confessions

deli dumrul

1. nesil Yazar - Yazar

  1. toplam entry 334
  2. takipçi 9
  3. puan 17444

oscar ödülleri

deli dumrul
Bu gece sahiplerini bulacak en prestijli film ödülleri. Yani yıllardır oylama usulleri tartışılıyor bu törenin, nerde popülist akım veya istenilen tarzda filmler çoğalması isteniliyorsa o filme ödülü yapıştırıp o tarzda filmlerin yapılması teşvik ediliyor. aynı zamanda tüm dünyada da ödül alan bu film miymiş merakı uyandırılarak filmin pr'ını yaparlar

"Her Şey Her Yerde Aynı Anda" en iyi oscarı alır. Beyin yorar ve sübliminali boldur, senaryo desen fantastik; geçişler dört tane kısa film oluşması desek ve sondaki mesajımız ve araya aile serpmesiyle oscara cuk oturan film olacaktır

"Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok" son zamanlarda böyle bir savaş filmi olmaması eksikliğini izledikten sonra fark ettim. Piyasaya tekrar savaş filmlerinin sürülmesine sebep olur bu film de dedim. En iyi oscar'ı buna yedirtmezler. lakin en iyi yabancı film ile benim izlerken ilk duyduğumda bu ses nereden geliyor dediğim soundtrack'ine de ödülü yapıştırırlar.

"Top Gun: Maverick" bro böyle aksiyonumsu askeri akademi filmler, klişe olsa da izlettiriyor bana kendini. Tom cruise abimizin de yüzü eskimiyor. en iyi film Adaylıkları arasında herkese hitap eden tek film budur derim

"Fabelmans" speilberg dedemiz oscarı yine zorluyor. Biyografik filmlerin yeri bende hep ayrı. Bir kişinin baştan sona hayatını kameraya almak hep büyüleyici gelmiştir ve bu kişinin kendisini anlatması olunca ayrı bir olay oluyormuş. İnsan psikolojisine meraklı herkesin bu filmi bir kez izlemesi lazım.

"Avatar ii" anlatmaya gerek yok efendim en iyi görsel efekt mefekt ne varsa alır götürür. Zaten kazanacağını kazandı gişeyle ödül verilmese de yeridir.

N: Kehanet ve bolca ben içeren eleştiri

genel

deli dumrul
Herkesi siyasi görüşüne göre kategorize edip ona göre tavır takınan insanlara "insanlar ikiye ayrılır iyi ve kötü" diye seslenesim var

tükendiğinizi fark ettiğiniz anlar

deli dumrul
Medyanın bize bir aralar sürekli bahsettiği öğrettiği bir söz vardı: metal yorgunluğu. 60'lık ninesinden 70'lik dedesine bu kavramı herkesin öğrenebilmesi sağlandığında istenildiğinde oluyormuş fikrinin tezahürü olmuştu 5-6 yıl önce

Metal yorgunluğu: metallere yapılan bası sonucu işlevini yitirmesi, halk arasında yalama olmak diye de geçer

Ben de öyle masa başında otururken ara ara yalama yapıyoruz necdet diye söylenirim. Galk az tur at da gel, vidaların açılsın. Bi yalama oldu mu daha işlemez o saatten sonra Allah muhafaza. Tüm suçun temelinde bu metal yorgunluğu yatıyor: çok çalışmayın yalama oluyor

karabasan

deli dumrul
Çift toynaklıysa inek olma olasılığı yüksek olmakla birlikte hınzır da olabilir. Burada ipucunu derinlik belirler eğer derinse iz domuzdan çok ineğe ibreyi çevirir. Tek toynaklı bir izse at olma olasılığı olabilir, bulunan yöreye göre eşek de olabilir, katırsa üzgünüm hiçbir zaman öğrenemeyeceksiniz. eğer derin ve ince bir kar iziyse basan hayvanın geyik olma ihtimalini göz ardı etmemelisiniz.

yeni hastane binası

deli dumrul
Doğal afetler vb. gibi acil durumlarda hastane ihtiyacı gerekçe gösterilerek, 1.477.721.000,00 tl'lik ücretiyle gerekli firmaya yetkilendirme yapılarak gazi hastanesi'nin arkasında atıl halde bulunan gazi hastanesi acil ve onkoloji ek binasının 800 gün içinde tamamlanmasına karar verilmiştir

deprem

deli dumrul
Eli kanlı olan müteahhattin de elini vicdanına koyup hatalıyım diyemeyen siyasetçisinin de istifa etmeyi düşünmeyen tüm bürokratların da sorunları göstermekten çekinip üstünü örten tüm medyanın da.. hepinize yazıklar olsun

