confessions

richardthelionheart

1. nesil Yazar - Yazar

  1. toplam entry 117
  2. takipçi 8
  3. puan 8144

strabon

richardthelionheart
aydın'ın nyssa kentinde ilk coğrafya okulunu açmış yunan coğrafyacı ve tarihçi. augustus dönemine kadar yunanlı ve romalılarca bilinen ülkelerin ilk haritasını çizmiştir ve 17 ciltlik Geographumena veya Geographika (Coğrafya) adlı yapıtının büyük bölümü günümüze kadar gelmiştir. bu yapıt ilkçağ anadolu'su için eşsiz bir rehber niteliğindedir ve anadolu coğrafyasını kapsayan ciltlerin türkçe çevirisi basılmıştır. antik dönemde neden sonuç ilişkisine dayalı ilk volkanizma açıklamasını yapmış yerbilimci de kendisidir.

kehribar

richardthelionheart
süs eşyası olarak kullanılan, uğur getirdiğine inanılan hatta çocuk sağlığını koruduğuna dair inançları da barındıran fosil hale gelmiş kozalaklı ağaç reçineleri. içlerinde başka hayvan fosillerine de rastlanabilir tabii

ben varsam ölüm yok ölüm varsa ben yokum

richardthelionheart
veyahut ölüm varsa ben yokum, ben varsam ölüm yok olan stoacı felsefesi sözü. epikuros tarafından söylendi sanıyordum ama farklı bir yazıda lucretius da gördüm.

“ Stoacı görüşe göre insan, kendi dışında gelişen olayları değiştirebilme gücüne sahip değildir. Fakat doğa karşısında özgür olamayan insan, bu kısıtlanmışlığa karşın iyiyi seçme özgürlüğüne ve yeteneğine sahiptir. Stoa anlayışına göre mutluluğa ulaşmak da insanın iyiyi seçebilme özgürlüğüne binaen, iyinin seçilmesiyle gerçekleşebilir.”

https://medium.com/t%C3%BCrkiye/%C3%B6l%C3%BCm-varsa-ben-yokum-3147ef93c31d

gütfsözlük

richardthelionheart
toplam yazar sayısının sabit bir şekilde 206 kalması ile beni üzen okulum sözlüğü. ben bu işlerden anlamadığım için kolaydır, zordur, bu da nasıl yapılmaz falan diye söylenemem ama aklımdaki bazı fikirleri bu platformun geliştirilmesi için paylaşmak isityorum. Olur ya kafalarına yatar, yapacak güçleri olur platformu zenginleştirmek için adım atılır; ne mutlu bize!

1. Sözlüğü GÜTF ile sabit tutmak.

Olay bu mu bilmiyorum, sadece Gazi Tıp Fakültesinde okuyanlar mı yazar yapılıyor bir fikrim yok fakat açık bir sözlük haline getirmek bence işleri çok çok geliştirir. Kural olsun, üniversite öğrencileri kullansın sadece densin o yüzden sadece .edu uzantılı e postalar kabul edilsin falan ama bir şekilde yaygın bir kitle bulursak bence sözlük gelişebilir. Olmadı güzel birkaç renk eklenir, tıp fakültesi mensupları adları yanında steteskop görür, tarih fakülteliler bir roma sütunu görür vb. renklenir site.

2. Yok, sadece TIP olsun

O zaman da tüm tıplara açılır sitemiz, sadece doktor adayları vb. girer girdilerini; bu sefer de isimlerin yanında okul logosu olur belki falan yine bir renk katılmış olur. Bunu yapmak ne kadar kolaydır zordu bilmiyorum ama fikirlerimi yazıyorum, tekrar belirteyim. Kitlenin artması sözlüğün devamlılığı ve büyümesi için bence şart

3. Memnuniyet

Ben sitenin istatistik olayını, puan sistemini, yorum yapma özelliği, bkz'larını, taçlandırmasını falan çok seviyorum. Eleştiri yaparken çok çok memnun olduğum taraflarını da söylemeden geçmeyeyim.

