confessions

clarice starling

kapalı hesap Yazar

  1. toplam entry 589
  2. takipçi 65
  3. puan 59702

şu an olmak istediğiniz yer

clarice starling
ne yazık ki mümkün değil ama beynimden uzakta bir yerde olmak istiyorum. bazen gerçekten çok ağırlık yapıyor. keşke ara sıra kafamın içinden çıkarabilsem ve birbirimizden uzakta biraz dinlensek. yeterli bir süre boyunca dinlendikten sonra iyice sabunlayıp yerine geri koysam.

rüya görmek

clarice starling
ara ara çok saçma rüyalar görürüm. gerçekten çok saçma rüyalar. bugünse saçma olmayan ama ilginç bir rüya gördüm. ilginç olmasının sebebi acayip bir şekilde içinde farklı farklı duygular barındırması ve her şeyi yüksek bir farkındalıkla yaşatıp hissettirmesi. en son mutluluktan hıçkıra hıçkıra ağlıyordum, aslında mutlu olduğum için ağlarken bu ağlamayı aynı zamanda üzgün olduğum için ağlamamı kamufle etmek için kullanıyordum. tam hıçkırıklara boğulmuştum ki arkadaşım aradığı için uyandım. arkadaşımla konuşurken sesim ağlamaklıydı, eğer uyanmasaydım muhtemelen gerçek anlamda ağlamaya başlamış olacaktım uykumda. daha önce hiç bu tarz bir rüya görmemiştim sanırım, ilginç bir deneyim oldu.

herkes uyurken

clarice starling
Herkes uyurken oturup ders çalışmamız gerekir bazen. Ağlaya ağlaya. Yalnız değilim biliyorum, birileri de bir yerlerde ağlaya ağlaya ders çalışıyor benim gibi. Kader ortaklarıma burdan selam olsun. Keşke sizinle kahvemi paylaşabilsem can yoldaşlarım.
Bu arada bugün sınavı olan tüm yazarlara başarılar diliyorum. Hepimizin sınavları çok iyi geçer inşallah.
3
selektor yapan yildiz selektor yapan yildiz
Amin sayın starling. Yalnız değilsiniz:(
clarice starling clarice starling
🥺🤍
ileleualatyr ileleualatyr
Başarılar clarice starling 🦄

ameliyathane

clarice starling
nadiren uğradığım için eğlenceli bulduğum yer, her gün gitmek zorunda kalsam fikrim değişebilir. keyifli bir ortam dedim ama aynı zamanda çok yorucu olduğunu da söylemeliyim. ben sadece ayakta durup izlerken bile o kadar yoruluyorum, ameliyatı yapan doktorların ne kadar yorulduğunu düşünmek bile istemiyorum. bu yüzden ne zaman ameliyata girsem doktorlara olan saygım 30 kat artıyor.
çok güzel bir ekip işi dönüyor ameliyathanede. farklı farklı pozisyonlarda bir sürü kişi çalışıyor, aralarında güzel bir uyum var. en çok sevdiğim şey ise ameliyat yaparken arkadan müzik dinlemeleri.

sözlü sınav

clarice starling
son zamanlardaki en büyük stres kaynağım. nasıl geçeceği şans işi çünkü nerden ne sorarlar hiçbir fikrin olmuyor. çok iyi çalıştığın bir yerden de soru gelebilir, önemsiz görüp bıraktığın ya da yetiştiremediğin konudan da. bir standardı yok, a jürisinden girdiğinde kalacağın bilgiyle b jürisinden geçebilirsin. diğer bir sinir bozucu tarafı da geçip kalmanın hocalara aşırı bağlı olması. yani hocanın o gün moralinin bozuk olması ya da hocanın keyfinin öyle istemesi gibi durumlar kalmana sebep olabilir. kısacası birçok yönden adaletsiz ve sinir bozucu bir şey. insanı çok yoruyor ve yıpratıyor.

dürüst olmak

clarice starling
söylediklerimizde ve yaptıklarımızda doğruluktan ayrılmamak, doğru olmak. dürüstlük, güzel ahlaklı ve erdemli insanların en önemli özelliklerinden biri şüphesiz.
dürüstlüğü severim ve dürüst olmaya çalışırım. genellikle benim zararıma olabilecek konularda bile bunu bilmeme rağmen dürüst olurum, zaten yalan söylemekten korkan biriyim yani dürüst olmamayı istesem de beceremem galiba. bire bir iletişimde olduğum insanlardan da her zaman dürüstlük beklerim. özellikle insanların dürüst olmak mecburiyetinde olmadıkları konularda dahi dürüst olmaları çok hoşuma gider, örneğin duygularını saklamayıp açık ve doğru bir şekilde ne hissettiklerini paylaşabilmeleri gibi. davranışlardaki dürüstlüğe de çok önem veririm, davranışlarda dürüst olunmadığı takdirde ilişkiler samimiyetsiz bir hal alıyor malumunuz.
ancak dürüst olmak patavatsızlıkla karıştırılmamalı ve dobralığın arkasına sığınılarak kırıcı olunmamalı. unutmamalıyız ki her doğru her yerde söylenmez. ne söylediğimiz kadar nerde, ne zaman ve nasıl söylediğimiz de çok önemli. tamam, dürüst olalım, doğruyu söyleyelim ama bunu doğru yerde ve doğru zamanda, güzel bir üslupla yapalım. aksi takdirde dürüstlük gibi erdemli bir davranışı bir kalp kırma aracına dönüştürebiliriz. bu davranışlar için de geçerli bir durum. tamam, mesela hoşlanmadığımız birine samimiyetsizce sevgi göstermeyelim ama illa dürüst olacağım diye onu sevmediğimizi yüzüne vurup kalbini kırmamız gerekmez.
yalan söylemeyelim ama her zaman doğruları söylemek en iyi fikir olmayabilir. bazen susmak gerekir. karşımızdaki kişinin durumuna, ruh haline, bulunduğumuz yere, zamana ve en önemlisi konuya göre bu dengeyi kurabilmeliyiz.

kamkat

clarice starling
portakalla limonun bebeği olmuş da, şeklini limondan rengini portakaldan almış ve bebek olduğu için boyutu küçükmüş gibi bir meyve. bizim evde ağacı vardı birkaç sene önce ancak çok fazla meyve vermediği için yılda 2 tane filan anca yemişimdir. tadı oldukça lezzetli, az meyve veriyor oluşu ve sadece birkaç tane yiyebiliyor olmam da lezzetini artırmıştır diye düşünüyorum.

uykuya dalmayı kolaylaştıran şeyler

clarice starling
uyuyamamayı kafaya takmayı ve uyumalıyım diye kendini zorlamayı bırakmak. biliyorum, uyuyamamak dünyanın en berbat şeylerinden biri. dönem dönem beni de çok zorluyor. ancak fark ettim ki uyumak için kendimi zorladıkça uykum iyice kaçıyor. uykusuzluğumu kafama taktıkça strese girip daha da uykusuz kalıyorum. böyle yapmak yerine uyuyamadığınızda yataktan kalkıp evde birazcık dolaşabilirsiniz, ufak bir şeyler atıştırabilirsiniz ya da ne bileyim balkona çıkıp temiz hava alabilirsiniz vs. yatağa tekrar döndüğünüzde biraz rahatlamış olursunuz ve kolayca uykuya dalabilirsiniz. belki. yani ne yazık ki işe yaramadığı zamanlar da oluyor ya da 50 kez kalkıp dolanmak zorunda da kalabiliyorsunuz. neyse, şimdilik bu ihtimali göz ardı edelim.

yenidünya

clarice starling
diğer isminin "malta eriği" olduğunu öğrendiğimde şaşırdığım meyve. eriğe hiç benzemiyor ki. ayrıca bu meyveyi yemek biraz uğraştırıcı geliyor. önce kabuğunu soyuyorum, biliyorum aslında soymama gerek yok ama soyunca daha güzel oluyor. sonra da tek tek çekirdeklerini çıkarıyorum. (bu kadar çok çekirdek mi olur abicim? bir de büyük büyükler.) neyse işte kabuktan ve çekirdeklerden kurtulmuş hali gayet lezzetli bir meyve oluyor. ama yine de olmazsa olmaz bir meyve değil benim için açıkçası.

geç kaldık

clarice starling
halletmem gereken şeyleri yapmaya başlamaya sürekli geç kalıyorum, özellikle dersler ve okulla ilgili şeyleri. sonra da kendimi sürekli "keşke bugün dün olsaydı" ya da "keşke birkaç gün önceye dönsek" gibi şeyler derken buluyorum. böyle diye diye en sonunda bıçak kemiğe dayanıyor. üzücü ama bazı konularda geç kalmak artık hayat tarzım haline geldi gibi, keşke bunu düzeltebilsem.

