Bu bayramda kuzenim tribün bestesiyle sarsarak uyandırmıştı ona oy veriyorum
Hey gidi... Cuma hutbesinde uyuyan cemaat neymiş veya teravihdeki imamla yarışan cemaat kimmiş.. açılın karşınızda tesbih namazı
Ramazanın son günü dediler tesbih namazına gidelim, tamam gidelim memleketimin cemaatini özlemişim hasbihal ederiz
(Bilgi:"Subahannallahivelhamdülillahivelailaheillalah" her rekâtta, aklınıza gelinen her aralıkta söyleniyor. E haliyle de dört rekâtın süresi tesbih namazına gülümsüyor)
Niyetler edilmeden önce imam, cemaatle kılınmanın mekruh olduğunu söyleyen alimlere meydan okuduğunu belirterek "kılacağım ama ben" der ve "hoca noluyo noluyo" diyen 3-5 cemaat de aynı anda camiden çıkar.
Namaza başlanır: Tüm ciddiyetimle ibadetimi yerime getirirken ben'in yanında birden şeytan beliriverir. Sa dumrul -as, sağındaki amca var ya -evet var, şimdi onu iyi takip et -lan var get namaz kılıyom, -bak ciddili iyi takip et -olm işin gücün yok mu, eheheheh işim bu -ok
İkinci rekatta herkes oturur, ama söylenen "Subahannallahivelhamdülillahivelailaheillalah" sözünün uzunluğu dolayısıyla, secdeler arası oturma süresi de tahiyyatta kalma süresiyle yarışır. Ve insan şüpheye düşer şu an ben hangi hareketi yapıyorum diye.
Şeytanın konuşması benim aklımda dönüp dolaşırken birden herkes tahiyyattan ayağa kalkar ama sağımdaki amca secdeye gider. Şeytan yine belirir, ahahahhaah bak ne yaptım -olm troll müsün, komik di mi sence de -komik ama gülemem, gülmen lazım -olmaz bu rekâta kadar geldim bir sene daha bekleyemem bu namazı, bak şimdi nasıl kalkıyor yeni fark etti herkesin ayakta olduğunu -şrfsz evladıgıyfhı...
Amcama gülmemeye başarmış şeytanın ağzının payını vermiş namazımı da bitirmişim. Dua edilirken ne değişik bir ortam lan burası farkındalığına da varmışım: mekruh deyip cemaatle namazı kıldıran hoca, jet hızında söylenen Subahannallahivelhamdülillahivelailaheillalah, sağımdaki amca...
Neyse ki imam efendi işini iyi yapıyor da yanlış kılmadık namazı dedim (demez olaydım) ve imam efendi de dua sonuna bir fıkra anlatacağım der. Duayı bitirir herkes sörvayvır acun'un ödülü açıklamasını bekler gibi fıkrayı bekler ve imam hoca başlar:
Adamın biri varmış imansızmış ama oğlu müminmiş. Oğlu buna demiş baba ölümün yaklaşıyo ibadet et, yok demiş ne ibadeti. Yıllar geçmiş, adam ölmedikçe oğlunun sözüne tamam deme isteği yükselmiş. Yıllar sonunda tamam lan hadi demiş, bugün de kadir gecesi hem camiye giderek başlıyorum sözünü de basmış sonrasına. Her şey de dört dörtlük devam: Camiye girerken Sa, Oturup vaaz dinleme, kafada takke.. ezan okunmuş sonra da İmam başlamış yatsı, devam etmiş teravih.. adam alışkın olmadığından sıkılmış, teravih de bitince "oh" diye sevinirkennn, imam demiş tesbih var, bizim adam "tamam dört rekat bir şeymiş zaten" diyerek eh püh oflayarak demiş kılayım. En son dört rekât uzadıkça adamın takâti kalmamış, namaz bittiği gibi "bu bilmemneettiğimin imamı, bana inadına yaptı di mi bunu" demiş. -daha cenazem gelir bu camiye ben gelmem- diyerek de kaçmış.
Ben de acı gülümsememle kalktım kaçtım (Bu camide imamından cemaatine normal insan yok, olamaz)
Ramazanın son günü dediler tesbih namazına gidelim, tamam gidelim memleketimin cemaatini özlemişim hasbihal ederiz
(Bilgi:"Subahannallahivelhamdülillahivelailaheillalah" her rekâtta, aklınıza gelinen her aralıkta söyleniyor. E haliyle de dört rekâtın süresi tesbih namazına gülümsüyor)
Niyetler edilmeden önce imam, cemaatle kılınmanın mekruh olduğunu söyleyen alimlere meydan okuduğunu belirterek "kılacağım ama ben" der ve "hoca noluyo noluyo" diyen 3-5 cemaat de aynı anda camiden çıkar.
