saklanan isteyerek kaybolandır diyebiliriz. İnsan önce kaybolduğunu farketmeli.Bunu bilmediğimiz sokaklarda kaybolmak kadar somut düşünmedim. Kaybolmuş insan çıkış yolunu bulmak zorundadır ama saklanan zaten bir yolu seçmiştir.Tam ifade edemesem de kaybolmanın saklanmaktan daha derin ve zorlu bir yol olduğunu düşünüyorum.
ben değilimdir. aslında büyüdükçe gerekli durumlarda sakin kalabilmeyi büyük ölçüde öğrendim gibi. yani eskisi kadar çabuk öfkelenmiyorum mesela. profesyonel davranmam gereken durumlarda filan da soğukkanlı biriyim. ama kişilik olarak, yapısal olarak sakin bir insan değilim. hiçbir zaman olmadım bence, hiçbir zaman da olmayacak gibiyim. sakin sakin yürüyemiyorum, sakin sakin konuşamıyorum, sakin sakin gülemiyorum genellikle. bir "kıpır kıpırlık" var içimde. ara sıra ürkütücü derecede sakin olduğum da oluyor açıkçası. ama dediğim gibi, öyle zamanlarda ürkütücü oluyorum, normalim o değil çünkü.
ağaçtan meyve topladım, dalından biber topladım. yeni doğmuş bir inek yavrusunu (bkz: buzağı) sevdim, sevgime karşılık olarak tekme attı bana. enfeksiyon kapmış bir tavuğun apsesini drene etmeye çalıştım. rüzgarı hissettim, yağmuru hissettim bugün. güzel ve dolu dolu bir gündü.
iyiyim merak etmeyin. daha çok küçük olduğu için canımı çok acıtacak şiddette bir tekme değildi :) evet tatil gerçekten bize iyi geldi. bu arada bir gün sizinle birlikte ıslanalım yağmurda sevgili mdblue :)
zor olsa gerek çünkü boğazdaki o düğüm başka türlü nasıl geçer bilmiyorum. gerçi ağlayınca geçiyor mu onu da tam olarak bilmiyorum ama ağlamanın hatırı sayılır bir rahatlatıcılığı var bence. bir de bazen, bazı durumlarda insanın elinden ağlamaktan başka bir şey gelmiyor. işte böyle durumlarda, yapabileceğim tek şey ağlamak olduğunda, onu da yapamıyor olsam çok üzücü olurdu bence. ağlamak büyük bir nimet, ağlayamamak zor olsa gerek.. benim için sorun olan ne biliyor musunuz? "yeterince" ağlayamamak. böyle katıla katıla, kana kana, doya doya ağlayamamak. insanlar sesimi duymasın diye sessizce ağlamak zorunda kalmak. gözlerimin şiştiğini, kızardığını görüp de sormasınlar, endişelenmesinler diye düşünmek zorunda kalmak. tüm bu endişelerimden kurtulup tam anlamıyla, yeterince ağlayabilsem çok iyi gelecek belki ama ne yazık ki her şeyi hesaplayarak yaşamak zorunda kaldığımız gibi, bunu da hesaplamak zorunda kalıyoruz. insan ağlamak gibi bir eylemi bile düşünerek, hesaplayarak yapar mı?
düşünmekten, karar vermeye çalışmaktan, karar vermekten, karar verememekten, verdiğim kararlara uyamamaktan yoruldum. hissetmekten yoruldum. bazı duygular diğerlerine göre daha çok yordu beni. burukluk, özlemek, çaresizlik, boğazımdaki garip his... kendimi iyi hissederken bir anda modumun düşmesinden, değişken ruh halimden yoruldum. bazı şeyleri de eskisi gibi hissedememekten yoruldum. her şeyi bilmekten yoruldum, hiçbir şey bilmiyor olmaktan da. hesaplamaktan, plan yapmaktan, hatta hayal kurmaktan bile yoruldum. uyuyamamaktan, uyuduğum halde dinlenememekten yoruldum. uyanamamaktan da yoruldum. anlamaktan ve anlatmaktan yoruldum. kendimi ifade etmekten yoruldum. gitmek isteyip gidememekten, kalmak isteyip kalamamaktan yoruldum. aramak isteyip arayamamaktan, bulmak isteyip bulamamaktan, bulduğumdan emin olamamaktan... kalbim yorgun, en az beynim kadar. yaşamaktan yoruldum ben, ben olmaktan ve ben olamamaktan yoruldum. yorulmaktan bile yoruldum...
Çok sevgili arkadaşım b....'nın bağımlısıyım. Adını buraya açık açık yazmayı çok isterdim yavrum, ama seni de kendimi de ifşa edemem. Kendisi bir sözlük yazarı olmasına rağmen sağ olsun sözlüğe hiç uğramadığı için, arkadaşım muhtemelen bu yazdıklarımı görmeyecek ama olsun artık. Burda gerçek bir bağımlılıktan söz ediyorum yani "canım arkadaşım seni çok seviyorum" gibi bir şeyden öte bu. O yanımda olmadan bir işimi halledemez oldum. Bazen ders saatlerimiz farklı oluyor, o zamanlarda bile okula gitmeden önce kendisine "yarın seni görebilecek miyim?" ya da " sabah okula gelince seni mutlaka göreyim." gibi şeyler yazarak kendimi garantiye alıyorum. Burdan yetkililere sesleniyorum, bizi aynı gruba alın lütfen. Bir de hanımefendinin anne babasına sesleniyorum, beni evlatlık almak isterseniz benim için uygundur. Son olarak hanımefendinin kendisine de sesleneyim olur da bunu okursa diye. Kanka sana açılıyormuşum gibi bir yazı oldu farkındayım, ama idare et artık :))
sonunda kavuşmak varsa ya da özleminiz bir şekilde dinecekse idare edilebilir bir duygudur, hatta belki özlemekte olduğunuz şeyin kıymetini daha iyi anlamanızı sağlayacağı için iyi bile sayılabilir. ama eğer ki asla kavuşamayacağınız ya da asla geri gelmeyecek bir şeye veya bir kişiye özlem duyuyorsanız o zaman en acı verici duygulardan bir tanesidir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır. katkıda bulunmak istemez misin?