eksi alındığında üzülmek

clarice starling
entry eksilemekle ilgili fikirlerimi daha önceden belirtmiştim ve o entrymde bir kere bile kimseye eksi vermediği yazmıştım. o entrynin üzerinden yaklaşık 3 ay geçmiş ve bir kez bile eksi oy vermemişliğim hala devam ediyor. vermedim, vermeyeceğim. bu sadece sözlüğe özgü bir durum değil benim için, çok kullandığım platformlardan bir diğeri olan youtube'da da "dislike"ladığım video olmamıştır. bu arada normal hayatımda fikirlerimi belirtmekten kaçınmayan, yakınımdaki insanların hatalarını düzeltmesi için onları nazikçe eleştirmeyi bilen biriyimdir. yani birisinin bir davranış ya da fikrini yanlış bulursam veya ondan farklı bir şekilde düşünüyorsam bunu ona söyleyebilirim, dediğim gibi bunu yakın çevremdeki insanlara yaparım.
bir entryye eksi oy vermeyi fazla büyüttüğümü düşünmenizi istemem, eksi oy almak umrumda olmaz. sadece benim gereksiz bulduğum bir şey eksilemek. birisi orda fikrini belirtmiş, ben katılmıyorum diye illa ki bunu belirtmem gerekmez. belirtmek istiyorsam zaten başlığa kendi düşüncelerimi yazabilirim. bazen benim düşünce tarzıma hiç uymayan entryler oluyor, okuyor ve geçiyorum. bana farklı bir bakış açısı katan bir şeyse artılayıp geçiyorum, rahatsız edici bulduğum bir şeyse sadece geçiyorum. bazen de gerçekten sinirimi bozan entryler oluyor, çok nadiren. böyle zamanlarda da içimden "hadi lan ordan" ya da "bak senn" gibi bir tepki veriyor ve geçiyorum (bunu bu kadar açık bir şekilde yazdığım için kusura bakmayın). bu konuda kendi fikrimi paylaşmak istiyorsam o başlığa ben de entry giriyorum ya da istersem yazarımıza mesaj atıp fikrini yanlış bulduğumu ve neden yanlış bulduğumu anlatabilirim, böylece onun da kendini daha iyi ifade etmesini sağlayıp onu daha iyi anlayabilirim. bu çok yaptığım bir şey değil açıkçası, genellikle birinci yazdığımı yapıyorum.
neyse başlıktan biraz uzaklaştığımın farkındayım. şimdi başlıkla ilgili fikirlerimi yazayım. öncelikle ben eksi aldığımda üzülmem, üzülecek tonla şey varken buna üzülemem, kimsenin onayına da ihtiyaç duyduğum yok zaten. ancak eksi aldığında üzülen birinin üzülmesini anlayabilirim, gayet de üzülüyor olabilir yani. kimin neye üzüleceğini biz söyleyecek değiliz sonuçta. eksi aldım diye üzülen birinin "zayıf karakterli" olduğunu asla düşünmem, bu şekilde düşünülmesini de hoş karşılamam. kişilerin günlük hayatında ne yaşadığını, ne kadar hassas olduklarını bilemeyiz sonuç olarak.
4
fistikgibiri fistikgibiri
sadece karakter ithamı olmadığı için bile favlanır
clarice starling clarice starling
teşekkürler :))
objector objector
Çok güzel, anlayış dolu, bolca empati barındıran, samimi bir yazı. Saygılar sayın clarice starling.
clarice starling clarice starling
güzel yorumunuz için teşekkür ederim sayın objector. saygılar ve sevgiler benden efendim :)))

sözlük yazarları şu anda ne yapıyor

clarice starling
Önümde kitap açık bir şekilde karanlıkta Balkonda oturuyorum, saçma ruh halimi ve ne istediğimi anlamaya çalışıyorum. Yemek yemek istiyor gibiyim ama ne yemek istediğimi düşününce canım bir şey istemiyormuş gibi. Uykum var gibi ama aynı zamanda yok da gibi. Ders çalışmam gerekiyor, stajdan kalmak istemiyorum ama bir yandan da hiç ders çalışasım yok ve kalsam ne olur sanki diyorum. Bir yandan ağlayasım var gibi, diğer yandan çığlık ata ata bir şeyleri yumruklamak ya da kafamı duvarlara vurmak istiyor gibiyim. Ne olsun istiyorum, ne yapmaya çalışıyorum, amacım ne bilmiyorum. Sanırım sadece yapmam gereken hiçbir iş olmadan rahat rahat boş durmak istiyorum.

