özellikle osmanlı'da ve doğu kültüründe çok yakın bir zamana kadar, mermer ve taş teknolojisi olduğu halde evlerin ahşaptan yapılmasına çok şaşırırdım. daha sonra elime son osmanlı dönemlerinde yazılmış bir kitap geçtikten sonra oradaki bir cümleye kalbimi verdim: “osmanlı döneminde, halktan kimse evlerini taş veya türevi şeylerden yapmazdı. eğer biri yapacak olursa, konu, komşu, ahali derdi ki: 'hayrola bey, bu dünyada kalıcı olmak gibi bir niyetin mi var !?'”
sözlükteki 365. günüm. gerçek anlamda gutfsozluk 1. yılı, harika geçti. birçok fikri bana kazandırdı, kişileri tanısam belki önyargılı bir şekilde yaklaşabileceğim halde. birçok farklı görüş dinlememi sağladı, her biri farklı kapılar açtı gönül dünyamda. bazı yazarların hikayelerine beraber ağladık, bazılarına katıla katıla güldük. tek bildiğim bir şey var ki, hayatta böyle şeyler her zaman olmaz ve bu sözlük, bize böyle güzel bir fırsat tanımış oldu. daha nice yıllara!
İnsanların zamanında sağ-sol gibi ideolojilerde aşırı radikalleşip birbirlerini acımasızca öldürebildiklerini düşününce fikrinizin ne kadar doğru olduğu apaçık görünüyor sayın sokratesla. Günümüzde de çok entelektüel bir genç nesil yok belki ama insan öldürebilecek kadar radikalleşmiş ya da bir ideolojiye olan bağlılığında insan öldürme motivasyonuna sahip olacak ölçüde radikalleşebilecek kadar cahil kalmış bir neslin üyesi olmadığım için çok mutluyum.
hayatta kafamıza taktığımız çoğu şeyi bir anda değersizleştiren bir düşünce. gerçekten de ünlü bir şairin dediği gibi; sizi tanıyan son kişi öldüğünde, aslında bu dünyada hiç yaşamamış olacaksınız.
önemsiz varlıklarız. tvde gördüğümüz istatistikleri +1 yapan bir şeyiz sadece. aramızdan çok çok azı bundan 100 yıl sonra dahi hatırlanacak. biz öldükten sonra da hiçbir şey değişmeyecek.
arapça'da su anlamına gelen ma kelimesine, benzerlik takısı -i katılarak oluşturulan, ma'i - mavi, yani suya benzer anlamına gelmesi beni çok etkilemişti.
pandeminin en büyük katkılarından olarak eskiden arkadaş ortamlarında bütün esprilerin kaynağı, gevezelikler derken şimdi dormant hale geçmiş fungi hücresinden farksızım.
Bana uyar ama hamaratlığım kek va konusunda yok. Ben genelde yemek yaparım ev arkadaşım da kek,pasta vs. Önce bu konuyu söyleyeyim de.ama yeme konusunda ciddi yardımım dokunur.ben varım.
Öyle, arapça salat demek namaz. Namaz farsça bir kelimedir. Arapça'da te harfi sonda ise h diye olunabiliyor saleeh kelimesi de selaya buradan farklanmış diye düşünüyorum.
bir gönlü kırdın mı, ağlamalısın. hele özür dilemesini de bilmiyorsan, senden dost olmaz, yaren olmaz. ya kırdığın gönlü allah seviyorsa, hatta arz-ü sema dahi seviyorsa? bilemezsin, bilseydin ödün kopardı dokunmaktan.