bugün yatayım, yarın çalışırım dediğim an.
ya nereye gittiyseniz bana da söyleyin, ben sıkılıyorum burada.
yoğun bir insan olduğum için pek boş vaktim olmuyor fakat olduğunda; ben genelde ders çalışıyorum, size de tavsiye ederim.
"nazif, öss'yi kaçırdın." demek olabilir.
evet, bence de nasıl birinci olamadık?!
Yine ve yine elimizde salak saçma şarkılar var. Henüz favorim değişmedi, her gün senin için müzik tanrısı'na dua ediyorum Bulgaristan.
Edit: Ben Kuzey Avrupa ülkelerinden ümitliyim ama.
Edit: Ben Kuzey Avrupa ülkelerinden ümitliyim ama.
eurovisionseverler için verimli bir gün. Moldova ve İspanya'nın şarkısı sonunda belli olmuş.
Bu sene biz de katılıyoruz ?
sayın deli dumrul...size kötü bir haberim var :( maalesef 2005'te değiliz ve sizin geçmişten geldiğinizi kanıtlamış olduk :(
N'oluyoo n'oluyoo..! 2005 benim kart şifrem yaşadığım tarih değil
Uzun süredir dilenmemişim(3 gün). Rica etsem bir entry?
son entryim sizindir :d
Ayy teşekkürler duygulandım 🥺🥺
Bir ara bunun üstüne, instagram yemek sayfalarının bulabildikleri her sosu döktükleri karanlık bir dönem yaşamıştık.
Allah bu millete bir daha böyle bir şey yaşatmasın.
Allah bu millete bir daha böyle bir şey yaşatmasın.
Her şeyi almak için ayın on beşini beklemektir çoğu zaman.
evet, ay başı aslında ayın 15'idir.
Katılıyorum ✍🏻
Sevgili cobb; Topaca dokun dursun, rüyaysa bile gerçek olur. Her şeyi de biz söylemeyelim.
Allah inşallah seni o geride bıraktığın kızınla terbiye etmesin Paul.
Allah inşallah seni o geride bıraktığın karınla terbiye etmesin!
Allah inşallah seni o geride bıraktığın karınla terbiye etmesin!
Ters v vadi, düz v plato ya da tam tersi bilmiyorum.
Not: Tyt coğrafyam fulldü.
Not: Tyt coğrafyam fulldü.
Ya bir anda sebepsizce çığlık atarsam fobisi.
Lisedeki ilk coğrafya dersinde başladı, hâlâ devam ediyor.
Lisedeki ilk coğrafya dersinde başladı, hâlâ devam ediyor.
Ben tekken yapıyorum. Küçükken de yapardım. Ama artık yastığa çığlık atıyorum çünkü evimiz müstakil değil.
:( ben daha çok kalabalıkta mesela derste gelen çığlıktan bahsediyordum.
Bu arada komşuları düşünmen…Yemin ederim gözlerim doldu ya nsjsjjsjsjsj
Bu arada komşuları düşünmen…Yemin ederim gözlerim doldu ya nsjsjjsjsjsj
Sana hediye alacak kimse yoksa mantıklı, sana hediye alacak biri varsa yine mantıklı.
Hatta şey yapıyorum bazen ben, bir şey alıyorum kendime, hediye paketine koyduruyorum, içine not yazıyorum, çalışma masama bırakıyorum, unutmuş gibi yapıyorum, beş dakika sonra “aaa, biri bana hediye almış” cümleleri eşliğinde sürpriz(!) hediyemi açıyorum.
Hatta şey yapıyorum bazen ben, bir şey alıyorum kendime, hediye paketine koyduruyorum, içine not yazıyorum, çalışma masama bırakıyorum, unutmuş gibi yapıyorum, beş dakika sonra “aaa, biri bana hediye almış” cümleleri eşliğinde sürpriz(!) hediyemi açıyorum.
oh my gosh, someone sent me flowers. i wonder who he could be. Me!
Bkz: alex russo
Bkz: alex russo
Hahahahah :)
Sizi bir de sizden dinleyelim sorusuna cevap olan tür.
Bence yazması çok zor. Olay sadece x yılında doğdum, şu şu okullara gittim değil çünkü. Her şeyi yazıyorsun, bir de hiç bitiremezsin, hayat devam ediyor çünkü.
Yazanlara büyük saygım var.
Bence yazması çok zor. Olay sadece x yılında doğdum, şu şu okullara gittim değil çünkü. Her şeyi yazıyorsun, bir de hiç bitiremezsin, hayat devam ediyor çünkü.
Yazanlara büyük saygım var.
sözlükte kimse yok anlaşıldı dediğim anda sayfayı yenileyip gördüğüm entryleriyle beni sözlüğe bağlayan yazarımız.
buradan kendisine 128 entrysi için tek tek teşekkür ederim.
buradan kendisine 128 entrysi için tek tek teşekkür ederim.
ben teşekkür ederiim.🥺
reçete defteri.
her şey bilgisayara geçmeden önce doktora giderken mutlaka yanımızda bulunmalıydı ki doktor abla/abi oraya ilacımızı falan yazabilsin. çok hasta olursan çabuk biterdi. benimki augmentinle-şurup olanı- doluydu, öyle ki yazımını öğrendiğim ilk kelime olabilir.
2008'de kendisini nostalji kapsülüne yolladık, ben de augmentin'in daha az iğrenç olan hap versiyonuna geçtim zaten.
edit:ayrıca sağlık karnesinin kağıdına yazı yazmak çok güzeldi, küçükken doktor olmak istememin sebeplerden biriydi.
her şey bilgisayara geçmeden önce doktora giderken mutlaka yanımızda bulunmalıydı ki doktor abla/abi oraya ilacımızı falan yazabilsin. çok hasta olursan çabuk biterdi. benimki augmentinle-şurup olanı- doluydu, öyle ki yazımını öğrendiğim ilk kelime olabilir.
2008'de kendisini nostalji kapsülüne yolladık, ben de augmentin'in daha az iğrenç olan hap versiyonuna geçtim zaten.
edit:ayrıca sağlık karnesinin kağıdına yazı yazmak çok güzeldi, küçükken doktor olmak istememin sebeplerden biriydi.
barış manço'dan arkadaşım eşek ve ardından gelen ayten alpman'dan memleketim.
bu şarkıları ne zaman duysam; öğleden sonra güneşli ve hafif rüzgarın mevcut olduğu bir havada, karne almamıza iki hafta kadar kalmışken, sınıfta şarkı söylüyormuşum gibi hissediyorum.
bu şarkıları ne zaman duysam; öğleden sonra güneşli ve hafif rüzgarın mevcut olduğu bir havada, karne almamıza iki hafta kadar kalmışken, sınıfta şarkı söylüyormuşum gibi hissediyorum.
1907'de doğmuş, dünyamızı eserleriyle güzelleştirmiş yazar, şair, öğretmen.
Kısa sayılabilecek yaşamında edebiyatımıza üç güzel romanı, birçok güzel şiiri ve hikayeyi bırakmıştır. 41 yaşındayken hayatını kaybetmeseydi kim bilir bize daha kaç tane güzel eser bırakacaktı?
entry'i, kendisinin en sevdiğim romanı olan kuyucaklı yusuf ile kapatayım.
"zaten, bir felakete sükun ve itidalle tahammül edenlerin manzarası; o felaket için ağlayıp çırpınanların manzarasından çok daha korkunç ve ezicidir."
Kısa sayılabilecek yaşamında edebiyatımıza üç güzel romanı, birçok güzel şiiri ve hikayeyi bırakmıştır. 41 yaşındayken hayatını kaybetmeseydi kim bilir bize daha kaç tane güzel eser bırakacaktı?
entry'i, kendisinin en sevdiğim romanı olan kuyucaklı yusuf ile kapatayım.
"zaten, bir felakete sükun ve itidalle tahammül edenlerin manzarası; o felaket için ağlayıp çırpınanların manzarasından çok daha korkunç ve ezicidir."
Gönül İsviçre'yi istiyor ama muhtemelen olmayacak, en oluru Almanya sanırım.
Gerçi onu da herkes istiyor, belki o da olmaz ama bir umuttur yaşamak.
Gerçi onu da herkes istiyor, belki o da olmaz ama bir umuttur yaşamak.
Çilli bir meyve. Olsa da yesek.
Çoğu zaman karşıdakini susturmak, konuyu hemen kapatmak için söylenen bir cümle.
İçten olanı bence insanın erdem seviyesini yükseltiyor.
İçten olanı bence insanın erdem seviyesini yükseltiyor.
Alüminyum oksit'in kristal formu, değerli bir taş.
Safir, mavinin bir tonuymuş. Adı da buradan geliyormuş. Sadece mavisi değil yeşili, grisi falan da var sanırım.
Bazı kaynaklarda gücün bazı kaynaklarda güzelliğin sembolü olarak geçiyor. Neticede pahalı bir taş.
Not: Bu entry televizyondaki pırlanta reklamından ilham alınarak yazılmıştır.
Safir, mavinin bir tonuymuş. Adı da buradan geliyormuş. Sadece mavisi değil yeşili, grisi falan da var sanırım.
Bazı kaynaklarda gücün bazı kaynaklarda güzelliğin sembolü olarak geçiyor. Neticede pahalı bir taş.
Not: Bu entry televizyondaki pırlanta reklamından ilham alınarak yazılmıştır.
Eleştiriyi, yaptığın hatayı kabullenmek.
Bakınca ne var ki bunda diyorsunuz, beğenmediğini söylesin ona da hazırım diyorsunuz fakat eleştiri gelince ya da usulünce de olsa hatamız söylenince hemen kendimizi savunma çabasına giriyoruz. “O zaten ne bilir?” “Boş boş konuşuyor işte.” “Ama sen de böyle yapmıştın.” “Ama o da böyle yapmıştı.” “Tabii ki saygı duyarım ama…”
Keşke karşı tarafa kendimizi savunmaya uğraştığımız kadar hatayı düzeltmeye, yaptığımız şeyi güzelleştirmeye çalışsak. Umarım ben de bu alışkanlığımdan kurtulurum; kurtulamazsam, hep yerimde sayacağım demektir.
Bakınca ne var ki bunda diyorsunuz, beğenmediğini söylesin ona da hazırım diyorsunuz fakat eleştiri gelince ya da usulünce de olsa hatamız söylenince hemen kendimizi savunma çabasına giriyoruz. “O zaten ne bilir?” “Boş boş konuşuyor işte.” “Ama sen de böyle yapmıştın.” “Ama o da böyle yapmıştı.” “Tabii ki saygı duyarım ama…”
Keşke karşı tarafa kendimizi savunmaya uğraştığımız kadar hatayı düzeltmeye, yaptığımız şeyi güzelleştirmeye çalışsak. Umarım ben de bu alışkanlığımdan kurtulurum; kurtulamazsam, hep yerimde sayacağım demektir.
İnsanlara o anda aslında hangi üslubun ne kadar da ofansif geldiğini bilemeyiz.
Ve eleştiriyi kaldırmak da o kadar kolay bir şey değil. Bence kolay da görülmüyor. Tüm doğru bildiklerini birisi laf ediyor gibi de düşünebiliriz.
Tabi olması gereken herkesin en kibar tutumla kendini törpülemesi.
Ve eleştiriyi kaldırmak da o kadar kolay bir şey değil. Bence kolay da görülmüyor. Tüm doğru bildiklerini birisi laf ediyor gibi de düşünebiliriz.
Tabi olması gereken herkesin en kibar tutumla kendini törpülemesi.
İnsanlara o an düzgün bir şekilde, hakaret içermeden, nazik bir dille eleştiri yapıldığında kendilerini savunma ihtiyacı hissi geliyorsa; ben “aaa çiçek çok güzelmiş” dediğimde de onlara böyle bir his gelecek. Yani o an o insanla zaten bir şey konuşamam ben :) teşekkürler.
Bu arada haklı bir eleştiriden bahsediyorum. Yoksa ben kırmızı toka seviyordum, keşke kırmızı taksaydın şeklinde bir eleştiriden değil :)
Tamamdır şimdi oldu benim açımdan. :)
(bkz: doların kaç 4.35 olması)
Doğal olarak dilimlenmiş, bu yönüyle bizi yormayan meyve.
İçinde ya da üzerinde hiçbir şey olmama durumu(ymuş).
Arada gitmek istediğim yer ayrıca.
Arada gitmek istediğim yer ayrıca.
Hem günlük hayatta hem de okulda insan ilişkilerinde gözlemlediğim durum.
Sebebini insanların alım gücünün düşmesi olarak görmekteyim. Elin almanı on birim parayla dünyaları alırken, biz bir litre sütü zor alıyoruz. Haliyle herkes gergin, en ufak bir şeyde hemen saldırıya geçiyor. Ben artık üzerime alınmıyorum, kişiselleştirmiyorum. Biliyorum ki benimle alakalı değil, ben ne dersen diyeyim bana tepki gösterecek, savunmaya geçecek. Size de, haddim olmayarak, tavsiye ederim.
Sebebini insanların alım gücünün düşmesi olarak görmekteyim. Elin almanı on birim parayla dünyaları alırken, biz bir litre sütü zor alıyoruz. Haliyle herkes gergin, en ufak bir şeyde hemen saldırıya geçiyor. Ben artık üzerime alınmıyorum, kişiselleştirmiyorum. Biliyorum ki benimle alakalı değil, ben ne dersen diyeyim bana tepki gösterecek, savunmaya geçecek. Size de, haddim olmayarak, tavsiye ederim.
Şehir içi Otobüsün herkese ücretsiz olduğu bir gün yaptığım otobüs kullanma hatasını henüz kabullenememişken ve o kalabalıkta otobüsten inmeye çalışırken yolculardan birinin bana söylediği “bence in, yoksa inemeyeceksin.” sözüdür.
Aynı gün, kolum o otobüste kaynağını bilmediğim çok derin bir yara almıştı ve yara izi hâlâ mevcut. Yara izime her baktığımda bu mana dolu söz üzerine düşünüyorum.
Edit:İnmeyi başardım, sonra bir kaldırıma oturup bir saat kadar ağladım. Kolumda yara, elimde kitaplar, kan ve gözyaşı…
Aynı gün, kolum o otobüste kaynağını bilmediğim çok derin bir yara almıştı ve yara izi hâlâ mevcut. Yara izime her baktığımda bu mana dolu söz üzerine düşünüyorum.
Edit:İnmeyi başardım, sonra bir kaldırıma oturup bir saat kadar ağladım. Kolumda yara, elimde kitaplar, kan ve gözyaşı…
Ben anlayamadım :( ama çok üzüldüm. Hiçbir sey sizin bir damla göz yaşıniza değmez
Hikayeyi mi yoksa bence in yoksa inemeyeceksin sözünü mü nsnsnsnsn
Genel olarak hikayeyi
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?