Peşin edit:Spoiler yer yer kendini belli ediyor. 2011 yapımı nuri bilge ceylan filmi. Hayatımda çok ayrı bir yeri var bu filmin çünkü bana çok tanıdık. Aslında hepimize çok tanıdık. O hava, oradaki insanlar, muhtar, polis, doktor, savcı... Sanki bunlar zaten oluyormuş da bir anda nuri bilge ceylan kamerasını kapıp herkesten ve her şeyden habersiz çekime başlamış. Filmin başındaki o dükkan, masa...Yemin ederim ben gördüm bunu. O arabaya en az bir kez bindim, en az bir kez muhtarla aynı sofrada yemek yedim. En az bir kez o yollardan geçtim, son sahnede gördüğümüz okulu biliyorum ben... Bu filmde benim tanımadığım kimse yok, bilmediğim hiçbir nesne yok. Evim gibi yani Bir Zamanlar Anadolu'da. Ait olduğum bir yer var mı bilmiyorum ama ait olduğum bir film varsa o kesinlikle Bir Zamanlar Anadolu'dadır. Filmi defalarca izledim, maalesef bir sinema salonunda izleyebilme şansına erişemedim. Sağlık olsun, umutlarımı diri tutuyorum bu konuda. Umarım bir gün izleyebilirim. Son olarak, iyi ki nuri bilge ceylan var olmuş da bu filmi izleyebilmişim.
Deli ile ülkemizi eurovision'da temsil etmiş, eski şarkılarını hâlâ dinleten ve söyleten harika grup. En sevdiğim Türk grup diyemem ama en sevdiklerimden biri kesinlikle.
1998 yapımı Ömer Vargı filmi. İçinde Cem Yılmaz ve Mazhar Alanson bulunduruyor. İzlemeyen var mıdır bilmiyorum ama izlemenizi tavsiye ederim. Replikleri de ezberleyin, bir yerde lazım olur. (bkz: yaz bunu güzel laf)
Üstüne limon, sarımsak, zeytinyağı ile benim için de geçerli olan durumdur. Öte yandan üstüne limon, sarımsak, zeytinyağı ilavesiyle çirkin olan bir şey var mı diye de sorgulamıyor değilim.
Studio Ghibli'nin kurucularından; bugün 81 yaşına basmış Japon yönetmen, senarist, yazar, manga sanatçısı. Hâlâ arada açıp açıp izlediğim Yürüyen Şato'nun yönetmeni, müthiş insan. Doğum günü kutlu olsun, bir yüz on yaşına kadar yaşa da bize güzel filmler ver. Edit: Noktalama.
İstifa etmiş…ülke göz göre göre pırıl pırıl bir hekimini daha kaybetti. Umarım bundan sonraki hayatı bu tür insanlardan uzak seyreder, umarım bu ülke bir an önce aklını başına alır.
Aktardan alınmışı makbul olsa da kokusu kınaya benzediğinden bünyemde bulantı yapıyor. O yüzden utanarak sallama olanlardan içiyorum. Doğadanın yaseminli versiyonu favorim, tadı parfüm gibi.
Yararı çokmuş, google'dan da öğrenebileceğiniz gibi tabii ben sallamasıyla haşır neşir olduğumdan bana faydası ne kadar, tartışılır.
Her şeye “evren bir toz bulutuydu” şeklinde başlayan insanla akrabalığı var mıdır acaba diye sorgulatan insan. İçinde benim de bulunduğum tarikatın üyesi, özel selamımız bile var. Siz nereden bileceksiniz ki?