highwaytohell

Çok küçük bir ihtimal de olsa sevdiğin tarafından sevilmek..

ve yapacak bir sürü işi olmak..ikisi hep aynı zamana denk gelir :d

Bir dokun bin ah işit
Bugünlerde böyleyim

ya da tanıdığımızı sanmak?

izledim ve izlerken çok da keyif aldım.mini dizileri sevdiğim için bir solukta izledim.akıcıydı zaten.oyunculuk,müzikler,karakterler hoşuma gitti.fakat ben mi çok dramatize ettim bilmiyorum da..beth'in ona satrancı öğreten ustasını hiç ziyaret etmemesini,arayıp sormamasını anlayamadım açıkçası :(

küçükken annemin "hadi bak kahvaltı yapmalısın.okula gidiyosun,anlamazsın bak dersleri!" sözlerine karşı ne kadar inat edip bir iki çatal bir şey yiyorsam şimdi tam tersi.günün en sevdiğim öğünü.hazırlamasından da yemesinden de çok keyif alırım..ve her türlüsünü severim :)

telefonda herhangi bir uygulamadan gelen bir bildirimin gözükmesinden rahatsız oluyorum.uygulamalara girip tek tek hepsini temizliyorum.en saçma bildirimleri bile.yoksa beni rahatsız ediyor :(

iş makinesinin çalışmasını seyretmek..

good morning, and in case i don't see ya, good afternoon, good evening, and good night!
-truman show

birinin geldiğini gördüğün halde"geldin mi?" diye sormak..özellikle annem çok yapıyor bunu.ben de artık otomatik olarak "evet,geldim" diyorum.alıştık :d

yeni kesilmiş çim kokusu :) çokkk severim..

evden biri markete gidip geldiğinde gidip poşetlere bir göz atıyorum.benlik bir şey varsa mutlu olup tekrar odama dönüyorum :d

"sen seversin diye...."
başlayan cümleler.karşımızdaki insanın bize dair detayları bildiğinin,bizi mutlu etmeye çalıştığının en saf göstergelerinden biridir.

...
"şimdiye dek düşünmediyseniz
bakmayın içinde ne var,
küçük bir kitaptır yaşamak
elinde tutmaya yarar."
cemal süreya

güzeldir,huzur verir bana çok.sıcacık evimdeyimdir,elimde bir çay vardır bazen.soğuktan korunmak gibi bir derdim yoktur.sadece o anı kaçırmamak gibi bir derdim vardır belki.sonra evi olmayan,geceyi soğukta donmadan geçirmeye çalışanlar gelir aklıma üzülürüm bu adaletsizlik için ve bir şey yapamadığım için..

i wanna heal, i wanna feel
like i'm close to something real

muayenehane.söylemeye çalışırken duraksıyorum her kullandığımda.zaten şu yaşıma kadar kaç kez kullanmışımdır bu kelimeyi.insan hep mi duraksayarak söyler :d

akustik hali daha çok hoşuma gidiyor bu parçanın :)

ilkokul,ortaokul,lise numaram..unutabileceğimi de düşünmüyorum.aslında hafızam o kadar kuvvetli değildir ama kalıyor bazı şeyler işte :d

yani olmuyor, olmuyor istesem de

markette yan kasadaki sıra daha hızlı ilerler.eğer ben o sıraya geçersem diğer taraf hızlı ilerlemeye başlar..

"hayatımın en mutlu ânıymış, bilmiyordum. bilseydim, bu mutluluğu koruyabilir, her şey de bambaşka gelişebilir miydi? evet, bunun hayatımın en mutlu ânı olduğunu anlayabilseydim, asla kaçırmazdım o mutluluğu."

orhan pamuk-masumiyet müzesi

itibarıyla yerine itibariyle, fark etmek yerine farketmek yazmak bir de boş ver yerine boşver yazmak..

direkt yerine çok fazla direk yazan gördüm.bir de "nahif" kelimesini "naif" şeklinde yazılıyor sanıyordum.aslında iki kelime de mecvutmuş dilimizde ancak hassas anlamında olanı nahifmiş.

zaman

“acı yiyelim söyle neyleyelim
sevmeyelim de taşa mı dönelim”

şeklinde sanıyordum yıllarca :d hatta “ne alaka yaa!” diye sorguladığım da olmuştu..