Namaza başlanır: Tüm ciddiyetimle ibadetimi yerime getirirken ben'in yanında birden şeytan beliriverir. Sa dumrul -as, sağındaki amca var ya -evet var, şimdi onu iyi takip et -lan var get namaz kılıyom, -bak ciddili iyi takip et -olm işin gücün yok mu, eheheheh işim bu -ok
İkinci rekatta herkes oturur, ama söylenen "Subahannallahivelhamdülillahivelailaheillalah" sözünün uzunluğu dolayısıyla, secdeler arası oturma süresi de tahiyyatta kalma süresiyle yarışır. Ve insan şüpheye düşer şu an ben hangi hareketi yapıyorum diye.
Şeytanın konuşması benim aklımda dönüp dolaşırken birden herkes tahiyyattan ayağa kalkar ama sağımdaki amca secdeye gider. Şeytan yine belirir, ahahahhaah bak ne yaptım -olm troll müsün, komik di mi sence de -komik ama gülemem, gülmen lazım -olmaz bu rekâta kadar geldim bir sene daha bekleyemem bu namazı, bak şimdi nasıl kalkıyor yeni fark etti herkesin ayakta olduğunu -şrfsz evladıgıyfhı...
Amcama gülmemeye başarmış şeytanın ağzının payını vermiş namazımı da bitirmişim. Dua edilirken ne değişik bir ortam lan burası farkındalığına da varmışım: mekruh deyip cemaatle namazı kıldıran hoca, jet hızında söylenen Subahannallahivelhamdülillahivelailaheillalah, sağımdaki amca...
Neyse ki imam efendi işini iyi yapıyor da yanlış kılmadık namazı dedim (demez olaydım) ve imam efendi de dua sonuna bir fıkra anlatacağım der. Duayı bitirir herkes sörvayvır acun'un ödülü açıklamasını bekler gibi fıkrayı bekler ve imam hoca başlar:
Adamın biri varmış imansızmış ama oğlu müminmiş. Oğlu buna demiş baba ölümün yaklaşıyo ibadet et, yok demiş ne ibadeti. Yıllar geçmiş, adam ölmedikçe oğlunun sözüne tamam deme isteği yükselmiş. Yıllar sonunda tamam lan hadi demiş, bugün de kadir gecesi hem camiye giderek başlıyorum sözünü de basmış sonrasına. Her şey de dört dörtlük devam: Camiye girerken Sa, Oturup vaaz dinleme, kafada takke.. ezan okunmuş sonra da İmam başlamış yatsı, devam etmiş teravih.. adam alışkın olmadığından sıkılmış, teravih de bitince "oh" diye sevinirkennn, imam demiş tesbih var, bizim adam "tamam dört rekat bir şeymiş zaten" diyerek eh püh oflayarak demiş kılayım. En son dört rekât uzadıkça adamın takâti kalmamış, namaz bittiği gibi "bu bilmemneettiğimin imamı, bana inadına yaptı di mi bunu" demiş. -daha cenazem gelir bu camiye ben gelmem- diyerek de kaçmış.
