ne bu dört teker ya diyenlerin tercihi. yok gelmiş (bkz: gece yapılan otobüs yolculuğu) başlıkları falan bunlar zenginlerin fakirlerin hallerinden şikayet etmemesi için uydurukları şeyler arkadaşlar. basacan parayı, kaptanınız konuşuyor: ...'da hava durumu bulutlu, güzel bir hava var sıcaklık 13 derece.. uçuşumuz bir saat otuz üç dakika sürecek.
gözünü seveyim, okunurdu pilotaj daa neyse :)
Sinemada izlemiştim sonlara doğru bir hangar sahnesi var bağırışmalı çağırışmalı midem bulanmıştı hafif. eh işte (7.4/10)
Bağırışmalı çağırışmalı burada sansür yerine kullanılmıştır.
Bu sene Dönem1'lerin ikinci komitesinde kızın biri 99 almış ve o bir soruyu nasıl yanlış yaparım ben ya diye yurttaki odasında ağlamış
Bir de bayıl istersen feriha'lık bir olaymış ksjdjdjsj bayılmıştır gerçi belki, bilemeyiz kskfkd
Benn gökyüzünüü tutamamm, yıldızları çalananlarr var; Bu karanlığın sebebi onlaarr
Yani lisedeki arkadaşlarımın hala lisedeki hallerinde olduklarını düşündüğümden iyi sanıyordum da galiba değişmişler; iyi olmayabilir, onlara sormak lazım
Yazılan girdilerden bağımsız -güzellik kelimesinin felsefesini yapmaya gerek duymadan- güzel olduğunu kanıtlamaya çalışan insan, bir de güzel olduğunun gayet farkında olan insan var. Farkında olan daha bir dikkat çekiyor
Ay takvimi üç yüz elli beş (355) gün. Güneş takvimi de malum üç yüz altmış beş (365) gün hatta bi altı saatimiz (0.25) daha var neysee. sadede geleyim, her yıl ramazan ayı on gün geri geliyor. yani şu anki ramazan bayramı ve ramazan ayının denk geldiği miladi günler, otuz altı buçuk (36,5) yıl daha bekleyecek aynı günleri yaşamak için. düşünün kaç yaşında oluyorsunuz.. veyacığıma yazın sahilde iftar sonrası dondurma keyfimiz için bir otuz küsür (30,..) yıl beklememiz gerekecek. hadi biz görürüz belki de büyüklerimiz görür mü? neyse hüzünlü bir yazı değil bu uzattım bir fıkrayla bitireyim:
adamın biri yolda yürürken çocuğun tekini görmüş, çevirmiş kenara elinde dondurma var çocuğun külaha döşemiş vanilyalı, şapur şupur yalıyor. bizim adam demiş senin adın ne? çocuk dudağı beyaz beyaz söylemem demiş. adam söylesene demiş. çocuk demiş yok. adam, söyle oğlum adamakıllı soru sorduk demiş. çocuk hayır demiş söylemem. ısrarlar falandır en sonunda adam adının baş harfini söyle ben bulacağım demiş. çocuk "y" demiş. bizim adam başlamış yunus, yusuf, yakup, yasir, yasin, yiğit... tüm y harfli erkek isimlerini saymış. çocuk hepsine gülerek hayır demiş. en sonunda çocuk, adamın ısrarlarına dayanamayıp tamam tamam söyleyeceğim demiş. adam meraklı gözlerle bakarken bizim çocuk deyivermiş adını:
~yamazan..
adamın biri yolda yürürken çocuğun tekini görmüş, çevirmiş kenara elinde dondurma var çocuğun külaha döşemiş vanilyalı, şapur şupur yalıyor. bizim adam demiş senin adın ne? çocuk dudağı beyaz beyaz söylemem demiş. adam söylesene demiş. çocuk demiş yok. adam, söyle oğlum adamakıllı soru sorduk demiş. çocuk hayır demiş söylemem. ısrarlar falandır en sonunda adam adının baş harfini söyle ben bulacağım demiş. çocuk "y" demiş. bizim adam başlamış yunus, yusuf, yakup, yasir, yasin, yiğit... tüm y harfli erkek isimlerini saymış. çocuk hepsine gülerek hayır demiş. en sonunda çocuk, adamın ısrarlarına dayanamayıp tamam tamam söyleyeceğim demiş. adam meraklı gözlerle bakarken bizim çocuk deyivermiş adını:
~yamazan..
bence komik fıkra, uyku da açar hem .d
Bugün tıp fakülteleri konusu geçerken birinden duyduğum gecenin bir yarısı aklıma düşen söz. Sözü duyduktan sonra bir düşündüm gazi iyi midir, ayrıcaklı olmak esprisi yaptık o söze anlık da şimdi düşünüyorum tekrardan.
Lisede bana ve bizlere söylenen türkiye'de tıp eğitimi iyi diye bir söz vardı, şimdi işin içinde biri olarak düşününce tr'de tıp eğitimi iyi mi?
Bununla ilgilenen birçok kurul var töb koludur çeşitli vedat bulut'umsu akademisyen ve hocalara kadar ama.. bu konudan önce söylemem gerek başka konu var. geçen twitter'da tt'deki meb yazısına, lgs sınavı için yazdılar herhalde diyip atama bekleyen öğretmenlerin ayaklanmasıyla karşılaşmam şaşırması oldu. Doğru bir de atama bekleyen öğretmenler var Dedim. hangi birisiyle uğraşsın herkes her yerden bağırıyor: lgs, atamalar, eğitim sistemi, müfredatlar... hepsi meb'e bağlı nereye elini atsa kalacak belli. Aynı durum bu tıp eğitimi için de geçerli. Daha bugün kontenjanlara bir tepki vardı. Şöyle bir yazalım: kontenjanlar, tus sınavı, dershaneleri, doktor şiddet, doktor maaş, tıp eğitimi, hastane döner sermaye ve borçları... benim 3-5 saniyede aklıma gelenlerden öte çok daha derin konular mevcut. Hepsiyle uğraşanı da sağlık bakanlığı.. hadi tus'un birazını yök'e versek yine kurtarmaz bunların hepsini bu bakanlık. Her sorunun tek bir bağlayanı olması belki de ana sıkıntılardan.
Eğitim konusunda, bir sene sadece acil stajı alınması gerekmesinden pre-klinik dönemi verimsiz bulanına ar-ge ağırlıklı sistemden eğitimin 4 yıla indirilmesi gerekmesine ki bunun 7-8 yıl olması gerekeni de duyduğumu belirteyim çok farklı görüşler mevcut.
Sonuç; hiçbir şeyi dört dörtlük fakülte yok, hep bir yerden eksikliği var. Gazi İyi desem biri çıkar kadavra yok, anatomi kemikleri fosil olmuş der; kötü desem açar yapılan göz ameliyatlarını, hocaların h indekslerini masaya vurur.
Lisede bana ve bizlere söylenen türkiye'de tıp eğitimi iyi diye bir söz vardı, şimdi işin içinde biri olarak düşününce tr'de tıp eğitimi iyi mi?
Bununla ilgilenen birçok kurul var töb koludur çeşitli vedat bulut'umsu akademisyen ve hocalara kadar ama.. bu konudan önce söylemem gerek başka konu var. geçen twitter'da tt'deki meb yazısına, lgs sınavı için yazdılar herhalde diyip atama bekleyen öğretmenlerin ayaklanmasıyla karşılaşmam şaşırması oldu. Doğru bir de atama bekleyen öğretmenler var Dedim. hangi birisiyle uğraşsın herkes her yerden bağırıyor: lgs, atamalar, eğitim sistemi, müfredatlar... hepsi meb'e bağlı nereye elini atsa kalacak belli. Aynı durum bu tıp eğitimi için de geçerli. Daha bugün kontenjanlara bir tepki vardı. Şöyle bir yazalım: kontenjanlar, tus sınavı, dershaneleri, doktor şiddet, doktor maaş, tıp eğitimi, hastane döner sermaye ve borçları... benim 3-5 saniyede aklıma gelenlerden öte çok daha derin konular mevcut. Hepsiyle uğraşanı da sağlık bakanlığı.. hadi tus'un birazını yök'e versek yine kurtarmaz bunların hepsini bu bakanlık. Her sorunun tek bir bağlayanı olması belki de ana sıkıntılardan.
Eğitim konusunda, bir sene sadece acil stajı alınması gerekmesinden pre-klinik dönemi verimsiz bulanına ar-ge ağırlıklı sistemden eğitimin 4 yıla indirilmesi gerekmesine ki bunun 7-8 yıl olması gerekeni de duyduğumu belirteyim çok farklı görüşler mevcut.
Sonuç; hiçbir şeyi dört dörtlük fakülte yok, hep bir yerden eksikliği var. Gazi İyi desem biri çıkar kadavra yok, anatomi kemikleri fosil olmuş der; kötü desem açar yapılan göz ameliyatlarını, hocaların h indekslerini masaya vurur.
7794 atıflı hocamız var
Timon, are you there?
Mirket süper bir isim ya ilerde kızım olursa adını mirket koyucam djdhhdhd
En güzeli mi bilmiyorum da aklıma ilk gelen bir arkadaşım laf arasında "amfinin neşe kaynağı" demişti anlık duraksamıştım
Fakültemin bitki örtüsü, Sadece ders konusu da değil her konuda. bu şey mutlu olmaya engel gibime geliyor. Her ortamın en'i olduğunu kanıtlamaya çalışmakla yaşanmaz valla
Gazi bunu nasıl düşünmemiş gerçekten ya Ben olsam kare çarşıyı full yıkıp oraya da otopark yapardım veya dekanlık 5. Kat güzel duruyor
Yurttaysanız ve ilk seneyse insanları böyle kumbara parçalandıktan sonra bozuk paraların saçılması gibi odalara dağıtırlar. Artık hapçısı da şeriatçısı da laiği mi dersin particisi mi her türlüsü düşebilir odaya. Her sabah farklı şekilde uyanan ben "yarın komite var olm" demekle uyanması gerekirken kelime-i şehadet (eşhedüella..) getirerek uyandım
Kahvaltı yapıyorlar odada masayı üçlemişler, biri üst ranzamda yatıyor yaşam alanı orası şu hep odada olan arkadaş işte. Biri partyde olması lazım sabah yatağı boştu falan neyse
Masada koyu sohbet var belli, hararetli tartışmalarla: Hz Ali peygamber değil mi olm, aleviler öyle diyo, yoo olm peygamber değil hz. Ali.. üçüncü kişi araya giriyo olm hz. Ebubekir de peygamber değil mi, lan o sahabe ne peygamberi, o zaman hz. Ali de sahabe, hayır olm hz. Ali hatta peygamberin yatağına yatıyor ya ona o yüzden peygamber diyolar.. yatağım (1.75x0.60) bir dar geldi o ara anlatamam, birden üst ranzada bir kıpırdanma oldu bir atarlanmayla (meğer o da uyanıkmış) sohbete daldı. Ben dedim oh sonunda biri susturacak, bu başladı ses tonu kalın (gözü kapalı konuştuğuna eminim); aleviler peygamber diyo hz. Ali'ye eğer hz. Ebubekir falan da peygamber olsa hz. Muhammed son peygamber olmazdı.. ohaa dedim gerçekten çok mantıklı hani video var ya güneş dünyanın etrafında dönüyo videosu çocuklar anlatıyor birbirine, dedim bu o an. Birden masada, "bak işte ben ateistim lan bi de, sizden daha iyi biliyom"a döndü olaylar. Dedim Allah'ım sen büyüksün ben uyumaya devam ediyom bunlar doğru yolu buluyo öyle böyle
Kahvaltı yapıyorlar odada masayı üçlemişler, biri üst ranzamda yatıyor yaşam alanı orası şu hep odada olan arkadaş işte. Biri partyde olması lazım sabah yatağı boştu falan neyse
Masada koyu sohbet var belli, hararetli tartışmalarla: Hz Ali peygamber değil mi olm, aleviler öyle diyo, yoo olm peygamber değil hz. Ali.. üçüncü kişi araya giriyo olm hz. Ebubekir de peygamber değil mi, lan o sahabe ne peygamberi, o zaman hz. Ali de sahabe, hayır olm hz. Ali hatta peygamberin yatağına yatıyor ya ona o yüzden peygamber diyolar.. yatağım (1.75x0.60) bir dar geldi o ara anlatamam, birden üst ranzada bir kıpırdanma oldu bir atarlanmayla (meğer o da uyanıkmış) sohbete daldı. Ben dedim oh sonunda biri susturacak, bu başladı ses tonu kalın (gözü kapalı konuştuğuna eminim); aleviler peygamber diyo hz. Ali'ye eğer hz. Ebubekir falan da peygamber olsa hz. Muhammed son peygamber olmazdı.. ohaa dedim gerçekten çok mantıklı hani video var ya güneş dünyanın etrafında dönüyo videosu çocuklar anlatıyor birbirine, dedim bu o an. Birden masada, "bak işte ben ateistim lan bi de, sizden daha iyi biliyom"a döndü olaylar. Dedim Allah'ım sen büyüksün ben uyumaya devam ediyom bunlar doğru yolu buluyo öyle böyle
Fonda okunuyor şu anda, kasvetli bir ruh haline sokuyor gibi ama daha çok huzur veriyor. Her taraftan yankılanan o ses tonunun sakinliği.. sanki anlık dönmeyi bırakıyor dünya da duruyor hayat
Sana bayılıyorum tek kelimeyle; muazzamsın!
Dönem1 çömezin ilk çanlı anatomi pratiği deneyimi.. imdb 6.9/10
Ağıla tıktılar bizi. Kurbanlık koyun misali ecelimizi bekledik durduk otuz dakika. Yer Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Amfi 1-2.
Tür: drama.. Herkes beyaz önlüklü. işinin ehli kişiler, muhteşem ciddiyetle kaç soru çözeceğimizi ve puanlamayı anlatıyor. Sınava girmeden otuz dakika önce öğreniyoruz bunları, zaten Hiçbir çıt çıkmayan sınıfta bir uğultu kopuyor o ara.
Arka sıradan ilk kurbanlar teker teker kayboluyor böyle. Tren olmuşlar isimlerinin anılmasını bekliyorlar. Diğer amfiden de bir çan sesi geliyor. Kilise çanı değil de at yarışlarındaki atların çıkış zili tonlamasında. Her çanda biri daha gitti diyorum içimden.
Tür: komedi.. oturduk arka taraf boşalmış. Önümdeki arkadaş sıra size geliyo demesiyle uyandım duruma. Lan n'oluyoz moduna evrildim. Baktım kaderimiz çiziliyo harbi.
Nadir hocamdan hafif şiveli ses tonlamasıyla spoiler geliyor: "arkadaşlar ilerde doktor olunca bu anları unutmassınız" o an niye ki demiştim de ne demek istediğinizi sınavın çıkışında anladım be hocam
Tür: gerilim.. ayaklandık o trene biz de girdik. Karşı amfiye çeken bir kol beni duvara döndürttü. Otuz saniyeyi sayarsam yavaş geçer demişlerdi üst dönemler. Onu uygulamaya çalıştım. Duvara bakarken arkamdaki maketi merak ediyorum. Kalbim hızlanmış şekilde.
Zil çaldı döndüm arkama ah saniye kaç oldu 27, ne bu ya; sternum lan bu, soruda ne yazıyor peki, işaretli mi yer, orası neresi? he şu ok galiba, lan kaç saniye kaldı 10, n'apacaz olm ne bu düşünsenee... Danggg
Tür: korku.. önüne baaak! Kendi kağıdınla ilgileeeen! Makete dokunmaaa! Çabuuuk, bekleme yapmaaaa! Her geçen otuz saniye masalar eksildi, kağıtlar maketler silgi kalem, çalıştık lan bu konuyu neydi bunun adı'lar geçti gitti
Kendime tuncay hocaya kağıdı teslim ederken kolay gelsin hocam dememle geldim.
kaldık mı lan şimdi...
Ağıla tıktılar bizi. Kurbanlık koyun misali ecelimizi bekledik durduk otuz dakika. Yer Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Amfi 1-2.
Tür: drama.. Herkes beyaz önlüklü. işinin ehli kişiler, muhteşem ciddiyetle kaç soru çözeceğimizi ve puanlamayı anlatıyor. Sınava girmeden otuz dakika önce öğreniyoruz bunları, zaten Hiçbir çıt çıkmayan sınıfta bir uğultu kopuyor o ara.
Arka sıradan ilk kurbanlar teker teker kayboluyor böyle. Tren olmuşlar isimlerinin anılmasını bekliyorlar. Diğer amfiden de bir çan sesi geliyor. Kilise çanı değil de at yarışlarındaki atların çıkış zili tonlamasında. Her çanda biri daha gitti diyorum içimden.
Tür: komedi.. oturduk arka taraf boşalmış. Önümdeki arkadaş sıra size geliyo demesiyle uyandım duruma. Lan n'oluyoz moduna evrildim. Baktım kaderimiz çiziliyo harbi.
Nadir hocamdan hafif şiveli ses tonlamasıyla spoiler geliyor: "arkadaşlar ilerde doktor olunca bu anları unutmassınız" o an niye ki demiştim de ne demek istediğinizi sınavın çıkışında anladım be hocam
Tür: gerilim.. ayaklandık o trene biz de girdik. Karşı amfiye çeken bir kol beni duvara döndürttü. Otuz saniyeyi sayarsam yavaş geçer demişlerdi üst dönemler. Onu uygulamaya çalıştım. Duvara bakarken arkamdaki maketi merak ediyorum. Kalbim hızlanmış şekilde.
Zil çaldı döndüm arkama ah saniye kaç oldu 27, ne bu ya; sternum lan bu, soruda ne yazıyor peki, işaretli mi yer, orası neresi? he şu ok galiba, lan kaç saniye kaldı 10, n'apacaz olm ne bu düşünsenee... Danggg
Tür: korku.. önüne baaak! Kendi kağıdınla ilgileeeen! Makete dokunmaaa! Çabuuuk, bekleme yapmaaaa! Her geçen otuz saniye masalar eksildi, kağıtlar maketler silgi kalem, çalıştık lan bu konuyu neydi bunun adı'lar geçti gitti
Kendime tuncay hocaya kağıdı teslim ederken kolay gelsin hocam dememle geldim.
kaldık mı lan şimdi...
Ben bu entrye birden fazla fav ve artı atmak istiyorum yetkililer sesimi duysun
Bir sövesim var sözlük bir sövesim öyle böyle değil neyzen tevfik misali sebepsiz gelene geçene
Aa bu bana da oluyor dönemsel olarak ahhsshs birlikte bir organizasyon mu yapsak? Ksksksks
Acımasızca geçip giden zamandan geriye kalan sadece yalnızlıklarımız
Sulcus tendinis musculi flexoris hallucis longi
Anlamadınız di mi..? Bi de tersten okuyun o zaman.. ignol sicullah siroxelf ilucsum sinidnet suclus Yine anlamadınız di mi o zaman bi daha tersten okuyunuz sulcus tendinis musc...
Jswkbw
Üçüncü tersten okumada dilin eşşedü ellailaheilla.. diye dönmesi gerekiyo demeyi unuttuydum
Bu sınavda kesin çıkar
Yaklaşık 250 metre vardır bence. Babama anlattım adam acıdı, başka yurt bulalım diyor. Midemde değişik olaylar olurken telefon meşguliyeti, beklemek
Sıradayız, insanlar masada yemek yiyerek bize bakıyor. İkimiz de insanız birimiz ayakta elinde su şişesi yemek için bekliyor, bir de masadakiler var onlar erkenden sıraya girmiş, o da geçmiş bu sıradan bakışlarından belli, yemeğini almış Soğuk soğuk yiyorlar (bir daha baktım buhar çıkmıyor çorbadan)
İki menü var. Hepsi sırada bekleme şartlı: Ya Yemeği erken alıp iftarı masada beklersin ve yemeğini ılık yersin ya da iftarı geç yapar sıcak sıcak çorbanı içersin
Tnm: Kyk'da iftar değişik bi şey
Sıradayız, insanlar masada yemek yiyerek bize bakıyor. İkimiz de insanız birimiz ayakta elinde su şişesi yemek için bekliyor, bir de masadakiler var onlar erkenden sıraya girmiş, o da geçmiş bu sıradan bakışlarından belli, yemeğini almış Soğuk soğuk yiyorlar (bir daha baktım buhar çıkmıyor çorbadan)
İki menü var. Hepsi sırada bekleme şartlı: Ya Yemeği erken alıp iftarı masada beklersin ve yemeğini ılık yersin ya da iftarı geç yapar sıcak sıcak çorbanı içersin
Tnm: Kyk'da iftar değişik bi şey
İnsanları buna mecbur etmeleri o kadar saçma ki, bari bunu bi düzene soksunlar ya. Böyle ramazan mı geçer
Ölü civciv veya potansiyel civciv adayı (ex) Çıktığı yeri düşünmessek güzel besin Her sabah yerim
Yine bir ikilem. Doğru seçim yapılması gerekir, susuzluk yaşamamak için açlığı satacaksın ya da aç kalmamak için susuzluğu.
Çocuğun biri Aç kalmaktan korkuyorum diye döşedi her şeyi tabağa. Menüsüne baktım almış 4-5 yumurta, tuzsuz bu deyip tuz döküyo her şeye şimdi de. Peyniri var zeytini var. E iyi de kardeşim sen aç kalmayacaksın ki susuz kalacaksın. O mideyi dengeli doldur. mesela at araya salata abi, n'apcan peyniri ki Yumurta yiyosun zaten. Zahide yetiş de mi izlemedin zamanında bee. Her Neyse efendiler, yiyin için israf etmeyin
Çocuğun biri Aç kalmaktan korkuyorum diye döşedi her şeyi tabağa. Menüsüne baktım almış 4-5 yumurta, tuzsuz bu deyip tuz döküyo her şeye şimdi de. Peyniri var zeytini var. E iyi de kardeşim sen aç kalmayacaksın ki susuz kalacaksın. O mideyi dengeli doldur. mesela at araya salata abi, n'apcan peyniri ki Yumurta yiyosun zaten. Zahide yetiş de mi izlemedin zamanında bee. Her Neyse efendiler, yiyin için israf etmeyin
Kaç rekat kılınması gerektiği hakkında mezhepler içinde değişiklik gösterir. Çok farklı dizilişlerde imamların sahaya çıktığına şahit oldum. 4-4-4-4-4 mü dersin 8-8 mi dersin 10-10 mu ohooo
Canım ülkemde bu ibadet gerçekleştirilirken bir an önce yirmi hedefine ulaşmak düşüncesi namaz boyunca hep kafada döner durur. Bu kaçıncı rekat üçe mi kalkıyoruz dörde mi dersin secdeden kalkarken imamın "allahuekber" ses tonundan heee üçmüş tepkisiyle dördüncü rekata kalkarsın. Bazen imamda da kafa gider üç kılarsın ama dörttür o. Selam verilir ve salavat çekerken kaç kıldık ya şimdi dersin. Etrafına bakınırsın kimseyle göz teması kuramayınca, dumrul sen kafanda kurmuşsun dersin
Arkadaş ortamıyla gitmek büyük kumardır. Bir kıkırdama imam dahil herkesin namazını bozabilir. Hele ki imam "jetimam"sa ve bundan haberiniz yoksa subhanekeyi okuduktan sonraki o imamın girişini beklerken imamın birden elamdüliahırbilalminerh.. (x5) modu açması şaşkınlığıyla diş göstermemeye çabalarsın ve (amin) deme görevi için velleddalin... Kısmını seçmeye çalışırsın. İlk rekatı arkadaşlardan hiçbiri gülmemeyi başardıysa o dört rekat bozulmadan tamamlanır. (belki de üçtür ama dörttür o, üç olması imkansız sen yanılıyorsun bunu demiştik zaten)
Salavat çekerken arkadaşlara dönersin, biz nereye geldik sırıtırmasıyla cebinden peçeteyi çıkartıp alnındaki teri silersin. O sırıtma zehriyle onlara gülme hatırlatması yapılmıştır artık. Diğer dört rekatlarda imama yetişeceğim diye secdeye fazla hızlı gitmekle beraber gelen kafa çarpma sesi tüm arkadaş grubunun gülme komasına girmesine yeter. Koşa koşa camiden gülmeler eşliğinde, elinle ağzını burnunu kapatarak çıkarsın. "Boşver abi zaten ne kılındığı da belli değil, imamın ne okuduğunu bilen var mı ki zaten ya" diye kendini savunmaya hazırlarsın Allah'a
Aynı tayfaya Gelin bi dondurma yiyek dersin ve sahilde gezinir sohbet edersin. Teklifler yavaştan "ben fazla yemeyeyim ya sahurda yerim zaten" ile reddedilir. Eve gidersin baban teravih nasıldı oğlum der, gülerek babana; güzeldi baba bi dahakine senle gidelim sözüne baban da kahkahayla karşılık verir. Baban ne demek istediğini anlamıştır. "Ulan baba sen de az değilsin ha" dersin içinden. Babanın bardağına çayı koyup koltuğunda "o namaz neydi ya" düşüncesiyle uzanır, sahuru beklersin
Canım ülkemde bu ibadet gerçekleştirilirken bir an önce yirmi hedefine ulaşmak düşüncesi namaz boyunca hep kafada döner durur. Bu kaçıncı rekat üçe mi kalkıyoruz dörde mi dersin secdeden kalkarken imamın "allahuekber" ses tonundan heee üçmüş tepkisiyle dördüncü rekata kalkarsın. Bazen imamda da kafa gider üç kılarsın ama dörttür o. Selam verilir ve salavat çekerken kaç kıldık ya şimdi dersin. Etrafına bakınırsın kimseyle göz teması kuramayınca, dumrul sen kafanda kurmuşsun dersin
Arkadaş ortamıyla gitmek büyük kumardır. Bir kıkırdama imam dahil herkesin namazını bozabilir. Hele ki imam "jetimam"sa ve bundan haberiniz yoksa subhanekeyi okuduktan sonraki o imamın girişini beklerken imamın birden elamdüliahırbilalminerh.. (x5) modu açması şaşkınlığıyla diş göstermemeye çabalarsın ve (amin) deme görevi için velleddalin... Kısmını seçmeye çalışırsın. İlk rekatı arkadaşlardan hiçbiri gülmemeyi başardıysa o dört rekat bozulmadan tamamlanır. (belki de üçtür ama dörttür o, üç olması imkansız sen yanılıyorsun bunu demiştik zaten)
Salavat çekerken arkadaşlara dönersin, biz nereye geldik sırıtırmasıyla cebinden peçeteyi çıkartıp alnındaki teri silersin. O sırıtma zehriyle onlara gülme hatırlatması yapılmıştır artık. Diğer dört rekatlarda imama yetişeceğim diye secdeye fazla hızlı gitmekle beraber gelen kafa çarpma sesi tüm arkadaş grubunun gülme komasına girmesine yeter. Koşa koşa camiden gülmeler eşliğinde, elinle ağzını burnunu kapatarak çıkarsın. "Boşver abi zaten ne kılındığı da belli değil, imamın ne okuduğunu bilen var mı ki zaten ya" diye kendini savunmaya hazırlarsın Allah'a
Aynı tayfaya Gelin bi dondurma yiyek dersin ve sahilde gezinir sohbet edersin. Teklifler yavaştan "ben fazla yemeyeyim ya sahurda yerim zaten" ile reddedilir. Eve gidersin baban teravih nasıldı oğlum der, gülerek babana; güzeldi baba bi dahakine senle gidelim sözüne baban da kahkahayla karşılık verir. Baban ne demek istediğini anlamıştır. "Ulan baba sen de az değilsin ha" dersin içinden. Babanın bardağına çayı koyup koltuğunda "o namaz neydi ya" düşüncesiyle uzanır, sahuru beklersin
ağzınıza sağlık okurken yaşadım
:)
İnsanın içindeki "ben"i anlatması olayı. İster istemez kapı kendini övmeye çıkar, içindeki kendini beğenmişlik kelimelerle dilde çözülür. Sürekli kendini anlatan ve başkalarını dinlemeyen modelleri de doğada yaygın bulunur. Bunun bir de ben, ben, ben diye her olayda kendini örnek gösteren türleri vardır, fosdur. Dinlenmediğini hissettiğinde kendisini dinleyecek ortam arama çabasına girer. dengeyi korumak, Sıvamamak lazım. Kısaca; Peygamber misin kardeşim de örnek alalım seni, sorulursa anlat sorulmassa anlatma di mi
İnsanın kalitelisini ilk görüşte fark etmek. Jest, mimik, söylenen sözlerin ses tonundan hatta söylerkenki gözlerin bakışlarından samimiyetinin gerçekçiliğini anlamak. Özetle insanların hissettiklerini beden dilleri apaçık ortaya seriyor. Ben de güzel yorumluyorum, daha doğrusu yorumlayabildiğimi düşünüyorum
+Kaos var abi meteorlar uçuşuyo deprem oluyo yanardağ patlıyo sonraa bi bakıyosun sel bi bakıyosun hava çook sıcak yakına güneş fırtınası da gelecek mesela işte, kaos var
-Ne kaos'u aga, her şeyde düzen var olayların nedeni var yani. Meteorlar kütle çekimle geziniyo, sel yağmur fazla yağdığından oluyo kafasına göre değil önce bi sebep sonra sonuç olıyo bu da düzeni gösterir hocam
+Sonra yağmur yağacak diyoruz ama hep bir olasılık var hiçbir zaman kesin yağacak diyemiyoruz neyin sebebi ya, sonracıma deprem mi olacak heh istanbul depremi mesela ne zaman olacak kardeşim bilsin madem kaos yok düzen var şu saatte olacak desin inancam söz
-Kaos demek sebepsizlik başınabuyrukluk demek, karmaşa demek. Şu anda her olayın bir sebebi var. Nerede o sebebi gerçekleştirsek yani o tetikleyecek eylemi yapsak aynı sonucu elde etme düzen'imiz var sen çok yanlış gelmişsin
+Yıldızlar patlıyor karadelik başka deliği yutuyor diğeriyle birleşiyor, galaksiler birbiriyle çarpışıyor, tüm sistemler aşırı hızlı dolanıyor yarın başımıza bi meteor düşmeyeceği bile kesin değil kaos da kaos
Uzar gider
hep aynı argümanlar..
-Ne kaos'u aga, her şeyde düzen var olayların nedeni var yani. Meteorlar kütle çekimle geziniyo, sel yağmur fazla yağdığından oluyo kafasına göre değil önce bi sebep sonra sonuç olıyo bu da düzeni gösterir hocam
+Sonra yağmur yağacak diyoruz ama hep bir olasılık var hiçbir zaman kesin yağacak diyemiyoruz neyin sebebi ya, sonracıma deprem mi olacak heh istanbul depremi mesela ne zaman olacak kardeşim bilsin madem kaos yok düzen var şu saatte olacak desin inancam söz
-Kaos demek sebepsizlik başınabuyrukluk demek, karmaşa demek. Şu anda her olayın bir sebebi var. Nerede o sebebi gerçekleştirsek yani o tetikleyecek eylemi yapsak aynı sonucu elde etme düzen'imiz var sen çok yanlış gelmişsin
+Yıldızlar patlıyor karadelik başka deliği yutuyor diğeriyle birleşiyor, galaksiler birbiriyle çarpışıyor, tüm sistemler aşırı hızlı dolanıyor yarın başımıza bi meteor düşmeyeceği bile kesin değil kaos da kaos
Uzar gider
hep aynı argümanlar..
Şöyle Kendi hayatımı belgesel olarak seslendirmek isterdim. Olay gerçekleştikten sonra sahne duracak böyle ekran küçük pencereye geçecek, küçük dumrul sahneye bacak atarak çıkıp, olayı kendi bakış açısıyla anlattıktan sonra "bakın birazdan olacak olayda nasıl tepki verdiğime, verdiğim tepkiler şöyle olsaydı bu şekilde bir hayata yönelim olabilirdi" veya belgesel girişinde bilmiş bilmiş gırtlaktan "hayat seçimlerden ibarettir ve bu seçimler bizi biz yapar. İşte benim hayatımdaki seçimlerimi anlatan bu hikayede çocukluğumdan gençliğime hatta öldükten sonra soyadımı taşıyanları benim gözlemimden yorumlanmış biçimde izleyeceksiniz." Minvalinde bir giriş yapmak arzusu.
kendinize bi şe katarsınız, hiç olmadı eğlendiririm illaki ya, gülmek faydalı diyola.. Böyle bir hayal işte (üçer nokta)
kendinize bi şe katarsınız, hiç olmadı eğlendiririm illaki ya, gülmek faydalı diyola.. Böyle bir hayal işte (üçer nokta)
Barış Manço gibi gün
Yıllarca seni bekledim durdum
Göç vakti geldi, artık yoruldum
İstemem tatsın aşk acısını
Her kim anarsa Barış* adını
Yıllarca seni bekledim durdum
Göç vakti geldi, artık yoruldum
İstemem tatsın aşk acısını
Her kim anarsa Barış* adını
Vatandaşları memleket sevdalı oluyor sanırsam. Tokatlı arkadaş odada açmış cumhurbaşkanımızın konuşmasını son ses baştan aşşağı dinliyor, alkışlayın lan falan yapıyor. canlı yayın olsa anlayacağım, Canlı da değil tekrarını izliyor. Havalimanı açılmış galiba Tokat çok gelişti diyor şimdi. Tokatı bir cümleyle özetle dedim "şerefli halkın şerefsiz şehri" dedi az önce. Övdü mü sövdü mü bu şimdi ahsbdllsn
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?