siz onu; onun istediği şekilde sevmiyorsanız, sevgi karşılıklı değilse siz ne yapsanız üzülecek zaten. burada net olmak ve karşı taraf için işkenceyi uzatmamak önemli.
Bu eylemin muhattabı ben olurdum eskiden ama artık thank you next diyorum 😎 Benim gibi olmak isteyen yazarlar kişisel gelişim kitabımın zortuncu bölümüne bakabilir.
Birini ne kadar seversek kişiyle o kadar sık bir arada oluruz ya da olmak isteriz. Bir arada geçen vakit arttıkça gerçek kişiliklerimizi ve düşüncelerimizi sansürlemeden, dosdoğru söylemeye meyilimiz artar. Dolayısıyla sevginin beraberinde getirdiği artan birliktelik süresi seven ve sevilen tarafın daha açık ve dürüst konuşmasına neden olur. Sevmediğimiz alelade birini üzmektense en sevdiğimiz insanlara karşı her zaman daha kırıcı sözler sarf etme potansiyeline sahip olma nedenimiz budur.
Bu konuyla ilgili çok anlamlı bir alıntı okumuştum: "Sevilmek, gerçekten sevilmek nasıl büyük bir yorgunluktur! Başkasının heyecanlarının yükü haline gelmek nasıl bir yorgunluktur! Özgür olmayı, hep özgür olmayı istemiş bir insanı sorumluluk hamalına dönüştürmek: bazı duygulara cevap vermek, mesafeli davranmama inceliğini göstermek.. Nasıl da yorucudur varlığımızın bir başkasının duygularıyla olan ilişkisinin esiri olduğunu hissetmek." Yani bence kimse kendisini seven insanı üzmek istemez hatta sırf sevginize karşılık veremediği için içten içe asıl üzülen, suçluluk duyan kendisidir.
Sevmemekle alakalı olduğunu düşünmüyorum. Mesele sonrasıdır. Farkında mi? Umursuyor mu? Görmezden mi geliyor? Gönlünüzü almak için çabalıyor mu? Onun için önemli olduğunuzu hissettiriyor mu? Hissettirmeye çalışıyor mu? Yoksa üzüntü olur. Bilemez o davranışın sizi üzecegini, asıl mesela üzüldüğünüzü bildikten sonra ne yaptığı olur. Bir daha üzmemek için çabalar, aynı davranışı yapmaktan kaçınır. Kırılgan yerisinizdir çünkü. Sizin üzülmenizi istemezken üzen kendisi olursa çatlar kırılır kalbi. Evet biraz edebiyat yaptım ama anlatabildim sanıyorum
'Bir insana vazgeçilmez olduğunuzu hissettirdiğinizde ilk vazgeçeceği kişi siz olursunuz' demiş Freud. O kişi artık emindir sizden. Size kızabilir üzebilir belki şakayla dahi olsa gururunuzu incitebilir. O yüzden siz siz olun kimseye kendinizin önüne koymayın.(Sadece hakikati öne koyun çünkü hakikatin hatırı alidir hiçbir şeye feda etmemek gerektir)
Sonuç olarak Niçe'nin de dediği gibi 'her şey sende başlar, sende biter'