immün sistemi çok zayıf olan ve sürekli hastalanan bir bebekmişim, anneciğimle hayatımızın bir bölümü sürekli hastanelerde geçti. hatta bademciklerim kaç defa şişmiş, kaç defa ateşlenmişim annem sayamamış. en sonunda tonsillektomi oldum. basit ve kısa süren bir ameliyat ama ondan beri pek sık hasta olmuyorum
sound of metal isimli bir film izledim. çokça tavsiye ederim!
ve şu film varken oscarı nomadland'e verdiler tabi ki..
içimde bağıran deli kişi hariç herkesi ve her şeyi dinlemekte çok yetenekliyim. çok çok az konuşan biri olmamdan dolayı karşı taraf dinleyici olarak beni tercih ediyor galiba. özellikle üzüntünün paylaşılması konusunda. öyle anlarda insan karşındakinin bir şey söylemesini değil de sadece yanında olmasını bekliyor. belki bir kucaklama, belki sessiz bir gülümseyiş. bunları sağlamakta iyiyim ehehem. öyle
iyi geceler, uyku tutmadı
buraya “hande mehan - bir kızıl goncaya benzer dudağın” bırakayım
https://youtu.be/lmSZ8c1dm6U
buraya “hande mehan - bir kızıl goncaya benzer dudağın” bırakayım
https://youtu.be/lmSZ8c1dm6U
kendimi sevmeyi öğrenmek
Ömrümüz böyle olmamalıydı, ela gözlüm
Bir vakitsiz meyve dilemeliydik Tanrı'dan
Uzun hasretlerin arifesinde
Ellerim böğrümde kalmamalıydı
Şimdi akşam olur, sular buruşur
Bir yastığa baş koyarım güvertede
Hangi dilden olursa, bir şarkı isterim
İçimde kırık dökük besteler dolaşır
Kalbim avucumdadır artık,
Bir sahilden sesler gelir, kaybolur
Uzun uzun nefes alır sular
Uzun uzun ağlamak isterim
Gözlerimde bir yağmurlu gün başlar;
Vakit ikindidir Eyüp sırtlarında
Bulutlar vardır, pembeden, beyazdan
Mevsim sonbahardır sessiz ve taze
Nemli otlar, çekirgeler, solgun yüzün
Bir gülüş, bir mahzun bukle saçlarında
Bir eski çiçeği andırırsın yazdan
Ve bir şarkı başlar kahvelerin birinde
Bizi ömrümüzden alır götürür,
Bir şarkı, faslı hicazdan
turgut uyar
Bir vakitsiz meyve dilemeliydik Tanrı'dan
Uzun hasretlerin arifesinde
Ellerim böğrümde kalmamalıydı
Şimdi akşam olur, sular buruşur
Bir yastığa baş koyarım güvertede
Hangi dilden olursa, bir şarkı isterim
İçimde kırık dökük besteler dolaşır
Kalbim avucumdadır artık,
Bir sahilden sesler gelir, kaybolur
Uzun uzun nefes alır sular
Uzun uzun ağlamak isterim
Gözlerimde bir yağmurlu gün başlar;
Vakit ikindidir Eyüp sırtlarında
Bulutlar vardır, pembeden, beyazdan
Mevsim sonbahardır sessiz ve taze
Nemli otlar, çekirgeler, solgun yüzün
Bir gülüş, bir mahzun bukle saçlarında
Bir eski çiçeği andırırsın yazdan
Ve bir şarkı başlar kahvelerin birinde
Bizi ömrümüzden alır götürür,
Bir şarkı, faslı hicazdan
turgut uyar
kısıtlı bir sürede kaliteli not çıkarmasıyla ünlü not grubudur. insomnia'da yazar olduğum için demiyorum ama gerçekten çok büyük bir emek var ortada
38di önceden ama 10 kiloya yakın verince küçüldüler sanırım geçenlerde normalde de 38 giydiğim bir markadan bot aldım 36 numara bile hafif bol geldi, garip
halı desenlerini takip ederek bütün halıyı turlamak konuşma uzarsa bir türlü kapatamazsanız tercihen diğer odalara geçip oradaki halıları da turlamak
balkonumda oturuyorum bu saatte uyusam erken kalkabilir miyim diye düşünüyorum şu an
hiç sevmem, ellerim hep üşür annem zorla pekmez içirir yine de ısınmak için çaba göstermem. işin ucunda terlemek var hiç hoşlanmıyorum o durumdan. sıcak hava beni yapacağım işten alıkoyabilir ama soğuk havada daha enerjik olurum
bütün kedi ve köpeklerin anasıyım ama annem eve almıyor
yaşlı insanlarımızın yüzündeki yorgun ifadenin bu sebepten olduğu söylenir. ne kadar doğru bilmiyorum yaşayıp göreceğiz. tek bildiğim bu dünya için yaratılmadığımız, başka bir yer var biz orası için hazırlanıyoruz. hayatın doyum noktasına ulaştırmama sebebi budur bence.
“yeldeğirmeni” anlamına geliyor ama benim için çok daha derin bir anlamı var. çok hoş sesli bir hanımefendinin seslendirdiği bir şarkının adı, sözlerini birazdan yazacağım o zaman daha iyi anlarsınız. insanların sığınabileceği ve güvenebileceği biri olmak çok değerli bu yüzden ismim windmill.
Windmill, are you still afraid of nothing?
(Yeldeğirmeni, hâlâ hiçbir şeyden korkmuyor musun?)
Are you still afraid of something? Is the wind still your friend?
(Bir şeyden hâlâ korkuyor musun? Rüzgar hâlâ arkadaşın mı?)
Are you still afraid of wind? Is it you who command?
(Rüzgardan hâlâ korkuyor musun? Kontrol eden sen misin?)
Oh, Windmill, you're a place where I can cry
(Yeldeğirmeni, sen ağlayabileceğim bir yersin.)
You're a place where I can lie (If I want, when I'm sad)
(İstersem üzgünken uzanabileceğim bir yersin.)
You're a place where I can die (when I'm tired, when I'm down)
(Yorgunken, tükenmişken ölebileceğim bir yersin.)
Windmill, are you still afraid of nothing?
(Yeldeğirmeni, hâlâ hiçbir şeyden korkmuyor musun?)
Are you still afraid of something? Is the wind still your friend?
(Bir şeyden hâlâ korkuyor musun? Rüzgar hâlâ arkadaşın mı?)
Are you still afraid of wind? Is it you who command?
(Rüzgardan hâlâ korkuyor musun? Kontrol eden sen misin?)
Oh, Windmill, you're a place where I can cry
(Yeldeğirmeni, sen ağlayabileceğim bir yersin.)
You're a place where I can lie (If I want, when I'm sad)
(İstersem üzgünken uzanabileceğim bir yersin.)
You're a place where I can die (when I'm tired, when I'm down)
(Yorgunken, tükenmişken ölebileceğim bir yersin.)
sözlükte büyük harf olmayışının gazabına uğramışım ya, çok üşendim düzenlemeye
düzenli düzenli çalışan ve yaptığı iş tam olsun diye sürekli uğraşan ama yine de zeki insanların gerisinde kalanlar olur ya, ben o güruhtanım maalesef ki. bugüne kadar ne becerebilmişsem (öyle olağanüstü şeyler de başarmadım daha yaşım 20) fazla fazla emek sarf ettiğimdendir
bu zamana kadar zariftim de elime ne geçti zekayı seçmek istiyorum acun abi
ilkokuldayken babamın okula arabayla bırakacağı bir sabah yanlışlıkla terliklerimi giyip arabaya binmişim, okulun önüne geldiğimizde fark etmiştim
sınav usül esaslarını eleştiren öğrencilerine “beğenmiyorsanız yatay geçiş yaparsınız, hatta gidebilmeniz için biz de bizzat yardım ederiz” diyen eğitim görevlileri
favorim anneannemin sebzeli mercimek çorbasıdır, ezogelin de severim ama ilk kez okulun yemekhanesinde brokoli çorbası içmiştim ve sevmeyeceğimi düşünürken garip bir şekilde çok beğenmiştim. kelle paça ve işkembeyle ise maalesef hiç aram yoktur
Sayın windmill Brokoli çorbasını ben de çok seviyorum. Genelde birçok insanın tercih ettiği bir çorba değil ama gördüğüm kadarıyla
çok haklısınız sayın clarice starling pek çok arkadaşım hiç beğenmiyor ama bence cidden tadı çok güzel
süsledim gelin misali gençliğimi sandığıma kaldırdım
sensiz geçen yılları sildirdim sana yeni zaman aldırdım
sensiz geçen yılları sildirdim sana yeni zaman aldırdım
“şimdi” olurdum, şimdiden ibaretim
sabah sol kolumun üstüne yatmış bir şekilde uyanırsam günümün kötü geçeceğine inanıyorum
kapı kirişine çıplak ayak tırmanıp yere zıplamak hsşakdkskdk maalesef
kısaca hayatım denebilir
çevremdeki herkes çok güzel sarıldığımı söylüyor, iyi hissettiriyormuş. bunu hatırlamak hep hoşuma gider
liseden bir kız fizyoloji vizeme yardım eder misin diye mesaj atmıştı. 2 senedir hiç iletişim kurmamış olmamız dışında sorun yok sanırım
eskiden çok çekinirdim ama yine de lafımı esirgemez konuşurdum, şimdi o kadar halim yok ki ağzımı bile açmıyorum çünkü bazı insanlar onlara laf anlatıp kendimi yormama hiç değmiyor
dismenore🥺 yani diğer adıyla adet sancısı.. kadın arkadaşlarım çok iyi bilir “keşke ölsem şu an” dedirten bir acıdır. bir de ağrı başlamadan önce hissedilen o huzursuzluk ve mide bulantısı insanı mahveder
vikings. malum karakter olsa çok daha iyi devam edebilirdi sırf onun hatrına ilk sezonları unutup izleyebilsem keşke..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?