kendisiyle bir türlü barışamadığı için başkalarının hayatını mahveden, duygusal zekası son derece düşük insan hareketi. Keşke toplumda EQ'suzluk da IQ'suzluk kadar iğneleyici görülseydi de bu kişiler kendilerini geliştirmek için biraz olsun çaba gösterselerdi. Bir şey daha, zorbalığa karşı durmak onu kararlılıkla sona erdirmeye çalışmaktır. Ortada herkesin görebileceği şekilde koşturarak 'yapmayın,etmeyin' diye bağırmak, herkes dağılınca da geri yerine oturmak değil. Onun adı gövde gösterisi.
hakkındaki düşüncelerimi hala toparlayamadığım duygudur. acıma duygusunun yüceltilmesi, insanlara üstten atılan bakışın 'vicdan' adı altında meşrulaştırılarak servis edilmesi gibime geliyor. niyetin iyi veya kötü oluşunu sorgulamıyorum şu anda. zaten niyet iyi olduğunda tanım da benim için değişiyor. üzüntüsüne ortak olmak, karşı taraf talep ederse yanında durmak çok daha saf ve temiz bir amaca hizmet ediyormuş gibi. acımaksa sivri ve keskin çıkıntılara sahip. acınan kişinin kalbine batacak kadar hem de. öte yandan, yerden yere vurduğum bu duygunun engellenebilir olup olmadığını bilmiyorum. indirebilir miyiz bu kolu aşağıya, kötü olduğunu düşündüğümüz duyguları hissedip hissetmemek gerçekten elimizde mi? bu sorulara bir cevabım yok. işte düşüncelerimi toparlamak yerine bırakma evrem de burada başlıyor. belki de hiçbir zaman tam olarak toparlayamayacağım, bilemiyorum.
tıp öğreniminde, görerek, uygulayarak öğrenim amacıyla üzerinde çalışmalar yapılmak üzere hazırlanmış, ölü insan ya da hayvan vücudu. "burada ölüler dirileri eğitir!"
Gün batımlarını mümkün olduğunca seyretmek ve hafıza dolana kadar fotoğraflarını çekmek beni en çok mesut eden aktivitelerden biridir. Uzunca gözlemlerin ardından fark ettim ki, bulutsuz bir gün bitime ulaştığında gözlemlediğimiz manzara etkileyici fakat hep aynıdır: kırmızı, sarı ve mavi renklerinin sırayla üst üste dizilmeleri sonucu oluşan paralel renk tayfı olarak tarif edilebilir. Ancak gün bulutluysa eğer, gün batımında sadece bu üç rengi görmekle yetinmeyiz: spektrumun tüm renkleri, sıcaklıkları artırılmış şekilde tüm semaya yayılmıştır, bulutların pozisyonlarına bağlı olarak farklı kırılmalar, yüzlerde tebessüm oluşturan muhtelif desenler, gökyüzünü yaşayan bir tabloya dönüştürür.
zorluk çekmeden, önüne engeller çıkmadan, rahat bir yaşam sürerek de pek tabi mutlu olabilir insan ancak sıkıntıya, cefaya katlanırsa hayal bile edemeyeceği 'renkleri' insanın karşısına çıkarabilir hayat. Burada sıkıntıyı, cefayı bulutlar sembolize ediyor:))
Dipnot: bu minvalde bir sürü atasözü mevcuttur ama bu da benim versiyonum oldu:)
rüzgarlı bir havada şemsiyem uçunca annem peşine düşmüştü. panik içinde anneme boşver gitme diye bağırmıştım çünkü annem el kadar çocuk şemsiyesini yakalarsa rüzgara kapılıp uçabilir, kaybolabilir sanıyordum :)
Kendini zorla kalıplara sokmak, olaylara tek bir açıdan bakmaktır. Her düşünce içerisinde sahiplenebileceğimiz detaylar barındırır. Barındırmayacak kadar uçta kalanlar ise 'böyle düşünmediğime eminim' diyebilmeyi sağlar. Sağlıklı bir zihnin ürünü olan her fikir, dinleme ve anlama çabasına değerdir. Tahammülsüzlük; keskin ve aşılmaz sınırlar çekerek bizleri parçalara böler, gruplaştırır.