ilkokulda hocalarımızın teşviğiyle tuttuğum içinde"bugün güzel bir gündü.yemek yedim,ödev yaptım,çizgi film izledim biraz,uykum geldi iyi geceler günlük."şeklinde yazılar bulunan günlüklerim geldi aklıma :') güncel anlamda günlük tutmasam da yazmanın her zaman ruha iyi gelen bir yanı olduğunu savunurum.ve içim sıkılınca açıp yazdığım bir defterim vardır ve yazdıktan sonra iç sıkıntım gerçekten hafifler.keşke alışkanlık haline getirebilsem ama bir türlü düzene oturtamadım bu günlük işini..
"eğer yüreklerinizi yaşamlarınızın gündelik mucizeleri karşısında hayretle dolu tutabilseydiniz,acınız da en az sevinciniz kadar harikulade görünürdü. yüreğinizin mevsimlerini kabullenirdiniz,tıpkı tarlalarınızdan geçen mevsimleri her zaman kabullendiğiniz gibi.ve hüznünüzün kışlarını dinginlikle seyrederdiniz." halil cibran-ermiş
sabah yarı uyanık halde etrafa boş gözlerle bakılan an.."noldu?,niye uyandım ki?,geri mi uyusam?.."soruları dönerken kafada bi süre etrafa bomboş bakılır.
her gün bu kadar güzel mi bu deniz? böyle mi görünür gökyüzü her zaman? her zaman güzel mi bu kadar; bu eşya, bu pencere? değil, vallahi değil; bir iş var bu işin içinde.
-biri beni üzecek bir şey yaptığında ona bunu söylemek yerine kendi kabuğuma çekiliyorum.karşımdaki kişi ısrar etse bile "noldu,anlat?" gibisinden,bir şey olmadığını iddia ediyorum ve o kötü hissetmesin istiyorum..çok kötü bi huy bence. -aslında fazlasıyla heyecan duyduğum şeylerde heyecanımı belli etmekten ve dile getirmekten kısmen kaçınıyorum.sanki böyle ben en ufak bir mutluluk ya da heyecan belirtisi gösterdiğimde o şey mahvolacakmış gibi hissediyorum sanırım. -genel anlamda rahat biri olsam da bazı şeyler konusunda fazla geriliyorum.gergin değilim dedikçe daha da geriliyorum. (tuhaf biri olduğum kanısına vardım.)
Tüm yazıyı okudum ve ne kadar zıt karakterli insanlar olduğumuzu fark ettim. Ben aksine her duyguyu dolu dolu yaşamam gerektiğine inanıyorum. Sinir biraz daha az olsa çok iyi olurdu tabii ;((
Estağfirullah korkaklıkla hiç ilgisi yok bence. Sadece kırmaktan ve kırılmaktan çekinmek gibi. Ama unutmamalıyız ki bazen insanlara iyilik de yapsak kırılıyorlar. Yani kırılmak isteyeni bizim tavrımızdan çok onun bize olan anlayışı belirliyor.
evet öyle belki de..doğru analiz etmişsiniz.haklısınız,farkındayım da aslında bunun ama olmuyor işte :d yine de çok teşekkür ederim bana bunu tekrar hatırlattığınız için :)
o anlatsın ben dinleyim sabaha kadar hiç sıkılmadan,onun derdi benim derdim olsun dersem tutunamayanlardan selim ışık.yok ben anlatayım o beni güzel dinler, anlamaya çalışır, biliyorum dersem de momo kitabından momo olurdu.
berber sadece saç kesim,sakal tıraşı vs gibi işlemler yapılan yerken;kuaför,saç bakımı,saç şekillendirme gibi daha birçok işlemin de yapıldığı yerdir gözlemlerime göre..
çikolatayı her şeyde severim aslında ama salep nedense soğuk kış günlerinde içimi ısıtabilecek en güzel içecekmiş gibi geliyor.o hafif koyu kıvamı falan da çok hoşuma gidiyor.ikisi de kendi çapında güzel fakat ben buna salep cevabını verirdim galiba.(ruh halime göre de değişebilir bilemedim..)
we keep this love in a photograph we made these memories for ourselves where our eyes are never closing hearts were never broken and time's forever frozen,still
çok güçlü bir duygudur..sevdiğin birini,kaybettiğin birini,yanında olmak istediğini,birinin eski halini özlersin,eski evini özlersin,o evdeki kahkahaları özlersin,denizin mavisini izlemeyi özlersin,eski günleri özlersin,yazın kışı kışın da yazı özlersin.özlersin de özlersin işte...