Beni daha da çok ağlatan şey.
Bugün birinin konuşmasına denk geldim ve çok hak verdim sevgili yazarlar. Bu konuşmada bahsedilenleri hatırlamaya zaman zaman hepimizin ihtiyacı olduğunu düşündüğüm için sizinle paylaşmaya karar verdim. Bahsini ettiğim konuşma hayatımızdaki zorlukların oldukça olağan olmasıyla ilgiliydi. Kendi cümlelerimle bir şeyler eklemek istiyorum simdi.Hayat dediğimiz bu seruvenin eğlenceli ve kolay olduğunu kimse bize söylemedi. Yani kimse bize kolay olacağı hakkında bir söz vermedi. Zorluklar olacak elbette! Evren zaten zıtlıktaki güzelliklerden beslenmiyor mu? Zorluk olacak ki kolaylık da olsun! Kolaylığın bir anlamı olsun. Hüzün olacak ki mutluluk ne demek bilelim. Hangi güzel şey kolayca oluverir? Kolayca olursa başarmanın lezzeti kalır mı? İnsan denilen karmaşık canlının zorluklarla karsilasmasi çok normal. Bizden çok daha ilkel olan sıradan bir ağacın büyümesi de zorluklarladir en basitinden. Gökkusaginin oluşması için yağmurun yağması gerekir. Su denilen hayati içeceğimizin devamlılığı için yağmur ve kar yine yagmalidir. Toprak eşelenince en verimli bitkilerini verir. Kalem açılınca en güzel yazar. Belki de en başında bu söylediklerimi kabul edebilirsek daha kolay olacak zorlukları benimsemek. Zorlukların da bize bir şeyler katabildigini, kolaylık kadar gerekli olduğunu anlamak gerek. Belki birinizin bunları duymaya ihtiyacı vardır. Çünkü benim zaman zaman ihtiyacım oluyor. Umarım biraz olsun içinizi ferahlatır ve kendi zorluklarinizla baş edebilmenizde size yardımcı olur. :)
Kendine güvenmek ve kendini sevmek.
Kendisi benim muhteşem üçlüm'den birisi olur. Her şarkısını bir ayrı severim. Ama "Seni Her Gördüğümde" şarkısını daha bir çok severim. İyi ki yazmış da ben de iyi ki dinliyorum. :)
Soğukta yapmaktan hoşlandığım şeyleri düşününce kalbime çöken hüznün getirdiği hasret. Evde olsam mesela bir demlik çay demlerim. Sıcak sıcak ve limonlu, ince belli bardakta, beni gerçekten ve karşılıksız sevdiğinden emin olduğum insanlarla yani ailemle içeceğim bir çay. Arada tatlı atışmalar atılır ortaya. Kalın yünlü çoraplarımı giyerim ve yumuşacık halımıza ayak basarım. Pencerenin önünden aldığım karları kardeşimin sırtına koyarım gizlice. O soğuktan zıplarken ben basıveririm kahkahamı. Gece uyumadan önce bir meyve faslı yaparız. Portakal, mandalina veya ayva. Çok severim üçünü de. Abim üşenir soymaya mandalinaları ve bana soydurur. Düşününce şu an orada olsam severek soyarım o mandalinaları. Hava soğuktur, dışarıda kar tipi fırtına vardır belki ama kalbim sıcacıktır. O zaman daha da çok severim soğuğu. Ama şimdi uzakta olunca evden, beni gerçekten sevip sevmediğinden emin olmadığım insanlarlayken soğuk hiç olmadığı kadar acımasız gelir bana. Böylesine soğuk havalarda içinizi sıcacık yapacak dostlar edinmeniz dileğiyle... Sevgiyle kalın!
Ülkemizin gündeminden ne yazık ki hiçbir zaman düşmeyen, nicelerini duymadığımız ve yine ne yazık ki hiçbir zaman bitmeyecek olduğunu düşündüğüm, bitmesine dair ümidimin kalmadığı üzücü bir mesele. Dilerim ki bir gün son bulur. Ahmet Hamdi'den esinlenerek tüm kadinlar için bir dörtlük yazdım:
"Uzak, çok uzağız şimdi ışıktan
Kadın gülüşünden, aşk ve insanlıktan
Hissetmeyen vücutlar olduk topraktan
Hâlâ düşünen, güzel seven var mı?"
"Uzak, çok uzağız şimdi ışıktan
Kadın gülüşünden, aşk ve insanlıktan
Hissetmeyen vücutlar olduk topraktan
Hâlâ düşünen, güzel seven var mı?"
Kare'ye her gittiğimizde özellikle bir arkadaşımla yaşadığımız durum. Eminim bu durumu yaşayan birçok kişi vardır. Her zaman yaşadığımız bir mesele ama geçenlerde olan başka bir boyuttaydı. Gerçek bir hayat memat meselesi gibiydi anlayacağınız. Hızlıca ikimiz de cuzdanlarimizi çıkardık ve çay almak için koşmaya başladık. Kısa süreli bir yarışta arkadaşımın ayağı tökezledi. Neyseki düşmedi. Düşmediği için ki düşseydi de gülerdim hızlıca abiye çay istediğimizi ben söyledim. Nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde bana yetişti ve abiye kendi uzattığı parayı vermeye çalıştı. O an nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde -beynim kazanma hırsıyla bürünmüştü sevgili yazarlar- abinin elinden onun parasını çekip kendi paramı verdim. Çok daha avantajliydim çünkü benim paramı alınca abinin para üstü vermesine gerek kalmayacaktı. Arkadaşımın benden geride kaldığı mesele bu oldu. Abi tahmin ettiğim gibi benim paramı alıp çaylarımızı doldurmaya başladı. Bizim deliligimize dayanamamış olabilir çünkü kendisi çok nahif birisi! Arkadaşıma da buradan bir şeyler söylemek istiyorum: Benimle böyle yarışlara girme! Çünkü sonunda kaybeden hep sen olacaksın! ;)
11. sınıftan beri edindiğim alışkanlıktır radyo dinlemek. Şimdi istediğimiz şarkıya tek tıkla ulaşabilmek ne kadar kolay olsa da radyoda beklenmedik anda çalınan sevilen şarkının yerini tutmuyor. Arada sevgili radyo yaýıncılarının farklı konularda farklı fikirlerini dinleyebilme fırsatı yakaliyorsunuz efenim. Kendime bir radyo alacağım da yurt ortamında her zaman oradan dinlemek mümkün olmayacağı için bu isteğimi kısa süreli erteliyorum. Nostalji seviyorsanız ve hayatınıza minik heyecanlar katmak istiyorsanız radyo dinlemek tam size göre! ;)
O zaman size şöyle bir öneri yapabilir miyim? TRT dinle uygulamasından TRT radyolarını ücretsiz dinleyebilirsiniz. Bu sayede yurt ortamında da kulaklıkla dinlemiş olursunuz. Ben şahsen böyle çözdüm bu sorunumu :)
Bu fikri sevdim. Öneriniz için çokça teşekkürler efenim! :)
Islak kum kokusu.
Ateşböceklerinin Mezarı
Bugün ders çalışırken fark ettim kendisini. Ailemize yeni dahil olmuş sanırım. Minik olmasından dolayı olsa gerek fazlasıyla ürkek kendisi. Ama minicik ve çok guzelll! Ürkekligi geçince seveceğim kendisini, tabi müsaade ederse! :)
Bir hafta öncesinde, havalar da henüz soğumamışken yapılan plan üzerine böyle bir deneyimi de tatmış oldum. Açık hava sineması olayını da ilk defa deneyimleyen biri olarak bu fikre bayıldım. Kapalı sinema salonlarından çok daha eğlenceli. Tercih ettiğimiz film de güzel olunca soğuğa rağmen eğlenceli saatler geçirdim. Aradan sonra içtiğim çay beni bir süre daha idare etti. Ama benden size tavsiye dostlar: Eger açık hava sinemasına gidiyorsanız ve hava da soğuksa yanınıza battaniye almayı ihmal etmeyin. Hatta bir termos dolusu kahve de götürün. Acemiliğimden dolayı ben bir hayli üşüdüm çünkü! Ha tercih ettiğimiz film olan Dune'dan bahsetmeden geçemeyeceğim. Önce kitabını okumayı düşünsem de film fırsatı çıkınca geri tepemedim ve gittim. İyi ki de gitmişim! Çok güzel bir bilim-kurgu filmiydi! Filmi böyle güzelse kitabı kim bilir nasıldır? :)
Dışarıda yerken yemeyi bir türlü beceremediğim yiyecek. Ya köftem aradan fırlar ya da domatesim. Onlar olmazsa da hamburgerde bulunan sos dökülmek için halihazırda bekler ve sinir olduğum hareketini sunar. Tüm bunlar olmasa çokça lezzetli bir yiyecek aslında.
Ben ortadan kesip yiyorum
Önerebilirim
Önerebilirim
Ah, onu da denedim sevgili yazar! Bu kez de koca hamburger dağını keserken içindekiler başka yerlere fırladı. Bilmiyorum demek ki ben beceremiyorum. Bazı şeyleri zorlamamak gerek. Bulaştıra bulaştıra yemeye devam!
Hahahaha
Benim bir tezim var,first date de bulaştırmadan hamburger yiyen isi çözmüştür diye ve hiç sapmadı(örneklem:1 kişi)
Direkt o ihtimali kaldırarak ilk buluşmada hamburger yememeyi düşünüyorum. :D Yiyebilene de helal olsun valla!
:d ilk buluşmada bisco'da buketli kahve içilsin :)
Bakıcaz artık. ;)
Sadece yaz mevsiminde değil yılın her gününde yiyilebilecegini düşündüğüm efsane tatlı. Favorim vişne-limon ikilisi. Lezzet olarak kalbimi kazanması dışında renk uyumuna da bayılıyorum! :) Sırf bu ikiliyi yiyebilmek için kardeşimi mahallemizdeki marketlerin hepsine yolladığımı bilirim. Zayıf noktam olabilir.
7. Caddedeki sim'in sorbelerini tavsiye edebilirim😊
Daha önce yeme fırsatı edinmiştim sanirim. Bir dahakine de oradan yiyeyim o zaman. :)
Annem yaşlanınca başıma geleceğini söyler. Genç insan yorulunca hemen uykuya dalarmış. Yaşlanınca yorulup uykuya dalmak zorlaşırmış.
Uzun zamandır Manga dinleyen biri olarak, kardeşimden bu sene öğrendiğim bir Manga şarkısı. Sınavın az kaldığı şu sıralar çıkmış çözerken dinlemek bayağı iyi gidiyor. ÇS'de çalışırken dinlenmesi önerilen şarkılardan. Bir anda sandalyemden kalkıp şarkıyı söyleyesim geliyor. Tüm GÜTF Sözlük yazarlarına önerimdir. :)
Açıkçası yeni yıla girerken ne hissettiğimi pek hatırlamıyorum. Ama bu yıl içinde kendim hakkında yeni şeyler keşfetme şansım oldu. Kendimi daha iyi tanıdım. Önceliklerimi belirledim. Neyi istediğimi ve neyi istemediğimi anlamamı sağlayacak bazen kötü bazen iyi tecrübeler edindim. Çok zorlandığımı hissettiğim bir süre oldu. Dejavu gibiydi o anlar. Sanki rüya olarak yaşadığım 2 yıl bitmişti ve gerçeklere dönme vaktiydi. İşte o sıralar gerçeklere döndüm. 2 yıl öncesinde ne olduğumu ve neler istediğimi hatırladım. İnsanları daha iyi tanıdım. Olgunlaştım. Herkesin her şeyi yapabileceğini öğrendim. Kafamda kimilerine bazı sınırlar koydum. Bazen kendime sınırlar koydum. Sonuçta birçok şey kazandım ve birçok şey kaybettim. Ama yeniden kendim oldum. Bu yüzden çok huzurluyum bu sıralar. Hayatı mümkün mertebe akışına bıraktım. Her şeyin olacağına varacağına inancım sonsuz. Kafamda belirlediğim şey için ilerlemek istiyorum şimdilik. Kimseyi incitmeden ve kimsenin beni incitmesine izin vermeden. Dilerim ki bu yıl biterken de bittiğinde de kendime güzel şeyler katabilmis olarak biter. Her şeye rağmen güzel bir yıldın 2024! :)
Şimdi size güzel bir mantar yemeği tarifi yazayım. İstiridye mantariyla yapılıyor yemek. Mantarları temizliyoruz. Daha sonra saplarıyla birlikte fırın tepsisine güzelce diziyoruz. Üstüne tereyağ ile erittigimiz baharatlı karisimdan döküyoruz ve biraz da tuz serpiştiriyoruz. Fırına veriyoruz. Pişince fırından çıkarıp üstüne kaşar rendeliyoruz ve kaşarlar eriyinceye dek fırına tekrar atıyoruz. Kaşarlar da eriyince afiyet olsun efenim! Efsane oluyor! :)
Arkadaşlarla dün gitmiş olduğumuz ama etkisini üzerimden yeni attığım için ancak şimdi bir şeyler yazabildiğim muhteşem bir tiyatro eseri. Sefiller tiyatrosundan sonra beni tatmin eden ilk tiyatro. Hangisinin daha güzel olduğuna karar veremedim efenim. İkisini de fırsatınız olursa eğer izlemenizi öneririm. Öteki tiyatrosu hakkında birkaç şey söylemem gerekirse ise insanlığın farklı olanı ne denli dışlamasini işleyen bir şaheserdi. Yıllarca insanlık tarihinde de gözlemlediğimiz "farkli olanı yok et" zihniyetini eleştirmek amacıyla yazılmıştı. Oyuncuların her birine ayrı ayrı bayıldım. Özellikle başrol oyuncusu rolünü harika oynadı. Gidin, izleyin ve izlettirin! :)
Ben de çok beğenmiştim ve bazı anlar vardı ki gözlerimden yaşlar kendi kendine akmıştı.
Ben de toplu hikayeler ve izafiyeti önermiş olayım,onlarda da kendimizden parçalar bulabiliriz..
Ben de toplu hikayeler ve izafiyeti önermiş olayım,onlarda da kendimizden parçalar bulabiliriz..
Evet evet, izlerken tüylerim diken diken oldu benim. Ağlayamadim ama orası ayrı mesele.
Denk gelirse önerilerinizi dikkate alacağım efenimmmm! Teşekkürler şimdiden!
Denk gelirse önerilerinizi dikkate alacağım efenimmmm! Teşekkürler şimdiden!
Geçen sene aktif bir şekilde tiyatroya severek gitmeme rağmen bu seneki oyunlardan pek aynı zevki alamamıştım. Ama Öteki ve Kan Kardeşler bu seneki favorilerim oldu. İzafiyeti önceki dönem izleme fırsatım olmuştu ve aynı şekilde ben de öneriyorummm.
Kan Kardeşler'i de aklıma not ediyorum efenim! ;)
Babam kendisinin hayranı olur. Gençken saçlarını onun gibi kestirdiği ve onun gibi giyindiği bir fotoğrafı bile var. Ben de babamdan kaynaklı olsa gerek severek dinlerim. "Huzurum Kalmadı" şarkısı favorilerimden biridir.
Son zamanlarda da "Gassâl" dizisinde çalan şarkıları sayesinde ismini daha çok duyar olmuştum. Hayatın cilvesi olsa gerek o dizide şarkıları çaldıktan sonra gözlerini hayata yumdu. Allah rahmet eylesin!
Son zamanlarda da "Gassâl" dizisinde çalan şarkıları sayesinde ismini daha çok duyar olmuştum. Hayatın cilvesi olsa gerek o dizide şarkıları çaldıktan sonra gözlerini hayata yumdu. Allah rahmet eylesin!
"Uyumayacaksın
Memleketinin hali
Seni seslerle uyandıracak
Oturup yazacaksın
Çünkü sen artık o sen değilsin
Sen şimdi ıssız bir telgrafhane gibisin
Durmadan sesler alacak
Sesler vereceksin
Uyuyamayacaksın
Düzelmeden memleketin hali
Düzelmeden dünyanın hali
Gözüne uyku giremez ki...
Uyumayacaksın
Bir sis çanı gibi gecenin içinde
Ta gün ışıyıncaya kadar
Vakur metin sade
Çalacaksın."
Melih Cevdet ANDAY
Memleketinin hali
Seni seslerle uyandıracak
Oturup yazacaksın
Çünkü sen artık o sen değilsin
Sen şimdi ıssız bir telgrafhane gibisin
Durmadan sesler alacak
Sesler vereceksin
Uyuyamayacaksın
Düzelmeden memleketin hali
Düzelmeden dünyanın hali
Gözüne uyku giremez ki...
Uyumayacaksın
Bir sis çanı gibi gecenin içinde
Ta gün ışıyıncaya kadar
Vakur metin sade
Çalacaksın."
Melih Cevdet ANDAY
"Olmaz olmaz deme olmaz olmaz"
Akşam akşam canım çekti bak yine! Bol fıstıklı ve incecik yufkali, olsa da yesek!
Uzunnnnn bir erkek var. Ne zaman gitsem orada. Hatta bazen evinin olmadığını ve Kare'de yaşadığını düşünüyorum.
Nası biri tanımlayabilir misiniz, çok tanıdık geldi
Yani nasil tanımlanır bilemedim, uzuuuunnnn bir erkek sadece. Tahminimce şu an intörn olmalı. Ama bu sadece bir tahmin. Bol giyiniyor genelde. Bu kadarr!
Saçı uzun mu, boyle topluyo mu hep
Yok yok onu demiyor
Esmer,uzun,saçları düz
Intern
İngilizce tıpta
Esmer,uzun,saçları düz
Intern
İngilizce tıpta
Aynen Ruhsuz'un dediği gibi.
Yemekhaneden yemek yiyip çıktım. Tam yemekhane çıkışındaki ikili asansörlerden biri şak diye geldi. Kapılar açıldı. İçerisi bomboş! Rahat ve ferah bir şekilde tek seferde yeniden şak diye 0'a indi. İşte o zaman bugün güzel bir gün dedim! :)
28 Eylül'de oynanan o oyuna ben de gitmiştim. İzlerken birçok sahnede tüylerim diken diken oldu. Doğrusu giderken bu denli etkileneceğimi düşünmemiştim. Kitabını da çok önceden okumuştum. İzlerken müsait bir zamanda yeniden okumaya karar verdim. Jean Valjean'ı oynayan oyuncuya bayıldım. Her bir anı mükemmel canlandırdı. Sahnenin kullanımı, her şey çok güzeldi. İnsan varlığının ve adalet kavramının incelikle işlendiği kitabın harika ve etkileyici sahnelenmesi olmuş. Biraz daha önde olabilseydim daha iyi olacaktı. E o da benden kaynaklı olmuş biraz. Oyuncularin mimiklerini daha net görebilmek isterdim. İkinci kez gitmek isteyeceğim bir oyun oldu. :)
Sn karedeki kedi cüneyt gökçer'de yeniden temsil edilecek,isterseniz yeniden gidin,benim öyle bir fikrim var🍀
Siz söyleyince baktım da Sn Ruhsuz, şu an satışta olan biletler tükenmiş bile. Sonrasında satışa girecek olanlardan birini yakalayabilirsem umarım gidebilirim. Bilgilendirme için çokça teşekkürler. :)
Ne demekk
13 gün önce 10.10'da açılıyor biletler
Opera bale de 15 gün önce 10.30 da başlıyor
Ben her hafta en az bir oyuna giderim,püf nokta alarm kurmakta :)
13 gün önce 10.10'da açılıyor biletler
Opera bale de 15 gün önce 10.30 da başlıyor
Ben her hafta en az bir oyuna giderim,püf nokta alarm kurmakta :)
Siz sıkı bir takipçisiniz anlaşılan. Ben sadece fırsat buldukça gidebiliyorum. Baleye öncesinde hiç gitmedim. Operaya da 10 yıl olmuştur gideli. Küçüktüm gittiğimde.
🌸
Bu hissi iliklerime kadar yasadığım iki kitap oldu: Puslu Kıtalar Atlası ve Âmak-ı Hayal. Puslu Kıtalar Atlası'nı geçen sene okuma fırsatı elde etmiştim. Liseden beri duyduğum kitabı okuma fırsatına biraz geç erişsem de sonu güzel oldu. Keşke hafızam tekrar tekrar silinse ve ben tekrar tekrar o kitabı okusam. Beni etkileyen tam olarak neydi kestiremiyorum. Ama beni içine çektiği kesin. Kitaptaki olayların birbirine bağlanışı da beni oldukça etkilemişti. Ayrıca kitabın başlangıcında yer alan Latince şiir de hoşuma gitmedi değil. Mükemmel bir kurgu! Osmanlı zamanında geçen fantastik bir tarihi roman! Ihımmm, gelelim ikinci kitaba. Âmak-ı Hayal'i de bu sene okudum. Olgunlaştığımı, kendi benliğimi bulmaya çalıştığımı hissettiğim sıralarda okumam güzel bir tevafuk oldu. Kitaptaki ana karakterimiz de kendi yolunu bulmaya çalışan Raci karakteri. Raci'nin kendi yolunu bulmaya çalışırken edindiği dersler beni Raci ile birlikte düşünmeye sevk ettirdi. Kitabın edebi diline ise bayıldım. Her cümle özenle yazılmış. Her bir cümle üzerine düşünülüp konuşulabilir. Biraz abartmış olabilirim ama çoğu cümlesi böyle efenim. O zaman bu kadar övdüğüm kitaplardan birer alıntı da bırakayım sizlere.
“Oysa benim sana, düşlerimden başka verebilecek bir şeyim yoktu.” Puslu Kıtalar Atlası
"Mükemmel konaklarda rahat ve saadet içinde oturup da sefil çoğunluk hakkında mersiyeler yazmak bu sayede mevki tutmak sefillerle iğrenç bir alaydır." Âmak-ı Hayal
“Oysa benim sana, düşlerimden başka verebilecek bir şeyim yoktu.” Puslu Kıtalar Atlası
"Mükemmel konaklarda rahat ve saadet içinde oturup da sefil çoğunluk hakkında mersiyeler yazmak bu sayede mevki tutmak sefillerle iğrenç bir alaydır." Âmak-ı Hayal
Yemek olarak düşünecek olursak iki favorim var: Özbek pilavı ve arpa şehriyeli pilav. Beğenen arkadaşlarım olduğu kadar beğenmeyen arkadaşlarımın da çokça olduğu, parantez olarak seçeceğim şey ise Trileçe tatlisi. Ben bayılıyorum valla. Bu üçlü çok güçlü!
Cezvesizzz! Sabah erkenden gidip akşama kadar orada oturabilirim. Yeni dekorasyonu sayesinde daha da güzel oldu. Çok erken kapanıyor ama. Keşke daha geç kapansa. Arada Kare'nin birbirinden efsane kedileri geliyor ve onları sevme fırsatı da elde ediyorsunuz. Cezvesiz'e gidince içmeyi en çok sevdiğim içecek ise Cappuccino! Kurabiyelerinden yemenizi de tavsiye ederim. İyi gecelerrrr! :))
Naçizane,lizbon'u da tavsiye edebilir miyim?😊🍀
Tavsiyelere her zaman açığım efenim! Öncesinde 1-2 defa pastasından yemiştim oranın da. Çok taze ve lezzetliydi doğrusu. Yemekhaneye her gidişimde tatlılarına bakmaktan kendimi alamiyorum. :)
Denilince aklıma "Istanbul'da Sonbahar" şarkısının geldiği mevsim. :)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?