confessions

deli dumrul

1. nesil Yazar - Yazar

  1. toplam entry 334
  2. takipçi 9
  3. puan 17443

türkiyede emlak

deli dumrul
Eğer bir şeye sahip olmak isteyen çok kişi varsa o şey değerlidir. Para da değerin ölçü biçimidir. Talep-sahip olma isteği arttıkça da o şeyin fiyatı-parası artar. Anket yapılsa kimler sıhhıyede oturmak ister kimler bahçelide oturmak ister.. bahçelide oturmak isteyen fazla olduğu için oradaki taşınmazların fiyatı da yüksektir.

Bizim ülkemizde krediye ulaşmak kolay-dı. Ev sahibi olmak isteyen kredisini çeker. Aha bende para var diye müteahhitin kapısına dayanır peşinatlı taksitli evini almaya sıraya girer. (Buna daha sonra Deprem de eklendi) hal böyle olunca artan bu talep ya ev sayısı arttırılarak karşılık verilecek ya da ev fiyatlarının fiyatı arttırılarak talep düşürülecekti (evet insanlar ev almaktan vazgeçecekti) E inşaat girdi maliyetleri ortada, ev yapmak da hemen olan şey değil.. sonuç: fiyatlar arttırılarak almak isteyen buyrun burdan dendi

Hep söylerim bir şey pahalanmışsa almayı bırakın. En çok sigara ve alkol için derim hatta. Vergi oranı mı yüksek geliyor: talep düşer, vergi geliri azalırsa vergi oranı da düşer. Ama hala talep fazlaysa o vergi de artar fiyat da.

Şimdi Haziran ayında konut satışları %44 azalmış. Ne zaman kredi verilme kesildi. İnsanlar borçlanmakta zorlandı, ev alım gücü düştü, çat direkt etkisi görüldü. Evi satamayan müteahhit-talebi düşük gören müteahhit açık arttırma gibi tepeden fiyatı yavaş yavaş indirmeye başladı. Talep, arz, fiyat dengesi.

He şimdi fırsatçılık o'culuk bu'culuk sözleri bana basit kaçıyor. Bana kalırsa Etkiye tepki bu olaylar. Yine geçenlerde bir yorum farklı bir bakış açısı gördüm onu da bırakayım



Bir de %25 kira artış olayı var. Ondan da bahsedersem ana sayfada sadece benim entry gözükür burada kesiyorum (evet çok düşünceliyim öd)

içini dök

deli dumrul
Eski entrylerime bakıyorum, bunu nasıl hangi kafayla neyin etkisiyle yazmışım oluyorum. Şöyle böyle uzun uzun, noktası virgül karışık kelimeler birleşmiş anlamlı(umarım) bir şey oluşmuş. Bence hayret verici bir durum. Bazı entrylerimi yazarken 1 saat uğraştığım falan da oluyor hatta. Yaklaşık 300 entry yazmışım bu da 301. Oldu, 1 dk falan sürdü yazmam gelişme var 🙃

ali cabbar

deli dumrul
Ah anadolu çocuğum benim. Eskiler anlatır benim yaş yetmez. Seven adam tribali vardır. Baktı artık işin olacağı yok, Sizi ıslayan itfayenin hortumunu der ve oğlan, çeker gider askere. Uzun dönem yapar min 18 ay severse tezkere de bırakır. Hayata küsmüş modunda askerlikte kafayı dağıtır daha doğrusu unutmaya çalışır. Soğuk suyun altında banyo yapar, patetes soğan soyar, tuvalet temizler ve en güzeli kim bilir belki iki-üç terörist avlar. Ama döndüğünde... Döndüğünde dünya değişmiştir. Sevdiceği başkasıyla evlenmiştir belki de çoukları bile vardır. Sonra da çalsın sazlar, yazılsın sözler, söylensin türküler.

Ben ise bu kaçış mekanızmasını (askerliği) günümüzde ders çalışmaya benzetiyorum. Eskiden vatana millete hayırlı olayım bunlardan bana hayır yok anadolu çocuğu, artık bari akademi kasayıma evrildi:

Bir arkadaşım yks-tyt'ye bir gün kala terk yemiş sevgilisinden. iki mi üç yıllık mı ilişkisini karşı taraf bi mesajla bitirmiş. Sonra kolay mı -değil. Başlamış ders çalışmaya, çalışmış çalışmış. Amacı öğrenmek falan da değil. Sadece hırsını çıkartacak yer. Eskinin askerliği dedim ya.. kafasını eskiyi düşünemeyecek kadar yoracak. Bas babam bas ne gelirse test konu tekrarı bass. Sonra tr bininciliği gelmiş oğlana

Diğer arkadaşım da after komit patladı. Anlaşılamamış olmuyormuş. İnsaflı kız komit sonrası demiş. Bi iki hafta afallamanın ardından bu da başladı akademik. Bas babam bas. Kardiyo komitinde kişisel rekoru kırdı sonra hızı alamadı bayağı bi uzaklaştı takip mesafemden de çıktı. Notlarını göremedim

değer verdiklerimiz

deli dumrul
Pizzaya değer veriririm ben. Tadı güzel bir şey ve enerji veriyor. Ama pizzaya bağlanmam ben çünkü bağlanırsam yiyemem. Pizzaya değer verip bağlanmamak lazım

Köpekleri de severim ben. Havlıyorlar ama kuyruk da sallıyorlar. Bir de sadıklar. Kedi gibi nankörlük de etmezler hem. Ama köpeğe de bağlanmam ben. yaşam süresi insanlardan kısa. Dünya hali kimin önce öleceğini nerden bileceksin diye öğüt vermeyin çünkü benim can'ımın kendince kuralları var. Can'ım demişken

Can'ıma da değer veririm ben. O olmazsa yaşayabilir miyim.. olmaz tabi yaşayamam. Değer vermek lazım. Ama canıma da bağlanamam ben. Kendim diye demiyorum ama İstek ve arzuları bitmeyen bencil bir şey. Hatta Aramızda kalsın bence siz de bağlanmayın can'ınıza. Sonuçta sahibinden emanet

insanlara da değer veririm ben. Sinirlileri ve somurtanları değil tabi. Bir de ciddi olanları var, bir de pireyi deve yapanlar ve yüze gülen ama arkadan parmak sallıyanlar ve ah dedikoducular her yerdeler.. ama insanların öyle mükemmelleri de var ki... Kusurlarıyla mükemmel masum ve temiz olanlar.. Hatta o mükemmellerden birini anlatayım size:

Ben küçükken sünnet olacaktım yedi yaş civarı. Komşumuz vardı muhlis nine. Hemen patika yoldan evine gidilirdi otuz kırk adım. Yalnız yaşardı evinde. Annemle bayramlarda ziyaretine gittiğimizde şeker verirdi bana. şölen marka şekerin kaliteli olduğunu bu sayede öğrenmiştim. Ve ne yazık ki Sünnet törenine yakın muhlis ninem vefat etti. Annem sabah bizi kalkın muhlis nineniz vefat etti diye uyandırdı. Böyle tavana bakalmıştım. Söylenmez birine böyle bir haber ve biri, küçük bir çocuksa yanında bahsedilmez bile. Ama annem işte n'yaparsın... Benim sünnetim öylece oldu havai fişek atılacaktı ama atılmadı cenaze dolayısıyla. Sünnet olduktan bir süre sonra muhlis ninemin kızı bize bir zarf getirdi. Muhlis ninem meğer vefat etmeden önce bizim sünnetimiz için kenara bahşiş ayırtmış. Onun zarfıymış o. Kızı bulduğu gibi bize getirmiş. yastığının altına hazırlamış bırakmış.. Muhlis ninem işte, olmak istediklerimden. Allah rahmet eylesin

Öyle işte, mükemmel ve iyi olanlar da olsa maalesef ki ben insanlara da bağlanamam. Benden erken ölecek diye değil evvela. Lakin beşer şaşar. Zaman değiştirir onu veya belki ben değişirim. Temiz olan saf olan veya iyi olan hep öyle kalamaz kalacak da değil. Güven bir kere giderse hayal kırıklığı doğurursa artık çok zor. İnsanlara da değer verilmeli ama bağlanılmamalı

ama ve lakin

değişir dediğim insana değer verebilirken, bana hediye ettiği onu anımsatan bir nesneye bağlanabilirim ben. en mutlu anımı anımsatan bir eşyaya bağlanabilirim ben. Benimle birlikte yaşadığım iyi-kötü sürece şahit olmuş kalemime yine bağlanabilirim ben. Dedemden kalan tesbih'e de bağlanabilirim, her gün giydiğim kıyafete de bağlanabilirim, ders çalıştığım masaya da bağlanabilirim, babamın aldığı saate de bağlanabilirim. Bağlanabilirim ve bağlanabilirim... Manevi değeri olan her nesneye güvenebilirim. Onlar beni ne incitebilir ne de bana zarar verebilir. Öylece ve sadece beklerler ve dururlar

ekşi sözlük

deli dumrul
Erişim engeli şeysi yüzünden yakın zamanda buf olmaya yakın site. Çoğu gündemi belirleyen yer bu siteydi. Burda kıvılcım olur ordan tw seker ordan tv medyasına düşer en son siyasilerin ağzında son bulurdu. Derbilerin olduğu gün site çökerdi, doların kur yapmasını hd kalitede anlatırlardı, Deprem olduğunda ilk kandilliye değil buraya girilirdi (sismik gtlere selam) seçim verileri aa'ya girilmeden buradan yöresel sandık sonuçlarına bakılırdı (doğru çıkmazdı olsn) çok fena hayalgüçlü entryler vardı ki ekşi şeyleri açılmasına sebep oldu. 2022 yılında en çok girilen siteler arasında yedinci sıradaydı. Sonra banned by btk

Şu an kitle duruldu. dürüm'ün parası bittiğinden mobile ayar çekildi. paralı tikli üyelere geçildi. Seçimi muhalefet kazanır diye kumar oynadılar 2023lü site açtılar şimdi onun da ayrı cezasını yiyecekler. Şu an site trafiği %85 oranında düşük. Çanlar ekşi sözlük için çalıyor
2
ruhsuz ruhsuz
Şu anda 1923 lü domain kullanılıyor
deli dumrul deli dumrul
Başta 2023tü sırasıyla 1923 1453 1071 gider gibi swh

abi

deli dumrul
ben, şahsım dumrul'un manevi bir abisi vardı. ben, şahsım dumrul'u bizimkiler öyle bir aralıkta dünyaya getirmeye karar vermiş ki.. bir tane yaşıtım yoktu çevremde. eğer küçük dumrul'un oyun arkadaşı yoksa hayat gerçekten zor. bukelemun gibi ya bebeklerle bebek olur veya büyüklerle büyük gibi oturdum zamanemde.

bir tane abim vardı semih diye. soyadı da erden. semih erden.. sekiz-dokuz yaşıtlarındaki ben semih erdeni huh hah dev adam zamanınında büyüyen (2010 dünya kupası ikincisi) kültürlü bir çocuk olarak basketçi biliyordu. dedim öyle bir basketçi de var. dedi "evethdjagkh"

bisikleti vardı bisan marka modifiyelemiştii patlamış tekere yama yapılmış kornalı falan. freni tutmayınca (arada freni patlar) derdi pabuçları tutan tel atıyo diye. işte o zaman ayakkabısının altını arka tekere sıkıştırır manuel abs sistemini devreye sokardı. tekere ayağını sıkıştırır öyle dururdu bisiklet. zaten hikayemizin olayı da burası*

bu bisan marka vitessiz Allaha emanet fren pabucu patlayan bisikletli abime dedim: semi abi beni önüne alsanaaa. tamam ama ayağını sakın ön tekere dokundurma tamam mı.. tamam. bir tepe var böyle yol beton ama yolun sonu çakıl. (hikaye köyde geçiyor) işte biz koptuk geliyoz, benim ayaklar düz saat 10 yönüne bakıyor. ön tekere dokundurursa biliyor ki dumrul tahtalı köye gidecek. rüzgarı yüzümde hissediyorum ama derdim ayağımın ön tekere dokunmaması. e dokunmadı ama dumrul tahtalı köye gidiyordu az kalsın. çünkü fren sistemi...

yolun sonuna doğru fren teli yine attı pabuç bağımsız tutmuyor fren. semih abim aldı manuel abs'yi. ama sen gel tam çakılda abs aç. tekeri bir çekti çakıl. benim ön tekere dokunmasın diye dümdüz tuttuğum diz bacak ne varsa çakılda süründü. aynı moto gp'de virajı alamamış motosikletçi gibi kaydık. diz kanıyor pert.. anneeeeeee..!1! hemen tentürdiyot pamuk bası canım anam bi yandan pansuman bir yandan semih abime kızıyor. o ara semih abim de bisikletine bakıyor hasar var mı diye.. semi abim işte cano..
6
shogun shogun
Aşırı edebi yazılmış bir entry çok hoşuma gitti.Gerçekten yeteneklisiniz
deli dumrul deli dumrul
çok teşekkür ederim sn. shogun :)) iltifat almayalı bayağı olmuş mutlu oldumm
shogun shogun
Gerçekler efendim :)
nagareboshi9 nagareboshi9
süper bir girdi olmuş sn dumrul, bizi de bisikletle takla atıp dizlerimizi parçaladığımız günlere götürdünüz :)
mandalinasoydumbasucumakoydum mandalinasoydumbasucumakoydum
Ben bu entry'yi görünce çok kıskandım. Böyle yaşanmışlıkları hep imrenerek okuyorum. Şanslısınız sayın dumrul
deli dumrul deli dumrul
🙏🙏🙏

soğan

deli dumrul
babam alır böyle masaya soğanı. böyle elini zumzuk yapar. tepeden yargıç gibi.. BAM. soğan patlar. en içindeki cücüğü de ben yerim. tadı güzel

yks

deli dumrul
gece gelen aydınlanmayla derin düşüncelere daldım. bizim eğitim sistemimizde birinci sınıftan itibaren bu sınav için yatırım yapılıyor. anasınıfında sorulan sen büyünce ne olacaksın sorusunun cevabı burada, hayatının 40 yılını geçireceğin uğraş burada. annenin çocuğuna öğrencilik hayatı boyunca sabah kalkıp kahvaltı hazırlaması, babanın her pazartesi bıraktığı harçlıklar burada. gel gör ki bakıyoruz her sene yks net ortalamalarına akıl alır gibi değil. hobi niyetine girenler var doğru da bu kadar düşük olması normal değil. 1 net 3 net... eğitim sistemine ayrılan bütçeler, öğretmenlerin çabası, ana-babanın emekleri. bilemiyorum.. insanlar bu sınav için on iki yıl oyalanıyor gibi hissediyorum

d2 ağlama duvarı

deli dumrul
anne ben koltuğuma uzanmış beş yılda bir gelen seçimin tüm gün boyunca bosch boş kritiğini yapmak yerine nie ders çalışmah zorundağım?! 1 de 5 metreden ötesi yok göremiyom bne, kör oldum

aslı güngör

deli dumrul
bakın bu kişinin adını görünce ilk telefonum nokia'da (müzik dinlemek için girdiğimde) şarkıların hep en tepesinde "asl$ g$ng$r - a$k her $eye de$er" yazısı gözümde canlandı. bir de kalp kalbe karşı derler sen de üzüldün mü vardı. klibinde tuşlu telefondan fotoğrafa bakıp o şimdi burada olmalı kısmında adamlar ne yaratıcı klip yapmış demiştim (çocukluk). bilinçaltı deyip geçmeyin fena

