Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu
Varıp eşiğine alnımı koydum
Sanki bir yer altı nehr çağlıyordu
Gözlerim yollarda bekler dururum
Nerde kardeşlerim diyordu bir ses
İlk Kıblesi benim ulu Nebi'nin
Unuttu mu bunu acaba herkes
Burak dolanırdı yörelerimde
Mi'raca yol veren hız üssü idim
Bellidir kutsallığım şehir ismimden
Her yana nur saçan bir kürsü idim
Hani o günler ki binlerce mü'min
Tek yürek halinde bana koşardı
Hemşehrim nebi'ler yüzü hürmetine
Cevaba erişen dualar vardı
Şimdi kimsecikler varmaz yanıma
Mü'minde yoksunum tek ve tenhayım
Rüzgarlar silemez gözyaşlarımı
Çöllerde kayıp bir yetim vâhayım
Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde
Götür müslümana selam diyordu
Dayanamıyorum bu ayrılığa
Kucaklasın beni İslâm diyordu
Korkunç derecede gerici bir deneyim. Kesmesi ayrı zor, eşleştirme yapması ayrı zor, yapıştırması ayrı zor. Bir de insanların bitirip yavaş yavaş çıkmaya başlaması ekstra panik faktörü. Lab saatiniz öğle yemeğinden önceki son ders ise şayet daha yeni tanıştığınız arkadaşlarınızın “Ben erken bitirirsem beklemeden yemeğe giderim.” tehditleri ile gerçek yüzlerini görmenizi sağlayabilir.
İlk sayısını bu sene çıkarmış olan okulumuzun yeni dergisi. Tıp öğrencilerinin yoğun hayatlarında böyle uğraştırıcı bir işin altına girmeleri takdire şayan. Umarım heyecanlarını kaybetmeden devam ederlerrrr …
Eğer karşınızdaki bir hata yaptığında onun hatası yerine sizin hataya verdiğiniz tepki daha çok konuşuluyorsa karşınızdaki sizi muhtemelen manipüle ediyordur.Farkındalığınızı arttırın. İlişki, arkadaşlık, ekonomi, politika, siyaset tavsiyesidir…
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...
Nazım Hikmet
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...
Nazım Hikmet
Ara ara hayatımda temizlik yapmam gerektiğini tekrar hatırladım. Kişiliğimizin uyuşmadığı kimseyle vakit geçirmek zorunda olmadığımı, beni yoran hiçbir şeyi sırtımda taşımamam gerektiğini (okul hariç maalesef), istemediğim mekanlara bile bazen sırf alışkanlıktan gittiğimi fark ettiğimde güzel bir temizlik yapıyorum. Canımın istemediği kim, ne varsa yavaş yavaş bazen de bir çırpıda uzaklaşıyorum. Her zaman kolay olmuyor ama alışınca her şey daha iyi oluyor. Bahar temizliğinizi yapmayı unutmamanız dileğiyle ;)
Okulda bile kimseyi sineye çekmek ve delüzyonlarını normalleştirmek zorunda değilsiniz.
Evet,birazcık zor oluyor ama aliştıktan sonra mevzu çok daha iyi bir yere evriliyor.
Konuşmadığınız kimseyi sosyal medyada takip etmek zorunda da değilsiniz.
Zorunlu oldukça zaten hepimiz birbirimizle konusuyoruz ama daha fazlasına gerek yok.
Böyle bir süreçten geçmiş bir dönem 5 olarak geçen hafta sonu aldığim yorum şu:'farkında değilsin ama böylesi sana daha iyi geldi.'
Zaten birçok şeyi fark etmişsiniz,destekleyici olsun diye şahsi tecrübemi de paylaşmak istedim🙈
Ayrıca sergilere,müzelere,tiyatrolara tek gitmek de ayrı bir zevkli🍀
Evet,birazcık zor oluyor ama aliştıktan sonra mevzu çok daha iyi bir yere evriliyor.
Konuşmadığınız kimseyi sosyal medyada takip etmek zorunda da değilsiniz.
Zorunlu oldukça zaten hepimiz birbirimizle konusuyoruz ama daha fazlasına gerek yok.
Böyle bir süreçten geçmiş bir dönem 5 olarak geçen hafta sonu aldığim yorum şu:'farkında değilsin ama böylesi sana daha iyi geldi.'
Zaten birçok şeyi fark etmişsiniz,destekleyici olsun diye şahsi tecrübemi de paylaşmak istedim🙈
Ayrıca sergilere,müzelere,tiyatrolara tek gitmek de ayrı bir zevkli🍀
Çok mutlu oldum yorumunuzu okuyunca. Aynı yollardan geçen başkalarının da olduğunu bilmek çok güzel gerçekten🧡 çok teşekkür ederim ☺️
🖤🐞
Dünyanın en güzel şehridir kendisi….
Sevgidir, samimiyettir, haklının yanında olmaktır. Güzel kalbiyle hızlı bir şekilde gönüllere taht kurdu. Ama aramızdan ayrılışı da bir o kadar beklenmedik ve hızlı oldu. Filme gelirsek deee… Birçok açıdan zayıf kaldığını düşünüyorum. Barış'ın neden bu kadar sevildiğini çok ișleyememişler bence. Ama yine de konser sahneleri takdir edilesi. “Kimdir o?” Favori șarkımdır ayrıca …
"Kimdir O?" Şarkısı beni de çok etkiler ve çok beğenirim. Filmine de arkadaşlarla gitmiştik ve sevilmeme kısmına katılmakla beraber canlandıran oyuncuyu beğendiğimi belirtmek isterim.
Evet filmdeki oyuncular bence de çok iyi seçilmiş 🩷
Kahveler arasında en sevdiğim Türk kahvesidir. Diğer kahveler bana pek iyi gelmiyor açıkçası. Hemen çarpıntı yapıyor ama Türk kahvesi öyle mi? Hem uykumu açıyor hem baş ağrımı geçiriyor. Mükemmel bir içecek. Hem 40 yıl hatrı da var. Neden 40 yıl olduğu aklıma takıldı geçenlerde. 5,10 değil de neden 40?
Birkaç sitede hikayeseni okudum. Gerçek mi bilemiyorum tabii ama sizinle de paylaşmak istedim:
İstanbul'da vaktiyle kahve yapan ve satan Üsküdarlı bilge bir zat varmış. Her çeşit insan kahvecinin sohbetini dinlemeye, iki çift nasihatini almaya, derdini paylaşmaya gelirmiş. Günlerden bir gün bu kahvehaneye bir yeniçeri gelmiş. Kahveciye herkese kendinden kahve ikram etmesini fakat içeride yalnız başına oturan Rum gemi kaptanına vermemesini söylemiş. Kahveci de herkese yeniçerinin kahvesini ikram ettikten sonra 2 kahve yapıp Rum kaptanın yanına oturmuş. Yeniçeri hiddetle “Ona vermeyeceksin demedim mi?” Demiş. Kahveci de “bu senin değil benim ikramım” diyerek cevap vermiş. Rum kaptana dönen kahveci, kaptanla hem sohbet etmiş hem de kahve içmiş.
Aradan 40 yıl kadar geçmiş. Sisam Adası`nda büyükçe bir isyan çıkmış. Rumlar isyan etmiş. Bizim kahvehaneci de bir şekilde Rumların eline geçmiş. O zamanlarda Rumlar eline geçirdikleri esirleri pazarda satıyorlarmış. Kahveciyi de yaşlı bir adam satın almış ve ıssız bir yere götürmüş. Adamın kendini öldüreceğini sanan kahveci korkuyla yaşlı adama bakarken adam ona kendisinin 40 yıl önce bir kahve ikram ettiğini ve o kahvenin hatırını unutmadığını söyleyerek kahveciyi serbest bırakmış.
Birkaç sitede hikayeseni okudum. Gerçek mi bilemiyorum tabii ama sizinle de paylaşmak istedim:
İstanbul'da vaktiyle kahve yapan ve satan Üsküdarlı bilge bir zat varmış. Her çeşit insan kahvecinin sohbetini dinlemeye, iki çift nasihatini almaya, derdini paylaşmaya gelirmiş. Günlerden bir gün bu kahvehaneye bir yeniçeri gelmiş. Kahveciye herkese kendinden kahve ikram etmesini fakat içeride yalnız başına oturan Rum gemi kaptanına vermemesini söylemiş. Kahveci de herkese yeniçerinin kahvesini ikram ettikten sonra 2 kahve yapıp Rum kaptanın yanına oturmuş. Yeniçeri hiddetle “Ona vermeyeceksin demedim mi?” Demiş. Kahveci de “bu senin değil benim ikramım” diyerek cevap vermiş. Rum kaptana dönen kahveci, kaptanla hem sohbet etmiş hem de kahve içmiş.
Aradan 40 yıl kadar geçmiş. Sisam Adası`nda büyükçe bir isyan çıkmış. Rumlar isyan etmiş. Bizim kahvehaneci de bir şekilde Rumların eline geçmiş. O zamanlarda Rumlar eline geçirdikleri esirleri pazarda satıyorlarmış. Kahveciyi de yaşlı bir adam satın almış ve ıssız bir yere götürmüş. Adamın kendini öldüreceğini sanan kahveci korkuyla yaşlı adama bakarken adam ona kendisinin 40 yıl önce bir kahve ikram ettiğini ve o kahvenin hatırını unutmadığını söyleyerek kahveciyi serbest bırakmış.
“Seni ararken kendimi, kaybetmekten yoruldum
Bulduğumu zannettiğimde, kendimden ayrı düştüm…”
Bulduğumu zannettiğimde, kendimden ayrı düştüm…”
Kendi adıma en büyük temennim ve nihayi hedefim olan, aynı zamanda böyle bir kişiliğe sahip insanlara hayranlık duyduğum özellik. Sadece optimal şartlarda değil her türlü zorlukta düşüncelerinin ve inandıklarının arkasında durabilmek hem cesaret hem de bilgi birikimi gerektirir. Yani herkesin çok da harcı değildir.
Bugün derste aşırı sıkılmamızın akabinde ders grubumuzdaki herkese bir uzmanlık biçtik sevgili dostumla. Ders sonunda bize göre herkes yerini bulmuştu. Doğru tutturduk mu, işte onu görmemiz için önümüzde birkaç yıl daha var. Demem o ki sevgili yazarlar sıkılmanın dibini sıyırdığınız derslerde sizi 3 5 dk oyalayacak bir tıpçı oyunu önerisi olsun bu entry ;)
Bu oyunu her tıpçı herkesle oynar ve hatta başka bir versiyonu 'kanka ben hoca olursam nasıl bir hoca olurum sence?'dir. :)
Sizce nasıl bir hoca olursunuz sayın ruhsuz?
Dönem 4'ten beri bana 'herkesi geçiren hoca' yakıştırması yapılıyor.Fazla benign olacakmışım. :)
Hoca olursam(ki kısa bir süreligine böyle bir fikrim var) 'büyünce ruhsuz olmak istiyorum' dedirecek hoca olurum bence :)
Hoca olursam(ki kısa bir süreligine böyle bir fikrim var) 'büyünce ruhsuz olmak istiyorum' dedirecek hoca olurum bence :)
Peki ya siz sn berceste? :)
Şimdi oyun ise eğer biz mi başka yazarlara uzmanlık atfedeceğiz yoksa kendimize atfedileni mi anlatıyoruz?
Sınavları ne zorlukta hazırlarım orasını tam olarak bilemesem de ( çok da zor olmaz muhtemelen) kesinlikle düzgün slayt hazırlamaya ve slaytları paylaşmaya yemin ettim diyebilirim sayın ruhsuz. Şahsen benim bu fakültede en zorlandığım şey bazen çalışacak düzgün kaynak bulamıyor olmak ;(
Gönlünüzden ne koparsa sayın selektör yapan yildiz
"Ömer iyi çocuktu ama fena bir kusuru vardı. İnsanlara fazla güveniyordu. Sırf seviyor diye onları tanıdığını zannediyordu. Eğer geri dönüp söyleyebilsem söylerdim , Ömer derdim her ihanet sevgi ile başlar."
Uzun zamandır izleyeceğim diyip ertelediğim, Türk uyarlaması da yapılmış olan ürpertici jenerikli dizi. Kardeşimle geçen hafta izlemeye başladık. Bağımlısı olduk gerçekten. Jeneriğini atlamadığım tek dizi oldu.
Sahip olanların anlamsız bir şekilde gurur duyduğu alışkanlık (ben de dahil). Şekerli içeni de “siz çayın tadını almıyorsunuz ki.” diye zorbalamayı da pek severim.
Eğer öğleden sonra bir işin varsa sabahının çöp olmasını, hiçbir şeye odaklanamamayı kaldıracak bir ilaca ihtiyacım var kesinlikle.
Evliya Çelebi ile aynı gün doğmuşuz. Onun zamanında doğsam muhtemelen ben de aynı onun gibi olurdum. Küçüklükten beri en sevdiğim şeyler ülke belgeseli izlemek, yeni dil öğrenmeye çalışmak ve bol bol gezmek….
“Bir mum diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.”
Hele bir de sınav haftaları çakıştıysa imkansız. 😕 Ne kadar erken gidersem gideyim yer bulamıyorum. Yoğunluk yetmezmiş gibi yer tutup hiç gelmeyenler dâhi var. Belirli bir olgunluğa gelmiş insanlarız. Bu konuda kurallar konulsun demeye bile imtina ediyorum. Keşke biraz olsun hassasiyetimiz artsa…
Bu seneki favori tiyatro ekibimiz kendileri. Geçen dönem “entrikalı dolaplar komedyası” na gittiğimiz ve gülmekten çenemizin ağrıdığı 2 çok kıymetli insanla bu dönem de “ceza kanunu” tiyatrosuna gittik. Biz ilk dönemki oyunu daha çok beğenmiştik ama ceza kanunu da oldukça eğlenceliydi, sadece bir tık uzundu. Tiyatro bahane sevdiğin insanlarla vakit geçirebilmek şahane diyor ve dostlarınızla tiyatrolu günler diliyorum efendim…
Annemin mesleği ama yaşıtım olup da annesi anaokulu öğretmeni olan başka kimseyle tanışmadım çok tuhaf.
Nasıl açılmadığını anlamadığım başlık. “Zamansızdık” şarkılarıyla çıkış yapan kız grubu. Albümlerini haziran ayında yayınlayacaklarmış ve içerisinde bir hikayenin parçaları olan 10 şarkı olacakmış. Bu hikaye için bir de kısa film çekeceklermiş. Bence çok güzel bir iş çıkacak ortaya. Merakla bekliyoruz ;)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?