim. Değişikti.

Bu anlattıklarım üç aylık süre içerisinde aklıma gelenler birden dershaneye gelmeyi bıraktı. Nerde olm bu, "yarın gelir"ler hafta oldu, ay oldu gelmedi. Telefon açtık 367484 kez, açmadı. Sosyal medyası zaten yoktu o ara. En sonunda yks sonuçları açıklanıyor odtü makine kazandığı söylentisi yayıldı, şaşırmalar oha'lar çevrede. Ben şaşırmadım her şey beklenirdi o kişilikten. sonra insta açmış biosuna baktım doğruymuş. hikayesiyle anlattıklarıyla unutmam zor gibi onu. daha da anlatırdım da unuttum olayların bi kısmını kaç yıl geçmiş, dile kolay :)
1
gri gri
Hızlı yaşamış usta
armut
Ortaokulda zihinsel engelli gibi davranan bir erkek arkadaşımız vardı. Sürekli zorbalığa maruz kalıyordu. O zamanlar aşırı sosyal bir çocuktum ve kendisini topluma karıştırma işini misyon edindiğim için ailesi onu a şubesinden alıp benim olduğum b şubesine vermişti. Sonrasında tek arkadaşı olan benimle kavga etmişti ve çocuğu biraz hırpalamıştım. (Küçük cılız bir şeydi) ailesi onu tekrar öbür şubeye aldırıp benimle iletişim kurmasını yasaklatmışlardı.

"Zihinsel engelli gibi davranan" dedim çünkü kendisini ailesiyle birlikte tanıyan arkadaşlarımız vardı. Çocuk okuldayken bu şekilde farklı birisi gibi davranıyormuş.
leavesfromthevine
İlkokulda ufuk diye bir arkadaşım vardı ve kimseyle konuşmazdı. Sırasından da kalkmazdı. Ben de benimle iletişim kursun isterdim ve sürekli zorlardım çocuğu. Bir gün bu çabam meyve verdi ama ehehehe. Sınıfta konuştuğu iki kişiden biriydim. diğeri de komşuları olan bir çocuktu.

Edit: düşününce bu huyum hala devam ediyor. İnsan yedisinde neyse yetmişinde de o geyiği. Karşımdaki insan soğuk durup benle iletişim kurmayınca kendimi hala çok kötü hissediyorum ve sanki sorumlusu benmişim gibi geliyor. Ama aptal mıyım neyim her insan benim gibi çenesi düşük, her şeye gülebilen biri olmak zorunda değil. Hatta bazen eğer yanımda yakın arkadaşlarım varken yaşanıyorsa böyle bir durum kulaklarına "ben şu an fazla mı saçmalıyorum o yüzden mi böyle benden hoşlanmamış gibi davranıyor???" Falan diyorum ahajhajajaks
clarice starling
6.sınıftaydık. sınıflarımız ders başarısına göre ayarlanmıştı, ingilizce dersleri için de ayrı kurlarımız vardı. eren'le diğer derslerde aynı sınıfta değildik, ingilizce derslerinde sınıf arkadaşıydık yalnızca. en yüksek seviyeli ingilizce sınıfıydı bizimki. eren farklı bir çocuktu ve bence özel biriydi, o zamanlar ben de çocuk olduğum için eren'in farklılığının nedenini tam anlamıyla yorumlayamıyorum, bunun pek de önemi yok zaten. kendi dünyasında yaşıyor gibiydi sanki, diğer şeyler pek de önemli değildi onun için, çocuksu ve masum bir dünyası vardı. eren'in ingilizcesi çok iyiydi, aslında derslerde hiç konuşmazdı, ders haricinde de pek konuşmazdı ama teneffüste yanına gidip bir şey sorduğumda filan nazikçe cevaplardı. ne çizdiğine bakmak için yanına gidiyordum bazen ders aralarında, çünkü karikatür benzeri güzel şeyler çiziyordu, aslında yanlış hatırlamıyorsam çizgi film karakterlerini filan çiziyordu daha çok. ve gerçekten sürekli bir şeyler çiziyordu, hatta muhtemelen derslerde de çiziyordu. asıl ilginç olan şey, çizimlerindeki karakterlerin konuşma balonlarının içini genellikle ingilizce doldurmasıydı. o zamanlar bu bana çok ilginç ve güzel geliyordu. şey gibiydi, ingilizce yazıyor olması türkçe yazıyor olmasından farklı değildi sanki onun için. düşünüp planlayıp yaptığı bir şey de değildi bence bu, o an öyle yazıveriyordu herhalde. sonraki sene okuldan ayrıldı eren, nereye gittiğini de bilmiyorum hiç. başlığı görünce direkt o geldi aklıma. umarım çok iyidir ve hala bir şeyler çizmeye devam ediyordur.
4
ileleualatyr ileleualatyr
:( soyadını da mı hatırlamazsın acaba zorlasan :(
clarice starling clarice starling
yok maalesef hatırlamıyorum, haftada birkaç ders birlikteydik zaten sadece, yoksa hatırlayabilirdim :(
ileleualatyr ileleualatyr
Merak ettim ya nerelerde acaba
clarice starling clarice starling
ben de merak ettim :/

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol