ilkkan: abi ben de güldüm ama yani çok sinir bozucu bişey değil mi abi mustafa abi dövüyormuş çocuğu.
yılmaz: mustafa abi beni dövdü dese anlarım. hani bi kere dövdü ben de çektim kapıyı çıktım olur. dövüyodu ne demek lan bu bi süreç yani. bi süre dayak yedin demek ki sen.
ilkkan: kim bilir ne zamandır devam ediyodu ya.
yılmaz: bunu demek ki yani biz.. biz de dövsek. bi süre dövebiliriz yani bunu.
buraya mandosi yazıp kendine foto esat deyip kadir ismiyle olmuyor yani
1 gün önce babaannesi yenen hiçkimse ertesi gün kahvaltıcıya gitti diye kafası dağılmaz bu bir. ikincisi, bizler sorunlarımızdan kahvaltı yaparak kaçan insanlar da değiliz
saat daha sabah 8, büyücüler açılmamıştır
herkes kar tanesi ya
kusura bakmayın arkadaşın kölelik durumu oldu da
ilkkan çocuğa 14 yumurta mı haşladın? peki 14. yumurtaya geldiğinde seni ne durdurdu?
cosplay uçsuz bucaksız bir baha, ben onu biliyorum zaten de
fav: belki de bu yüzden sadece cesurların işidir badana
ben senin yılgın bir hoşgörüyle beni benimsemene mi kaldım
sağlıklı insanın biraz da sevilmemesi gerekiyor, çünkü sevilmediği zamanlar insanın adeta antrenman zamanlarıdır.
sen bir dönem faşistisin
geçmişin bu kokuşmuş karanlık dehlizlerinde, o harabelerde, o yıkık dökük mağaralarda, izini yönünü kaybetmiş sarmaşıkların içinde kendini boğulmuş gibi bulurken o eski defterleri karıştırırken koridorlarda kendine bir yol ararken... geçmişin defterlerini karıştırıp o iğrenç yarasaların gözümün önünde uçuştuğu
ilkkan: ne oldu, ne düşünüyorsun? yılmaz: bi şey düşünmüyorum. ilkkan: nasıl lan illa bi şey düşünüyosundur. yılmaz: ya ilkkan birisine ne düşünüyosun diye sormak çok saçma yaa. ayrıca nezaketsiz de bir şey abi. kusura bakma ama bence öyle yani. ilkkan:allah allah niye abi? yılmaz: abi birincisi bu çok kişisel bir şey, ikincisi bunu anlatması çok zor, üçüncüsü hiç bir zaman insanın kafasında böyle yekpare kristal top gibi parlayan tek bir düşünce olmuyor. yani sen şimdi sorup da bok edene kadar benim aklımın bir köşesinde aint no sunshine when she's gone şarkısı çalıyodu birazcık, bu akşam ne yiyeceğiz acaba sandwich mi yiyeceğiz makarna mı yapsak sulu yemek yemiyoruz yememiz lazım düşünceleri... onun haricinde benim eski ev sahibimi biliyosun, o ev sahibiyle kafamda hayali bir tartışma yaşıyodum yani hatta kazanmak da üzereydim o tartışmayı. o yüzden ne düşünüyosun diye sorduğun zaman bu çok saçma oluyor ve içinden çıkılamaz bir hal alıyor. bildiğin vakit kaybı oluyor. bilmiyorum ki ne düşünüyorum. ne düşünüyosun diye düşünüyorum, ne düşündüğümü düşünüyor oluyorum o sırada işin içinden çıkamıyoruz sonra.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır. katkıda bulunmak istemez misin?