geceye bir şarkı bırak

clarice starling

5
fistikgibiri fistikgibiri
harbiden beni yıkan döken döven bi şarkı
clarice starling clarice starling
gece gece paylaşarak huzurunuzu kaçırmadım inşallah sayın fistikgibiri :(
mdblue mdblue
Benim huzurum bir parça kaçmış olabilir. :(
clarice starling clarice starling
benimki de kaçtı gibi biraz, bi duygusallık çöktü üstüme :(
mdblue mdblue
:'(

şu an en çok ihtiyaç duyduğun şey

clarice starling
biliyorum, "en çok" ihtiyaç duyduğum şeyi yazmam gerekiyor ama öyle yapmayacağım, birkaç tane yazacağım.
ekstrem bir zihin açıklığına ve yüksek derecede motivasyona ihtiyacım var.
tüm sınavların ve okulun bitmesine, mezun olmaya ihtiyacım var.
zamanın durmasına ihtiyacım var.
açık havada bağıra bağıra şarkı söylemeye ihtiyacım var.
etrafımın bir sürü yavru kediyle dolu olmasına ihtiyacım var.
kardeşimle birlikte son ses müzik dinleyerek bomboş sokaklarda araba gezintisi yapmaya ihtiyacım var.
son olarak sanırım kafamı sertçe bir yerlere vurmaya ihtiyacım var. bundan emin değilim, içimdeki değişik hissiyattan kurtulmama yardımcı olabileceğini düşündüğüm için söylüyorum.

nedensiz burukluk hissi

clarice starling
fark ettim de her zaman o kadar da nedensiz değil aslında. genelde altta yatan bir neden oluyor ama bu nedenin ne olduğunu anlayabilmek için içimize dönüp bakmamız, derinleri biraz kurcalamamız gerekiyor. bazen içimizde bizi rahatsız eden birtakım sıkıntılarımız oluyor ve bu sıkıntıların üstü bir şekilde başka şeylerle örtülüyor. kimi zaman kendi isteğimizle örtüyoruz üstlerini, mesela onu düşünmemek için başka işlerle uğraşıyoruz. kimi zaman yoğunluktan fırsatımız olmuyor düşünmek için. kimi zaman da üstünü örtemiyoruz ve o problem hiç yokmuş gibi davranıp yok sayıyoruz. sonuç olarak bir şekilde hayatımıza devam ederken bu altta yatan neden içten içe bizi dürtüklemeye başlıyor. üstündeki örtünün altından bir şekilde kendini gösteriyor. işte o zaman bu burukluk hissini yaşıyoruz. bir durgunluk çöküyor insanın üstüne, boğazınızda bir düğüm varmış gibi hissediyorsunuz. göğsünüzde bir ağrı oluyor.
bu histen kurtulmanın yolu altta yatan nedeni bulmaktan geçiyor. tabi bu her zaman o kadar kolay olmuyor çünkü bazen problem çok derinlerde yatan bir şey olabiliyor. bir şekilde altta yatan nedeni bulursanız ondan kurtulmak için bir şeyler yapabilirsiniz. ne yazık ki bazen kurtulmanın mümkün olmadığı şeyler çıkıyor alttan. o zaman da sanırım bununla yüzleşip bir şekilde kabullenmek gerekiyor.

durup beş dakika düşündüren şeyler

clarice starling
sınava çok az zaman kalmış ama çalışılması gereken çok konu var. uzun saatlerce çalışıyorsun sonra bir anda nasıl bir halde olduğunu fark edip duraklıyorsun. neden her şeyi son zamana bıraktığını düşünüyorsun, keşke çalışmaya başlamak için bu kadar geç kalmasaydım diye kendine kızıyorsun ve son olarak "bir dahaki komite günü gününe" klişesini içinden geçirip çalışmaya devam ediyorsun. vakit kısıtlı olduğu için bu düşünme seansı yaklaşık 5 dakika sürebiliyor, biraz daha vakit olsa aslında birkaç damla gözyaşıyla taçlandırılabilir de.

