İstediğiniz hayatı yaşarken siz mutlu oluyorsanız ve buna rağmen anneniz sırf onun istediği hayatı yaşamadınız diye üzülüyorsa aranızdaki ilişki sağlıklı bir anne-çocuk ilişkisi değildir. çocuk, annenin bir parçası ve projesi değildir. olmamalıdır. çocuk, anneden bağımsız bir varlıktır ve yaşına göre belli kararları kendisi verebilir. onun önünü kesmek de kimsenin hakkı değildir. gerçi ülkede çoğu insan "ileride bize bakacak biri olsun, benim yapamadığım her şeyi yapsın" mantığıyla çocuk sahibi olduğu için çocuğa adeta bağımlı hale gelip çocuğuna hayatı zindan eden ebeveynler fazlalıkta.
Buna pek inanmazdım ama bir kere oda arkadaşımla oturup zuckerberg ve serveti hakkında konuşuyorduk ki instagramla whatsapp aynı anda çöktü. O günden beri “evet, var öyle şeyler” diyorum.
Hayatımızda olumsuz bir şey olduğunda genelde olumlu her şeyin üstünü örtüyor, bu nedenle olumlu şeyleri göremiyoruz ve sürekli başımıza gelen olumsuz şeyleri fark ediyoruz. Bu cümle de buradan çıkıyor. Biraz uç bir örnek olacak ama evladını kaybetmiş bir anne yolda güzel bir çiçeği ya da birinin onu düşünüp ona sevdiği bir şeyi getirmesini fark etmeyebilir. eve gider, televizyonun bozulduğunu görür ve her şey üst üste gelmiştir işte çünkü o bir kötü olay her şeyi gölgeliyordur.
beştepe'de bir kütüphane. açıkçası pek çok kişi için kurtarıcı olduğunu düşünüyorum, insanlara güzel bir çalışma ortamı sunuyor. ayrıca kahve, su, çay ücretsiz. öğlen ve akşam çorba ikramı var. onun dışında bisküvi vb şeyler daha ucuz markete göre. şu aralar yaklaşan üniversite sınavı sebebiyle yer bulmak zor, erken gitmek gerekiyor.