elegantmoon

animasyon filmlerin, sadece çocuklara yönelik olduğu yanılgısının karşısında başarılı ve etkileyici kurgularıyla duran filmlerdir.
-Mary and Max (2009)
-Coco (2017)
-Horton (2008)
-Inside Out (2015)
-Kubo and the Two Strings (2016)
-WALL·E (2008)
-Toy Story 3 (2010)
-One Small Step https://www.youtube.com/watch?v=yWd4mzGqQYo
-Big Hero 6 (2014)
.
daha eklenir.

meraktan yönelttiğim sorudur sayın yazarlar. ben yemek yapıp, dostlarla bir zoomdan görüşüp, tüm aile büyüklerini arayıp aksiyonlu kısmı bitirdim. Birazdan da spor yaparım sanırım. sonra fizyo bile çalışabilirim valla nasıl bir gece oldu ben de anlamadım.

İlk sırayı Avatar'ın hiçbir zaman kimseye kaptırmayacağı kıyaslamadır. İlk çıktığında nickeledeonda bölüm bölüm, devamında ise babama yalvarmak suretiyle tüm bölümleri torentten indirerek baştan sona sayısız kez hatmederek izlediğim çizgi filmdir. Netflix'e gelmiş bu sene. On sene önce havuzda "ben su büküyorum" diye dolaşan, lisede ise "acaba hangi uygarlıkların ve felsefelerin izlerini görmek mümkün" diye diğer inekleri toplayıp tartışan ben açıkçası üzüldüm netflix'e geldiğini görünce. Neyse. İkinci sırayı ise trt'de yayınlanan "bayan mallard'ın maceraları" alır. Bir dedektif, aynı zamanda bir ördek olan bayan mallard gizemli suçları çözmektedir. Gerçekten mükemmeldi. YouTube'dan açıp izlesem mi?

- yeşil mercimek çorbasına küp küp doğranmış havuçlar ekleyip çorbayı bir de öyle deneyin.
- ratatouille yapmak gibi bir niyetiniz varsa fesleğeni eksik etmeyin, asıl uçuran malzeme o.
- brokoli çorbası diye bir mükemmellik var, ön yargılarınızı kırıp deneyin sevgili yazarlar mükemmel bir lezzet.
- yeşil mercimekli börek hayatımda yapıp yediğim en güzel börekti.
- bu mevsimde olmaz ama mücver yaparken havuç, kırmızı biber, patates de rendeleyin.
- ilginç kurabiyeler seviyorsanız papatyalı (çay) kurabiyeyi deneyin derim. hem kolay hem de hafif mi hafif.

gecenin bir vakti just dance videolarını açıp deli gibi dans ediyorum ve bayılıyorum.

ESTJ-a ile dahil olduğum, insanların komplike yapılarından dolayı her sıfatta biraz kendilerini bularak 'doğruluğunu' sağlamlaştırdığı kişilik testi.

sabahtan labım vardı gütfsözlük, akşamım da boştu. ben de her zamanki rotamı takip ederek -dekanlıktan çıkıp acilin yanındaki ara yoldan geçip ana kampüse geçmeyi içerir.-fitnessa gitmeyi planlamıştım. Hava açık, kulaklığım takılı; genel olarak keyfim yerinde. Tam acilin yanından geçip ara yola gireceğim sırada pencereleri demirli, yeşil askeriye aracının önünde bekleyen ve gereksiz fazla büyük silah taşıyan iki askerle göz göze gelmemle dumur oldum. "buradan geçemezseniz hanımefendi" sesiyle irkildim, zaten şaşkınım. mahkumların da hastaneye gelmesi gerekiyor tabi ki gütfsözlük. hengameye, kendi hayatıma o kadar kaptırmışım ki kendimi, unutmuşum bunun ne kadar normal bir senaryo olduğunu. iki saniye durumu algılamak için zaman ayırıp yine gittim kendi yoluma ama orayı üniversite olarak görmem sebebiyle sürekli unutuyorum oranın aslında insanların hayatlarında ne kadar elzem bir yer tuttuğunu, orada hayatın kendisinin gerçekleştiğini.

sanırım bir üst dönemim, elli kere karşılaştık; hala kim bilmiyorum. bir gün öğrenirim herhalde.

böyle bir başlık açıp kim sahipsiz bıraktı, sorarım size. Ayıp yahu!
yazalım şuraya bir usual suspects (1995) de, Kevin Spacey'nin kişiliği ortaya çıkmadan herkesin hayranlıkla izleyebildiği mükemmel oyunculuğunu hatırlayalım.
Swordfish (2001) - çok insan bilmez bu filmi ama inanılmazdır, kadro da müthiştir.