Ben de acı gülümsememle kalktım kaçtım (Bu camide imamından cemaatine normal insan yok, olamaz)
Efenim entry hoşgeldiniz. Malum bayramcılıklar falan ziyaretleri. Dede evi baktım herkes var, burada iyi geyik döner. Ama konu lazım.. biraz da modumdayım (her zamanki halimiz) aç abi bir siyaset
İşte akşam 22 suları, öylesine dedeme sataşma esprileri ciddiye biner saatler olur ertesi günün 01'i. Konu konuyu açar açılmadık kapı girilmedik delik bırakılmaz c'anım ülkemin
İçerideki akrabalar odaya da doluşur, ortamdaki 7 kişi olur 17 kişi. Ws'ler +9 dolunaylar kdp'ler çıkar meydana. Bendeki trollemeler de sonunda ciddiyete çıkar. Dedem desen solumda, elinin tersindeyim .d neyse en son tansiyondur şekerdir aman sus dumrul, senden deliler de var dedim
Sonuç, ertesi gün dedemin bana trip atmasıyla sonuçlandı. Şakası bile yapılamıyor cânımm memleketimde
İşte akşam 22 suları, öylesine dedeme sataşma esprileri ciddiye biner saatler olur ertesi günün 01'i. Konu konuyu açar açılmadık kapı girilmedik delik bırakılmaz c'anım ülkemin
İçerideki akrabalar odaya da doluşur, ortamdaki 7 kişi olur 17 kişi. Ws'ler +9 dolunaylar kdp'ler çıkar meydana. Bendeki trollemeler de sonunda ciddiyete çıkar. Dedem desen solumda, elinin tersindeyim .d neyse en son tansiyondur şekerdir aman sus dumrul, senden deliler de var dedim
Sonuç, ertesi gün dedemin bana trip atmasıyla sonuçlandı. Şakası bile yapılamıyor cânımm memleketimde
Favori Torunluk tahtından oldum sadd
Evli mutlu çocuklu ahahahhagdf
Tabi ki demet ak'alın
Birlikte nice senelere ahali... sana da iyi bayramlar gütfsözlük
İki salla, üç bağla; üç salla, dört aşağıya
Zmznslzçnzlxçznslsnsjdşsndklsmdkmlsnxldjş38yılsonradknxldöfmdlmdnlxmdkdşdmdldlldkxlxlmdldşzmxkşx
en önemli mi bilmem açıklamamla; arkadaş seçimi çok önemli. Kişiliğini beğenmediğimiz insanlara birer çizik atmak gerekiyor, istesek de istemesek de onları aynalıyoruz çünkü
olur ya gece uyumayıp da sahurda kafa ütüleyen kişi, geçenlerde o bendim işte. sofrada herkes uyuyor. televizyonda da nihat hatipoğlu'nun oğlu vardı (babadan oğula nesil bunlar bu arada) babasının kopyasıydı detaylara girerdim de konuyu dağıtmayayım. neyse işte herkes uyukluyor, yumurtamı böyle birincisini soymuşum ikincisine yürüyorum ama canım da sıkılmış sataşmaya yer arıyorum durumları.
benim kardeş var kereta ders çalışmaz orada burada gezer kişilik. neyse huysuz oluyor uyanınca. durduk yere dedim "foramen ovale" bana baktı, ne diyon olm bakışları. gülmemeye çalışarak yumurtamın ikincisini soymaya devam eden ben. sonra tekrar çayına yöneldi benim kardeş; hemen peşinden "tuberculum articulare" (bizim anatomi pratiğinde nana'yı yemiş dumrul bari bilgileri unutmadan iki latince terim sıkarak hava atmaya çalışıyor işte, attığı kişi de kendi halindeki takılan kardeşi, zaman da gecenin üçü) kereta yine baktı ama bu sefer anamın dikkatini de çekmişim veya hatipoğlu'nun oğlu reklam arası verdi o aralar bende de gidik. annemle göz göze geldik, bir gözü boş bakarken diğeri "bizim oğlan erken sıyırdı galiba" anlamı var. ben de döndüm "ne oldu ki medulla spinalis..?" dememle daha ciddi kalamadım başladım gülmeye (ulan o değil, bende kelimeler var da nerde ne o yok, bilen biri çıksa o dediğin şey nerede dese apışıp kalacağımız belli ajsfhasf)
sonunda açıkladım dedim latince bunlar latince.. kardeşin umrunda değil ifadesi yüzünde, "abi bi git uykum var zaten" diyor. neyse anneme baktım ne tepki verecek diye; annem de aynen knk der gibi kalktı masadan, çay koyarken "kendiği kuru fasulyeden nimet mi saydın!!?!1.." soyduğum ikinci yumurta elimden fırladı o söze, iki saniyelik 404 found'umla düşündüm: bu sözü kim bulmuş. ben kuru fasulyeden iyi bir nimet olamam arkadaşlar, kuru fasulyeler benden iyi latince bilebilir offhsgnsm