... bağımlısıyım

clarice starling
Çok sevgili arkadaşım b....'nın bağımlısıyım. Adını buraya açık açık yazmayı çok isterdim yavrum, ama seni de kendimi de ifşa edemem.
Kendisi bir sözlük yazarı olmasına rağmen sağ olsun sözlüğe hiç uğramadığı için, arkadaşım muhtemelen bu yazdıklarımı görmeyecek ama olsun artık.
Burda gerçek bir bağımlılıktan söz ediyorum yani "canım arkadaşım seni çok seviyorum" gibi bir şeyden öte bu. O yanımda olmadan bir işimi halledemez oldum. Bazen ders saatlerimiz farklı oluyor, o zamanlarda bile okula gitmeden önce kendisine "yarın seni görebilecek miyim?" ya da " sabah okula gelince seni mutlaka göreyim." gibi şeyler yazarak kendimi garantiye alıyorum.
Burdan yetkililere sesleniyorum, bizi aynı gruba alın lütfen.
Bir de hanımefendinin anne babasına sesleniyorum, beni evlatlık almak isterseniz benim için uygundur.
Son olarak hanımefendinin kendisine de sesleneyim olur da bunu okursa diye. Kanka sana açılıyormuşum gibi bir yazı oldu farkındayım, ama idare et artık :))

unutamadığınız bir an

clarice starling
yaşım 5-6 filan. o zamanlar lojmanda oturuyoruz; alt kat babamın iş yeri, üst kat bizim evimiz. yüksek bir bina filan da değil öyle.
benim renkli, minik minik tokalarım var ama tokaları kullanmıyorum, hatıra olarak saklıyorum. çünkü bebekken annem saçıma takıyormuş o tokaları. bebekliğimden kalma şeyler oldukları için çok değerliler benim için, ( sanki çok büyüğüm ya 5 yaşımda..) öyle herhangi bir yerde de saklamıyorum bu yüzden. bir tane kutum var, kırmızı kadifeden, kalp şeklinde. hani altın yüzükleri filan koyuyor ya kuyumcular, o kutulardan işte. kutuyu da bir o kadar seviyorum yani.
neyse bir gün balkonda oynuyorum, balkonun alt tarafı iş yerinin hemen girişine denk geliyor. nasıl olduysa içinde tokalarım olan muhteşem kutum aşağı düşüyor. aşağıda da iş yerinin girişinde sırada bekleyen amcalar var. amcalardan biri yere düşen kutumu alıyor ve cebine koyuyor. ne açıp kutunun içine bakıyor içinde ne var diye, ne de nerden düştü bu kutu diye kafasını kaldırıp yukarı bakıyor. kafasını azıcık kaldırıp baksa beni görecek ama yok, bakmıyor işte. ben yukarıdan izliyorum ama bağırıp da kutumu geri isteyemiyorum çekindiğim için. kutum ve içindeki tokalarım göz göre göre gidiyor.
amcanın kutumu alıp cebine attığı o anı hiç unutmadım, kutumu ve tokalarımı da öyle. asıl merak ettiğim şey ise amcanın kutuyu açıp içinde sadece toka olduğunu görünce ne tepki verdiği. amca, inşallah tokalarım bi işine yaramıştır :/

bayram

clarice starling
ben pandemi öncesinde bayramları hiç sevmezdim. hatta düşündükçe üzülürdüm sevemediğim için, sevmememe sebep olanlar utansın diyelim. artık resmen bayramları boykot ediyordum, her bayram aynı özensiz kıyafetlerimi filan giyiyordum. aslında az önce bayramları neden sevmediğimi uzunca yazmıştım buraya ancak sonra vazgeçip sildim, kendimce geçerli sebeplerim var diyelim.
geçen sene ramazan bayramında pandemi nedeniyle sokağa çıkma yasağı olduğundan, bayramı çekirdek ailemle kendi evimizde, kendi istediğimiz şekilde geçirdik. herkes güzelce hazırlandı, hep beraber uzun uzun kahvaltımızı yaptık, hatıra olsun diye fotoğraf filan çektik. ilk defa gerçekten bayram olduğunu hissettim. bu bayram da inşallah geçen seneki gibi çok güzel geçer. pandeminin çok nadir olan güzel etkilerinden biri bu benim için.
14 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol