Karar bu haftaiçi duyurulacak
Size bir miktar unutamadığım metro çalgıcılardan bahsedeceğim.
Başı ağrıyan, rahatsız olan, istemeyenlerin sesinin duyulmaması, Çalgı aletlerinin akordunun olmaması ve açık camların gürültüsüne gürültü katmaları çoğunlukla ortak özelliklerindendir.
S******* isimli liseli çocuk ve yancısı: gitar çalıyor. Şarkılara kendince çok farklı bir yorum getirmiş. Fok balığını andıran, patlamalı bir şekilde söyleyiş tarzı var. Elfida ve İzmir marşı dışında bir parça söylediğini hatırlamıyorum. 2/10
Zayıf uzun boylu bereli esmer kız: gitar çalıyor. Çok pes bir sesi var. mahzuni şerif'in merdo parçasından başka bir parçayı söylediğini hatırlamıyorum. 6/10
Melodikacı kardeşler:Okul harçlıklarını çıkarmak için müzik yapan 10lu yaşlardaki kız ve erkek çocuk. Hasretinle yandı gönlüm çalarak gönlümüzü dağlayıp ardından paraları toplarken İzmir marşı ile coşturan minikler. 7.5/10
Kırmızı-pembe saçlı siyahlı kız: bir kere denk geldi. şarkı söyleme izninden hemen sonra camları kapatıp yerde oturarak akordunu yaptı. Ahmet Kaya içimde ölen biri parçasını söyledi. Çok pes bir sesi vardı. "Depremler oluyor beynimde"yi gerçekten hissettirdi. Para verdiğimiz ilk müzisyendi. 8.5/10
Bonus saçlı odtülü(?) ve arkadaşları: 2 kere denk geldi. akord yaptığına ilk kez şahit olduğum ekip. Sesleri de iyiydi. 7/10
Başı ağrıyan, rahatsız olan, istemeyenlerin sesinin duyulmaması, Çalgı aletlerinin akordunun olmaması ve açık camların gürültüsüne gürültü katmaları çoğunlukla ortak özelliklerindendir.
S******* isimli liseli çocuk ve yancısı: gitar çalıyor. Şarkılara kendince çok farklı bir yorum getirmiş. Fok balığını andıran, patlamalı bir şekilde söyleyiş tarzı var. Elfida ve İzmir marşı dışında bir parça söylediğini hatırlamıyorum. 2/10
Zayıf uzun boylu bereli esmer kız: gitar çalıyor. Çok pes bir sesi var. mahzuni şerif'in merdo parçasından başka bir parçayı söylediğini hatırlamıyorum. 6/10
Melodikacı kardeşler:Okul harçlıklarını çıkarmak için müzik yapan 10lu yaşlardaki kız ve erkek çocuk. Hasretinle yandı gönlüm çalarak gönlümüzü dağlayıp ardından paraları toplarken İzmir marşı ile coşturan minikler. 7.5/10
Kırmızı-pembe saçlı siyahlı kız: bir kere denk geldi. şarkı söyleme izninden hemen sonra camları kapatıp yerde oturarak akordunu yaptı. Ahmet Kaya içimde ölen biri parçasını söyledi. Çok pes bir sesi vardı. "Depremler oluyor beynimde"yi gerçekten hissettirdi. Para verdiğimiz ilk müzisyendi. 8.5/10
Bonus saçlı odtülü(?) ve arkadaşları: 2 kere denk geldi. akord yaptığına ilk kez şahit olduğum ekip. Sesleri de iyiydi. 7/10
vaov
HASTAYA GİRİŞİM YAPACAĞINIZ ZAMAN KENDİNİZE YAPILDIĞINI YA DA YAKININIZA SEVDİĞİNİZE YAPILDIĞINI DÜŞÜNEREK YAPIN. HERKES, HERKESTEN İLK SEFERDE KAN ALAMAYABİLİR, SONDA TAKAMAYABİLİR. ANCAK SORUMSUZCA LAUBALİ BİR ŞEKİLDE YAPILAN BAŞARISIZ GİRİŞİMLER HASTALARIN GEREKSİZ YERE ACI ÇEKTİRİP PSİKOLOJİK VE FİZİKSEL TRAVMALARA NEDEN OLMAKTA. LÜTFEN DAHA DUYARLI OLALIM. YOUTUBE DA FARKLI FARKLI VİDEOLARDAN FARKLI YÖNTEMLERİ GÖZLEMLEYİP KENDİNİZE DAHA UYGUN GELENİ UYGULAYABİLİRSİNİZ. HEMŞİRELERDEN ASİSTANLARDAN SİZDEN DAHA DENEYİMLİ ARKADAŞLARINIZDAN ÇEKİNMEDEN UTANMADAN SORUP ÖĞRENİN. KİMSE ANASININ KARNINDAN UZMAN DOĞMADI
D1 deyken:
+Baba, arkadaşlarımla Eskişehire gitmeyi düşünüyoruz.
-Tamam
+ehm ımm hömm
- Para mı istiyorsun?
+Gidebilir miyim
- Tamam oğlum gitmek istiyorsan git niye soruyorsun. Para lazımsa söyle yollayayım...
İşte o telefon konuşmasında artık büyüdüğümü anlamıştım.
+Baba, arkadaşlarımla Eskişehire gitmeyi düşünüyoruz.
-Tamam
+ehm ımm hömm
- Para mı istiyorsun?
+Gidebilir miyim
- Tamam oğlum gitmek istiyorsan git niye soruyorsun. Para lazımsa söyle yollayayım...
İşte o telefon konuşmasında artık büyüdüğümü anlamıştım.
Türkçe konuşan herkesin alması gereken bir eğitim. Özellikle de insanların karşısına geçecek bizlerin bilhassa hocalarımızın bu konuda oldukça yetkin olması gerektiğini düşünüyorum. Bana ders anlatan, yaşını almış yılların profu olan hocaların köyümdeki dayılar gibi konuşması beni derinden yaralıyordu. Öte yandan nostaljik trt spikerlerine taş çıkaran bazı hocalarımızı dinlerken adeta mest oluyorum. Bence fark bariz ortada. Kendine saygısı olan herkesin bu konuya dikkat etmesini umuyorum. Saygılar...
Nüfusun 3 katı kadar aşı siparişinin verildiği ve aşılamanın oldukça hızlı olduğu bu dönemde Covid aşılama sürecinde faydasını görür müyüz bilemem. Belki ihraç ederiz diğer ülkelere.
Ama bence asıl önemli olan, aşı sektörüne bir şekilde bir yerinden müdahil olmamızdır. Belki ileride ithal ettiğimiz aşıları kendimiz üretir ve ihracatına başlarız. Bakarsınız aşı karşıtları da yerli ve milli aşıya güvenir belki :)
Ama bence asıl önemli olan, aşı sektörüne bir şekilde bir yerinden müdahil olmamızdır. Belki ileride ithal ettiğimiz aşıları kendimiz üretir ve ihracatına başlarız. Bakarsınız aşı karşıtları da yerli ve milli aşıya güvenir belki :)
Radial arterden alırken: distalden proksimale doğru yaklaşık 45 derece açı ile nabız hissettiğim yerin 0.5-1 cm ilerisinden girmeyi tercih ederim. Enjektörün pistonlu kısmından tutuyorum. Derinin altına girdikten sonra pistonu hafif çekip negatif basınç oluşturarak giriyorum. Bu yöntemle damara girer girmezn enjektör kanla dolmaya başlıyor.
1)yatay bir açıdan damara girildiği için damar içinde daha uzun bir yol izliyor. Damardan girip çıkma ihtimali daha düşük.
2)proksimalden distale doğru damar genişliği azaldığı için başarı şansınız düşebilir. Hastanın ve kendinizin konumunu ona göre ayarlayın.
3)deri altındayken negatif basınç uygulanmadığında damara girmiş olsanız bile kanın enjektöre dolduğunu her zaman göremeyebilirsiniz. Bu sefer damarı aramak için yaptığınız manevralar ile damardan geri çıkabilirsiniz.
En önemlisi:
İğneyi batırdıktan sonra nabzı hisseden elinizi asla yerinden kaldırmayın(pistonu çekmek için bile(kesinlikle damarın içinde olduğundan emin değilseniz)). Damarı görmediğimiz için yeri hakkındaki tek bilgi kaynağı ile bağı kopardıktan sonra körlemesine iğneyi saplamanın hastaya gereksiz yere acı çektirmekten başka hiçbir manası yok.
*işlem bittikten sonra uzun bir süre enjeksiyon yerine kuvvetlice bastırın. Özellikle ybü hastalarında sık sık kan gazı ölçümü yapıldığı için o bölgede hematom oluşumuna neden oluyor. Ve sonraki işlemlerde sorun oluşturuyor (nabzı alamamak gibi)
Buraya kadar okuduysanız ilginiz için teşekkür ederim. bir yıldızınızı esirgemeyin xd
1)yatay bir açıdan damara girildiği için damar içinde daha uzun bir yol izliyor. Damardan girip çıkma ihtimali daha düşük.
2)proksimalden distale doğru damar genişliği azaldığı için başarı şansınız düşebilir. Hastanın ve kendinizin konumunu ona göre ayarlayın.
3)deri altındayken negatif basınç uygulanmadığında damara girmiş olsanız bile kanın enjektöre dolduğunu her zaman göremeyebilirsiniz. Bu sefer damarı aramak için yaptığınız manevralar ile damardan geri çıkabilirsiniz.
En önemlisi:
İğneyi batırdıktan sonra nabzı hisseden elinizi asla yerinden kaldırmayın(pistonu çekmek için bile(kesinlikle damarın içinde olduğundan emin değilseniz)). Damarı görmediğimiz için yeri hakkındaki tek bilgi kaynağı ile bağı kopardıktan sonra körlemesine iğneyi saplamanın hastaya gereksiz yere acı çektirmekten başka hiçbir manası yok.
*işlem bittikten sonra uzun bir süre enjeksiyon yerine kuvvetlice bastırın. Özellikle ybü hastalarında sık sık kan gazı ölçümü yapıldığı için o bölgede hematom oluşumuna neden oluyor. Ve sonraki işlemlerde sorun oluşturuyor (nabzı alamamak gibi)
Buraya kadar okuduysanız ilginiz için teşekkür ederim. bir yıldızınızı esirgemeyin xd
Netter: kemikler özellikle kafa kemikleri açısından çok yetersiz. Ama kasları kadavraya nispeten benziyor. Yağlı boya çizimi gibi.
Sobotta: kemikleri için kullandığım kaynak. Diğer kısımlar karmaşık gelmişti bana. Çizimlerini pek beğenmemiştim şahsen. 2.dünya savaşında nazilerin esir kampındaki yahudilerin kadavralarından çizildiğini duymuştum.
Prometheus: 3 cilt. Çizimleri, grafikleri, tasarımları dijital ortamda yapılmış olup hem sade hem de anlaşılır bir şekilde hazırlanmış. Çokça özet tablo, şema, modellemelere sahiptir. Fiyatına dair hiçbir fikrim yok. Pdf ten bakmıştım.
Gilroy: prometheusun daha sade daha kısa versiyonu gibi olan bir kitap. Görsellerini sanki ondan çalmışlar gibi :) Palme yayınlarından Türkçesine ulaşabilirsiniz.
Netter sobotta yerine prometheus ya da gilroy anatomi atlaslarını öneririm. İnternete hepsinin pdf lerine ulaşabilirsiniz.
Her sene dönem başlarında yayınevleri kendilerine temsilci bulup size kampanyalar sunabilir. Almak için onları bekleyip nispeten ucuza alabilirsiniz. Hatta temsilci siz olursanız belki size ücretsiz de verebilirler xd
İmternette tüm bu kaynakların pdf lerine ulaşıp oradan çalışabilirsiniz. İlla elinizde basılı kaynak olsun istiyorsanız kızılayda olgunlar denen korsan kitapçılar sokağından 3te1i fiyatına da bulabilirsiniz. Kiminin çizimleri orijinalinden daha güzel bile olabilirken Kiminin eksik sayfalarının olduğu da oluyordu.
Anatomi atlasları hakkında diyeceklerim bu kadardır.
Saygılarımla...
Sobotta: kemikleri için kullandığım kaynak. Diğer kısımlar karmaşık gelmişti bana. Çizimlerini pek beğenmemiştim şahsen. 2.dünya savaşında nazilerin esir kampındaki yahudilerin kadavralarından çizildiğini duymuştum.
Prometheus: 3 cilt. Çizimleri, grafikleri, tasarımları dijital ortamda yapılmış olup hem sade hem de anlaşılır bir şekilde hazırlanmış. Çokça özet tablo, şema, modellemelere sahiptir. Fiyatına dair hiçbir fikrim yok. Pdf ten bakmıştım.
Gilroy: prometheusun daha sade daha kısa versiyonu gibi olan bir kitap. Görsellerini sanki ondan çalmışlar gibi :) Palme yayınlarından Türkçesine ulaşabilirsiniz.
Netter sobotta yerine prometheus ya da gilroy anatomi atlaslarını öneririm. İnternete hepsinin pdf lerine ulaşabilirsiniz.
Her sene dönem başlarında yayınevleri kendilerine temsilci bulup size kampanyalar sunabilir. Almak için onları bekleyip nispeten ucuza alabilirsiniz. Hatta temsilci siz olursanız belki size ücretsiz de verebilirler xd
İmternette tüm bu kaynakların pdf lerine ulaşıp oradan çalışabilirsiniz. İlla elinizde basılı kaynak olsun istiyorsanız kızılayda olgunlar denen korsan kitapçılar sokağından 3te1i fiyatına da bulabilirsiniz. Kiminin çizimleri orijinalinden daha güzel bile olabilirken Kiminin eksik sayfalarının olduğu da oluyordu.
Anatomi atlasları hakkında diyeceklerim bu kadardır.
Saygılarımla...
Ahmet Demircan. Bana acili sevdiren hatta doktorluğu sevdiren kişi. Öğrencilere çok değer veren ve çok da samimi olan bir hocamız. Derslerini ve konferanslarını büyük bir keyifle dinlediğim biri. Diplomayı inşallah ondan alırım :)
Çizgili bir defterimiz vardı. Haftanın belli saatlerinde onu çıkarır çizgi çizerdik hep(l, ı harfi gibi). Sürekli düz çizgi çiz çiz çiz fenalık bile gelirdi bana. Sonra bir arkadaşın defterine bakınca bir sürü harf yazılı olduğunu gördüm. Meğerse öğretmene kontrol ettirince o da farklı bir harfe geçiriyormuş. Benim bundan haberim olmadığı için aylarca mal mal düz çizgi çizmişim. Bu da böyle bir anım
Anaokulunda sabahçıydım. Sabahın 7sinde okula gidiyorduk. O dönemler yaz kış saati uygulaması olduğu için ben gittiğimde henüz güneş doğmamış oluyordu. Henüz uyananamış 6 yaşında bir velet olduğum için babam sabahları ayakkabımı çıkarıp panduflarımı giydiriyordu. Meğer öğretmen de bunları hep kontrol edip not alıyormuş. Sene sonunda karnemde bu yüzden zayıfladım vardı diye çok üzülmüştüm. Yok yani o dönemler yaşına göre fazla akıllı ve olgun bir çocuktum, ona rağmen zayıf almak bayağı koymuştu.
Ay yok artık hajsjsjsjsjsjs öğretmene bak
MEZUN OLANA KADAR AÇILMAMASINI İSTEDİĞİM YER. BİZE ÇOK Bİ KATKISI OLACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM. MEVCUT İNTÖRN ANGARYALARIMIZA DAHA FAZLASI EKLENECEK. AYLIK NÖBET SAYISI BELKİ İKİ ÜÇ KATINA ÇIKACAK. 0 BİNADA AMELELİK YAPMAKTANSA EVİNDE DERS ÇALIŞMAK DAHA İYİ
EKG dersinde bir şeylerin anlatıldığı ama kimsenin bir şey anlamadığı için sorduğu sorulara ise fizyolog/kardiyolog değilim o hocalarınıza sorun dendiği, kimsenin bir şey öğrenemediği ders.
Az bir sabırla sayın Sedat Türkoğlu hocamızın dersinde mükemmel öğrenebilirsin sayın doctore sakın merak etme :) çok da keyif alacaksın yani ben aldım. :))
sedat hocadan dinleyeli çok oldu sayın mdblue. sedat hocanın anlatımı iyiydi ama bana pek hitap etmemişti. ben istanbul tıptan samim emet hocayı çok beğendim geçen haftaki ekg kurslarında. hatta o kursta kardiyo stajından duymadığım şeyleri bile öğrendim. size de öneririm.
Şaşırdım, alt dönemim sanmıştım. :)) çok güzel bi tavsiye oldu teşekkür ederim.
Herhangi bir vatandaşın kendi imkanları ile yapacağı sahte kart bile bizim kartlardan daha profesyonel duracaktır. Hadi her şey tamam da en tepedeki göz kanatan eşşek kadar "stajyer dr." ibaresine ne demeli peki?? Umarım Okulumuz, kartın tasarımcısına para ödemeştir...
3 4 yaşlarındaydım, sabah uyandığımda soba harlı harlı yanıyor, sarkaçlı duvar saati ötüyor, dışarıdan eşek ve horoz sesleri geliyor. Sobaya bırakılan güğümdeki taşan suyun coslaması ve benden daha ağır olan yün yorgandan çıkmaya çalışan ben...
Üstünden 20 yıl geçse de unutamamışım. Allah onları başımızdan eksik etmesin.
Üstünden 20 yıl geçse de unutamamışım. Allah onları başımızdan eksik etmesin.
Bizim fakülte için Kemikler için sobotta kemikler çıktısı, diğerleri için netter kullanılması yeterli olacaktır
Case courtesy of Assoc Prof Frank Gaillard, Radiopaedia.org, rID: 7446
bir röntgen filminin yönünü mutlaka kontrol etmeliyiz. yön işaretinin gösterdiği taraf esastır. görüntü sisteme ters yüklenmiş olabilir ya da röntgen filmini(tarihi siyah zımbırtı) ters tutmuş da olabiliriz.
görüntüler situs inversuslu bir vakaya aittir. daha iyi anlatabilmek için üstteki görüntüyü ben ters çevirdim :)
Usta şöförlüğü aracı hızlı seri agresif sürme sananların olduğu bir ülkedeyiz. Herkes kendini dominic toretto sanıyor galiba. O bile çok ağır kaza yapmıştı.
Hiç unutulmasın ki ölmek ya da öldürmek, sağlıklı yaşamak ya da sakat kalmak sizin elinizde.
Tüylerimi diken diken eden bir video. Ehliyet kurslarında kesinlikle izletilmesi gereken bir video.
Hiç unutulmasın ki ölmek ya da öldürmek, sağlıklı yaşamak ya da sakat kalmak sizin elinizde.
Tüylerimi diken diken eden bir video. Ehliyet kurslarında kesinlikle izletilmesi gereken bir video.
AVM LERE GİTME MOTİVASYONUM. HER SEFERİNDE KAHVE VE LOKUM İKRAM EDİYORLAR.
AYRICA İRMİK HELVALARINA BAYILIYORUM. LOKUMLARI ÇOK LEZİZ. ANCAK ACELE EDİP KAHEYİ HEMEN İÇMEYİN. ÇOK KEZ DİLİMİ YAKMIŞLIĞIM VAR :)
HERKESİN MUHAKKAK BİR KERE GİTMESİ GEREKEN YER.
AYRICA İRMİK HELVALARINA BAYILIYORUM. LOKUMLARI ÇOK LEZİZ. ANCAK ACELE EDİP KAHEYİ HEMEN İÇMEYİN. ÇOK KEZ DİLİMİ YAKMIŞLIĞIM VAR :)
HERKESİN MUHAKKAK BİR KERE GİTMESİ GEREKEN YER.
Çocukken izlediğim bir çizgifilmim adını buldum az önce. Şuan aşırı mutluyum. Yeniden izleyelim o zaman
Stj olacağımız zaman sınıf grubunda paylaşılmıştı.
Yanlış hatırlamıyorsam ışık kaynağı 10, çekiç de 30 liraydı. O dandik fener asla o parayı hak etmezken refleks çekici de refleksleri almaya yetmiyor. Hafif kaldığı için ve çekicin yüzeyi küçük olduğu için kullanımı oldukça zor ve verimsiz.
Refleks çekici zaten rutinde pek kullanılmıyor(öğrenci olarak). Çok lazım olursa asistanlardan alırsınız(nöro Asistanları dışında kimsede de pek bulunmuyor)
Işık gerekiyorsa da telefon feneri fazlasıyla yeterli. Mesleğe geçince de zaten eşantiyon olarak size gelecektir.
Medikal firma temsilciliği yapan arkadaşlar, Lütfen siz de duyarlı olun. bunların reklamlarını yapıp bir işe yaramayan ürünleri pazarlayarak arkadaşlarınızı mağdur etmeyin. Bu zamanda 40 lira bir öğrenci olarak az para değil. O para illa ki cepten çıkacaksa en azından hayrını göreceğimiz bir iş için çıksın
Sonuna kadar katılıyorum
Tüm üst ekstremite ve postür kaslarınızı kasılı tutarsanız adımlarınızın sarsıntısı olduğu gibi bardağa/tepsiye iletilir ve içeceğiniz dökülür. Ama kompanze edercesine siz de harekete katılırsanız bardaktaki sıvının daha stabil olacağını görürsünüz.
Okul sütü dağıtılan nesil büyümüş de sözlük yazarı olmuş shsjskdls
Küçükken kardeşim okuldan getirirdi ve ben de çok heveslendim. Keşke bize de verseler derdim
Küçükken kardeşim okuldan getirirdi ve ben de çok heveslendim. Keşke bize de verseler derdim
Kokunun kaynağının serumlardan sızan b vitamini olduğuna dair bir Facebook yazısı görmüştüm zamanında. Tamamen uydurma bir bilgi :)
Aslında Koku kullanılan temizlik maddeleri ve dezenfektanlardan kaynaklanıyor. küçükken ben de çok rahatsız olurdum kokudan. Ya da o koku nedeniyle tıpı bıraktığını söyleyenleri bile duydum.
Günümüzde bu kokuyu duymamamız da kullanılan dezenfektan çamaşır suyu vs nin de zamanla değişip gelişip kokusuz olanlarının yaygınlaşmasıdır diye düşünüyorum.
Aslında Koku kullanılan temizlik maddeleri ve dezenfektanlardan kaynaklanıyor. küçükken ben de çok rahatsız olurdum kokudan. Ya da o koku nedeniyle tıpı bıraktığını söyleyenleri bile duydum.
Günümüzde bu kokuyu duymamamız da kullanılan dezenfektan çamaşır suyu vs nin de zamanla değişip gelişip kokusuz olanlarının yaygınlaşmasıdır diye düşünüyorum.
Teşekkürler sayın doctore :) cahilliğimden daha fazla utanmamak Adına entry'mi düzenlemeye gidiyorum skjflsmfd
TÜRK KAHVESİNDE YETERİNCE GURME OLDUĞUMU DÜŞÜNMÜYORUM. ANCAK ÇEVREDEN ÖĞRENDİKLERİME GÖRE:
*KAHVE KISIK ATEŞTE PİŞİRİLMELİ. KAHVENİN SICAKLIĞI HIZLA YÜKSELDİĞİNDE KAHVE DAHA ACI OLURMUŞ. -BİR ACI KAHVENİ İÇERİM SÖZÜ DE HIZLICA KAHVEYİ PİŞİR ÇOK DURMAM HEMEN GİDERİM ANLAMINA GELİYOR.-
*KAHVEYİ SOĞUK SUYUN ÜSTÜNE DÖKÜYORUM BEN. -YAVAŞ DÖKÜN, SUYUN ÜSTÜNDEN SEKİP ORTALIĞA DAĞILIYOR HEP-
*KARIŞTIRILMAMASINI ÖNERİYORLAR. -SEBEBİNİ BEN DE BİLMİYORUM-
*BİR SÜRE ISINDIKTAN SONRA 2-3 TUR KARIŞTIRINCA YÜZEYİNDE KÖPÜKLERİN BİRİKTİĞİNİ FARKETTİM.
*YÜZEYDE BİRİKEN KÖPÜKLERİ BARDAĞINIZA AKTARIN. -AKTARMA İŞLEMİNDEN DAHA DA VERİM ALMADIĞIMI ANLAYINCAYA KADAR DEVAM EDİYORUM(BARDAKTAKİ KÖPÜK MİKTARI ARTMAYIP KAHVE MİKTARI ARTMAYA BAŞLAYANA KADAR)-
*KÖPÜKLERİ KAŞIKLA YAVAŞÇA BARDAĞINIZA BOŞALTIN. HATTA BARDAĞI BİRAZ DA EĞİP YAN DUVARINDAN KAYDIRIN. -YÜZEYE SERTÇE ÇARPINCA KÖPÜKLER PATLIYOR-
*KAHVE KAYNAMAYA BAŞLAYINCA OCAKTAN ALIYORUM. -NE KADAR SÜRE KAYNATILMASI GEREKTİĞİNE DAİR BİR BİLGİM YOK. ÇOK AŞIRI SICAK İÇMEDİĞİM İÇİN ÇOK BEKLETMİYORUM. NE KADAR KAYNATILMASI GEREKTİĞİNİ BİLEN BİRİ BİGİLERİNİ PAYLAŞIRSA MEMNUN OLURUM-
*BARDAĞI YİNE EĞİK TUTUP YAVAŞÇA KAHVEYİ DÖKÜYORUM. -KÖPÜKLER PATLAMASIN DİYE -
*KAHVEMİZ HAZIR. OKUYAN VE PİŞİRENLERİN EMEĞİNE SAĞLIK ŞİMDİDEN.
*TÜRK KAHVESİ YAPARKENKİ KAHVE DOZUNU HALEN DAHA AYARLAYAMIYORUM. İDEAL ÖLÇÜ NE KADAR OLMALI?
*KENDİ YÖNTEMLERİNİZİ, TECRÜBELERİNİZİ DE PAYLAŞIRSANIZ MEMNUN OLURUM.
*KAHVE KISIK ATEŞTE PİŞİRİLMELİ. KAHVENİN SICAKLIĞI HIZLA YÜKSELDİĞİNDE KAHVE DAHA ACI OLURMUŞ. -BİR ACI KAHVENİ İÇERİM SÖZÜ DE HIZLICA KAHVEYİ PİŞİR ÇOK DURMAM HEMEN GİDERİM ANLAMINA GELİYOR.-
*KAHVEYİ SOĞUK SUYUN ÜSTÜNE DÖKÜYORUM BEN. -YAVAŞ DÖKÜN, SUYUN ÜSTÜNDEN SEKİP ORTALIĞA DAĞILIYOR HEP-
*KARIŞTIRILMAMASINI ÖNERİYORLAR. -SEBEBİNİ BEN DE BİLMİYORUM-
*BİR SÜRE ISINDIKTAN SONRA 2-3 TUR KARIŞTIRINCA YÜZEYİNDE KÖPÜKLERİN BİRİKTİĞİNİ FARKETTİM.
*YÜZEYDE BİRİKEN KÖPÜKLERİ BARDAĞINIZA AKTARIN. -AKTARMA İŞLEMİNDEN DAHA DA VERİM ALMADIĞIMI ANLAYINCAYA KADAR DEVAM EDİYORUM(BARDAKTAKİ KÖPÜK MİKTARI ARTMAYIP KAHVE MİKTARI ARTMAYA BAŞLAYANA KADAR)-
*KÖPÜKLERİ KAŞIKLA YAVAŞÇA BARDAĞINIZA BOŞALTIN. HATTA BARDAĞI BİRAZ DA EĞİP YAN DUVARINDAN KAYDIRIN. -YÜZEYE SERTÇE ÇARPINCA KÖPÜKLER PATLIYOR-
*KAHVE KAYNAMAYA BAŞLAYINCA OCAKTAN ALIYORUM. -NE KADAR SÜRE KAYNATILMASI GEREKTİĞİNE DAİR BİR BİLGİM YOK. ÇOK AŞIRI SICAK İÇMEDİĞİM İÇİN ÇOK BEKLETMİYORUM. NE KADAR KAYNATILMASI GEREKTİĞİNİ BİLEN BİRİ BİGİLERİNİ PAYLAŞIRSA MEMNUN OLURUM-
*BARDAĞI YİNE EĞİK TUTUP YAVAŞÇA KAHVEYİ DÖKÜYORUM. -KÖPÜKLER PATLAMASIN DİYE -
*KAHVEMİZ HAZIR. OKUYAN VE PİŞİRENLERİN EMEĞİNE SAĞLIK ŞİMDİDEN.
*TÜRK KAHVESİ YAPARKENKİ KAHVE DOZUNU HALEN DAHA AYARLAYAMIYORUM. İDEAL ÖLÇÜ NE KADAR OLMALI?
*KENDİ YÖNTEMLERİNİZİ, TECRÜBELERİNİZİ DE PAYLAŞIRSANIZ MEMNUN OLURUM.
Kahveyi ne kadar fazla koyarsan o kadar köpüklü oluyor ama aşırıya kaçınca da acılaşıyor. Ben 1 fincana 1 dolu tatlı kaşığı kahveyi ideal buluyorum. Benim bu konuda tavsiye vermem biraz ironik oldu ama neyse :)
Başlarda karşı olduğum, gençleri özendirip a*tallaştırdığını düşündüğüm platform. Sonradan anladım ki zaten mevcut a*talların varlığından o kadar da haberdar değilmişiz. Tiktok sayesinde en azından düşmanın silahlarını görmüş olduk. Örn: süt, salça, turşu üretim tesisleri
3Ü1 ARADA VE GRANÜL KAHVELERDEN UZAK DURUN. 3Ü1ARADALARIN İÇİNDE YÜZLERCE KATKI MADDESİ VE YAPAY TATLANDIRICILAR VAR. GRANÜL KAHVELER İSE ÜRETİM AŞAMASINDA ÇOK YÜKSEK SICAKLIKLARA KADAR ISITILIP ERİTİLİYOR. ARDINDAN SOĞUTULUP DONDURULUYOR. BU AŞAMALARDA HEM KANSEROJEN MADDELER AÇIĞA ÇIKIYOR. HEM DE ANTİOKSİDAN İÇERİĞİNİ KAYBEDİYOR. ONUN İÇİN NİSPETEN DAHA SAĞLIKLI OLAN FİLTRE KAHVELER VE ÇOK KAVRULMAMIŞ TÜRK KAHVESİ TÜKETİLMELİDİR.
Dizide kız ilk adetini oluyor. İzleyen arkadaşım anne adet oldu diyince kendi annesi anladım başta. Kadın 50 küsür yaşında olduğu için khd randevusu alsın falan dedim belki ciddi bir şey vardır diye dndksks. Aradan bir süre geçtikten sonra ben de diziye başladım ve o olay gerçekleşince ben de ona söyledim. O da benim annemin adet olduğunu sanmıştı. Böyle de saçma bir anı. Okuyan herkesten özür dilerim kıymetli vakitleri boşa gittiği için
ajsdjsjdssfsdkfj o kısmı izledikten sonra ne zaman adet ağrısı çeksem benim de aklıma marilla'nın "Anne, YOU ARE NOT DYING!!!!" diye bağırışı geliyor :D
film hakında spoiler içermektedir. bilgilerinize.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?