benim kardeş var kereta ders çalışmaz orada burada gezer kişilik. neyse huysuz oluyor uyanınca. durduk yere dedim "foramen ovale" bana baktı, ne diyon olm bakışları. gülmemeye çalışarak yumurtamın ikincisini soymaya devam eden ben. sonra tekrar çayına yöneldi benim kardeş; hemen peşinden "tuberculum articulare" (bizim anatomi pratiğinde nana'yı yemiş dumrul bari bilgileri unutmadan iki latince terim sıkarak hava atmaya çalışıyor işte, attığı kişi de kendi halindeki takılan kardeşi, zaman da gecenin üçü) kereta yine baktı ama bu sefer anamın dikkatini de çekmişim veya hatipoğlu'nun oğlu reklam arası verdi o aralar bende de gidik. annemle göz göze geldik, bir gözü boş bakarken diğeri "bizim oğlan erken sıyırdı galiba" anlamı var. ben de döndüm "ne oldu ki medulla spinalis..?" dememle daha ciddi kalamadım başladım gülmeye (ulan o değil, bende kelimeler var da nerde ne o yok, bilen biri çıksa o dediğin şey nerede dese apışıp kalacağımız belli ajsfhasf)
sonunda açıkladım dedim latince bunlar latince.. kardeşin umrunda değil ifadesi yüzünde, "abi bi git uykum var zaten" diyor. neyse anneme baktım ne tepki verecek diye; annem de aynen knk der gibi kalktı masadan, çay koyarken "kendiği kuru fasulyeden nimet mi saydın!!?!1.." soyduğum ikinci yumurta elimden fırladı o söze, iki saniyelik 404 found'umla düşündüm: bu sözü kim bulmuş. ben kuru fasulyeden iyi bir nimet olamam arkadaşlar, kuru fasulyeler benden iyi latince bilebilir offhsgnsm
Güldürdünüz sayın Dumrul :)
inanın yazarken ben daha çok güldüm sn moonlight .d
ne bu dört teker ya diyenlerin tercihi. yok gelmiş (bkz: gece yapılan otobüs yolculuğu) başlıkları falan bunlar zenginlerin fakirlerin hallerinden şikayet etmemesi için uydurukları şeyler arkadaşlar. basacan parayı, kaptanınız konuşuyor: ...'da hava durumu bulutlu, güzel bir hava var sıcaklık 13 derece.. uçuşumuz bir saat otuz üç dakika sürecek.
gözünü seveyim, okunurdu pilotaj daa neyse :)
gözünü seveyim, okunurdu pilotaj daa neyse :)
Sinemada izlemiştim sonlara doğru bir hangar sahnesi var bağırışmalı çağırışmalı midem bulanmıştı hafif. eh işte (7.4/10)
Bağırışmalı çağırışmalı burada sansür yerine kullanılmıştır.
Bu sene Dönem1'lerin ikinci komitesinde kızın biri 99 almış ve o bir soruyu nasıl yanlış yaparım ben ya diye yurttaki odasında ağlamış
Bir de bayıl istersen feriha'lık bir olaymış ksjdjdjsj bayılmıştır gerçi belki, bilemeyiz kskfkd
Benn gökyüzünüü tutamamm, yıldızları çalananlarr var; Bu karanlığın sebebi onlaarr
Yani lisedeki arkadaşlarımın hala lisedeki hallerinde olduklarını düşündüğümden iyi sanıyordum da galiba değişmişler; iyi olmayabilir, onlara sormak lazım
Yazılan girdilerden bağımsız -güzellik kelimesinin felsefesini yapmaya gerek duymadan- güzel olduğunu kanıtlamaya çalışan insan, bir de güzel olduğunun gayet farkında olan insan var. Farkında olan daha bir dikkat çekiyor
Ay takvimi üç yüz elli beş (355) gün. Güneş takvimi de malum üç yüz altmış beş (365) gün hatta bi altı saatimiz (0.25) daha var neysee. sadede geleyim, her yıl ramazan ayı on gün geri geliyor. yani şu anki ramazan bayramı ve ramazan ayının denk geldiği miladi günler, otuz altı buçuk (36,5) yıl daha bekleyecek aynı günleri yaşamak için. düşünün kaç yaşında oluyorsunuz.. veyacığıma yazın sahilde iftar sonrası dondurma keyfimiz için bir otuz küsür (30,..) yıl beklememiz gerekecek. hadi biz görürüz belki de büyüklerimiz görür mü? neyse hüzünlü bir yazı değil bu uzattım bir fıkrayla bitireyim:
adamın biri yolda yürürken çocuğun tekini görmüş, çevirmiş kenara elinde dondurma var çocuğun külaha döşemiş vanilyalı, şapur şupur yalıyor. bizim adam demiş senin adın ne? çocuk dudağı beyaz beyaz söylemem demiş. adam söylesene demiş. çocuk demiş yok. adam, söyle oğlum adamakıllı soru sorduk demiş. çocuk hayır demiş söylemem. ısrarlar falandır en sonunda adam adının baş harfini söyle ben bulacağım demiş. çocuk "y" demiş. bizim adam başlamış yunus, yusuf, yakup, yasir, yasin, yiğit... tüm y harfli erkek isimlerini saymış. çocuk hepsine gülerek hayır demiş. en sonunda çocuk, adamın ısrarlarına dayanamayıp tamam tamam söyleyeceğim demiş. adam meraklı gözlerle bakarken bizim çocuk deyivermiş adını:
~yamazan..
