Armut'un ben olduğumu bilen kaç yazar var acaba?
korkulan şeylerden birisi olan, beklenti dolu bir süreçtir. Toplumun evlilik konusundaki beklentileri giderek artıyor ve insanlar ,bilhassa erkekler, evlenmek konusundan gittikçe uzaklaşıyorlar. Evlilik yapısı ve fikri ile ilgili olumsuz düşünceleri olmayan insanların bir sevgilisi varsa, ailelerinin maddi problemi yoksa erken yaşta evlenmeleri gerektiğini düşünüyorum. Yaş ilerledikçe kişinin özel alan sınırı daha keskin oluyor. Bu yüzden sınırını geçen en ufak düşünceye karşı katı bir savunma yapıyor. Yaş henüz genç iken başka bir insanın hayattaki varlığına adapte olmak daha kolay olur. Burada önemli bir noktaya daha değinmek istiyorum; evliliğin aileler arasında değil de yalnızca evlenen insanlar arasında olduğu ve bu birlikteliği ne olursa olsun saygı ile karşılama fikri maalesef ki toplumumuzda yeterince kabul görmüyor. Ailelerin stratejik planlamaları, en iyisini bulup kendi çocuğu ile baş göz etme fikri bitmediği sürece toplumun bazı kesimlerinde evlilik bir hayat başarısı olarak görülmeye devam edecektir. İşte evliliğin bir korku unsuru olarak kabul görmesi de buradan kaynaklanıyor. Aileler tarafından onaylanma korkusu, başkasının düğününden daha başarılı bir düğün yapmak için masrafa girme korkusu, ailenin evlilik süresince evlilik ile ilgili her şeyde fikir beyan edeceğini bilmenin korkusu... Evlilik aslında hayat süresinde herhangi birimize denk gelebilecek bir deneyim süreci olmalıyken hayat başarıları arasına giriyor böylece. Oysa iki adet bilinçli, reşit birey arasında gerçekleşen bir bağlılık yeminidir evlilik. Sorumluluk bilincine sahip her birey her yaştaki evliliğin üstesinden gelebilir. Sorumluluk bilincine sahip olmayan her birey her koşulda bir evliliği mahveder. Sırf bir başarıya imza atmış gibi görünsün diye sorumsuz kişilerin aileleri tarafından "evlenince düzelir, adam olur" fikriyle bir ömrü birden fazla kişinin zindanı yapması içler acısıdır.
Kısacası çok unsurlu bir birliktelik gibi görünse de evlilik esasen sorumluluklarını bilmekten geçer.
Kısacası çok unsurlu bir birliktelik gibi görünse de evlilik esasen sorumluluklarını bilmekten geçer.
Peki aynı evde yaşayamazlar mı birbirini seven kişiler, illa evlenmeliler mi bu ne biçim fikir diyebilirsiniz. Haklısınız tabi ki o da bir seçenek. Yine de genç orta yaşlarıma geldiğimde sevdiğim insanla hala evli değilsem ve gelecekte bir şekilde beni yalnız bırakır mı korkusu aklımın bir köşesinde yanıp duruyorsa bu ilişkinin beni devamlı olarak endişeli hissettireceğine eminim. Orta yaşlara gelen insanlar bir yerden sonra ailesi, çocukları ve eşi çevresinde pervane oluyorlar. Arkadaşlıkların çoğu maziye karışıyor. Karışmayanlar da birbiri ile sık görüşemiyorlar. Herkesin kendi hayatını yaşadığı bu dönemde bir kenarda yalnız başıma kalma fikri bana endişe verirdi.
gerçekten aşırı güzel ve makul bir yorum Sayın Armut...
Teşekkürler sayın fıstıkgibiri :)
İnsanın, karakterinden ödün vermediği yerdir.
Pamuklara sarılıp saklanan kalpler için paramparça olma tehlikesi taşıyan durum.
Beni yazar yapmayan sözlük
Beni de :')
Avantajlı olan eylemdir. Yakın bir arkadaşla sürekli aynı evde olup aynı zamanda öğrenci olmanın getirdiği boşvermişlik ve özgürlük hissi üstüne eklenir. Ancak bekarken olduğu kadar savrulmuşluk yoktur. Büyük yaştaki evliliklerde olduğu gibi maddi beklentiler yüzünden yıpranma olayı olmaz. İki taraf da muhtemelen imkansızlıklardan imkanlara ulaşma arzusu ile öğrenim hayatını sürdürmektedir. Beklentiler azdır ancak umutlar ve çabalamalar fazladır.
Yaşamak. Küçükken taktığımız pembe gözlüklerin buzdan camları olduğunu fark ederiz yaşadıkça. Yaşadıkça her şey kendi rengine bürünür.
Yeni nesil şarkılarda şarkı sözlerinin anlamsız olması nedeniyle açığa çıkan problemdir. Bu bir problemdir çünkü şarkılar, dinlenilmekten çok daha ötesine ihtiyaç duyar.
Çiçek almak çok zarif bir hediyedir, her canlıya zarafet yakışır. Ancak sırf birkaç gün zarif hissettirsin diye bir çiçeğin zarafetini söndürmek bana göre kırıcı ve iki yüzlü bir tavırdır. Saksı ile hediye edilmeye müsait çiçekleri tercih etmek daha faydalı olabilir. Mesela orkide... Orkide çok narin bir çiçektir. Görüntüsü de oldukça estetiktir.
Artık eskisi gibi düşünmüyorum. Bazen sizin başka konularda gösterdiğiniz hassasiyeti yanlış yorumlayabiliyorlar. Mesela çiçeklerin ölmesi üzerine kurduğunuz hassasiyet nedeniyle çiçek istemediğinizi söylerseniz size başka şeyler de alınmayabilir. Genel olarak herhangi bir sürpriz ya da bir hediye size çok görülebilir.
Seyahat yastığı. Sadece 5 TL olduğu için bir anlık bilinçsizlikle sepete atıp siparişimi tamamladım. Önümüzdeki birkaç sene daha otobüse ya da uçağa değdirdiğim yastığa başımı koymayı düşünmüyorum. Param boşa gitmesin diye şişirip evde kullanırım belki. Online dersleri dinlerken olabilir mesela.
Yazan kişinin yanından ayrılması halinde güvenliği tehlike altına giren nesne.
(bkz: günlük tutmak)
(bkz: günlük tutmak)
İnsanoğlunun unutkan olmasından kaynaklanan hadisedir.. 2020 temmuz ayında gördüğüm ve sevdiğim birini ağustos ayında kaybettim. Tam 1 ay geçmişti. 1 ay içinde toprak oldu. Bilseydim eğer ona söylemek istediklerim farklı olurdu.
Sustu haykıran şehir, son kuşlar havalandı.
Tonguçlar havalandı
;,)
Hayattan yorgun düşmüş kişilerin iletişim kurma biçimi.
İletişim hatasıdır. Ağlayan kişiye karşı yapılan göstermelik ilgidir. Ağlamaktan başka çözüm bulan kişi (arsız değilse) ağlamaz. Ağlamak çaresizliğin son çaresidir. Çocukluktan öyle öğreniriz; ağlarsam bazı şeyler gerçekleşir. Ama büyüyünce işler eskisi gibi hallolmaz. Bunu bile bile çaresiz kalışlarımızda ağlamaya devam ederiz. Eğer varsa bir umut, bir çıkış kapısı; onu ağlayan insana gösterirsek işte ağlamayı o zaman bırakır.
ne güzel bir bakış açısı, hayran kaldım :)
Sağ olun nickalengelo :)
Aldığı küçük bir riskte bile tahmin ettiğinden büyük zararlara uğramış ve artık kesinci olmuş insandır. uslanmıştır. Sütten ağzı yanmıştır ve içinde süt var diye yoğurttan da vazgeçmiştir.
(bkz: armut)
(bkz: armut)
Gerçekler ve sahteler. Sahte olanlar paketine göre alınan ancak sıkıldığında ekşi, bayat bir koku veren sahte parfümlerle aynı etkiyi yaratır. Fiyatları ile sizi cezbedip gerçek olanın önüne geçerler. Bulunması daha kolaydır. İlk bakışta gerçekle aynı görünür üstelik. Kokusunu sevenler de vardır muhakkak. Fakat onlar gerçek parfümü koklamamış oldukları için sahte olanın çirkin kokusunu henüz kavrayamamış olanlardır.
Ters bakış açısıyla ifadelenen sözdür. Aslında çok ağlayan çok güler. Çözüme ulaşamayacak tüm kırgınlıkların üstünü kapatmanın tek yolu yeniden, gülerek hayata bakabilmektir. Ağlayan olarak tasvir edilen insan, kendi üzüntüsünü örtmek için mutluluktan bir maske takar ve ilginçtir ki bir yerden sonra kendi maskesini gerçek yüzü gibi görür; kırgınlıklarını unutur. Oysa gülmek hayatın çiçek bahçesinden bir çiçeği koklamaktır. Kokusunu aldığınız an daha fazla çiçek olduğu için sevinirsiniz ve yeni bir tanesini koklamak için can atarsınız. Böylece mutluluklar da mutlulukları doğurur. Yani hem çok gülen için hem de çok ağlayan için gelecek bir mutluluk, bir gülme sebebi vardır. Küçük de olsa mutlaka vardır.
Gerekirse sevdiği mutlu olsun diye onun sevgisini kendininkinden üstün tutandır. Çünkü sevgi kısıtlamaz. Sevgi sınırları zorlar hatta sınırları aşar. Tutsak yapan sahip olma arzusu ve hırslardır.
Kusurlu anıların ansızın zihne dolması
İmkansız olan eylemdir. Kısmen önlenebilir. Sana bir sır vereceğim dizisinde küçük kız başkalarının zihnini duymamak için sürekli şarkı dinliyordu. Ben de bunu kendi zihnimi bastırmak için kullanıyorum.
Başarı ve şans. Oldukları an herkesin dikkati size yönelir. Hata yapmanızı bekleyen kıskanç insanlar çevrenize doluşur. Ama uzun süreli yoklukları da herkes bir şekilde yaşıyor ayıp olmasın insanlara diye yaşıyormuş hissi uyandırır.
Arkasındakinin, yanındakinin, yöresindekinin psişik güçleri olduğunu sanan sürücü.
Diğer insanlar için spontane olarak akan rutin hayat düzeninde bile benim peşimi bırakmayan kronik hastalığımdır.
Hayatımdaki sorunların üstesinden gelmek için daima gülüp geçmeye çalışan birisi olarak sık yaşadığım şeydir. Ne kadar çok gülersem o kadar kolay geçeceğine kendimi alıştırmamın yan etkisidir.
Asla tıp okumam demiştim :)
Başka insanların sunduğu güvenin daima kusurlu olduğu kanısına varan kişinin yalnızca kendine güvenmesidir.
Yanlışın getirdiği yanlış ruh halinin doğru olan tüm düzene ters düşmesidir. Stresle oluşan savaş ya da kaç tepkisinden kaçamayışımızın sonucudur. Yanlış, hayatımıza düşen sorunlardan biridir. Kendimizle savaşamayacağımız gibi kendimizden de kaçamayız. Bu durumda zihnimiz de bedenimiz de sekteye uğramaya ve error vermeye başlar. Hayat durmadığı için bu ilginç ruh haliyle yaşamaya devam ederiz ve olaylar gittikçe daha da ilginç bir hal alır.
Zamanın kısıtlı olmasından kaynaklanan endişe verici bir sorundur. 1000kitap yorum ve puanlarına bakarak okumayı düşündüğünüz kitaplar için önceden okumuş insanların deneyimlerinden yararlanabilirsiniz. Aynı zamanda okuduğunuz kitapların listesini tutmanız için de kullanışlı olabilir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?