içini dök

2 /
privileged of medic
Benim bir hocam vardı kimya öğretmenimizdi kursta. Çok naif,kibar kadındı. İyi insanlara,bizi kırmayıp susuyorlar diye yüklenilir ya işte öğrenciler de ona öyle yapardı. Ama o,tüm şımarıklıklarına rağmen yine de kimseye tek kelime etmez kimseyi incitmezdi. Biz iyi anlaşırdık onunla,Farklı bir bağımız vardı birbirimizi sever beraber gülerdik. Çiçekleri çok severdi. Sürekli çiçeklerine isim koyar fotoğraflarını atardı. hatta bir keresinde bana bir çiçek ekip getirmişti en sevdiğinden. Ben okulu kazandım ankaraya geldim ama hiç bağımız kopmadı. Çünkü dedim ya Farklı bir bağımız vardı. Uzun aralarla da olsa konuşurduk. Yazın memlekete gittiğimde beraber buluşup vakit geçirip konuşurduk. Hocam kansere yakalandı sonraları. Saçlarını kestirmişti son gördüğümde ama o haliyle bile çok güzeldi bakakalmıştım güzelliğine. Dedim ya bana hep yazardı halimi hatrımı sorar benden dua isterdi. Hep de ederdim ona dua. Son zamanlarda Ankarada tedavi görüyordu haberim vardı bir kere giderim yanına mutlu olur diye düşünmüştüm,gidemedim bir türlü. Hayata kendimi çok kaptırmıştım çünkü. En korktuğum şeyi yapmış kendim için yaşamaya başlamışım çünkü. Evet herkese ulaşamam biliyorum ama iki aydır yokluğunu bile fark edememişim hocamın. Bir kere yazmamışım bile ona. Ben bugün o narin güzel hocamın vefat haberini aldım bir başka öğrencisinden. Hocam iki ay önce vefat etmiş. İki ay. Ben bunu yeni öğrendim. Ben hayata kendimi kaptırmaktan korkardım. Ben bugün o sürüklendiğim hayat rüzgarından başımı kaldırmadığımı fark ettim. Kendime kırgınım çokça kızgınım. Üstelik bir felaketi derinlerden yaşamışken kendime yeni söz vermişken… sığmıyor işte cümlelerim içime. Buraya döksem de bitmeyecek o cümlelerim. Zihnimde yankılanacak,izleri geçmeyecek. Onu her duamda andıkça da tekrar edecek.
privileged of medic
Bugüne kadar hayatımın herhangi bir evresinde denk geldiğim ve en sonunda hayatımdan çıkan kimseyi kendi ellerimle öldürmedim. Değil tetiği çekmek elime silahı bile almadım. Hepsi silahlarını da kendileri aldı tetiği de kendileri çekti. Kendi kendilerini öldürüp öyle gittiler. Nihayetinde ben de hiçbir zaman intiharın yasını tutmadım,tutmayacağım da.
deli dumrul
Eski entrylerime bakıyorum, bunu nasıl hangi kafayla neyin etkisiyle yazmışım oluyorum. Şöyle böyle uzun uzun, noktası virgül karışık kelimeler birleşmiş anlamlı(umarım) bir şey oluşmuş. Bence hayret verici bir durum. Bazı entrylerimi yazarken 1 saat uğraştığım falan da oluyor hatta. Yaklaşık 300 entry yazmışım bu da 301. Oldu, 1 dk falan sürdü yazmam gelişme var 🙃
privileged of medic
Küçüklüğümden beri biraz farklıyım.farklı değilim aslında herkes gibi değilim sadece.kalabalıkları değil yalnızlığı severim,anlamsız olmasına rağmen sırf herkes gittiği için bir yere gitmek yerine odamda kitap okumayı tercih ederim.ev dışında aynı yerde uzun süre kalamam evde bile aynı odada duramam illa değişiklik yapmam gerekir istemsizce sıkılırım çünkü.kolayca kimseden bir şey istemem yapabiliyorsam yaparım yoksa da yokluğunu kabul eder yolumu ona göre çizerim.en değerli eşyalarım kıyafetlerim ya da takılarım değildir okuduğumda içimi titreten kitaplarımın içimi döktüğüm defterlerimin her biri ayrı ayrı en değerlimdir.yapmam gereken bazı şeyler konusunda çok düşünceli değilimdir bana denilirse yaparım denilmezse düşünemeyebilirim.bana yapılan kötülükleri hafızamda diri tutamam çabuk unuturum karşımdaki hatırlar ben hatırlamam.insanlara çok müdahale etmem ailem de olsa onlara yön verecek kadar üstün ya da bilge göremem kendimi çünkü, doğrusunu bilsem de ne haddime der susar geçerim.beni mutlu etmese de karşındakini mutlu eden bir şeyi onun için yaparım karşımdaki anlamaz bile mutlu olmadığımı.çoğunluğa uyarım tek başıma her düzeni alt üst edecek kadar güçlü olsam da sesimi çıkarmam onların zevkini,mutluluğunu kendiminkinden üstün tutarım.
Böyle biriyim.maalesef ailemden de çevremdeki çoğu kişiden de farklı.aslında kendine has belki bilmiyorum ama çoğunluktan farklı.bunları yazdım çünkü bugün yine o çoğunluktan olsaydım keşke diye sesli şekilde düşündüm.keşke onlar gibi çoğunluğa kapılıp gidebilsem onlar gibi kalabalıkta içimde hiç susmayan o sesi bastırabilip mutlu olabilsem.keşke herkesin işine karışacak kadar kendimde hak görebilsem.keşke saatler sonramız belli değil demek yerine kini diğer duygularımın önünde tutmakla kalmayıp sürekli onu harlayabilsem.keşke onlar gibi dışından ne olduğu belli olan maddiyatla elde edilebilecek şeylere değer verebilsem…
Belki farklı değil de onlar gibi olabilseydim onlarla yaşamak daha kolay olabilirdi.belki onlar gibi olabilseydim bu kadar dışlanmışlık hissetmezdim.onlar gibi olabilseydim farklılık bu kadar acı gelmezdi belki…
selektor yapan yildiz
Ben neden "öğrendim" dediğim her şeyi kötü tecrübelerle, tatsız deneyimlerle öğrenmek zorundayım. Keşke başıma musibet gelmeden önce bir şeylerin farkında olabilsem. Öğrenmenin daha akılcı yöntemleri olmalıydı.
dr oetker
saati 1 euro bile olmayan bi işte çalışıyorum ve bugün mutfak bize BAYAT minik kruvasanlardan birer tane sandviç hazırladığı için hep beraber azar yedik,,,, bazı şeyler çok ağır geliyo gerçekten
schlimazl
İnsan ilişkileri konusunda master yapmış biri olarak tanımlarım kendimi. Kısa zamanda tanıyıp seven de olur, uzun zaman tanıyamayan da. ortamlardan dışlandım, Uzakları yakın kılmaya çalıştım, verdiğim değerin onda birini görmedim, ayırdığım zamanın kıymeti bilinmedi, istenmedim. Sebepleri anlamaya kendimce çözümler üretmeye çalıştım. Denedim de. Bazen sadece olmuyor ve bunun sorumlusu her zaman ben değilim. Onu anladım. İnsan önce kendini kabullenmeli, hatasıyla doğrusuyla. Herkes beni sevmek zorunda değil, sevmesin de zaten. Son günlerde Sevildiğimi hissetmeye ihtiyaç duyduğumu farkettim. Gitmeden görüşelim bile diyemedim çoğunuza, yolda görsem tanıdık ama. İsminizi bilmem sizi tanıdığımı göstermiyor malesef. Artık Bana aşamayacağım duvarlar örmeyin. Direkt yok sayın daha iyi. Ben de öyle yapacağım bundan sonra. Çıkarlarınızı ayıklamaktan yoruldum. Hoşçakalın.
privileged of medic
Bir şeyler var içimde farkındayım. Bir anda ele geçiriyorlar ruhumu,yakıyorlar canımı. Ama ne olduklarını bilmiyorum. Bulamıyorum. Yazmak istiyorum sayfalarca,dökmek istiyorum ne varsa ama bulamıyorum ne olduğunu. Çok garip geliyor bu durum bana. Bildiğim tek yol yok olmuş da kaybolmuşum gibi hissettiriyor. İçimi dökemiyorum orada saklanmayı tercih ediyorlar
gri
eksik bir şey mi var hayatımda,
gözlerim neden sık sık dalıyor?