4. Çaylak/Yazar ilişkisi

Bence bir süre için, gerekli şartlardan geçildikten sonra yazar sayısı kısıtlanmadan arttırılmalı. 100 kişi çaylak kalarak sözlükte yazılarının çıkmasını bekliyor şu an. Zaten 206 tane yazar var. Yani 300 üye ile biraz küçük bir sözlüğe sahibiz.

Tamam kimse milyonluk bir ekşi sözlük çıkartalım demiyor zaten ilk zamanlarından ama bugün denk geldiğim bir sözlük var, reklam olmaması adına ismini vermeyeceğim. toplam yazar + çaylak 15.000 kişi falanlar mesela ve instagram'da bir reklamlarına denk gelerek haberdar oldum. Kendi çaplarında bir şeyler yapıyorlar karma, listeler vb. gayet tanıdık geldi bana da. Umarım sözlüğümüz de bir gün istediğim/iz gibi gelişir de aktif bir platform olur. gerçekten hevesli bir şekilde girmiştim fakat beklenildiği gibi gitmiyor sanırım.. aklıma gelen başka bir şey olursa da düzenleme yaparım girdi üzerinde. dediğim gibi yazmamdaki tek amaç platformu aktif ve kullanılabilir bir yere dönüştürerek geliştirecek birkaç fikir sunmak.
5
mdblue mdblue
Açıkçası ben diğer tıp fakültesi üniversitelerine açılma fikrine artık sıcak bakıyorum. Tıp fakültelerini üniversite üniversite ayrı renklerle temsil edebiliriz aslında. ;) ama Gazi mavi olursa ancak yola devam edebilirim. ;)))
inthebleakmidwinter inthebleakmidwinter
Sayın richardthelionheart tavsiyeleriniz için çok teşekkür ederim, halihazırda bir kısmı zaten uygulanmakta. Şu anki tek kuralımız gaziedu mailiyle üye olan her gütf lü öğrencinin doğrudan yazar yapılması şeklinde. Ne yazık ki ancak böyle filtreleyebilmekteyiz. İlerleyen dönemlerde bazı revizyonların yapılması gündemimizde. Tekrardan çok teşekkür ederiz.
sokratesla sokratesla
ne kadar diğer üniversitelerin katılmasına sıcak bakmasam da bence sözlüğü aktif tutabilecek en güzel şey, mobil bir uygulama ve bildirim seçenekleri olabilir. büyük mobil uygulamalarda bildirim geldikçe uygulamaya ait bağımız kopsa bile bize kendini hatırlatan bir sistem olduğu gibi gutfsozluk.com'u da bu sistemde yazarları aktif tutabiliriz.
mdblue mdblue
Evet kesinlikle katılıyorum ama bildiğim kadarıyla android uygulaması var, Apple'da uygulamayı yapmak için yüklü bir miktar gerekiyor. Bunun için reklam almak denendi ama o miktara yaklaşılamadı. O yüzden böyle devam ediyoruz. :(
richardthelionheart richardthelionheart
önerilerimi dikkate alarak okuduğunuz ve cevap verdiğiniz için ben teşekkür ederim, dediğim gibi bu tür site yapım işlerinden anlamıyorum o yüzden kapasitemiz nedir, gücümüz neye yeter bilmiyorum ama hızlı bir şekilde büyük bir kitle oluşturarak gelişmesini umuyorum sözlüğün. Umarım daha güzel günlerini de görürüz platformumuzun..

the jackal

richardthelionheart
bruce willis, richard gere gibi aktörleri gördüğümüz, izlemesi keyif veren bir aksiyon filmi. film 97 yapımı ve o kıyafetler, sahnenin hafif pikselli olması, bruce willis gençliği falan baya hoşuma giden bir atmosfer yarattı. kılık değiştirmeler, planlamalar, kişisel sebepler... Sayılarla ilgilenenler için de 6.4 imdb puanı var. bir kez daha puanına bakarak filmi izleyip izlemeyeceğime karar vermediğim gerçeğinden mutlu olduğum bir film

kazanmak vs kaybetmek

richardthelionheart
net galibi olmayan tartışma. bazen bir kayıp neler kazandırır insana, bir kazanç da neler kaybettirir... her kazanç bir kayıptır ve her kayıp da bir kazanç. bir fikir, bir dünya görüşü, bir duygu, bir insan, bir deneyim, bir hatıra...

ankara apartmanları

richardthelionheart
bu başlığı gördükten sonra bugün dışarı çıktığım zaman gördüğüm apartmanlara daha dikkatli baktım, ya da birkaç apartman gördükten sonra bu başlık aklıma geldi. gerçekten birbirinden farklı yapıda binalar ve bazılarına dikkatlice bakınca estetik haz almak mümkün. Bunun Ankara'ya özgü bir şey olduğunu sanmıyorum, insanın kanında olduğunu düşündüğüm sanat aşkı ile ilgili olmalı, herkes o ya da bu mimari hatların birinden bu zevki tadacaktır gibime geliyor.

evet zamanla modernleşen sanat anlayışları içinden bence mimari de payını almış, çoğu zevkte olduğu gibi bunda da geçmiş örnekler daha çok hoşuma gidiyor ama aralarda, kuytularda bazen beklemediğimiz detaylarla karşılaşabiliriz

the great gatsby film

richardthelionheart
1925 tarihli F. Scott Fitzgerald romanından ((bkz: the great gatsby)) uyarlanmış 2013 yapımı film. baş rollerinde Leonardo DiCaprio, Tobey Maguire, Carey Mulligan gibi isimler görüyoruz.

Tekrar izlerken sıkılacağımı sanmıyorum bu filmi, kesinlikle seyri hoş, akışı güzel bir film. artık 2 saatlik filmlerden bile çekinen biri olarak izlerken sıkılmadığımı söylemeliyim. izlenmediyse güzel bir öneri olabilir. iyi seyirler old sport.

the great gatsby

richardthelionheart
Muhteşem Gatsby, ilk basımını 10 Nisan 1925'te yapmış F. Scott Fitzgerald romanı.

Roman,1922 yazında müreffeh Long Island'daki hayali West Egg kasabasında,romanın ana karakteri,gizemli genç milyoner Jay Gatsby ile saplantılı şekilde âşık olduğu Daisy Buchanan arasında geçen olayları, bir başka roman karakterinin gözünden( Nick Carraway) anlatır. F.Scott Fitzgerald'ın baş yapıtıdır.Romanda çöküş,toplumsal karışıklık,idealizm ve ölçüsüzlük temalarıyla Caz Çağı tasvir edilir, Amerika'nın 20'li yılları eğitici bir biçimde ortaya konur.

F.Scott Fitzgerald Long Island'ın güney yakasında katıldığı partilerden esinlenerek romanı yazmayı planlamaya başladığı sırada takvimler 1923'ü gösteriyordu. Kendi ifadesi ile "yeni ve olağandışı,aynı zamanda hem basit hem de karışık motifler taşıyan bir eser ortaya koymak istiyordu ancak ilerleme yavaş oldu.Fitzgerald,ilk taslağı Fransız Rivierası'na taşınmasını mütakiben 1924' te tamamladı. Editörü Fitzgerald'ı romanın anlaşılması güç olduğu ve gelecek kışa kadar gözden geçirmesi noktasında ikna etti. Fitzgerald, kitabın başlığıyla ilgili olarak sürekli olarak kararsızdı ve roman karakteri Trimalchio'ya atıf yapan başlıklar da dahil olmak üzere çeşitli alternatifler düşündü; en son istediği belgelenmiş unvan Kırmızı, Beyaz ve Mavi Altındaydı.

