Bir entry ve birkaç cümle yazdım. İçimden geldiği gibi yazıldı. Özgürüz be ondan içimden geldiği gibi yazdım:) yani öyle olmalı:) biri bu ortamda karşıt görüşün benimsenmediği ve buranın rahat yazılan bir yer olmadığı ile ilgili ve biri de lütfen politik entryler girmeyin burası uzlaşmacı ve güvenle yazılan bir yer olarak kalmalı babında iki mesaj aldım özelden:) şimdiye kadar birkaç defa başka sebeplerden dolayı hesabı kapatıp belli süreler sonrasında açmıştım:) lakin bugün şu dank etti: başkası fikir beyan edince politik olduğu veya siyasi mesajı ister açıktan ister alttan alta verdiği bir mesaj olmasına bakılmaksızın böyle karşı çıkılmazken ve yazabilirken, yazdığım ve içimden geçen duyguları ifade ettiğim şey için birinin bile bu tür entryler girmeyin burası güvenle konuşulan bir yer olarak kalmalı demesi benim bu gütfsözlüğü terk etmem için yeterli bir sebep:) yanlış anlaşılmasın biri dedi diye bırakacak biri değilim, bilen bilir. Lakin İbrahimin karıncası misali olmak için konuştuğum bu mecrada artık karınca olduğum ümidiyle daha fazla sizin güveninizi bozmayayım:) diyeceklerimi atıp herhangi bir şey yazmadan hesabı temelli kapatıp gidelim şimdi:) ismail abi de bindi gitti gemiye, e o dahi gitti be biz de gidelim yeter da:)
Hoşça Bak Zâtına gütfsözlük:)
Selam ve dua ile..
16 yaş
bıçaklama
kurşunlama
balkondan atma
Satırla doğrama
arabayla üzerinden geçme
Ölü insana molotof atıp bedenine eziyet etme
Adli sicil kaydı değildir yanlış olmasın.
Kurban eti dağıtan 16 yaşındaki lise öğrencisi Yasin börüyü, komşu olduğum şehirdeki vahşilerin nasıl şehit ettiklerinin sıralamasıdır. Kıstas deyince yasin gelir aklıma. Yasinin ölüm emrini veren şerefsize meydanlarda selam söyleyen ne taraftaysa ben diğer taraftayım.
bıçaklama
kurşunlama
balkondan atma
Satırla doğrama
arabayla üzerinden geçme
Ölü insana molotof atıp bedenine eziyet etme
Adli sicil kaydı değildir yanlış olmasın.
Kurban eti dağıtan 16 yaşındaki lise öğrencisi Yasin börüyü, komşu olduğum şehirdeki vahşilerin nasıl şehit ettiklerinin sıralamasıdır. Kıstas deyince yasin gelir aklıma. Yasinin ölüm emrini veren şerefsize meydanlarda selam söyleyen ne taraftaysa ben diğer taraftayım.
ah sn. erbain ahh... gece gece ters köşede bıraktınız beni :) tam fav atacaktım diğer taraftayım dediğiniz yeri okudum da aklıma gaffar okkan ve silah arkadaşlarının katillerine sahip çıkanların meclise başka parti altında dört vekille girdiği geldi de vazgeçtim bastım eksiyi.. ah sn. erbain ahhh
Fikrinizin doğruluğunu veya yanlışlığını defalarca farklı ortamlarda tartıştım:) ne ben ve benim gibi düşünen kişiler ne başkası fikrinin doğruluğundan vazgeçmedi. O sebepten ikimizi de yormayacağım, fikir beyanı için teşekkür ederim.
ah bu siyasetin iki yüzlülüğü sn. erbain... önceki seçimde aynı gemideyiz denilirdi şimdi şunlar bunlara evrildi. yanarım da gidişata yanarım :( ne demekk, sel gider kumu kalır...
Fikir beyanı için teşekkür ederim:) son mesajım size de gülümseme ile olsun:) selametle
Şeffaf plastik kutuya döktük:)
Zaman
Kaybolur hayatın tarifsiz ahengi
Zaman bir tablodur düşer duvarlardan
Düşüncemi aşan gizli bir mimari
Yükselir sonsuzluk manzaralarından
Yaslasam başımı hatıralarıma
Bir şah damar gibi vuruyor hayaller
Vuslat bilemem ki hangi rüyalarda
Ayrılıktan şimdi üşür durur eller
Bir yağmur sonrası gurbetinde akşam
Ruhumun dinmeyen nedametleridir
Ağarmış saçımda eskiyen şu zaman
Sonsuza dökülen gizemli bir nehir
Bir terennüm olur ah dudaklarımda
Gönlümde vuslatı sürükleyen hicran
Rüzgardır içimi körükleyen sevda
Bir yağmur sonrası gurbetinde akşam
* Eşref ziya ağabeyden dinlemenizi isterim, selametle
Kaybolur hayatın tarifsiz ahengi
Zaman bir tablodur düşer duvarlardan
Düşüncemi aşan gizli bir mimari
Yükselir sonsuzluk manzaralarından
Yaslasam başımı hatıralarıma
Bir şah damar gibi vuruyor hayaller
Vuslat bilemem ki hangi rüyalarda
Ayrılıktan şimdi üşür durur eller
Bir yağmur sonrası gurbetinde akşam
Ruhumun dinmeyen nedametleridir
Ağarmış saçımda eskiyen şu zaman
Sonsuza dökülen gizemli bir nehir
Bir terennüm olur ah dudaklarımda
Gönlümde vuslatı sürükleyen hicran
Rüzgardır içimi körükleyen sevda
Bir yağmur sonrası gurbetinde akşam
* Eşref ziya ağabeyden dinlemenizi isterim, selametle
Hazreti fatıma..
Resulullah sevmiş.. sevmiş..
efendimizin kızına olan sevgisini okudukça, dinledikçe gözüm dolar. Kıskanmaktan Allah'a sığınırım ama imrenmek kelimesi az kalıyor bu sevgiye.
Resulullah sevmiş.. sevmiş..
efendimizin kızına olan sevgisini okudukça, dinledikçe gözüm dolar. Kıskanmaktan Allah'a sığınırım ama imrenmek kelimesi az kalıyor bu sevgiye.
O erler ki, gönül fezasındalar
Toprakta sürünme ezasındalar
Günü her dem dolup her dem başlayan
Ezel senedinin imzasındalar
Toprakta sürünme ezasındalar
Günü her dem dolup her dem başlayan
Ezel senedinin imzasındalar
esfel-i sâfilîn..
Olayı gidin, bakın, öğrenin..
Ama şunu da bilin: bu olayın üstüne Türkçe bir haber kanalının YouTube yorum kısmında "içimin yağları eridi, bedavadan ısındık" yorumu yapılabiliyor ve yüreğimi bu çok yakıyor.
Yarın sabah namazında camilere tüm Türkiye davetli, sizler gibi..
"Musa'dan yana olmak yetmez, Firavun'un da karşısına çıkmak gerekir.."
Ahirette "ben ilettim" diyebilmek içindi bu mesaj, selâmetle.
Olayı gidin, bakın, öğrenin..
Ama şunu da bilin: bu olayın üstüne Türkçe bir haber kanalının YouTube yorum kısmında "içimin yağları eridi, bedavadan ısındık" yorumu yapılabiliyor ve yüreğimi bu çok yakıyor.
Yarın sabah namazında camilere tüm Türkiye davetli, sizler gibi..
"Musa'dan yana olmak yetmez, Firavun'un da karşısına çıkmak gerekir.."
Ahirette "ben ilettim" diyebilmek içindi bu mesaj, selâmetle.
Başlayacak o sonsuz akın
Tarumar yürekler, ayağa kalkın..
Tarumar yürekler, ayağa kalkın..
İki soru bir ömrü nasıl tarifleyebilir onu düşünüyorum:
"şehadet mi annem mi?"
F. D.
"şehadet mi annem mi?"
F. D.
Geceye adım adım yürüdüler..
Bugün ilk kez Ramazana şu kadar gün kaldı dendi hocam, gönlüme düştü yine sesin.. göz yaşın..
Bugün ilk kez Ramazana şu kadar gün kaldı dendi hocam, gönlüme düştü yine sesin.. göz yaşın..
Anneannem çok severdi, ben de onu.
İyi hoşsun da gelince de gidesin gelmiyor mübarek
Zeyd'in gözleri..
Bir tereddüdün şiiri
Bir nilüfer büyüyor yüreğimde, can gibi
Büyüyor esrarıyla göklerin, hicran gibi
Yüreğimde göklerin serzenişi kan gibi
Can gibi, hicran gibi, kan gibi, volkan gibi
Bir nilüfer isyanı yudumluyor zan ile
İsyanı damgalamış ömrüne hazân ile
Yudumluyor ömrüne karanlığı tan ile
Zan ile, hazân ile, tan ile, vatan ile
Bir nilüfer sararır gözlerimde, ân olur
Sararır dünya bana; ufuklar zindan olur
Gözlerimde ufuklar yıkılır, viran olur
An olur, zindan olur, viran olur, şan olur
Bir nilüfer büyüyor yüreğimde, can gibi
Büyüyor esrarıyla göklerin, hicran gibi
Yüreğimde göklerin serzenişi kan gibi
Can gibi, hicran gibi, kan gibi, volkan gibi
Bir nilüfer isyanı yudumluyor zan ile
İsyanı damgalamış ömrüne hazân ile
Yudumluyor ömrüne karanlığı tan ile
Zan ile, hazân ile, tan ile, vatan ile
Bir nilüfer sararır gözlerimde, ân olur
Sararır dünya bana; ufuklar zindan olur
Gözlerimde ufuklar yıkılır, viran olur
An olur, zindan olur, viran olur, şan olur
UMUT GAZELİ
Akâbesinde ömrün bir iz bulandır içim
Zamanın ilmeğinde mahsur kalandır içim
Gurbetin en çaresiz yollarında avare
Feyz umduğu Ravza'ya mecnun olandır içim
Şüpheler mahzeninde esriyen her kölenin
Baharından süzülüp ruha dolandır içim
Âsitanında bedrin unutup yeryüzünü
Liva'ül Hamd yoluna yuva kurandır içim
Kavruluyor ey Kerîm bu iftira çağında
Bahr ister rahmetinden, yoksa virandır içim
Tiryâkidir uhrevi hayal nöbetlerine
Kerem ister, temâşa diler, giryândır içim
Hüsnühâl atlasına kuruyor ocağını
Bin bir rüya burcundan muştu duyandır içim
Cefâ elbisesini dokuyor tezgâhında
Leylâk ister Leylâdan, Leylâya candır içim
Koparıyor en kara urganlarını şehrin
Hengâmeler yurdunda yine nalândır içim
Yanıyor gözlerinde hastalıklı evlerin
Sabrında ısrar eden toy bir isyandır içim
Bu gün alilse, yarın şahlanacak küheylan
Seherin tutkunudur, gökte nihandır içim
Henüz akşam olmadı ufkunda yalnızlığın
Halvettedir, dergâhta tatlı bir andır içim
Veda etti çeşmeden akan melal suyuna
Kevser diliyor, lâkin, yine insandır içim..
Yine Nurullah Ağabeyin deyimiyle: mankurtlaşmamak ümidiyle.. selâm ve dua ile..
Akâbesinde ömrün bir iz bulandır içim
Zamanın ilmeğinde mahsur kalandır içim
Gurbetin en çaresiz yollarında avare
Feyz umduğu Ravza'ya mecnun olandır içim
Şüpheler mahzeninde esriyen her kölenin
Baharından süzülüp ruha dolandır içim
Âsitanında bedrin unutup yeryüzünü
Liva'ül Hamd yoluna yuva kurandır içim
Kavruluyor ey Kerîm bu iftira çağında
Bahr ister rahmetinden, yoksa virandır içim
Tiryâkidir uhrevi hayal nöbetlerine
Kerem ister, temâşa diler, giryândır içim
Hüsnühâl atlasına kuruyor ocağını
Bin bir rüya burcundan muştu duyandır içim
Cefâ elbisesini dokuyor tezgâhında
Leylâk ister Leylâdan, Leylâya candır içim
Koparıyor en kara urganlarını şehrin
Hengâmeler yurdunda yine nalândır içim
Yanıyor gözlerinde hastalıklı evlerin
Sabrında ısrar eden toy bir isyandır içim
Bu gün alilse, yarın şahlanacak küheylan
Seherin tutkunudur, gökte nihandır içim
Henüz akşam olmadı ufkunda yalnızlığın
Halvettedir, dergâhta tatlı bir andır içim
Veda etti çeşmeden akan melal suyuna
Kevser diliyor, lâkin, yine insandır içim..
Yine Nurullah Ağabeyin deyimiyle: mankurtlaşmamak ümidiyle.. selâm ve dua ile..
“Yüreğimizin yarısı Mekke'dir, geri kalanı da Medine'dir. Üstünde bir tül gibi Kudüs vardır...”
Kudüs şairi Nuri pakdil ağabeyin vefat yıl dönümü bugün.
