ben senin en çok sesini sevdim buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi önce aşka çağıran,sonra dinlendiren bana her zaman dost, her zaman sevgili
ben senin en çok ellerini sevdim bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak nice güzellikler gördüm yeryüzünde en güzeli bir sabah ellerinle uyanmak
ben senin en çok gözlerini sevdim kâh çocukça mavi, kâh inadına yeşil aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil
ben senin en çok gülüşünü sevdim sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran unutturur bana birden acıları, güçlükleri dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman
ben senin en çok davranışlarını sevdim güçsüze merhametini, zalime direnişini haksızlıklar, zorbalıklar karşısında vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini
ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim tüm çocuklara kanat geren anneliğini nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada sensin, her şeyin üstünde tutan sevdiğini
ben senin en çok bana yansımanı sevdim bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni...
"ayşegül bak sen beni maaşa bağla sen bana bak ben seni seveyim çok basit.sigortamı yaparsın akbilimi cebime koyarsın tamamdır bu iş ondan sonra bütün işim gücüm seni sevmek olur. poyraz karayel profesyonel aşık nasıl? hem öyle sabah 8 akşam 5 falan da değil 24 saat seveceğim uyurken bile düşünsene, acı çektirmek istiyorsan onu da çekeriz ama extra mesaiye girer. istersen platonik aşık bile olurum ama o çift maaş olur haberin olsun."