adamın biri yolda yürürken çocuğun tekini görmüş, çevirmiş kenara elinde dondurma var çocuğun külaha döşemiş vanilyalı, şapur şupur yalıyor. bizim adam demiş senin adın ne? çocuk dudağı beyaz beyaz söylemem demiş. adam söylesene demiş. çocuk demiş yok. adam, söyle oğlum adamakıllı soru sorduk demiş. çocuk hayır demiş söylemem. ısrarlar falandır en sonunda adam adının baş harfini söyle ben bulacağım demiş. çocuk "y" demiş. bizim adam başlamış yunus, yusuf, yakup, yasir, yasin, yiğit... tüm y harfli erkek isimlerini saymış. çocuk hepsine gülerek hayır demiş. en sonunda çocuk, adamın ısrarlarına dayanamayıp tamam tamam söyleyeceğim demiş. adam meraklı gözlerle bakarken bizim çocuk deyivermiş adını:
~yamazan..
bence komik fıkra, uyku da açar hem .d
Bugün tıp fakülteleri konusu geçerken birinden duyduğum gecenin bir yarısı aklıma düşen söz. Sözü duyduktan sonra bir düşündüm gazi iyi midir, ayrıcaklı olmak esprisi yaptık o söze anlık da şimdi düşünüyorum tekrardan.
Lisede bana ve bizlere söylenen türkiye'de tıp eğitimi iyi diye bir söz vardı, şimdi işin içinde biri olarak düşününce tr'de tıp eğitimi iyi mi?
Bununla ilgilenen birçok kurul var töb koludur çeşitli vedat bulut'umsu akademisyen ve hocalara kadar ama.. bu konudan önce söylemem gerek başka konu var. geçen twitter'da tt'deki meb yazısına, lgs sınavı için yazdılar herhalde diyip atama bekleyen öğretmenlerin ayaklanmasıyla karşılaşmam şaşırması oldu. Doğru bir de atama bekleyen öğretmenler var Dedim. hangi birisiyle uğraşsın herkes her yerden bağırıyor: lgs, atamalar, eğitim sistemi, müfredatlar... hepsi meb'e bağlı nereye elini atsa kalacak belli. Aynı durum bu tıp eğitimi için de geçerli. Daha bugün kontenjanlara bir tepki vardı. Şöyle bir yazalım: kontenjanlar, tus sınavı, dershaneleri, doktor şiddet, doktor maaş, tıp eğitimi, hastane döner sermaye ve borçları... benim 3-5 saniyede aklıma gelenlerden öte çok daha derin konular mevcut. Hepsiyle uğraşanı da sağlık bakanlığı.. hadi tus'un birazını yök'e versek yine kurtarmaz bunların hepsini bu bakanlık. Her sorunun tek bir bağlayanı olması belki de ana sıkıntılardan.
Eğitim konusunda, bir sene sadece acil stajı alınması gerekmesinden pre-klinik dönemi verimsiz bulanına ar-ge ağırlıklı sistemden eğitimin 4 yıla indirilmesi gerekmesine ki bunun 7-8 yıl olması gerekeni de duyduğumu belirteyim çok farklı görüşler mevcut.
Sonuç; hiçbir şeyi dört dörtlük fakülte yok, hep bir yerden eksikliği var. Gazi İyi desem biri çıkar kadavra yok, anatomi kemikleri fosil olmuş der; kötü desem açar yapılan göz ameliyatlarını, hocaların h indekslerini masaya vurur.
Lisede bana ve bizlere söylenen türkiye'de tıp eğitimi iyi diye bir söz vardı, şimdi işin içinde biri olarak düşününce tr'de tıp eğitimi iyi mi?
Bununla ilgilenen birçok kurul var töb koludur çeşitli vedat bulut'umsu akademisyen ve hocalara kadar ama.. bu konudan önce söylemem gerek başka konu var. geçen twitter'da tt'deki meb yazısına, lgs sınavı için yazdılar herhalde diyip atama bekleyen öğretmenlerin ayaklanmasıyla karşılaşmam şaşırması oldu. Doğru bir de atama bekleyen öğretmenler var Dedim. hangi birisiyle uğraşsın herkes her yerden bağırıyor: lgs, atamalar, eğitim sistemi, müfredatlar... hepsi meb'e bağlı nereye elini atsa kalacak belli. Aynı durum bu tıp eğitimi için de geçerli. Daha bugün kontenjanlara bir tepki vardı. Şöyle bir yazalım: kontenjanlar, tus sınavı, dershaneleri, doktor şiddet, doktor maaş, tıp eğitimi, hastane döner sermaye ve borçları... benim 3-5 saniyede aklıma gelenlerden öte çok daha derin konular mevcut. Hepsiyle uğraşanı da sağlık bakanlığı.. hadi tus'un birazını yök'e versek yine kurtarmaz bunların hepsini bu bakanlık. Her sorunun tek bir bağlayanı olması belki de ana sıkıntılardan.
Eğitim konusunda, bir sene sadece acil stajı alınması gerekmesinden pre-klinik dönemi verimsiz bulanına ar-ge ağırlıklı sistemden eğitimin 4 yıla indirilmesi gerekmesine ki bunun 7-8 yıl olması gerekeni de duyduğumu belirteyim çok farklı görüşler mevcut.
Sonuç; hiçbir şeyi dört dörtlük fakülte yok, hep bir yerden eksikliği var. Gazi İyi desem biri çıkar kadavra yok, anatomi kemikleri fosil olmuş der; kötü desem açar yapılan göz ameliyatlarını, hocaların h indekslerini masaya vurur.
7794 atıflı hocamız var
Timon, are you there?
Mirket süper bir isim ya ilerde kızım olursa adını mirket koyucam djdhhdhd
En güzeli mi bilmiyorum da aklıma ilk gelen bir arkadaşım laf arasında "amfinin neşe kaynağı" demişti anlık duraksamıştım
Fakültemin bitki örtüsü, Sadece ders konusu da değil her konuda. bu şey mutlu olmaya engel gibime geliyor. Her ortamın en'i olduğunu kanıtlamaya çalışmakla yaşanmaz valla
Gazi bunu nasıl düşünmemiş gerçekten ya Ben olsam kare çarşıyı full yıkıp oraya da otopark yapardım veya dekanlık 5. Kat güzel duruyor
Yurttaysanız ve ilk seneyse insanları böyle kumbara parçalandıktan sonra bozuk paraların saçılması gibi odalara dağıtırlar. Artık hapçısı da şeriatçısı da laiği mi dersin particisi mi her türlüsü düşebilir odaya. Her sabah farklı şekilde uyanan ben "yarın komite var olm" demekle uyanması gerekirken kelime-i şehadet (eşhedüella..) getirerek uyandım
Kahvaltı yapıyorlar odada masayı üçlemişler, biri üst ranzamda yatıyor yaşam alanı orası şu hep odada olan arkadaş işte. Biri partyde olması lazım sabah yatağı boştu falan neyse
Masada koyu sohbet var belli, hararetli tartışmalarla: Hz Ali peygamber değil mi olm, aleviler öyle diyo, yoo olm peygamber değil hz. Ali.. üçüncü kişi araya giriyo olm hz. Ebubekir de peygamber değil mi, lan o sahabe ne peygamberi, o zaman hz. Ali de sahabe, hayır olm hz. Ali hatta peygamberin yatağına yatıyor ya ona o yüzden peygamber diyolar.. yatağım (1.75x0.60) bir dar geldi o ara anlatamam, birden üst ranzada bir kıpırdanma oldu bir atarlanmayla (meğer o da uyanıkmış) sohbete daldı. Ben dedim oh sonunda biri susturacak, bu başladı ses tonu kalın (gözü kapalı konuştuğuna eminim); aleviler peygamber diyo hz. Ali'ye eğer hz. Ebubekir falan da peygamber olsa hz. Muhammed son peygamber olmazdı.. ohaa dedim gerçekten çok mantıklı hani video var ya güneş dünyanın etrafında dönüyo videosu çocuklar anlatıyor birbirine, dedim bu o an. Birden masada, "bak işte ben ateistim lan bi de, sizden daha iyi biliyom"a döndü olaylar. Dedim Allah'ım sen büyüksün ben uyumaya devam ediyom bunlar doğru yolu buluyo öyle böyle
Kahvaltı yapıyorlar odada masayı üçlemişler, biri üst ranzamda yatıyor yaşam alanı orası şu hep odada olan arkadaş işte. Biri partyde olması lazım sabah yatağı boştu falan neyse
Masada koyu sohbet var belli, hararetli tartışmalarla: Hz Ali peygamber değil mi olm, aleviler öyle diyo, yoo olm peygamber değil hz. Ali.. üçüncü kişi araya giriyo olm hz. Ebubekir de peygamber değil mi, lan o sahabe ne peygamberi, o zaman hz. Ali de sahabe, hayır olm hz. Ali hatta peygamberin yatağına yatıyor ya ona o yüzden peygamber diyolar.. yatağım (1.75x0.60) bir dar geldi o ara anlatamam, birden üst ranzada bir kıpırdanma oldu bir atarlanmayla (meğer o da uyanıkmış) sohbete daldı. Ben dedim oh sonunda biri susturacak, bu başladı ses tonu kalın (gözü kapalı konuştuğuna eminim); aleviler peygamber diyo hz. Ali'ye eğer hz. Ebubekir falan da peygamber olsa hz. Muhammed son peygamber olmazdı.. ohaa dedim gerçekten çok mantıklı hani video var ya güneş dünyanın etrafında dönüyo videosu çocuklar anlatıyor birbirine, dedim bu o an. Birden masada, "bak işte ben ateistim lan bi de, sizden daha iyi biliyom"a döndü olaylar. Dedim Allah'ım sen büyüksün ben uyumaya devam ediyom bunlar doğru yolu buluyo öyle böyle
Fonda okunuyor şu anda, kasvetli bir ruh haline sokuyor gibi ama daha çok huzur veriyor. Her taraftan yankılanan o ses tonunun sakinliği.. sanki anlık dönmeyi bırakıyor dünya da duruyor hayat
Sana bayılıyorum tek kelimeyle; muazzamsın!
Dönem1 çömezin ilk çanlı anatomi pratiği deneyimi.. imdb 6.9/10
Ağıla tıktılar bizi. Kurbanlık koyun misali ecelimizi bekledik durduk otuz dakika. Yer Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Amfi 1-2.
Tür: drama.. Herkes beyaz önlüklü. işinin ehli kişiler, muhteşem ciddiyetle kaç soru çözeceğimizi ve puanlamayı anlatıyor. Sınava girmeden otuz dakika önce öğreniyoruz bunları, zaten Hiçbir çıt çıkmayan sınıfta bir uğultu kopuyor o ara.
Arka sıradan ilk kurbanlar teker teker kayboluyor böyle. Tren olmuşlar isimlerinin anılmasını bekliyorlar. Diğer amfiden de bir çan sesi geliyor. Kilise çanı değil de at yarışlarındaki atların çıkış zili tonlamasında. Her çanda biri daha gitti diyorum içimden.
Tür: komedi.. oturduk arka taraf boşalmış. Önümdeki arkadaş sıra size geliyo demesiyle uyandım duruma. Lan n'oluyoz moduna evrildim. Baktım kaderimiz çiziliyo harbi.
Nadir hocamdan hafif şiveli ses tonlamasıyla spoiler geliyor: "arkadaşlar ilerde doktor olunca bu anları unutmassınız" o an niye ki demiştim de ne demek istediğinizi sınavın çıkışında anladım be hocam
Tür: gerilim.. ayaklandık o trene biz de girdik. Karşı amfiye çeken bir kol beni duvara döndürttü. Otuz saniyeyi sayarsam yavaş geçer demişlerdi üst dönemler. Onu uygulamaya çalıştım. Duvara bakarken arkamdaki maketi merak ediyorum. Kalbim hızlanmış şekilde.
Zil çaldı döndüm arkama ah saniye kaç oldu 27, ne bu ya; sternum lan bu, soruda ne yazıyor peki, işaretli mi yer, orası neresi? he şu ok galiba, lan kaç saniye kaldı 10, n'apacaz olm ne bu düşünsenee... Danggg
Tür: korku.. önüne baaak! Kendi kağıdınla ilgileeeen! Makete dokunmaaa! Çabuuuk, bekleme yapmaaaa! Her geçen otuz saniye masalar eksildi, kağıtlar maketler silgi kalem, çalıştık lan bu konuyu neydi bunun adı'lar geçti gitti
Kendime tuncay hocaya kağıdı teslim ederken kolay gelsin hocam dememle geldim.
kaldık mı lan şimdi...
Ağıla tıktılar bizi. Kurbanlık koyun misali ecelimizi bekledik durduk otuz dakika. Yer Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Amfi 1-2.
Tür: drama.. Herkes beyaz önlüklü. işinin ehli kişiler, muhteşem ciddiyetle kaç soru çözeceğimizi ve puanlamayı anlatıyor. Sınava girmeden otuz dakika önce öğreniyoruz bunları, zaten Hiçbir çıt çıkmayan sınıfta bir uğultu kopuyor o ara.
Arka sıradan ilk kurbanlar teker teker kayboluyor böyle. Tren olmuşlar isimlerinin anılmasını bekliyorlar. Diğer amfiden de bir çan sesi geliyor. Kilise çanı değil de at yarışlarındaki atların çıkış zili tonlamasında. Her çanda biri daha gitti diyorum içimden.
Tür: komedi.. oturduk arka taraf boşalmış. Önümdeki arkadaş sıra size geliyo demesiyle uyandım duruma. Lan n'oluyoz moduna evrildim. Baktım kaderimiz çiziliyo harbi.
Nadir hocamdan hafif şiveli ses tonlamasıyla spoiler geliyor: "arkadaşlar ilerde doktor olunca bu anları unutmassınız" o an niye ki demiştim de ne demek istediğinizi sınavın çıkışında anladım be hocam
Tür: gerilim.. ayaklandık o trene biz de girdik. Karşı amfiye çeken bir kol beni duvara döndürttü. Otuz saniyeyi sayarsam yavaş geçer demişlerdi üst dönemler. Onu uygulamaya çalıştım. Duvara bakarken arkamdaki maketi merak ediyorum. Kalbim hızlanmış şekilde.
Zil çaldı döndüm arkama ah saniye kaç oldu 27, ne bu ya; sternum lan bu, soruda ne yazıyor peki, işaretli mi yer, orası neresi? he şu ok galiba, lan kaç saniye kaldı 10, n'apacaz olm ne bu düşünsenee... Danggg
Tür: korku.. önüne baaak! Kendi kağıdınla ilgileeeen! Makete dokunmaaa! Çabuuuk, bekleme yapmaaaa! Her geçen otuz saniye masalar eksildi, kağıtlar maketler silgi kalem, çalıştık lan bu konuyu neydi bunun adı'lar geçti gitti
Kendime tuncay hocaya kağıdı teslim ederken kolay gelsin hocam dememle geldim.
kaldık mı lan şimdi...
Ben bu entrye birden fazla fav ve artı atmak istiyorum yetkililer sesimi duysun
Bir sövesim var sözlük bir sövesim öyle böyle değil neyzen tevfik misali sebepsiz gelene geçene
Aa bu bana da oluyor dönemsel olarak ahhsshs birlikte bir organizasyon mu yapsak? Ksksksks
Acımasızca geçip giden zamandan geriye kalan sadece yalnızlıklarımız
Sulcus tendinis musculi flexoris hallucis longi
Anlamadınız di mi..? Bi de tersten okuyun o zaman.. ignol sicullah siroxelf ilucsum sinidnet suclus Yine anlamadınız di mi o zaman bi daha tersten okuyunuz sulcus tendinis musc...
Jswkbw
Üçüncü tersten okumada dilin eşşedü ellailaheilla.. diye dönmesi gerekiyo demeyi unuttuydum
Bu sınavda kesin çıkar
Yaklaşık 250 metre vardır bence. Babama anlattım adam acıdı, başka yurt bulalım diyor. Midemde değişik olaylar olurken telefon meşguliyeti, beklemek
Sıradayız, insanlar masada yemek yiyerek bize bakıyor. İkimiz de insanız birimiz ayakta elinde su şişesi yemek için bekliyor, bir de masadakiler var onlar erkenden sıraya girmiş, o da geçmiş bu sıradan bakışlarından belli, yemeğini almış Soğuk soğuk yiyorlar (bir daha baktım buhar çıkmıyor çorbadan)
İki menü var. Hepsi sırada bekleme şartlı: Ya Yemeği erken alıp iftarı masada beklersin ve yemeğini ılık yersin ya da iftarı geç yapar sıcak sıcak çorbanı içersin
Tnm: Kyk'da iftar değişik bi şey
Sıradayız, insanlar masada yemek yiyerek bize bakıyor. İkimiz de insanız birimiz ayakta elinde su şişesi yemek için bekliyor, bir de masadakiler var onlar erkenden sıraya girmiş, o da geçmiş bu sıradan bakışlarından belli, yemeğini almış Soğuk soğuk yiyorlar (bir daha baktım buhar çıkmıyor çorbadan)
İki menü var. Hepsi sırada bekleme şartlı: Ya Yemeği erken alıp iftarı masada beklersin ve yemeğini ılık yersin ya da iftarı geç yapar sıcak sıcak çorbanı içersin
Tnm: Kyk'da iftar değişik bi şey
İnsanları buna mecbur etmeleri o kadar saçma ki, bari bunu bi düzene soksunlar ya. Böyle ramazan mı geçer
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?