Cenaze töreninde yüreklerden dillere dökülen mescidi Aksa şiirini okumanızı ve hatta yedi güzel adam dizisinden bu şiirin okunduğu sahneyi izlemenizi öneririm.
Mescid-i-Aksa
Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu
Varıp eşiğine alnımı koydum
Sanki bir yer altı nehri çağlıyordu
Gözlerim yollarda bekler dururum
Nerde kardeşlerim diyordu bir ses
İlk Kıblesi benim ulu Nebi'nin
Unuttu mu bunu acaba herkes
Burak dolanırdı yörelerime
Mi'raca yol veren hız üssü idim
Bellidir kutsallığım şehir ismimden
Her yana nur saçan bir kürsü idim
Hani o günler ki binlerce mü'min
Tek yürek halinde bana koşardı
Hemşehrim nebi'ler yüzü hürmetine
Cevaba erişen dualar vardı
Şimdi kimsecikler varmaz yanıma
Mü'minde yoksunum tek ve tenhayım
Rüzgarlar silemez gözyaşlarımı
Çöllerde kayıp bir yetim vâhayım
Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde
Götür müslümana selam diyordu
Dayanamıyorum bu ayrılığa
Kucaklasın beni İslâm diyordu
(Mehmet Akif İnan)
Kudüs şairi Nuri pakdil ağabeyin vefat yıl dönümü bugün.
Cenaze töreninde yüreklerden dillere dökülen mescidi Aksa şiirini okumanızı ve hatta yedi güzel adam dizisinden bu şiirin okunduğu sahneyi izlemenizi öneririm.
Mescid-i-Aksa
Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu
Varıp eşiğine alnımı koydum
Sanki bir yer altı nehri çağlıyordu
Gözlerim yollarda bekler dururum
Nerde kardeşlerim diyordu bir ses
İlk Kıblesi benim ulu Nebi'nin
Unuttu mu bunu acaba herkes
Burak dolanırdı yörelerime
Mi'raca yol veren hız üssü idim
Bellidir kutsallığım şehir ismimden
Her yana nur saçan bir kürsü idim
Hani o günler ki binlerce mü'min
Tek yürek halinde bana koşardı
Hemşehrim nebi'ler yüzü hürmetine
Cevaba erişen dualar vardı
Şimdi kimsecikler varmaz yanıma
Mü'minde yoksunum tek ve tenhayım
Rüzgarlar silemez gözyaşlarımı
Çöllerde kayıp bir yetim vâhayım
Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde
Götür müslümana selam diyordu
Dayanamıyorum bu ayrılığa
Kucaklasın beni İslâm diyordu
(Mehmet Akif İnan)
Kardır yağan üstümüze geceden,
Yağmurlu, karanllık bir düşünceden,
Ormanın uğultusuyla birlikte
Ve dörtnala, dümdüz bir mavilikte
Kar yağıyor üstümüze inceden
Sesin nerde kaldı, her günkü sesin,
Unutulmuş güzel şarkılar için
Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan
Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu'dan
Sesin nerde kaldı? Kar içindesin!
Ne sabahtır bu mavilik, ne akşam!
Uyandırmayın beni uyanamam.
Kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına,
Allah aşkına, gök, deniz aşkına
Yağsın kar üstümüze buram buram
Buğulandıkça yüzü her aynanın
Beyaz dokusunda bu saf rüyanın
Göğe uzanır -tek, tenha- bir kamış
Sırf unutmak için, unutmak ey kış!
Büyük yalnızlığını dünyanın.
Ahmet Muhip Dıranas / kar
Cemal Süreyya'nın yorumuyla dinleyin isterim:
Yağmurlu, karanllık bir düşünceden,
Ormanın uğultusuyla birlikte
Ve dörtnala, dümdüz bir mavilikte
Kar yağıyor üstümüze inceden
Sesin nerde kaldı, her günkü sesin,
Unutulmuş güzel şarkılar için
Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan
Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu'dan
Sesin nerde kaldı? Kar içindesin!
Ne sabahtır bu mavilik, ne akşam!
Uyandırmayın beni uyanamam.
Kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına,
Allah aşkına, gök, deniz aşkına
Yağsın kar üstümüze buram buram
Buğulandıkça yüzü her aynanın
Beyaz dokusunda bu saf rüyanın
Göğe uzanır -tek, tenha- bir kamış
Sırf unutmak için, unutmak ey kış!
Büyük yalnızlığını dünyanın.
Ahmet Muhip Dıranas / kar
Cemal Süreyya'nın yorumuyla dinleyin isterim:
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?