Hepimiz bazen istemesek de farklı ruh hallerine gireriz,içinde bulunduğumuz durumu anlayamadığımız dönemlerden geçeriz ..hayatın bu inişli çıkışlı temposunda kaybolmuşluk hissine kapılırız,kendimizi tekrar bulmakta zorluk çekeriz..işte bu zamanlarda ne olursa olsun sana yol gösterecek,kendini tekrar bulmanı sağlayacak,sen de farklı pencereler açacak birinin varlığı… bu en büyük iyi ki bence
bu kişi sevdiginiz herhangi biri olabilir bu durumu animsayabilmeniz için.anılar elbet unutulur.hayat hızla akıp gider ve her gün yaşamak zorunda olduğunuz bir düzine senaryo vardır.herkes kendi rutinine devam eder.fakat bir an, bir an bir sokak,bir şiir,bir film alakasız bir vakitte hatırlatır size filmizindeki bir konuk oyuncuyu.
beklenmedik ve hesapta olmayan bir zamanda sarsıcı olur hatırlamak.genel olarak bir silüet hatırlarsınız, belki zihninizin oyunuyla sesini bile hatırlarsınız ama yüzü pusludur hayalinizde eğer aradan zaman gecmişse.yüzünü hatırlayamadığınızda anlarsınız ki bu fotoğraf , anı dediğimiz zaman makineleri bu anlarda yerine getirirler asıl görevlerini.
Sokakta öylece yürürken hiç tanımadığım biri tarafından öldürülmekten korkuyorum. Psikopat birinin o gün canı istedi diye birisini öldürmesinden korkuyorum. O gün kurban olmaktan korkuyorum. Ülkede adaletin sağlanmadığı her gün biraz daha fazla korkuyorum.
Sırf “güçsüzsünüz” diye, kanunlar da sizi korumadığından öylesine öldürülme riskinizin olması demektir. Sokakta yalnız yürürken sürekli tetikte beklemek demektir, evde yalnızsanız ve kapı çaldıysa kapıyı korka korka açmak hatta bir yerlerde kendinizi savunmak için bir cisim tutmak demektir, belli bir saatten sonra dışarı adım atamamaktır, taksiye korka korka binmektir, minibüste tek başınıza kalmamak için normalde ineceğiniz yerden önce inmektir, trafikte yaptığınız her hatanın cinsiyetiniz yüzünden olduğunun düşünülmesidir, ne giyeceğinize nasıl giyineceğinize erkekler tarafından karar verilmesidir, kendi bedeninizle ilgili kararları-kürtaj gibi-yine bir erkeğin vermesidir, nasıl oturacağınız nasıl konuşacağınız ve hangi mesleği yapacağınızın toplum tarafından kontrol edilmesi demektir, ileride anne olduğunuzda evdeki her sorumluluğu almanız üstüne çocuklarınızla 7/24 ilgilenmenizin beklenmesidir ve bunu eksik yaptığınızda “sen ne biçim kadınsın, annesin” şeklinde ithamlara maruz kalmaktır, belli bir yaşa gelmiş ve evlenmediyseniz arkanızdan “evde kaldı” denmesidir, evlenip boşandıysanız arkanızdan size acımalarıdır-sağ olsunlar-bazen de boşanmak ya da sevgilinizden ayrılmak istediğiniz için öldürülmektir, birinin onun sözde sevgisine karşılık vermediğiniz için sizi öldürmeyi kendisine hak görmesidir, hatta bir yabancının sizi güçsüz gördüğü için öldürmesidir, en sonunda mahkemede takım elbiseyle hakimin karşısına çıktı diye iyi hal indirimi alması ve sizin ölümü hak ettiğinizi düşünen bir sürü insanın olmasıdır. Sözün özü, bu ülkede hangi kesimden olursa olsun kadın olarak yaşamak zordur. Tüm kadınlara akıl sağlıklarını koruyabilmelerini diliyorum.
Hatırlar mısınız bir ara Twitter'da trend topic olmuştuk bu konuyla alakalı. O zaman gerekli düzenlemeler yapılsaydı Rümeysa doktor şu an hayatta olabilirdi. Neden anlamıyorum ülkemizde doktorun canı bu denli kıymetsiz? O zamanlar illa birine bir şey olması mı gerek diyorduk sesimizi duyurmaya çalışırken. Şu an ne dememiz lazım?
İlla Hepimizin ölmesi mi gerek...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır. katkıda bulunmak istemez misin?