"istemek" bana hiç öğretilmemiş ve bir şeyi nasıl isteyeceğimi 21 yaşıma gelmeme rağmen bilmiyorum. yardım istemeyi, sevgi istemeyi, kişisel alan istemeyi başaramıyorum. zamanın çoğunda zaten ihtiyacım yokmuş gibi davranmaya çalışıyorum. öğrenmek için çabalıyorum ama benim için gerçekten çok zor "ihtiyacım var" demek. ihtiyacı olmak güçsüzlükmüş, acizlikmiş gibi geliyor.

ama son zamanlarda artık kaldıramamaya başladım arkadaşlar. bir şeylerim eksik ve artık dayanamıyorum.

aslında sözlüğü günlük gibi kullanmaktan hoşlanmıyorum ancak paylaşmadıkça içimde büyüyor. birinin bana sarılmasına çok ihtiyacım var. fakat kimseden bir türlü isteyemiyorum. hep dilimin ucuna kadar gelip geri gidiyor. çok utanıyorum bunları yazmaktan ama bunun ayıp olmadığını kendime kanıtlamalıyım artık

evet, sarılmaya ve şefkate ihtiyacım var. ne var bunda ***? sizin ihtiyacınız yok mu ki
gri
ya 😭 kafama sıkıcam artık gene 2 olmuş, saat sürekli 2 oluyor abi, bi sabah 2 bi gece 2 nerde bu diğer saatler ya!? Öğlen 12 nerde, nerde akşam 8??

Doktor, saatler başkasını cezalandırmak için 2'de takılı kalabilir mi, olabilir mi ya böyle bi şey?
deli dumrul
Yaş onbeş. Zeki ama çalışmıyor denilenim. Ödev verildiği için kitap açman gerekir ama aşırı sıkıcı. Asilik üzerimde: insanlar neden ders çalışır ki diye sorgulama. Aslında her şeyi sorgulama var: Allah var mı, neden insanlar işe gitmek için erken kalkmaya kendini zorlar, mesleklere hayat neden ipotek edilir vs akıp gider bunlar ilk gelenler

Ben ödev yapmam gerek, koltuğa uzanmış elimde kalemim televizyon izlerken ödev yapıyorum. Oturmak da sıkıcı, böyle tek bir işle uğraşmak için zamanı israf edemem. Oturacaksın ve sadece ve sadece ders çalışacaksın hah gülerim. Olm zaman çok değerli düşünsene bir saatinle hem ders çalışıp hem televizyon izliyorsun. İnsanlar fena delirmiş akışta kaybolmuş da sadece bir işle uğraşacak. Rehberlikçiler de diyor öğrencinin çalışmaya ortamı var mı masası olması şartmış da falan hikayeden masal. Ben hem ders, tv hatta yatıyorum da üç şey üçç.

Onbeşimdeki ben yirmiüçü görse önce güler sonra ağlar .)
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol