Arkadaşlarlayız biri dedi olum sago geliyomuş. Dedik nereye buraya mı. Allah'ın unuttuğu köy olm bura ne işi var burda tepkiler ve benzeri. Sonra türkiye turnesinde geliyo tabi olm manyak mısın. E gelsin, napak gidek mi. Hadi gidelim.
Konser başlamış falan insanlar hep birlikte bir sözler söylüyor. Baktım benden de fan'lar var olm nereye geldik aman aman. Birden ortam pus, herkes sözün girmesini bekliyor. Telefonların flaşlar açılmış. gel artık lyric sabırsızlanmaları. Telefonlar titriyor heyecandan. Beklenen an, orkestraya komutu veriyor şef ve Hep bir ağızdan "kaybetmedim hiç bir zaman dürüslüğmü..."
Konser bitiyor. o kadar şarkı arasından tek aklımda kalan da o "kaybetmedim hiçbir zaman dürüslüğmü" (ve üçer nokta)
Genelde arabaya alanlar ya ipi kopuk değişik profilliler veya uzun yola giden sohbet edecek birisini arayan insanlar oluyor. Bi tane kaportacı abi vardı her an ters hareket yapsan cebinden silahı çıkartacak profilli biri. Ama hayat yormuş aşk acısı çekiyor aşırı belli. Bu abi'nin arabası tofaş şahin. Ön camında kaportacı .... Yazıyor. Arabanın kapısı açtığımız gibi duyduğumuz son ses türkü sesini hala hatırlıyorum. Abi bi şeyler dedi anlamadık herhalde gelebilirsin dedi. Neyse Oturduk içine türkünün sesini kıstı konuştu bir şeyler. Ama içerisi sigara kokusundan leşşş. Ben ciddi kalamıyorum arka koltukta dikiz aynası açısından kaçıp gülüyorum (her zamanki halimiz) arabaya adam sistem kurmuş teyipi sökmüş telefona jak girişinden ayar vermiş montalamış. Arka koltuğun arkasına haporlör döşemiş. Sağ kapıdan bindim, kapı kapanmadı "çok yaklaşma o kapıya; kaza yaptım, ondan sonra daha kapanmadı düzgün" dedi bana. Neyse o kapıdan yerdeki asfaltı görerek gittim tüm yol. Sol kapı zaten esiyor püfür püfür. Diğerinden farkı yok. Abi birden müziği son ses verdi kulağım sızlıyor. Hayır dinlediği müzikler de çekilecek değil. Sonra birden cebinden telefonu çıkarttı direksiyona koydu yolu çekmeye başladı. Allah'ım komik ve korkutucu .d yayın açtı telefondan facebook'ta. Yayına bi başka abi katıldı, beyaz atlek yatar pozisyon izliyor. Bizim abi de ona bakıyor, bi gözü de yolda. (Saat sabah 8 onu demeyi unuttum) neyse o yayını 3 kişi izliyordu abimize acıdım. arada türküleri değiştiriyo, birilerine gönderme yapmaya çalışıyodu besbelli. İnme yerine geldik. inerken kapı yine kapanmadı zaten, öyle sıkıştırdım kapıyı. İndikten sonra arkadaşla o neydi diye birbirimize baktık. Daha sonra kaportacı'yla 3-4 defa daha denk geldik. Şu belalı erkek takıntısının bizdeki hali bu kaportacı abimizdi galiba. Yaşıyorsa Allah uzun ömür versin
Ben o abiyim. Sizi o kadar arabama aldım, teşekkür edeceğiniz yere buraya gelip hakkımda neler yazmışsınız. Yazıklar olsun, insana iyilik yaramaz zaten
Çocukluğum burdaki karakterlerden birisinin konuşmasını beklemekle geçti. Bi bölümde uyurken burnundan baloncuk çıkaran göbekli kamyonetli dayı homurdanarak bir şey demişti dememiş miydi yoksa .p Diyalog yoktu olm bu çizgi dizide
Valla insan değişik canlı. Ciddi harbili. Ulan dümdüz bir olay var ortada kimi sinir krizi geçiriyo diğeri gülmekten nefes almayı unutuyo başkası hiç umursamıyo birisi stresten ölüyo. Olm biz piskopat mıyız neyiz. Kimiz ulan biz!!?
Bundan istiyorum. ancak gece olcak, rakımım yüksek olcak, sonracıma hava da bulut hiiiç olmicak ben tamamım. Mekan hiç önemli değil bak, ameriga japonya falan hiç umrumda değil, koy anadolumun bi köyüne razıyım bu şartlarımla. Minimalizm miydi neydi bunun adı yaa :)
Eğer ki insanın sevilme ihtiyacı varsa ki var, bunun sevme ihtiyacı durumu da var. (Sevince tüm insanlar bir başkaa... erkin koray-sevince) Karşılığı olmadığının bilincinde olarak birisine değer vermeye devam etmek çok ama çok saygı duyulası bir şey gibi hissediyorum. Bana nasıl değer vermez umursamaz deyip "nefret"e düşmek yerine açık açık hala değer vermek, aşırı olgunsu geliyor. Kalbinizi kırandan, sevgiyi alaya alandan uzak durun da saygılı bir şekilde sizin hissettiğinizi hissedemediğini söyleyene kinlenmeye gerek yok ya
nefrete düşmek demeyelim. zaten birini umursamayı ve değer vermeyi bırakıp hayatımızdan çıkarmak öyle tek seferlik durumlarda yapılacak bir şey değil. eğer kronik olarak umursanmıyorsak o durumda kendimizi geri çekmeyi bilmeliyiz diye düşünüyorum. yine değer verelim ama herhangi bir insana sırf insan olduğu için hak ettiği değeri vermek şeklinde olsun bu. mesafemizi koruyalım yani biraz :)
Zor ya. Karşı cinste değer vermek istemekle olmuyor ki umursamama taklidi yapılır ancak. Duygularla barışık olmamız lazımm. Bilinç araya girmeyecek dibine kadar yaşayacaksın böyle. Of gaza geldim (arkada cem karaca çalıyor da) dediğinizi uygulayabilmek irade ister ama duyguyu gömmek aşırı riskli, gömmemek de riskli şimdi. Bilemedim Herkes istediği gibi yaşasın ya, düşünme yoruyor beni. respectt 🙏
Yanlış kişiyi seçtiğim için yıllarca aşkın aslında var olmadığına tüm arkadaşlarımı inandırmaya çalıştım. Aşk varmış ben yanılmışım. Arkadaşlarımın hepsi feminist oldu o ayrı...
Şu seri katil filmlerindeki korku hastalığı var ya. "En sevdiğim duygu korku, insanın savunmasızlığını gerçek duygusunu gösteriyor; bu yüzden onu kovalıyorum.." işte bende bunun sinir hali var. Arkadaşlar insanların sizi tahammül seviyesine bakın, sinirlendiğinde size ona güvenerek söylediniz sözleri yüzünüze vuruyorsa kaçın ondan. Üzgünüm ama insanın gerçek yüzü maalesef sinirlendiğinde açığa çıkıyor, öyle arkadaştan size hayır gelmez :(
Değişik bir mecra yeminle. Normaline denk geldiğimi söyleyemem başta ben olmak üzere. Geçen arkadaşın biri "olum neyin normalini bekliyon bu devirde aklı başında olan tıp okumaz" demişti, artık her değişik bir hareket gördüğümde "tövbe estağfurullah" yerine "akıllısının burada işi olmaz zaten" diyom.
Tabii seviyorumcuğum, kötü bir şey değildir bu; hatta şey (düşünen emoji) -Ben depresif biri değilimdir ama depresif olduğumda entry girerim kardeşimmm !!! .)
Yazarken bir çoğunu o ses tonuyla düşünerek yazdığım doğrudur sayın deli dumrul :) ama karamsarlık konusunda diğer yazarlarımızın da yorumlarını merak ettim açıkçası