bu liste editlenecek gütfsözlük, söz veriyorum.

it's my life- Bon Jovi
benim de köprüden atlayasım geliyor.
stereo hearts- gym class heroes
dostlarımla şarkımız, 2011'de çıkmış idi. bizim şarkımız oldu.
volare- gypsy kings
dinlediğim en dramatik an üniversite sınavına giderken arabada açmıştım, o sıradaydı. çok güzel şarkı ama ne dediğini bilmiyorum.
still got the blues- gary moore
poison hearts- ramones
elephant gun- Beirut
.
.
ben bu listeyi bitiremem gütfsözlük. Sanırım ben genel olarak fazla yüksek seste müzik dinliyorum.

Babamın; lisansta tanıştığı, meslektaşı, hayatını -mesleklerinin de aynı olması sebebiyle- 30 yıldır paralel götürdüğü, "davutum" diye sevdiği, ağzına bir kere bile sigara almamış en yakın arkadaşını covid sebebiyle kaybettiğini gözümün önünde bir telefonla öğrenmesi sonucu 1.85lik adamın kollarımda yıkıldığını gördükten sonra dostlarıma, ne varsa her zaman en iyisini yarın görüşmeyecekmişiz gibi sağlamam gerektiğini öğrendim. Varsa hayatımızda sırtımızı tereddütsüz yasladığımız insanlar, mutlulukları için her şeyi yapmak lazım. veda etme imkanı bile olmuyor bazen.

domates çorbası yapar iken tencerenin içinde bırakılan blenderın, hem kablosunun prizle oluşturduğu gerilme kuvveti sebebiyle hem de tencerenin toplam ağırlık merkezini bozması sebebiyle 270 derece dönmek suretiyle tencerenin dışına devrilmesi olayıdır. Ziyan olan miktar az olsa da hadise gözümün önünde, 0.1 saniyede gerçekleştiğinden içim çekilmiştir.

Ortak bulunulan sosyal ortamlar gereği belirli bir medeni seviyenin korunulması gerekli olan eski sevgili/dost/arkadaş kişisinin nihai kaderidir. Daha geniş bağlamda düşünülür ise takipçi ve beğeni sayısının, biz sosyal medya kullanıcılarının önemli bir odağı olması nedeniyle geri takibi yapılmış ancak internet paketi harcamaya değer görülmeyen tüm kişileri içerir.

Nev- Es
https://www.youtube.com/watch?v=IoY_lWtoH7o
boyum bir metre iken de dinliyordum, hala da dinliyorum (Nev'in kendisi için de geçerli olan durumdur). Kendisinin konserine gitmek bir nasip olmadı, verdiği ilk konsere gitmeye and içtim. Niye gizli derseniz bilmiyorum, o kadar uzun süredir dinliyorum ki herhalde paylaşmak garip geliyor.

Kendi emeğiyle, zekasıyla, yeteneğiyle kazandıysa helali hoş olsundur, hatta anlatsındır; belki ben de kendime bir şey çıkarabilirimdir, tecrübelerinden yararlanabilirimdir. Ancak başlık sahibinin de belirttiği gibi mirasyedi pozisyonunda olan ve bunu, kendini öbür insanlardan üstün kabul ettirmek için bahis yapan biri ise boş insandır, yazıktır.

How i met your mother'ın son sezonu kaç dakikaysa, o dakikaları hayatımdan çalınan dakikalar olarak değerlendiriyorum. Eğer dizi sitelerinden kaçak izlemeseydim dava açardım o kadar sinirliyim.

Son hız koşarken, bisiklete binerken, cam açık araba sürerken; en sevdiğim mutluluk veren şarkıların (bkz: Riptide) https://www.youtube.com/watch?v=uJ_1HMAGb4k çalmasıyla birlikte yüzüme sertçe vuran rüzgarı hissettiğim andır. Gökyüzü de maviyse ağzımın kulaklarına erişmesine engel olamıyorum gütfsözlük :)

Garipten çok iç ısıtandı benimkisi. Yirmilerinin sonuna doğru gencecik bir kadındı bu ptt çalışanı. Homurdana homurdana açtım kapıyı, "ben bir şey sipariş etmedim, noluyor yine?" Diye. Kadıncağız bir zarf çıkardı: "elegantmoon musunuz?" Dedi. O an dank etti fizyodan bulanmış kafama: "Ay ehliyetimi mi getirdiniz yoksa!" Maske yoktu bende yani var olan 28 dişimin hepsini gördü kadın. "Çok sevindim bu kadar sevindiğinize" dedi. "Ben asıl size çok teşekkür ederim, çok mutlu ettiniz beni; uzun zamandır bekliyordum almayı sonunda oldu, kolay gelsin yeniden çok teşekkür ederim."
Kargo çalışanları/kuryeler de insan yahu, kadının gözleri güldü beni o kadar mutlu görünce:(

"Acaba günlük başlık açma sınırı mı getirilse?" diye düşündüren gütfsözlük yazarıdır:)

Fireside- Arctic Monkeys
aşık değiliz, aşk acısı da çekmiyoruz ama insanı ilginç bir hallere büründürüyor bu saatte
https://www.youtube.com/watch?v=9g7To-2Q-4w

Diyarbakır'a giden babamın getirdiği ve algılarımı bozan sevgili acı biber reçelidir. Bildiğiniz acı biberin (oldukça acı) bildiğiniz şekerli (oldukça şekerli) reçelidir. Kafada soru işareti oluşturmuştur hatta tahminimce circumvallatelarda bile soru işareti yaratmıştır.
Edit: moderatörlerden ricam başlığı tat olarak değiştirebilir misiniz? tad nedir yahu:(

İkisinin de yeri ayrı olduğundan zannımca galip gelenin olmayacağı versustur. Ancak kitabı olan filmleri izlemekten özellikle kaçınırım. Kitapların sayfaları ve satırları arasında okuyucuya daha fazla yer vardır: o güne kadar yaşamış olduğunuz her şey, hayal edebildiğiniz her durum; yazarın sağladığı kurguya eşlik eden görsel bileşeninizi oluşturur. Israrla Harry Potter'ları veya herhangi bir clive cussler romanının filmini izlememem de bundandır. Ancak beyaz perdenin de kendi içinde barındırdığı; oyunculuk, sinematografinin hayranlık uyandıran uygulamaları (bkz: split diopter lens) ve müzikler de filmleri ayrı bir noktaya taşır. 3-5 kendimce can alıcı şarkı örneği de verecek olursam:
Blue Hawaii- Can't help falling in love with you
https://www.youtube.com/watch?v=vGJTaP6anOU
rocky- Eye of the tiger
https://www.youtube.com/watch?v=btPJPFnesV4
Top Gun- Take my breath away
https://www.youtube.com/watch?v=fUis9yny_lI
pulp fiction- Girl, you'll be a woman soon
https://www.youtube.com/watch?v=JAHA4Jh5jkw
Django unchained- Freedom
https://www.youtube.com/watch?v=xdOykEJSXIg

Sevdiğim hiçbir insanı kaybetmediğimden kendimi "şanslı" kabul ettiren yıldır.

(bkz: fakültedeki ilham veren hocalar)

"sen çok progressive bir insansın"dır. düşüldüğünde ayağa kaldıran mesajlar başlığı açıp oraya da yazabilirdim, öyle etkili:)

Meltem Hoca'nın "thaaaat's whhhhhhy" diyişini duymadan mezun olanların türkçe tıp diyerek yanlış tarafı seçecekleri versustur.
Edit: Elbette anatomiye hükmeden Meltem Hocadan bahsediyorum.

Babam, kendimi bildim bileli "arabadan in" anlamında "dökül" fiilini kullanır. 6-7 aydır arabaya binmemiş idim. Geçen "dökül" dedi, 7. Cadde'nin ortasında kahkaha atarak "dökülen" bir elegantmoon manzarası oluşmasına sebebiyet verdi kendisi. Çok yaşasın.

Karşı tarafa ayrılan zamanın değerinin bilinmemesi hatta hiçe sayılması, insanı soğutmuyorsa da soğutmalıdır zira sahip olduğumuz en değerli şey zamanımızdır. O bitince biz de bitiyoruz malumunuz.

Lise hayatımda her ne kadar daha başarılı olsam da lisede iken kendimi görmek istediğim yerlere, sahip olunmasının elzem olduğunu düşündüğüm maddiyata üniversitede sahip oldum gütfsözlük. Üniversite, ekonomik özgürlüğümü sağladığım, hayatıma çeki düzen verdiğim; kendimi nerede ve nasıl görmek istiyorsam oraya getirebilme kabiliyetim olduğunu ve aldığım nefesin sadece kendim için olduğunu anladığım dönem oldu. Buna ek olarak arkadaşlıklarımı dönem odaklı değil karakter odaklı kurduğum için çocukluk arkadaşlarımdan da, lise arkadaşlarımdan da gerekli olanları her daim yanımdadır. Üniversite <3 elegantmoon

Yazarsam benliğimden gider, herkes bilirse bendeki değeri azalır şeklinde absürd korkulara sahip olduğumdan bendekileri asla paylaşmayacağım şarkılardır. Affet gütfsözlük