n: türkçe karakterler bile dolar ediyordu o zamanlar
3
nagareboshi9 nagareboshi9
Nokia telefon- aşk her şeye değer, son öpücük de benden gelsin, ilkokulda ne triplere girdim sayelerinde
nagareboshi9 nagareboshi9
İzmir bilir ya için açmıştım başlığı, onu da anıp kaçayım
deli dumrul deli dumrul
👣👣

the banshees of inisherin

deli dumrul
Balon olduğunu düşündüğüm film. Övdüler izledim. Bir tek hanım kızımızı seven çocuğun aşkını ilan ettiği sahne özeli ile kapıya fırlatılan uzuvlar perfect. Kalanı benim için irlanda manzaralarından ibaret. Galiba beğenmeme sebebim filmi izlerken bana izlediğimin bir film olduğunu unutturamaması, konuları içselleştirememek. Yoksa bir insanın artık arkadaşıyla sürekli boş muhabbet yapıp aynı şeylerin tekrarlanmasından sıkılması, biraz elle tutulur şeylerle uğraşma isteğiyle arkadaşlığını bitirme sebebi gayet makul konu bir film için. Film oscar'dan da boş döndü zaten bilemiyorum altan şahsi düşünce
1
water water
spoiler kutucuklarını kullanmanız herkesin faydasına olur sn. deli dumrul :))

topluluk etkinlikleri

deli dumrul
Hani başarı hikayelerinde anlatırlar ya daha çok, bir konferansa gittim adamın söylediği bir sözle hayatım değişti veya işte birden bir aydınlanma yaşadım gibi şeyler. Hayat akışında kırılma noktalarından birisi tak!

Geçen dönem gittiğim bir etkinlikte bir olay yaşandı. Konferans salonunda konsept ülkedeki zorunlu görev ve yurt dışında akademik kariyer için neler yapılması gerektiği gibi öneriler. Böyle konu evrildi çevrildi sohbet havasında ilerlerken konuşmacı birden aranızda dedi "aranızda hiç beatles dinlemeyen var mı?" Şimdi soru çok iyi ve keskin. Soru soruyu da açabilir. Herkes sustu, daha sonra konuşmacı "veya hiç beatles dinleyen var mı aranızda diye sorayım o zaman?" dedi bir elin parmağını geçmedi el kaldıran kişi sayısı. Daha sonra şöyle devam etti "keşke sizin yerinizde olabilseydim, ben beatles'ı o kadar çok dinledim ki keşke hiç dinlememiş olsaydım da tüm şarkıları ilk kez dinlemiş gibi zevk alsaydım, hayatınızın başındasınız boş bir sayfa var önünüzde"

Ben bu an'ı yazdım. Konuşmacının tepkisine çok şaşırdım hatta. Bu kadar düz bir sorudan hiç beklemediğim yönde bir konuşma akışı gerçekleşmesi etkilemişti galiba. Konferans kariyer yönetimi konuluydu, aradan bir yıl geçti benim aklımda inanın bir bu an kaldı. Yeni bir bakış açısı kazanmışım, şimdi düşünüyorum konuşmacı hocamızın da amacı buydu galiba 🤷

yazarların en sevdiği entryleri

deli dumrul
açılın bne geldim sıralı tam liste iki nokta

(bkz: #20053) Türkiye'ye esirdir zihin

(bkz: #18417) Elümüze verdüler

(bkz: #18081) ooh manolya manolya sıcak bir tebessüm..

(bkz: #21636) ifşalandığım entry

(bkz: #23130) elimde bir tane kaldı bu son

(bkz: #24393) vazgeçtim 50 krş

(bkz: #25465) puahah en favorist bu olabilr ulan ya

(bkz: #24734) en favorist iki bu olabilr ulan müco

(bkz: #24566) ne küfül etmesi lamazan lamazan

(bkz: #27202) bayram da yaklaştı amme hizmeti

(bkz: #32378) bazen haklı entryler girmişim

(bkz: #28527) sözlükte takılırken biri söylemişti ondan çalmıştım

(bkz: #27969) ankara özlendin canm

(bkz: #27856) şelefsizlel hel yelde

(bkz: #27378) hayaldi gerçek oldu adlı seçim çalışması

(bkz: #33028) ./

(bkz: #32575) futboldan anlarım kızm

(bkz: #32557) ertesi gün tuncay hoca derste literatüre geçmişiz dedi.

(bkz: #33555) her geçen gün daha da bir artan
1
deli dumrul deli dumrul
tüm entryler gözden geçirilerek girildi. uzun anılı betimlemeli ve dramatik yazılar pek değerlendirilmedi

köpek uçmak istemiş

deli dumrul
köpek uçmak istemiş
bir gün kargaya gitmiş
karga ona anlatmış
bizimki de inanmış

tırmanmış koşa koşa
balkonun kenarına
açmış ayaklarını
dikmiş kulaklarını

birkaç kere havlamış hav hav hav
atmış kendini yere
köpek ölmüş vah vah vah
karga da gülmüş hah hah hah

bu manimsi melodimsi şey ana sınıfında bana öğretilmişti. ben bu hikayeyi ilk duyduğumda hayal etmiştim kafamda. köpeğe çok üzülmüştüm. çünkü ölüm kötü bir şeydi* ve bayağı psikolojimi de bozmuştu. bu anaokulu şarkısını bulanın da yazanın da yedi yaşındaki çocuğun psikolojisinden anlamayan öğretmenlerin de gelmişine geçmişine üç gulhu bi elham okuyayım.
1
aoe aoe
Sonu çok ters köşe yaptı hocam, aha dedim kallavi bir küfür geliyor ama bam!

türkiye

deli dumrul
2018 yılında o yıla kadar aziz yıldırım'ın arkasında maddi güç olarak duran ali koç, fenerbahçe başkan adaylığına ikna edilmesi çalışması başarıyla sonuç verdi. ve Seçimlerde aziz yıldırım büyük bir farkla koltuğundan oldu. O günü ben şapka takan ali koç'un sandık başında neşeli neşeli durmasını tut, aziz yıldırım'ın veda konuşmasını protest eden taraftarlarına kadar net de hatırlarım.

Ali koç'un vaadi kurumsal da kurumsal olacağız diye bir şeydi. O zaman kurumsalın ne olduğunu anlamayan türk halkımız da doğal olarak parası var işte diye algıladı mesajı. Ali koç'a göre kurumsallık fb'nin tüm kollarını bir şirket gibi yönetmekti hatta taraftar grupları da buna dahildi. bu vaadler beni de etkilemişti. Oldu-bittiyle olmayacaktı artık hiçbir şey, kağıtta yönetmelikte tüzükte neyse o olacaktı. Her branşın başına da bilgili kişiler gelecek (sportif direktör) o bölümü onlar yönetecekti başkan her şeyle uğraşamazdı çünkü. "Comilli" geldi futbolun başına ki tutmadı. Söylemişlerdi tutmayacağını ama koç şirketi'nde tutuyordu burada da tutacaktı. Haberal hoca da demişti ya "bu ülkeyi bu ülkenin evladı kurtarır ancak başkasından medet ummayın" diye ama bu vizyon başkan'dı.

Bu akımı gören gs'liler, bizim de böyle başkanımız olsun dedi. Kim olacaktı: Burak Elmas.. bir rüyaydı ki merhum mustafa cengiz başkan'dan sonra aday oldu. Kazandı.. o da kurumsal da kurumsal akım modundaydı. Yeniden takım kurdu romanya bilmem nerden çikulda morutan isim sanık bilinmeyen ama "bakın parlayacak" denilenlerle doldu takım.. tutmadı.. ali koç'un parası vardı koltuktan indirmiyordu fbliler, başarısız olsa da parası var adam=ali koç. Burak elmas bedeli koltuk'la ödedi ve bu süreç eski başkan dursun özbek'in tekrar yönetime gelmesiyle son buldu.

Bana göre bu başarısızlıkların sebebinin bir örneği de bugünkü avrupa maçında Her şey iyi giderken birden vizyon başkan'ın vizyonsuz taraftarının sahaya çakı çakmak fırlatmasıyla işi batırması olayı yani kitleyle tabanla uyumsuzluk, yöneticiyle yönetenin birbirine benzememesi. Ali koç hep "basketbolda bu yapılanma başarı getirdi bakın orada başarı geldi, burada da gelecek" dese de dikkate almadığı şey basketbol seyircisiyle futbolunkinin bir olmaması. Sonuç olarak ali başkan ve burak başkan'ın söylemleri koltuğa gelmeye yetse de yaptıkları burak başkan için koltukta oturmaya yetmezken ali başkan'ın parası koltukta oturtmayı bugüne kadar sağladı.

Bütün bu olaylar bir yana, bunları neden anlattığımın (özelikle türkiye başlığında) sebebiyse bahsettiğim iki takımın türkiyenin en büyük iki topluluğu olması. Toplamda Altmış milyonu geçen taraftarıyla bu iki takım aslında türkiye'nin ta kendisi. Bu iki takımın seçim sürecini bizzat yaşayan biri olarak da altmış günü kalan içinde bulunduğumuz bu süreç birbirine çok benziyor. Sürecin sonrasında yaşanacak olayların ise ne kadar birbirine benzeyeceğinden maalesef ki buraya yazabilecek kadar emin değilim . . .

gram altının sekiz yüz olması

deli dumrul
piyasaları sarsan svb iflası sonrası diğer bankalara da aynı durumun sıçraması ihtimalinden korkan yatırımcılar, birikimlerini tahvil vb. yatırım araçlarından güvenli liman olarak gördükleri altın'a çekti. bu durum; daha 10 gün önce fed'in temsiciler meclisinde söylediği "enflasyonun durumuna bakılırsa fed, faizleri beklentilerin biraz daha üstüne çıkarabilir" sözleriyle onsu 1800'lerin altını zorlayan altında şok etkisi yaratarak 3 iş günü içinde tekrar altının onsunu psikolojik sınır olan 1900'ü, beklentilerin altında gelen üfe rakamlarının da etkisiyle çok rahat bir biçimde geçti. haftaya gerçekleşecek fed toplantısında piyasalar fed'in bankaların durumunu iyileştirmek adına faizi sabit bırakması hatta düşürmesi ihtimalini de değerlendirdiğinden ons'u 1900'ü geçen altının daha da yukarılara çıkabilme ihtimalini konuşan ekonomistler bu durumun tam tersi olan fed'in banka vb. diğer faktörleri umursamayıp sadece enflasyona odaklı politika güderek faizleri arttırmayı sürdürme ihtimalinde durumun nerelere gideceği konusunda ise endişeli.

türkiye özelinde düşünüldüğünde ise yaklaşan seçim öncesi tcmb'nin faizleri 100 puan daha düşürme ihtimali yüksek görünüyor. 1 yılı aşkın süredir döviz yatay seyretse de altın onsta yaşanan bu gelişmeler kısa vadede gram altındaki volalitenin yüksek olmasına sebep oldu. uzun vadede ise yaklaşan seçimler, gram altın ve dövizin kaderini belirleyecek gibi duruyor. seçimde yarışacak ittifaklardan birinin halihazırda olan uzak doğudaki (japonya, çin vb.) gibi gevşek para politikası güdülmesi gerektiği görüşünü savunuyorken diğer tarafta bu politikanın işe yaramadığını batıcı (abd, avrupa vb.) bir yol güdülmesi gerektiği gibi birbirine her konuda zıt iki siyasi görüşün yer alacağı seçimin tarihi ise 14 mayıs. yani batıcı bir ekonomist anlayışla gram altının 800'ü görmesi olası gözükürken tam tersi bir durumda rakamların nerelere ulaşacağı konusunda ise ekonomistler hemfikir değil.
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol