doktorluğu bırakmışım, bir arsa satın almışım. şehrin dışında, tüm gürültüden, kirlilikten, kalabalıktan uzak. 2 katlı bi ev yapıyorum kendime ama bakmayın 2 katlı dediğime. minicik bir ev olacak. alt katta kocaman bir kitaplık, açık bir mutfak ve oturma odası... duvarın birisi tamamen cam olacak. bahçemi görebileceğim. koskoca ağaçlar, belki minik bir havuz. üst kat yatmak için kullandığım yer olacak. oranın da tavanı cam olmalı. şu ana kadar göremediğim tüm yıldızları görmek istiyorum. belki paraya kıyıp kaliteli bir teleskop bile alırım.
bahçemde kendi tavuklarım olacak. elma ağaçlarım olacak. kedi ve köpek de sahiplenmek isterim. (at da istiyorum ama o kadar da uçmayalım dedik :p zaten şu ana kadarkileri düşünürken bile inancım 0)
aşağı yukarı bizim köyü ve dedemle nenemin yaşantısını tarif ediyorsun (kitaplık hariç tabi) inan bana dışardan göründüğü kadar güzel değil. özellikle son yazdığın kısım ilk 15 dakika falan güzel sadece, sonra sıkıntıdan öleceksin :)
tamamen böyle yaşamak değil de yorgunluk atmak için tatillerde gitmek daha verimli olur gibi geldi bana da :) yaşım biraz büyüyüp yaşam enerjim kalmayınca bu kadarını bile istemem galiba :p
evimizin hemen çaprazında bir cami var. minaresindeki küçük kapıları görebiliyorum. oldukça uzun bir minare ve üst kısımlara yakın bir yerde minik bir balkon var. o balkona çıkmak istiyorum, kapısı olduğuna göre oraya çıkılıyor demektir. çok geniş bir alanı görebilirim o yükseklikten. kahve içip müzik dinleyerek gün batımını izlesem keşke o balkondan. bir de şey var, dolunayda ulumak. deli olduğumu düşünmenizi istemem (deli değilim demiyorum, siz öyle olduğumu düşünmeyin sadece) ama dolunay varken pencereyi açıp ulusam çok güzel olur bence. komşular için güzel olmayabilir tabi, ürkütücü bulma ihtimalleri var.
Binlerce insanın olduğu bir konserde sahneye çıkıp 2000'ler Türkçe pop şarkılardan saçma bir şarkıyı seslendirmek istiyorum. Şarkıyı söylediğim süre boyunca dinleyenler sadece sesime maruz kalmayacak. aynı zamanda da yıldız tilbe dansı yapacağım.
istanbul'un rastgele hanlarından birinde yürürken aniden bir müzik çalması, eskilerden bir müzik, sözlerini hatırladığınız. sonra karşıdan gelen kahverengi şapkalı hanımefendiyle göz göze gelip şarkıyı mırıldanmaya başlamanız, dünyanın o müzik devam ettikçe cennete dönüşmesi…
deli olduğumu daha önceden söyleyenler olmuştu, evet.
hani yurt dışından uyuşturucu kaçakçılığı yapıyorlar ya, belgesellerde filan izliyorum ve o psikolojiyi merak ediyorum. hedef şu: bir avrupa ülkesinden yola çıkmak, uyuşturucuyu almak için bir güney amerika ülkesine gidip tekrar yola çıktığım avrupa ülkesine dönmek. üzerimdeki ya da bavulumdaki uyuşturucuyla havalimanına girmek, uçağa binmek vs durumlarındaki o stresi yaşamak istiyorum. ama tabi başarısız olursam başıma bir şey gelmesin, simülasyon gibi bir şey olsun yani. yakalanınca direkt bıraksınlar beni.
Flash diskin içine sanal bir hayat kurup üniversite açmak istiyorum. İçerisi olabilcek en iğrenç mimari ile dokunacak ve çok monoton bir hayat tasarlanacak. Derslerde sadece slayt okuyan hocaları bir ara yüz ile bu 'usb üniversitelere' yollayacağım.Sonsuza dek dönüp dursunlar.
Ahahah ama hepsinin ayri dünyası var iyi olan aedralar vs de var ama oyunun lore'u(yani evrenin yaratilisi ve hikayesi vs) aşırı büyük ve karmaşık çok girmeyelim o taraflara :)
Evet lavinia yazarsa ben de yazacağım demiştim :) benim fantezim 19 yaşımdan çıkmadan birinin bana “hep yaşın 19” şarkısını çalması veya söylemesi (veya her ikisi birden). Off çok klişe belki ama özür dilerim yaratıcı olamadığım için. Edit: vakit daralıyor :')
Ayyy yani laviniacım tabii sizin söylemenize de çok sevinirim ama daha farklı anlamda seveceğim biri söylerse daha mutlu olacağımı söylemem lazım sanırım hdksnmd