Gölcük, düzce, van, elazığ, izmir, maraş.. bu halk çok şükür ki her seferinde yardımlarıyla tüm felaketlerin üstünden geldi. Bu felaketlere ülkesini hazırlayamayan halkına rehber olamayan yöneticiler utansın

Şeyma'nın vasiyeti var.


ezber

deli dumrul
Beynin bir ezber kotası var, Yeni bilgi eklendikçe eskilerden siliyor. Akraba ziyaretinde kuzenim kapıyı açtı, hoşbuldum h... (Hakan mıydı hüseyin miydi neydi lan) ismi aklıma gelmedi öyle apışıp kaldım, sonra hiçbir şey olmamış gibi bozuntuya vermeden içeri girdim. Sonra birisi kuzenime seslendi de hatırladım: haluk..
2
gri gri
Hoş buldum h... hayatımın anlamı
deli dumrul deli dumrul
:)))

hız tutkusu

deli dumrul
Bu isimde bir film var. Çekimleri ilk başladığında Fast and Furious'a rakip gelecek diye bi kitle oluşturdular. Need for Speed çıkacakmış oyunu da var hanii.. dediler. Ben bir ikna olmuştum ama bizim çevirmenler hız tutkusu diye çevirince nfs'yi, ı ıh izleme isteğimi çöp ettiler. Anlatacağımın bu olayla alakası yok tabi

Bugün bayağıdır hal hatır sormadığım(3ay) bir arkadaşım mesaj attı, bu sürede neler oldu sohbetinde konu öyle böyle arkadaşımın kaza yapmasına çıktı. Başta pek umursamazca "herkesin başına gelebilen ufak tefek aksilikler" repliğimsi sözler yazarken, ibre 130'da takılı kalmış yazısını görünce; ben de yazıyor ibremi çevrimiçi'ne alıp, tekrar yazıyor'a sonra da oha ciddi misin mesajına çektim.. küçük çocuklar çıkınca karşısına onlara çarpmamak için direksiyonu kırmış ve park halindeki araca çarpmış. Beyin kanaması geçirmiş ve bir hafta yoğun bakımda kalmış :/ Hafızası başlarda gidikmiş sonra yavaş yavaş oturmuş yerine

Bazı durumlar başıma hiç gelmediğinden nasıl tepki verilmesi gerektiğini bilmiyorum. Bu da onlardan birisiydi. Nasrettin hocanın ağaçtan düşmesi olayı gibi, Ben ordaki hoca iyi misin rölündeki köylüydüm galiba..

Sonuç: Tek ölme hakkımız var hız tutkusuna değmez

2023 cumhurbaşkanlığı seçimi

deli dumrul
İliklerine kadar siyasete bulanmış yurdum insanının müptelası olduğu seçim atmosferi. İşte memleketimin havası da nasibini almış, herkes pür dikkat bekliyor efendim. şöyle ki tes(b)itimize göre bu devirde yaşanacak her gelişmenin sebebi bu seçimdir. hiçbir şey normal koşullarında gerçekleşemez bu son düzlükte. Deprem olsa haarp'tır, birisi ecelinden ölse suçlusu yaklaşan komplodur pardon seçimdir, biri hapisten çıkarsa suçlu seçimdir, giriyorsa seçimin yaklaşması seçimden daha suçlu demektir. borsa yükseliyorsa sebebi seçimin sonuçlarını rüyasında öğrenen tecrübeli balinalardır, borsa düşüyorsa diğer balinalar da haklı olabilir

Bir de sen seçimden sonrayı görcüler var, alınlarından öptüklerim 2008 krizini öngören kahinlerden daha bilgeli oluyolar bu dönemde dinlemek lazım bunları, bu tayfaya göre seçimden önce neyi alsan kârdır. bitcoininden tut, dolarından as, altınına dola, domateslik menemeni depola hepsi seçimi bekliyor. Hatta ülkedeki enflasyonun yarı suçlusu bu adamların stok yapması. Diğer yarı malum seçimin yaklaşmasından. Her an bir yerden Büyük resimciler çıkabilir, gelmeden ben topuk

house of the dragon

deli dumrul
Şu dizideki isteyen istediğini tek atıp öldürebiliyor sonradan da hiçbir şey olmamış gibi yaşam devam ediyor ya ulan diyorum medeniyetin essa tek dişi kalmış. Birazcık Hak hukuk adalet ya. Bir de her bölüm geleceğin geleceğine gidiliyor

fakir ama gururlu sör criston fav karakterim her sahnede kas torbası korkuluk gibi dikiliyor en sonda alakasız çıkıp birine saplıyorhdk bi gün buna da saplayacaklar da neyse nazar değmesin tütütüütüt

fav sahnem de topal reyisin kraliçe ayağına hallenmesi mkdhjxlf sahneye başlamadan niye topalın ayağını zumlarsın diye sorguluyorum bir de ben, özenle hazırlanılmış dersin anlatırken

T: entrika dizisi (bu tanım gülmemeye çalışılarak yapıldı mk ensestleri)

yalnızlık

deli dumrul
Ruha yönelmektir. kâh onu dinlemek biraz da onu beslemektir. bana kaosu değil huzuru anımsatır. bilinçaltımdakiler: dalga sesleriyle Denizi seyretmek veya kuş sesleriyle ormanda derin bir nefes almaktır

ps: Bazen ruhu avucunun içine alıp Avucunla onu sarmalamak, ona sarılmak gerekir

umut

deli dumrul
Bunu pazarlamakta master yapmış malum birisi var ki artık nerede koltuk rahat yönetici, gelecekle ilgili planımsı tahminimsi hayalimsi şeyler anlatmaya başladığında aha geldi diyorum Buradan sonrası konuşmanın temennisi kısmısı

T: gelecekle ilgili şey

*Bize bugün lazım

anısı var denilen şarkı

deli dumrul
Edebiyatla haşir neşir olanlar bir ayrı oluyor. Durduk yere sohbet içerisine sakin ses tonuyla osmanlıca farsça nedim baki'den gazel şiir vb. sıkıştırırlar ya mesela, derim bu ermiş :) edebiyat öğretmenleri de bu işi çok iyi yaptığından en sevdiğim öğretmen klasmanına giriyor. Lisedeki ki hayatım boyunca daha iyisine denk gelemeyeceğime emin olduğum edebiyat hocam da böyleydi

üstad Bir gün ders işlerken edebiyat kitabındaki sâdâbâd şiirini görünce dayanamadı, çocuklar biriniz akıllı tahtayı açabilir mi dedi, herkes bir duraksadı -açalım hocam- yaz dedi nur yoldaş sadabad. Dersi sakince anlatan hocam birden müzik introsundan söz girişine kadar sabırla; bakın bu şiirin şarkıya dönüşmüş hali dedi, bu muhteşem sesi iyi dinleyin, -bunları söylerken öyle çocuksu ki gözlerinin içi parlıyor adeta- nur yoldaş'ın söylediği sözleri kıtalar geçtikçe türkçesine çeviriyor... O an ne güzel bir an(mış); işte o müzik benim için anısını buldu, mühürlendi

(Günümüz türkçesiyle 2 kıta)
şu kederli gönüle gel bir neşe bağışlayalım.
yürü ey servi boylum sa'dâbâd'a gidelim
işte üç çifte kayık iskelede hazır bekliyor
yürü ey servi boylum sa'dâbâd'a gidelim.

gülelim, oynayalım dünyadan murat alalım
yeni yapılmış çeşmeden cennet suyu içelim
ejderhanın ağzından ölümsüzlük suyunun aktığını görelim
yürü ey servi boylum sa'dâbâd'a gidelim.

nasıl bir ilkokul öğretmeniniz vardı

deli dumrul
Çok güzel bir soru. Tam üç tane oldu. Hidayet, yalçın ve recep isminde. Hepsi de değişik karaktereydi. Aklımda kalan anılarıyla bahsetmek isterim

İlki hidayet öretmenim. İkinci sınıfın ortasında ben müdür oldum çocuklar diyip bırakmıştı sınıfı. Üçüncü sınıfta bi sınıfa geri uğrayıp aceleyle herkese hobby mor çikolotaları dağıttığı zihnimde. Soyadı öztürk'tü sınıfta hidayet öztürk isminde bir çocuk daha vardı. Sınıfın en yaramazını sınıfta kovaladığını hatta tekme attığını daha da üstü çocuklar kafanızı eğin diye bağırıp tahta 30cmlik cetveli en ön sıradan en arkaya çocuğu tutturma hedefiyle fırlattığını da hatırlarım. Tesadüf o ki geçen hafta o çocuk ne yapıyor diye araştırdığımda yaşam için motosiklete tutunduğunu gördüm. Ben daha Farklı senaryolar düşünürdüm onun hakkında kâfi

İkincisi yalçın. İlk kez dayak yediğim öretmenim. Kitap okuma saatinde kitapları önümüze kalkan yapıp arkasında saklanarak sıra arkadaşımla ehehehehli gülüşmeler yapardık. Sakince yanına çağırdı yalçın öretmenim, biz tek ayakla bekletecek diye gitmiştik. Arkadaşıma yaklaş dedi. Kafasını kitabından kaldırdı, gözlüğünü indirdi. Okkalı bi tokatımsı şamarımsı.. yerine geç dedi, sakince dumrul sen de yaklaş dedi şapp. Herkes sakince kitap okurken birden tüm sınıfta yankılanan ses, rencide duygusu ağırlığı ve yanağımdaki kızarıklık. Bu üçlü arada aklıma gelir.

Üçüncüsü recep öretmenim. Bana dumrul ağa derdi. Çok sigara içerdi. Ceza diye soru yazdırtıp çözdürtme gibi fantezisi vardı. Örn: ödevi yapmadın soruyu bilemedin 30-40 soru yazacaksın deftere bir de çözeceksin. Onun dışında perşembe günü öğleden sonra sınıfça lahmacun yeme saatiydi

Öyle
1
gri gri
💔

köyün delisi

deli dumrul
Köy dediğim yaşadığım yer, deli de diğer insanlara benzemeyen.
Böyle birisi yok aslında böyle bir aile vardı. Komşumuzdu.

İki çocuk bir bebek anne ve baba. Alim, meryem, müslüm, aslı ve bebek. Müslüm benim yaşıtlarımda; aslı büyük, bebeği hep sırta sarılı gördüm münasebetim olmadı, alim'le meryem'i de tüm ilçe-şehir tanırdı.

Müslüm; kamyonetimle toprak içinde oynarken gelirdi konuşmaya çalışırdı benimle, türkçesi çok değişikti h harfi yoktu, hıçkırarak konuşuyor gibiydi on beş yıl geçse de üzerinden hatırlarım tonlamasını. ne zaman ortaya çıkacağı belli olmamasından korkardım, hep aynı kıyafeti giyiyordu zaten, bir de ot yiyordu

Aslı; biz ne zaman dışarıya çıksak ailecek, geldiğimizde dışkapının önündeki ayakkabıları düzeltilmiş buluyorduk. Bir gün baktık düzelten meğersek aslı'ymış

Meryem hep sırtına sardığı bebeğiyle gezerdi. Salı günleri tüm aile köyden şehre indim misali yürüyerek (bir saatlik yol) pazardan eksik görmeye giderlerdi. Evleri uzaktı ağaçların arasında baraka tarzıydı nasıl ısınıyorlar diye düşünürdüm, tartışma sesi de eksik olmazdı evde. Kelimeleri de seçemiyordum zaten, sadece korktuğumu hatırlıyorum yaklaşmazdım o eve. Deliler evi uzak dur dumrul. Uzak durdum da deli sıfatı bana yapıştı

Bir gün kavga gürültü zilimiz çalındı, biz boşanacağız diyordu meryem'le alim. Gecenin 9'unda boşanmaya karar vermişler. Babam nasıl savuşturdu hatırlamıyorum. Tabi, boşanmadılar

Yine bir gün ki Alim hariç ailenin fertlerini gördüğüm son gün olur, bir bağırışma sesleri var. babam bilmem ne derneğinden gelmişler diyor kameralar da var. "Alim çocukları ve eşini bırak" tarzlı konuşma gerçekleşiyor. İlk başta aslı, peşinden müslüm en sonda meryem ve bebek teker teker geldiler patika yoldan. Aile o gün dağıldı. Gürültü ağlaşmalar boldu, evi kapıyı kilitlediklerini hatırlıyorum. Ondan sonra Alim yalnız yaşamına devam etti. Alim'in o günden sonra konuştuğuna çok nadir şahit olmuşumdur. Sonradan öğrendim İstanbula eğitime gitmiş müslüm'le aslı, meryem de istanbul'da akrabası varmış onun yanında yaşamaya

Alim'i tüm şehir bakardı, servis şoförümüz erkan abi bile yolda durup alime para vermişliği olmuştu. Alim aldığı parayı da direkt sigaraya basardı. Çubuğu vardı. keloğlan gibi ucuna bir poşet -ne var hiç bilemedim hep merak etmiştim içinde- bağlar, omzuna koyar diğer eliyle de sigarasını yakar tüttürerek tüm ilçeyi turlardı

Bildim bileli sigara içerdi alim. Bir gün korona olmuş dediler ve vefat ettiği haberi çabucak yayıldı. Tüm facebook alim'le sokakta çekindiği fotoğrafı paylaştı ve altına yazılar.. fotoğraf ve yazılarda kaldı alim
3 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol