Beni daha da çok ağlatan şey.
Kare'ye her gittiğimizde özellikle bir arkadaşımla yaşadığımız durum. Eminim bu durumu yaşayan birçok kişi vardır. Her zaman yaşadığımız bir mesele ama geçenlerde olan başka bir boyuttaydı. Gerçek bir hayat memat meselesi gibiydi anlayacağınız. Hızlıca ikimiz de cuzdanlarimizi çıkardık ve çay almak için koşmaya başladık. Kısa süreli bir yarışta arkadaşımın ayağı tökezledi. Neyseki düşmedi. Düşmediği için ki düşseydi de gülerdim hızlıca abiye çay istediğimizi ben söyledim. Nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde bana yetişti ve abiye kendi uzattığı parayı vermeye çalıştı. O an nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde -beynim kazanma hırsıyla bürünmüştü sevgili yazarlar- abinin elinden onun parasını çekip kendi paramı verdim. Çok daha avantajliydim çünkü benim paramı alınca abinin para üstü vermesine gerek kalmayacaktı. Arkadaşımın benden geride kaldığı mesele bu oldu. Abi tahmin ettiğim gibi benim paramı alıp çaylarımızı doldurmaya başladı. Bizim deliligimize dayanamamış olabilir çünkü kendisi çok nahif birisi! Arkadaşıma da buradan bir şeyler söylemek istiyorum: Benimle böyle yarışlara girme! Çünkü sonunda kaybeden hep sen olacaksın! ;)
Bugün birinin konuşmasına denk geldim ve çok hak verdim sevgili yazarlar. Bu konuşmada bahsedilenleri hatırlamaya zaman zaman hepimizin ihtiyacı olduğunu düşündüğüm için sizinle paylaşmaya karar verdim. Bahsini ettiğim konuşma hayatımızdaki zorlukların oldukça olağan olmasıyla ilgiliydi. Kendi cümlelerimle bir şeyler eklemek istiyorum simdi.Hayat dediğimiz bu seruvenin eğlenceli ve kolay olduğunu kimse bize söylemedi. Yani kimse bize kolay olacağı hakkında bir söz vermedi. Zorluklar olacak elbette! Evren zaten zıtlıktaki güzelliklerden beslenmiyor mu? Zorluk olacak ki kolaylık da olsun! Kolaylığın bir anlamı olsun. Hüzün olacak ki mutluluk ne demek bilelim. Hangi güzel şey kolayca oluverir? Kolayca olursa başarmanın lezzeti kalır mı? İnsan denilen karmaşık canlının zorluklarla karsilasmasi çok normal. Bizden çok daha ilkel olan sıradan bir ağacın büyümesi de zorluklarladir en basitinden. Gökkusaginin oluşması için yağmurun yağması gerekir. Su denilen hayati içeceğimizin devamlılığı için yağmur ve kar yine yagmalidir. Toprak eşelenince en verimli bitkilerini verir. Kalem açılınca en güzel yazar. Belki de en başında bu söylediklerimi kabul edebilirsek daha kolay olacak zorlukları benimsemek. Zorlukların da bize bir şeyler katabildigini, kolaylık kadar gerekli olduğunu anlamak gerek. Belki birinizin bunları duymaya ihtiyacı vardır. Çünkü benim zaman zaman ihtiyacım oluyor. Umarım biraz olsun içinizi ferahlatır ve kendi zorluklarinizla baş edebilmenizde size yardımcı olur. :)
Kendine güvenmek ve kendini sevmek.
Kendisi benim muhteşem üçlüm'den birisi olur. Her şarkısını bir ayrı severim. Ama "Seni Her Gördüğümde" şarkısını daha bir çok severim. İyi ki yazmış da ben de iyi ki dinliyorum. :)
Soğukta yapmaktan hoşlandığım şeyleri düşününce kalbime çöken hüznün getirdiği hasret. Evde olsam mesela bir demlik çay demlerim. Sıcak sıcak ve limonlu, ince belli bardakta, beni gerçekten ve karşılıksız sevdiğinden emin olduğum insanlarla yani ailemle içeceğim bir çay. Arada tatlı atışmalar atılır ortaya. Kalın yünlü çoraplarımı giyerim ve yumuşacık halımıza ayak basarım. Pencerenin önünden aldığım karları kardeşimin sırtına koyarım gizlice. O soğuktan zıplarken ben basıveririm kahkahamı. Gece uyumadan önce bir meyve faslı yaparız. Portakal, mandalina veya ayva. Çok severim üçünü de. Abim üşenir soymaya mandalinaları ve bana soydurur. Düşününce şu an orada olsam severek soyarım o mandalinaları. Hava soğuktur, dışarıda kar tipi fırtına vardır belki ama kalbim sıcacıktır. O zaman daha da çok severim soğuğu. Ama şimdi uzakta olunca evden, beni gerçekten sevip sevmediğinden emin olmadığım insanlarlayken soğuk hiç olmadığı kadar acımasız gelir bana. Böylesine soğuk havalarda içinizi sıcacık yapacak dostlar edinmeniz dileğiyle... Sevgiyle kalın!
Bazı insanlar hayatımıza girer, bize bir şeyler öğretir ve hayatımızdaki süresi dolunca da bir şekilde çıkarlar. Bunu böyle kabul edip o insanın bize kattıklarıyla hayatımıza devam etmek gerek.
Otobüs durağında beklerken insanların direkt yanında sigara içilmez. Kimse sizin sigara dumanıniza maruz kalmak zorunda değil.
Ülkemizin gündeminden ne yazık ki hiçbir zaman düşmeyen, nicelerini duymadığımız ve yine ne yazık ki hiçbir zaman bitmeyecek olduğunu düşündüğüm, bitmesine dair ümidimin kalmadığı üzücü bir mesele. Dilerim ki bir gün son bulur. Ahmet Hamdi'den esinlenerek tüm kadinlar için bir dörtlük yazdım:
"Uzak, çok uzağız şimdi ışıktan
Kadın gülüşünden, aşk ve insanlıktan
Hissetmeyen vücutlar olduk topraktan
Hâlâ düşünen, güzel seven var mı?"
"Uzak, çok uzağız şimdi ışıktan
Kadın gülüşünden, aşk ve insanlıktan
Hissetmeyen vücutlar olduk topraktan
Hâlâ düşünen, güzel seven var mı?"
Yağmuru ve yağmurda yürümeyi çok seviyorum ama Ankara'da yağmurda yürümek çok zor oluyor. Çünkü her an yerinden çıkmış bir kaldırım taşından üstüme su fışkırabilir. Artık bu mevzuyla ilgilenilebilirse çok memnun olurum.
Gereğinin yapılmasını arz ederim.
Gereğinin yapılmasını arz ederim.
11. sınıftan beri edindiğim alışkanlıktır radyo dinlemek. Şimdi istediğimiz şarkıya tek tıkla ulaşabilmek ne kadar kolay olsa da radyoda beklenmedik anda çalınan sevilen şarkının yerini tutmuyor. Arada sevgili radyo yaýıncılarının farklı konularda farklı fikirlerini dinleyebilme fırsatı yakaliyorsunuz efenim. Kendime bir radyo alacağım da yurt ortamında her zaman oradan dinlemek mümkün olmayacağı için bu isteğimi kısa süreli erteliyorum. Nostalji seviyorsanız ve hayatınıza minik heyecanlar katmak istiyorsanız radyo dinlemek tam size göre! ;)
O zaman size şöyle bir öneri yapabilir miyim? TRT dinle uygulamasından TRT radyolarını ücretsiz dinleyebilirsiniz. Bu sayede yurt ortamında da kulaklıkla dinlemiş olursunuz. Ben şahsen böyle çözdüm bu sorunumu :)
Bu fikri sevdim. Öneriniz için çokça teşekkürler efenim! :)
Arkadaşlarla plan yaparken oluşan belirsizlikten daha sinir bozucusunu bilmiyorum efenim. "Fark etmez" söz öbeğini dilimizden kaldırmak istiyorum. Bu uyumlu olmak değildir sevgili yazarlar, planı çıkmaz sokağa sürüklemektir. Sen fikrini söyle kardeşim, sonra çoğunluğa göre karar veririz.
Bugün ders çalışırken fark ettim kendisini. Ailemize yeni dahil olmuş sanırım. Minik olmasından dolayı olsa gerek fazlasıyla ürkek kendisi. Ama minicik ve çok guzelll! Ürkekligi geçince seveceğim kendisini, tabi müsaade ederse! :)
Her sene almak için niyetlenip tasarımlarını bir türlü beğenemediğim için almadığım, mezun olana kadar da alamayacağımı düşündüğüm ve sanırım mezun olurken içimde ukde olarak kalacak şey.
Bir pasta rengiyle ve tadıyla ancak bu kadar güzel olabilir. Orman meyveli pasta gibisi yok! :)
Mavi- Barış Akarsu
Ateşböceklerinin Mezarı
En zor komite henüz girilmemiş olandır. :(
Haha evet,çünkü zaten dönem 3 kardiyo komitesine daha girmediniz 😋
Bence dönem 3 endokrin daha zordu :(
://
Islak kum kokusu.
Dışarıda yerken yemeyi bir türlü beceremediğim yiyecek. Ya köftem aradan fırlar ya da domatesim. Onlar olmazsa da hamburgerde bulunan sos dökülmek için halihazırda bekler ve sinir olduğum hareketini sunar. Tüm bunlar olmasa çokça lezzetli bir yiyecek aslında.
Ben ortadan kesip yiyorum
Önerebilirim
Önerebilirim
Ah, onu da denedim sevgili yazar! Bu kez de koca hamburger dağını keserken içindekiler başka yerlere fırladı. Bilmiyorum demek ki ben beceremiyorum. Bazı şeyleri zorlamamak gerek. Bulaştıra bulaştıra yemeye devam!
Hahahaha
Benim bir tezim var,first date de bulaştırmadan hamburger yiyen isi çözmüştür diye ve hiç sapmadı(örneklem:1 kişi)
Direkt o ihtimali kaldırarak ilk buluşmada hamburger yememeyi düşünüyorum. :D Yiyebilene de helal olsun valla!
:d ilk buluşmada bisco'da buketli kahve içilsin :)
Bakıcaz artık. ;)
Sadece yaz mevsiminde değil yılın her gününde yiyilebilecegini düşündüğüm efsane tatlı. Favorim vişne-limon ikilisi. Lezzet olarak kalbimi kazanması dışında renk uyumuna da bayılıyorum! :) Sırf bu ikiliyi yiyebilmek için kardeşimi mahallemizdeki marketlerin hepsine yolladığımı bilirim. Zayıf noktam olabilir.
7. Caddedeki sim'in sorbelerini tavsiye edebilirim😊
Daha önce yeme fırsatı edinmiştim sanirim. Bir dahakine de oradan yiyeyim o zaman. :)
Annem yaşlanınca başıma geleceğini söyler. Genç insan yorulunca hemen uykuya dalarmış. Yaşlanınca yorulup uykuya dalmak zorlaşırmış.
Yeni bitirdiğim için etkisinden hâlâ çıkamadığım, Al Pacino ve Keanu Reeves'in başrolleri paylaştığı ve izlemenizi tavsiye ettiğim film. Keanu Reeves filmde hiç dava kaybetmemiş bir avukatı canlandırıyor. Filmin ilk sahnesi suçlu birisini avukatı olduğu için savunup savunmama kararı vermesiyle başlıyor. Insanin kibir duygusunun işlendiği filmi ben çok beğendim. İzlerseniz veya izlemişseniz sizin de yorumlarınızı beklerim efenim! :)
Ya ben de izleyecektim listemde izlediğim gibi entry gireceğimmm
Umarım beğenirsiniz efenim, yorumlarınızı merak ediyorum! :)
"Bentz mi diyeyim yoksa sen ki gerçek ismini açıklamak istersin Cezvesiz?"
Şimdi efenim bu başlığın altına bir şeyler yazmasam olmazdı. Yeni ismini pek beğenmesem de yeni tasarımı hoşuma gitti. Özellikle minder detaylarını sevdim. Yeşil olması da ekstra sevindirici. Tatlıları da gayet güzel ve uygun bence. Henüz iki tatlısını şahsen alıp deneme fırsatım oldu. Lotuslu cheesecake çok iyi olmakla birlikte ismini doğru hatırlıyorsam darkuaz pastası da benden geçti. Yalnız elmali limonata için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Bir kere yeşil değil! Ayrica elma tadı gelmiyor. Türk kahvesi öncesine göre daha iyi gibi geldi. Şimdilik yorumlarım bu kadar. Bence bir şans verilebilir. :)
Şimdi efenim bu başlığın altına bir şeyler yazmasam olmazdı. Yeni ismini pek beğenmesem de yeni tasarımı hoşuma gitti. Özellikle minder detaylarını sevdim. Yeşil olması da ekstra sevindirici. Tatlıları da gayet güzel ve uygun bence. Henüz iki tatlısını şahsen alıp deneme fırsatım oldu. Lotuslu cheesecake çok iyi olmakla birlikte ismini doğru hatırlıyorsam darkuaz pastası da benden geçti. Yalnız elmali limonata için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Bir kere yeşil değil! Ayrica elma tadı gelmiyor. Türk kahvesi öncesine göre daha iyi gibi geldi. Şimdilik yorumlarım bu kadar. Bence bir şans verilebilir. :)
Çocukları çok sevmemden olsa gerek bazı arkadaşlarımdan ve akrabalardan çocuk doktoru izlenimi aldığım doğrudur. Bundan ayrı olarak istediğim bölümün hocalarını ziyaret ettiğimde ise "radyoloji yaz sen" denilmişti. Fakülteye gelmeden önce çocuk doktorlugunu çokça düşünmüş olsam da şu an düşünmüyorum. Radyolojiye gelirsek de ilgimi çekmiyor pek. Umarım şu an gönlümdeki alanın izlenimini veririm bir gün. :)
Hiç düşünmüş müydünüz? Kadınlar ve erkeklerin toplumdaki rolleri değişseydi nasıl olurdu? Düşünmediyseniz Orhan Kemal sizin yerinize düşünmüş, keyifli ve kısa bir kitap yazmış. Erkeklerin evde oturup ev işleriyle ilgilendiği, çocuklarına baktığı, eşlerinin eve gelmelerini beklediği ve namus kavramının sadece onların koruması gerektiği bir evren yazmış. Kadınlar; kocalarının namusunu korumakla ve eve para getirmekle yükümlüyken yeri geldiğinde hovardalıklar yapabiliyorlar. Kitap Bitirim Leyla adındaki bir kadın üzerinden anlatılıyor. Keyifli, kısa, akıcı ve farklı bir kitap istiyorsanız bu kitap tam size göre efenim! Okursanız yorumlarınızı eksik etmeyin. Şimdiden keyifli okumalar! :)
Film 2002-2003 yıllarında çekilmiş ve o zaman seyircilerden çok fazla tepki almış bir film. Hatta filmin galasında ünlülerin çoğu filmi yarıda bırakıp midelerinin bulandığını ve başlarının döndüğünü söyleyerek dışarı çıkmışlar. Salonda kalan az sayıdaki kişi ise film bitince ayakta alkışlamış. Filmin birçok sahnesinde ekran sürekli dönüyor. Sadece birkaç sahnede kamera sabit. Arkadaşımla izleyince gerçekten vahşet sahneleri olduğunu gördük ama ne anlatmak istendiğini anlamayıp film analizini okuduk. Meğer filmin altında neler varmış neler? Freud'un bilinç alti çalışmasına değinilmiş ve analizi okuduktan sonra filmi gerçekten çok beğendim. İzlemediyseniz izlemenizi öneririm ama gerçekten vahşet sahneleri var ve kameranın hareketli olması insanı rahatsız edebiliyor. Hassassanız izlemeyin derim.
Sürekli hareket eden kameranın asıl vahşet sahnelerinde sabit durması izleyenler olarak elimizden hiçbir şeyin gelemeyeceğini, çaresizliğimizi ortaya çok güzel koyuyor. :'((
:((
Bir hafta öncesinde, havalar da henüz soğumamışken yapılan plan üzerine böyle bir deneyimi de tatmış oldum. Açık hava sineması olayını da ilk defa deneyimleyen biri olarak bu fikre bayıldım. Kapalı sinema salonlarından çok daha eğlenceli. Tercih ettiğimiz film de güzel olunca soğuğa rağmen eğlenceli saatler geçirdim. Aradan sonra içtiğim çay beni bir süre daha idare etti. Ama benden size tavsiye dostlar: Eger açık hava sinemasına gidiyorsanız ve hava da soğuksa yanınıza battaniye almayı ihmal etmeyin. Hatta bir termos dolusu kahve de götürün. Acemiliğimden dolayı ben bir hayli üşüdüm çünkü! Ha tercih ettiğimiz film olan Dune'dan bahsetmeden geçemeyeceğim. Önce kitabını okumayı düşünsem de film fırsatı çıkınca geri tepemedim ve gittim. İyi ki de gitmişim! Çok güzel bir bilim-kurgu filmiydi! Filmi böyle güzelse kitabı kim bilir nasıldır? :)
Uzun zamandır Manga dinleyen biri olarak, kardeşimden bu sene öğrendiğim bir Manga şarkısı. Sınavın az kaldığı şu sıralar çıkmış çözerken dinlemek bayağı iyi gidiyor. ÇS'de çalışırken dinlenmesi önerilen şarkılardan. Bir anda sandalyemden kalkıp şarkıyı söyleyesim geliyor. Tüm GÜTF Sözlük yazarlarına önerimdir. :)
Doğru insan olsaydı doğru zamanda gelirdi diye düşünüyorum. Yanlış bir zamanda geldiyse yanlış bir insandır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?