şu online dönemde, daha birbirini hiç yüz yüze görmeyen gönüllü dönem 1lerin oluşturduğu güzelim not grubu. sürekli "nasıl daha iyi oluruz?" arayışı içindeler. diğer üniversitelerin dönem 1leriyle kıyaslandığında bariz biçimde etkili bir sistem yürütülüyor. instagram hesaplarında finale hazırlık gönderileri paylaşıyorlar, komite sınavlarından önce tekrar hikayeleri paylaşıyorlar. gözlemlerime göre gayet iyi gidiyorlar ve büyük bir özveriyle devam ediyorlar. neredeyse hiç tanımadıkları dönem arkadaşları için hiçbir şey talep etmeden böyle bir şey yapmaları gerçekten gazi tıp ruhuna yaraşır bir hareket bence. umarım bu grup diğer birkaç not grubu gibi yok olmaya mahkum olmaz, umarım çok daha iyi işlere imza atarlar.
bir meslektaşımız daha sağlıkta şiddetin durdurulamaması nedeni ile vefat etti.
"bunu da bileceksiniz."
evvet :)
geçen ders çalışıyorum, komiteye az kalmış -her zamanki gibi- birkaç gündür de olaylar üst üste geliyor. üzerine bir de 12536 defa çalıştığım konuyu unutmuşum. tam ağlayacağım "ağlamaya vaktin yok kimliksizot, kendine gel" dedim
3-5 dakika sonra "ağlamaya bile vaktim yok ki benim, bu nasıl bir fakülte..." diyip ağlamaya başladım.
bu da böyle bir anı
3-5 dakika sonra "ağlamaya bile vaktim yok ki benim, bu nasıl bir fakülte..." diyip ağlamaya başladım.
bu da böyle bir anı
Büte kaldım demeyelim de 1 ay daha ankarada kalma şerefine eriştim diyelim :d
"İnsan muhakkak sevmeli.
Ben sevmek diyorum,
Onlar aşk anlıyorlar.
Oysa ben, sevmek diyorum.
Neyi olursa olsun, nasıl olursa olsun,
Muhtaç olduğumuz sevgiden bahsediyorum."
demiş bir şair. sevmek benim nezdimde sevilmekten daha özel ve daha mutluluk vericidir.
Ben sevmek diyorum,
Onlar aşk anlıyorlar.
Oysa ben, sevmek diyorum.
Neyi olursa olsun, nasıl olursa olsun,
Muhtaç olduğumuz sevgiden bahsediyorum."
demiş bir şair. sevmek benim nezdimde sevilmekten daha özel ve daha mutluluk vericidir.
gütf'de sabır :)
Gütf'e sabır da olabilir bence sayın kimliksizot :)
johnny test
hala açıp eski bölümleri izliyorum bir şeyler yerken. susan ve mary test favorim ama küçükken de nasıl gil gibi aptal bir karaktere aşık olduklarını çözememiştim hala çözemiyorum. dukey gibi bir köpüşüm olmasını isterdim o zamanlar.
powerpuff girls
süper güçleri olduğundan onları kıskanırdım :/ blossoma nedense sinir olurdum. buttercup favorim. mojo jojo'ya ise üzülürdüm :( kötü bir karakter olsa da yazık :((
arthur
2022'ye kadar yayımlanmış ancak en son yumurcak bölümlerini izlemiştim. karakterlerin hepsi büyümüş gözlerime inanamıyorum dostlar.
en son hatırladığım halleri:
şimdiki halleri:
uzun kulak ailesi
izlerken garip bir korku da uyandırırdı bende. neden bilinmez. o zaman sorgulamamıştım ama nerede bu tavşanların anneleri?!?!
üçüzler
çocukluktan ziyade bebeklik diyebiliriz.
oscar çöllerde
abim ablam ben oturur izlerdik akşam sofranın kurulmasını beklerken. oscar adında bir kertenkelenin çöldeki maceralarını daha çok şapşallıklarını içeren mini diziyi şimdi ise yeğenimle izliyoruz. her zaman aynı tadı veriyor :)
jetgiller
taş devri
hemen hemen jetgillerle aynı yıllarda çıkmış çizgi dizi
hala açıp eski bölümleri izliyorum bir şeyler yerken. susan ve mary test favorim ama küçükken de nasıl gil gibi aptal bir karaktere aşık olduklarını çözememiştim hala çözemiyorum. dukey gibi bir köpüşüm olmasını isterdim o zamanlar.
powerpuff girls
süper güçleri olduğundan onları kıskanırdım :/ blossoma nedense sinir olurdum. buttercup favorim. mojo jojo'ya ise üzülürdüm :( kötü bir karakter olsa da yazık :((
arthur
2022'ye kadar yayımlanmış ancak en son yumurcak bölümlerini izlemiştim. karakterlerin hepsi büyümüş gözlerime inanamıyorum dostlar.
en son hatırladığım halleri:
şimdiki halleri:
uzun kulak ailesi
izlerken garip bir korku da uyandırırdı bende. neden bilinmez. o zaman sorgulamamıştım ama nerede bu tavşanların anneleri?!?!
üçüzler
çocukluktan ziyade bebeklik diyebiliriz.
oscar çöllerde
abim ablam ben oturur izlerdik akşam sofranın kurulmasını beklerken. oscar adında bir kertenkelenin çöldeki maceralarını daha çok şapşallıklarını içeren mini diziyi şimdi ise yeğenimle izliyoruz. her zaman aynı tadı veriyor :)
jetgiller
taş devri
hemen hemen jetgillerle aynı yıllarda çıkmış çizgi dizi
Küçükken çizdiğimiz resimlerde güneşe ağız ve göz çizmemiz. Şu an düşünüyorum da neden ki?
ben de bulutları maviye boyardım,gökyüzünü beyaz bırakırdım :D
Yazın bile o evin bacası hep tüterdi :)
Gökyüzünü maviye boyayıp bulutları beyaz yapmanın çok yorucu olduğunu anlayınca ben de sizin gibi yapmaya başlamıştım sayın highwaytohell 😂
hahahsah en mantıklısı..
bir yerde okumuştum : "ey şair! bana gösterme, bana yaşat."
şair dediğin yalnızca göstermez, yaşatır.
şair dediğin yalnızca göstermez, yaşatır.
bir önceki girimle çok uyumlu oldu ahshahshaha
odamda ders çalışıyorumdur*
abi kişisi: kimliksizoot bi baksana
-ders çalışıyorum
abi kişisi: tamam ya 2 dk bi gel salona
-iyi tamam
salona girerim, abim uzandığı çekyatın hemen yanında yerde olan şişe ve bardağı göstererek:
bana bi bardak su versene :))
...
abi kişisi: kimliksizoot bi baksana
-ders çalışıyorum
abi kişisi: tamam ya 2 dk bi gel salona
-iyi tamam
salona girerim, abim uzandığı çekyatın hemen yanında yerde olan şişe ve bardağı göstererek:
bana bi bardak su versene :))
...
Bekle dedi gitti
Ben beklemedim, o da gelmedi
Ölüm gibi bir şey oldu
Ama kimse ölmedi
Ben beklemedim, o da gelmedi
Ölüm gibi bir şey oldu
Ama kimse ölmedi
Okurken zihnimde Kaan Tangöze'nin şarkısı çaldı öğrendiğime çok memnun oldum sağolun sayın kimliksizot :)
rica ederim sayın muamma :)
“Nereye gideceğimi bilsem koşa koşa gideceğim”
dağıtmaya çalışmam, yaşamam gerektiğini düşünür ve yaşarım. yapabiliyorsam ağlarım. bilen bilir bazen insan ne kadar üzgün olursa olsun ağlayamıyor.
Hipokrat'ın söylediği gibi: “ars longa, vita brevis.”
iftira
Seni yerlerde göklerde bulamazlarken
Bende gizli olduğunu sezenler olmuş
Bende gizli olduğunu sezenler olmuş
eve alınan atıştırmalıklar. eve gelmesiyle bitmesi bir oluyor sanki.
O yüzden sadece o seferlik yetecek kadar almalıyız. Yoksa yanında kilo da almış oluruz sayın kimliksizot :(
:)
haklısınız sayın muamma. biz de artık o yoldan ilerliyoruz :)
hayal et sevgilim / hayalet sevgilim
İrem Hanım bu konuyla ilgili şöyle bir açıklama yapmıştı. Aslında şarkı sözleri noterden tasdiklenirken "hayal et" yazıyormuş. Ancak sonrasında şarkı patlayınca her yerde hayalet sevgilim olarak anlaşılıp o şekilde kullanılmaya başlayınca kendileri de "hayalet" olarak kabul görmeye başlamış.
Demek ki aslında doğru anlamışım sayın armut :)
Şikayet etmeyi bırakıp çözüm üretmeye çalışmak, en azından denemek.
yıllar önce okuduğum bir şiiri aklıma getirdi bu başlık:
"ölüm korkusundan mıdır, yaşama telaşından mıdır bilinmez
bu geç kalmışlık hissi.
..."
"ölüm korkusundan mıdır, yaşama telaşından mıdır bilinmez
bu geç kalmışlık hissi.
..."
Kitaplarını okuduktan sonra diziyi izlemeye karar vermiştim. Bu güzelliği daha uzun süre izleyebilmek için günde bir bölümden fazla izlememe sınırı koymuştum kendime. Hâlâ belki de hiç gelmeyecek olan yeni sezonu bekliyoruz :')
Son olarak
“Did you miss me?” :)
Son olarak
“Did you miss me?” :)
Üzülerek Artık pek kullanamadığım yerdir. Çalışan abi ablalarımızın merkeze kaydırılmasından dolayı eleman yetersizliğinden oluşan uzun kuyruğu anlayabilsem de yemeğin son gelenlere kalmamasını, porsiyonun küçültülmesini anlamıyorum.
Bugün merkez kampüsteki yemekhaneye 13te gittiğimde hiç sıra beklemeden yemeğimi aldım, fazla fazla doydum, mandalina fazla olduğundan abiler 3-5er tane alın dedi yol boyu da mandalina yedim dönüşte.
Bugün merkez kampüsteki yemekhaneye 13te gittiğimde hiç sıra beklemeden yemeğimi aldım, fazla fazla doydum, mandalina fazla olduğundan abiler 3-5er tane alın dedi yol boyu da mandalina yedim dönüşte.
Mandalina mı 🤭 afiyet olsun
teşekkürler efenim😋 bayılırım mandalinaya😏
Ah ben de ben dee ^^
sevdiğim insanlarla gittiğim tiyatro-sinema biletleri, play centerlardan kazanılan kuponlar, karneler, lisede hocamın kafama fırlattığı badminton topu :), lisede kutlanılan ilk doğum gününden kalma kalpli bir mum, tel tedavisi gördüğüm zamanlardan kalma lastik paketleri-az çekmedim o diş hekiminden-, öğrenci kimlik kartları, bir zamanlar cezaevinde yatan amcama gönderdiğim ve onun bana gönderdiği mektuplar, şimdi en yakın arkadaşım olan kişinin ilkokulda benim için yaptığı çizimler, ilk sevgilimin o zamanlar çizdiğim bir resmi, çoktan bitmiş olduğu halde bana aldığı ilk hediye olan kalem, gezide ankara'da okumaya karar verdiğimde ankara üniden ve odtüden koparıp kuruttuğum yapraklar, özel yemeklerde masadan alıp çantama attığım küp şekerler :), rehber hocamın veda ederken bizim için pişirdiği kalpli kurabiye -4 yıl geçti bir miktar parçalandı ama hala özenle şeffaf poşetinde saklıyorum :) -, ortaokulda benden hoşlanan kişinin yapıp bana verdiği keçe kitap ayracı... ne çok hatıra saklıyormuşum meğer.
Hastalıklı bir çocukmuşum söylenenlere göre. Hiçbir şey yemez, yedirileni kusarmışım. 4-5 yaşlarımda ben mahallede bisiklet sürerken annemin arkamdan elinde bir tabak yemekle koştuğunu, her yakaladığında 2 kaşık ağzıma sokuşturduğunu hatırlıyorum. Şimdi mi? O günlerin acısını çıkartırcasına yiyorum öyle böyle değil. Çok kilo aldığım için vermeye çalışıyorum şimdilerde fakat nafile! “Yemek bir zevkti!” :)
annemlerin ilaçları daha iyi olmak için içtiğini biliyordum ve ben de onları içersem benim de daha sağlıklı olacağımı zannetmiştim. hatta annemin şeker ilaçlarından birkaçını alıp komşumuzun çocuğuyla içmiştik -bizimkilerde gördüğüm gibi günde 1 tane-
işte bu yüzden ilaçları çocukların erişemeyeceği yerlere koymalıyız gütfsözlük.
işte bu yüzden ilaçları çocukların erişemeyeceği yerlere koymalıyız gütfsözlük.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?