Nisan 1925'te ilk defa yayınlandığında kitap,değişik tepkiler aldı ve çok az satıldı. 1.yılın sonunda yalnızca 20.000 kopya satılmıştı. Fitzgerald,başarısız olduğu hissine kapıldı ve çalışmasının unutulacağını düşündü. II.Dünya Savaşı sırasında kitabın yeniden keşfedilişini , Amerikalı lise müfredatına girişini ve takip eden on yıllar boyunca dizi ve film olarak yeniden uyarlanışını göremeden,1940'ta öldü.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Muhte%C5%9Fem_Gatsby

lise hakkında - özlenenler

richardthelionheart
dertsiz olmak, gerçekten dertsiz olmak ilk iki senesinde lisenin. karşı cinslerle aynı ortamda bulunmaya değil de bulunduğunun farkına varmaya başlarsın, bazen gerçek dostluklar edinirsin, kimlik bunalımının başlarına denk gelir falan hayatında olacak her şeyin başıdır yani. şimdi bakınca binası, sınıfı, her teneffüs ve ders ayrı bir olay yaşanması, her günün ayrı bir eğlence olması vb. evden bu kadar uzak olmanın ilk defa farkına varılması, ailenden daha çok gördüğün yüzlerin hayatında her gün daha derine girmesi... son iki senesi çok da gerekli değildir. olduğum kişiye katkıları çok ama özlenenler ise soru, kesinlikle ilk iki senesi. üniversitenin kat kat güzel olarak onları bile unutturması umuduyla..

14 şubat

richardthelionheart
her gün sevginizi göstermek için önünüze binlerce fırsat çıkarken bu gün o fırsatlara daha kolay ulaşabilir olursunuz, tek farkı budur. normalde çiçek almak için araştırma yapıp nereden ne kadar alsam dersiniz, ama bugün yaklaştıkça çiçekler sizi buluvermeye başlar. hediyeler arar bakarsın normal zamanda, bu gün yaklaştıkça onlar da yaklaşır.

stephen king

richardthelionheart
kendileri 13 sayısından korkarmış. bir yazı yazıyorsa 13. sayfada kalmaması için biraz daha zorlarmış, evindeki merdivenlerde 13 basamak olmaması için 12'yi çift adımda geçermiş vb. şeyler okumuştum

shutter island

richardthelionheart
zindan adası olarak çevrilmiş, Martin Scorsese yönetmenliğinde Leonardo DiCaprio, Mark Ruffalo ve Ben Kingsley oyunculuğu gördüğümüz muhteşem film. ''Tedy Daniels ve Chuck Aule adında iki polis memuru bir akıl hastasının hastaneden kaçması üzerine bu olayı soruşturmak amacı ile akıl hastanesine giderler.'' olarak konusu anlatılan bir filmden bu kadar seveceğim bir yapıt çıkmasını beklemiyordum. gerçekten etkileyici sahneleri var, rahatsız edici bir etkileyicilik olduğunu söylemek zorundayım ama film gerçekten çok hoşuma gitti. bugün ne izlesek diye görüyorsanız gerçekten bir artı oy koyun derim. filmi izlerken bile bağırıyordum çok iyi film, çok iyi diye! ne abarttım ama... bence değer.

gerçekler ve rüya arasındaki çizgi ne kadar ince ama!

yazarların beceremediği şeyler

richardthelionheart
telefonla konuşurken oturmak; hep gezesim, evi turlayasım gelir. kısa konuşmalar yapacaksam veya aklımda hemen bir şey söyleyip kapatmak varsa ayaklanmıyorum ama istekli ve uzun bir konuşma olacaksa gezerim
3
schrodingerin kedisi schrodingerin kedisi
kesinlikle ben de öyleyim. telefonla konuşacağım zaman odamda 30 kez tur atarım
schrodingerin kedisi schrodingerin kedisi
hatta bazen nefes nefese kalırım nefesim yetmez :/
mandalinasoydumbasucumakoydum mandalinasoydumbasucumakoydum
ben yalnızca uzun konuşmalarda değil kısacık bir şey söyleyip hemen kapatacaksam da 2 saniyeliğine de olsa ayağa kalkarım. hayır bir de gerçekten yerimde durup konuşmayı beceremiyorum ya. çok denedim ama yok yani olmuyor
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol