acımak

richardthelionheart
benzeri başlıkları gördüğüm için açmak zorunda hissettiğim başlık. iyi midir kötü müdür, insanın kendini tatmin etmesi midir yoksa gerçekten üzülmesi midir, bundan kazanç sağlamaya çalışanlara ne denir, acınan kişinin hisleri, düşünceleri akla gelir mi hiç...

bir sürü soru var aklımda. acınan kişiye ''sen muhtaçsın'' demenin bir başka yoludur gibi geliyor bazen, bazen de kötü olan bunu hissettirmek ve bundan kazanç sağlamaya çalışmaktır; duygunun kendisinde sorun yoktur, sonrasında aldığımız aksiyon onu kötü yapar gibi geliyor. gerçekten kendimize iyi biri olduğumuzu hatırlatarak kendimizi tatmin ettiğimiz ve çıkarımıza kullandığımız bir rahatlama yolu mudur acımak, yoksa gerçekten üzüntü ile yardımcı olmaya çalışmak birleşerek bu hüzünlü yardımseverlik halini mi oluşturur? her zaman acıyan kişi acınan kişiden daha eksiksiz, daha üstün konumda görür mü kendini, acısı olmayan olarak tatmin eder mi? ''acınan'' kelimesinin ağırlığının farkında mıdır bunu yaparken? yoksa karşılaştırma yapmadan mı hisseder bunu? ayrımını gerçekten yapabilir mi o da ayrı bir soru.
1
ruhsuz ruhsuz
Ben herhangi bir konuda ya da kişi ile ilgili kötü bir haber alınca kalbimde ağırlık hissederim. Nefes alamam ilkin. Belki benim acıma şeklim budur. Ancak sana katılıyorum; bazıları samimiyetsizce ve çıkar gözeterek tepki veriýorlar
fahri muzdaribi
Doğruluğu tartışılır ama babam bu konuda hep acıma acınacak duruma düşersin demiştir. Bu konudaki görüşlerinizi merak etmekteyim sizce de böyle midir?
whiett
hakkındaki düşüncelerimi hala toparlayamadığım duygudur. acıma duygusunun yüceltilmesi, insanlara üstten atılan bakışın 'vicdan' adı altında meşrulaştırılarak servis edilmesi gibime geliyor. niyetin iyi veya kötü oluşunu sorgulamıyorum şu anda. zaten niyet iyi olduğunda tanım da benim için değişiyor. üzüntüsüne ortak olmak, karşı taraf talep ederse yanında durmak çok daha saf ve temiz bir amaca hizmet ediyormuş gibi. acımaksa sivri ve keskin çıkıntılara sahip. acınan kişinin kalbine batacak kadar hem de. öte yandan, yerden yere vurduğum bu duygunun engellenebilir olup olmadığını bilmiyorum. indirebilir miyiz bu kolu aşağıya, kötü olduğunu düşündüğümüz duyguları hissedip hissetmemek gerçekten elimizde mi? bu sorulara bir cevabım yok. işte düşüncelerimi toparlamak yerine bırakma evrem de burada başlıyor. belki de hiçbir zaman tam olarak toparlayamayacağım, bilemiyorum.
ileleualatyr
reşat nuri güntekin romanı.
reşat nuri güntekin okuyanlar bilir ki başta kötü gözüken erkek karakter aslında kötü değildir, başta iyi gözüken kadın karakter de aslında iyi değildir. Bu romanda da değişen bir şey yok. Lisede çok tartışmıştık bu adam ne yaşamış da tüm kitapları böyle diye, bir yanıt bulamadık. kendisine sormak lazım.
karedeki kedi
Birkaç sene önce bir arkadaşımla ele aldığımız bir konu vardı bu kavram hakkında. Merhamet ve acımak aynı şeyler mi? Acıdığımız için mi merhamet ederiz? Merhametin temelinde acımak mi vardır? Veya merhamet ve acımak birbirinden ince çizgiyle ayrılan kavramlar mıdır? Arkadaşıma göre merhametin temeli acımaktan geçiyordu. Birine acıdığımız için merhamet edermişiz. Ama ben öyle düşünmüyorum. Bence merhamet kavramı acımak kaynaklı değil de sevgi kaynaklı. Sevgi de birini tanımaktan veya şefkat duymaktan geliyor. Siz sevgili yazarlar ne düşünür bu konu hakkında? :)

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol