kettle'daki suyun kaynamasını, ocaktaki türk kahvesinin köpürüp kabarmasını, mikrodalga fırına koyduğum yemeğin ısınmasını bekliyorum. mutfaktaki pencerenin ahşap çerçevesine başımı dayamışım, dışarıyı izliyorum. gerçekten izliyor muyum bilmiyorum gerçi. sadece bakıyorum galiba. sonra kendimi, gerçekleşme ihtimali olmayan anlamsız hayaller kurarken, düşünmemin gereksiz olduğu şeyleri düşünürken buluyorum. gerçekten "buluyorum" ama, bir anda gelen bir farkındalık gibi. o an içime öyle bir his geliyor ki, başımı cama geçirmek istiyorum, sert ve hızlıca cama geçirmek. düşünmekte olduğum şeyin gereksizliği mi, kurduğum hayalin anlamsızlığı mı ne bilmiyorum. ama bir şeyler bir saniye süren o agresifliği içimde hissetmeme sebep oluyor.
"çay içmem lazım." çay, çay, çay. Daha fazla çay. Karadenizli arkadaşım ve onun çay sevdası. :)
Arkadaşınız Galatasaraylı olabilir mi acaba, bu saatlerde ekstra bir çay sevdası düştü de. 😅
Ajajsh yok, değil 😄
Kırgınım. Cumartesi gecesi sözlük nöbetini bana yıkıp gittiniz mi hepiniz ya? Hafta içi olsa anlayacağım, uyuyun tabi gençler diyeceğim ama hafta sonu bana bunu yapmamalıydınız. Kırgınım.
bir tane entry okumuştum. acayip iyiydi ya. entry'yi zaten bulamam, bulsam da konusundan ötürü buraya koyamam. ama ara sıra aklıma gelir ve yazarı takdir ederim içimden. :)
lisede erkekler cuma namazına gittiğinde sınıfta partilemece yapardık kız kıza. pasta börek yiyorduk (onlara da ayırıyorduk ya bir şeyler, vicdansız değiliz yani), hayvan gibi bağırarak şarkı filan söylüyorduk, güzeldi. bir de hiç unutmuyorum, bir cuma günü sınıfın erkekleri cuma namazından dönmüşlerdi (bir cuma günü yazmasam anlamayacaktınız sanki hangi gün cuma namazından döndüklerini). sınıfı bir is kokusu kaplamıştı, meğer arkadaşlar namaza gider gibi çıkıp kebapçıya mı ne gitmişler. gençlik işte ahahhaha.
hayır madem kebapçıya gittiniz gizli gizli, madem iş çevirdiniz, kebap kokusuyla gelmeyin sınıfa be abicim. bunları biz mi söyleyelim yani? insan düşünür biraz bjadjfrkjf
Offf bunun bi tık üst versiyonu hocam cuma var diyip dersten erken çıkıp pes'e gitmek xgbdhngjkbjnb
Hiç utanmıyorsunuz di mi? :/ jskskddkks yazıklar olsun ya smmsms
gece 3.30'da kardeşimin aile grubumuza attığı mesaj. hayatını düzene koymak için erken kalkmaya mı karar verdi, ne yaptı ne düşündü bilmiyorum. demir çubukla mı dövelim? :/
dövün, kendisi istemiş
jasdsfjksdkfj
BİLDİĞİNİZ ÜZERE BEN GECELERİ AKTİFİM ÖZELLİKLE. YANİ GÜNÜN HER SAATİ ONLİNE'IM NEREDEYSE AMA GENELLİKLE GECELERİ YAZIYORUM FİLAN. sabah da çok erken saatlerde geliyorum, 1 2 yazarla birlikte sahip çıkıyoruz buralara. gece 2.30'dan sabah 8.30'a kadar gece tarifesine göre ödeme yapılıyor bana. memnunum ya ben bu durumdan. başka işim gücüm yok zaten. uyku düzeni olsun, aile düzeni olsun ben de böyle şeyler de yok. geceleri sözlük bekçiliği yapmak bayağı iyi oluyor yani benim açımdan.
ben de birkaç şey söylemek istiyorum. 3.sınıftayken ben de kaydolmuştum dershanelerden birine. dönem 3'e geçtik, bir baktım herkesin gündemi tus dershanesi olmuş bir anda. gerçekten çok ani bir şekilde herkeste bunun telaşı başlamıştı. tüm dershaneler tanıtım toplantıları yapıyor filan. aslında ben istekli değildim dershane konusunda. yani kaç yaşıma gelmişim, kendim halledebiliyor olmalıyım vs. diye düşünüyordum. yani o yaştaki insanların, belli bir zekaya sahip ve çalışmayı bilen insanların böyle bir şeye mecburmuş gibi bir konuma koyuluyor olmasını anlamıyordum. kendimle alakalı olarak da dinleme insanı da değilim pek, kendim okuyarak öğreniyorum diyordum. neyse işte.
istekli değilim ama olmazsa olmaz gibi bir algı var insanlarda. üst dönem arkadaşlarıma filan soruyorum mesela, çoğunluk kaydolmuş, sen de kaydol diyenler var. ya şaka gibi ama internette yorum okuyarak, ekşi sözlüğe filan bakarak zaman harcamıştım o kadar, yani olmazsa olmaz bir şey mi bu diye. bize dayatılıyormuş gibi olması zaten ayrı bir sinirime gidiyordu. "dayatıldığı filan yok, sana öyle gelmiş." diyenler eminim ki olacaktır. evet, bana öyle geliyordu. bu olumsuz hislerime rağmen kaydoldum, neden? çünkü bilmediğim bir sistem, daha önce hazırlanmadığım bir sınav, neyi ne zaman nasıl çalışayım hiçbir fikrim yok açıkçası. şöyle düşündüğümü hatırlıyorum, rüzgarda savrulan bir yaprak gibi ortada kalıp savrulursam ne olacak? ne yapmam gerektiğini bilmeden, bir plana programa sahip olmadan vs. nasıl çalışırım?
mesela yabancı dil sınavları için sınava yönelik kurslar var ya, yani soru tiplerine vs. yönelik olarak, tus dershaneleri de o tarz şeyler sanırım. tus' a hazırlanmak için faydalı olacaklardır. textbook okuyarak çalışılacak bir sınav değil çünkü bu. en azından bu dershanelerin kaynakları gerekli ve faydalı olacaktır. ya da mesela bazı konular okuldakinden farklı olarak sınavın tarzına uygun olarak anlatılacaktır falan filan. buralara çok girmek istemiyorum.
bunu burada anlatmam ne kadar doğru bilmiyorum. başıma bir şey gelirse sizi sevdiğimi unutmayın, inşallah tüm staj grubuna ifşa filan olmam ya ahahhaha, neyse. geçen gün dersimize bir hocamız geldi okulda. derste tus dershanelerine bir sürü laf etti. dershaneye gitmeyen 1 ya da 2 kişi var sınıfta. hoca dershaneye giden kişileri ağır bir şekilde eleştirdi. bir de mesela dershaneye neden gittiğimizle ilgili bir şey soruyor, insanları dinlemiyor sonra vs. sınıfta bir şey söylemek istemedim, dediğim gibi zaten gerçek anlamda kendimizi ifade edebileceğimiz bir ortam yoktu. hocaya dersten sonra mail atmak geçti içimden, onu da yapmadım. sitem ettiğim konu şu. biz dönem 5 olmuşuz, 2 kişi hariç herkes dershaneye kaydolmuş zaten. bu durumda bize yüklenilmesinin manası ne acaba? tus dershaneleri dönem 3'te dört bir yanımızı sarmışken, bir şeyler açıktan olmasa da bir şekilde bize dayatılırken neredeydiniz hocam demek geçti içimden. gitmek isteyen, istekli olan, bu konuda net fikirleri olan zaten gitsin. ama ben gitmesem olmaz mı diye kendi kendime çabalarken yanımızda değilken, şu şekilde de ilerletilebilir diye fikir beyan etmek için kimse yokken şimdi tüm sınıfı aşağılayıp azarlamanın manası nedir? keşke bana o zaman bu konudaki fikirlerini daha mantıklı bir şekilde açıklayan hocalarım olsaydı diye düşündüm.
senenin başında dershane daha başlamamışken kaydımı sildirmek istedim, kendimle ilgili bazı nedenlerden dolayı bu mümkün olmadı. bilmiyorum, dershanenin derslerini düzenli takip etmeye başlarsam belki de iyi ki kaydımı sildirmemişim derim bir gün.
dershane gerekli ya da gereksiz diyemem. mutlaka faydası vardır yani herhalde. ama zamanında hiç ses çıkarmadığınız şeylere iş işten geçtikten sonra eleştirilerde bulunmanızın hiçbir manası yok diyebilirim. başka şeylerle ilgili de bir şeyler söylemek, biraz daha ileri gitmek isterdim ama yapmamam daha iyi olacaktır sanırım. örneğin tus dershanelerine ihtiyaç duyulmasının asıl sorumlusu kim diye bir soru sormak isterdim. ama sormuyorum. :)
not: "ağlama clarice, kaç yaşına gelmişsin, hocalar bir şey deseydi diyorsun. kendi sorunlarını kendin halletmeyi öğren. hocalar gelip de ne deseydi?" vs demezseniz sevinirim ahhaahah.
not 2: tehlikeli sularda yüzdük. inşallah kalmayız ya bu entry yüzünden. :')
istekli değilim ama olmazsa olmaz gibi bir algı var insanlarda. üst dönem arkadaşlarıma filan soruyorum mesela, çoğunluk kaydolmuş, sen de kaydol diyenler var. ya şaka gibi ama internette yorum okuyarak, ekşi sözlüğe filan bakarak zaman harcamıştım o kadar, yani olmazsa olmaz bir şey mi bu diye. bize dayatılıyormuş gibi olması zaten ayrı bir sinirime gidiyordu. "dayatıldığı filan yok, sana öyle gelmiş." diyenler eminim ki olacaktır. evet, bana öyle geliyordu. bu olumsuz hislerime rağmen kaydoldum, neden? çünkü bilmediğim bir sistem, daha önce hazırlanmadığım bir sınav, neyi ne zaman nasıl çalışayım hiçbir fikrim yok açıkçası. şöyle düşündüğümü hatırlıyorum, rüzgarda savrulan bir yaprak gibi ortada kalıp savrulursam ne olacak? ne yapmam gerektiğini bilmeden, bir plana programa sahip olmadan vs. nasıl çalışırım?
mesela yabancı dil sınavları için sınava yönelik kurslar var ya, yani soru tiplerine vs. yönelik olarak, tus dershaneleri de o tarz şeyler sanırım. tus' a hazırlanmak için faydalı olacaklardır. textbook okuyarak çalışılacak bir sınav değil çünkü bu. en azından bu dershanelerin kaynakları gerekli ve faydalı olacaktır. ya da mesela bazı konular okuldakinden farklı olarak sınavın tarzına uygun olarak anlatılacaktır falan filan. buralara çok girmek istemiyorum.
bunu burada anlatmam ne kadar doğru bilmiyorum. başıma bir şey gelirse sizi sevdiğimi unutmayın, inşallah tüm staj grubuna ifşa filan olmam ya ahahhaha, neyse. geçen gün dersimize bir hocamız geldi okulda. derste tus dershanelerine bir sürü laf etti. dershaneye gitmeyen 1 ya da 2 kişi var sınıfta. hoca dershaneye giden kişileri ağır bir şekilde eleştirdi. bir de mesela dershaneye neden gittiğimizle ilgili bir şey soruyor, insanları dinlemiyor sonra vs. sınıfta bir şey söylemek istemedim, dediğim gibi zaten gerçek anlamda kendimizi ifade edebileceğimiz bir ortam yoktu. hocaya dersten sonra mail atmak geçti içimden, onu da yapmadım. sitem ettiğim konu şu. biz dönem 5 olmuşuz, 2 kişi hariç herkes dershaneye kaydolmuş zaten. bu durumda bize yüklenilmesinin manası ne acaba? tus dershaneleri dönem 3'te dört bir yanımızı sarmışken, bir şeyler açıktan olmasa da bir şekilde bize dayatılırken neredeydiniz hocam demek geçti içimden. gitmek isteyen, istekli olan, bu konuda net fikirleri olan zaten gitsin. ama ben gitmesem olmaz mı diye kendi kendime çabalarken yanımızda değilken, şu şekilde de ilerletilebilir diye fikir beyan etmek için kimse yokken şimdi tüm sınıfı aşağılayıp azarlamanın manası nedir? keşke bana o zaman bu konudaki fikirlerini daha mantıklı bir şekilde açıklayan hocalarım olsaydı diye düşündüm.
senenin başında dershane daha başlamamışken kaydımı sildirmek istedim, kendimle ilgili bazı nedenlerden dolayı bu mümkün olmadı. bilmiyorum, dershanenin derslerini düzenli takip etmeye başlarsam belki de iyi ki kaydımı sildirmemişim derim bir gün.
dershane gerekli ya da gereksiz diyemem. mutlaka faydası vardır yani herhalde. ama zamanında hiç ses çıkarmadığınız şeylere iş işten geçtikten sonra eleştirilerde bulunmanızın hiçbir manası yok diyebilirim. başka şeylerle ilgili de bir şeyler söylemek, biraz daha ileri gitmek isterdim ama yapmamam daha iyi olacaktır sanırım. örneğin tus dershanelerine ihtiyaç duyulmasının asıl sorumlusu kim diye bir soru sormak isterdim. ama sormuyorum. :)
not: "ağlama clarice, kaç yaşına gelmişsin, hocalar bir şey deseydi diyorsun. kendi sorunlarını kendin halletmeyi öğren. hocalar gelip de ne deseydi?" vs demezseniz sevinirim ahhaahah.
not 2: tehlikeli sularda yüzdük. inşallah kalmayız ya bu entry yüzünden. :')
kim olduğumu bulmaya çalışan birileri olursa hiçbiriniz beni tanımıyorsunuz gençler. tamam mı? KLJAHKJHKDF
beş martta yanına gelirken söz konusu hocayı da getiricem
ahhahahah :')
son birkaç aylık hatta belki yıllık döneme baktığımızda geçirdiğim en güzel gündü. yaşadığımı hissettim, yaşamaya değer şeyler olduğunu fark ettim tekrardan. hayat bazen gerçekten güzel.
hocalar tarafından söylenen ve sonu "doktor hanım" ile biten cümleler. özellikle dönem 1'deyken bir hoca bana bu şekilde hitap ettiğinde çok mutlu oluyordum. "kapıyı kapatır mısın doktor hanım?" bile dese olur yani. "doktor hanım mıyım gerçekten? gerçekten mi doktor hanımım?" ihihihihi. :))
Ben de böyleyim ^^
:))
en sevdiğim yazarlardan birisi. farklı ve çok sempatik bir üslubu var. olayları anlatış tarzını seviyorum, yazdıklarını okurken keyif alıyorum. aynı zamanda eğlenceli ve komik birisi. genç ve dinamik bir vibe alıyorum kendisinden. daha çok yazmasını talep ediyorum. :)
birinin bana küçüklüğümle ilgili bir şeyler anlatması. özellikle benim hatırlamadığım şeyleri. geçen gün bir yere gitmiştik mesela, oradaki hanımefendi beni çocukluğumdan tanıyormuş. şöyle yapmıştın, böyle yapmıştın filan diye 5 6 yaşlarımda yaptığım bir şeyleri anlattı. saçma sapan şeylerdi ama dinlemek beni mutlu etti. annemlere de sık sık sorarım küçüklüğümle ilgili bir şeyler mesela. hoşuma gidiyor böyle şeyleri dinlemek. nasıl bir bebektim, ne yapardım, ne severdim, neye kızardım filan. anlat güzelim, başka neler yapmıştım? :))
karanlıkta, sırtımı kalorifere dayayıp tek başıma oturmak ve müzik dinlemek. keyfim yeterince yerindeyse oturduğum yerde sakin sakin dans etmek.
yeşili sev, yeşili koru, yeşile dokunma. dikkat! yeşile d o k u n m a !
bazen benimdir. ruh halim sosyalleşmeye uygun olmadığında yani kısacası kendimi "yabani" hissettiğimde, bir de misafirler beni sarmayan tipler olduğunda çıkmıyordum. bazen hala çıkmıyor olabilirim, neyse. çıkmamak bir şey değil de en kötüsü ne biliyor musunuz? selam vermek için yanına gitmediğiniz misafirle evin başka bir yerinde karşılaşmak. yani misafir içeride oturuyor zaten diye düşünüp mutfaktan bir şey almaya gidiyorsun ve bir bakmışsın misafir mutfakta! utana sıkıla selam veriyorsun filan. bana bundan olmuştu 1 2 kez ve gerçekten çok mahcup hissetmiştim. o yüzden canım hiç istemese bile 10 saniyeliğine içeri girip "hoş geldiniz." demek daha mantıklı geliyor. bu arada misafirlere "hoş geldiniz." demek için yanlarına girmenin bazen benim için çok zor olduğunu, kapının önünde birkaç dakika sallanıp zıplayıp kendimi buna hazırlamaya çalıştığımı ve en sonunda annemin durumu fark edip "teyzeleri bakın bu da benim kızım." diyerek içeri girmeme yardımcı olduğunu biliyor muydunuz? odamızdan çıkmıyorsak bir nedenimiz vardı yani. :')
"clarice, kedin kusmuş kızım." bu saatte de kusmazsın ama be yavrum. :(
Bağımlısıyım. "ben" daha çok "ben" oluyorum gibi. Daha özgür, daha sessiz, daha huzurlu, daha bir leyla. Sessizliğin güzel bir tınısı var. Dikkatli dinleyince güzel şeyler anlatıyor. Susması gerekenlerin sustuğu, gerçekten konuşması gerekenlerin konuştuğu zamanlar bu zamanlar. Hava daha bir temiz. Gökyüzü güzel, bazen tek bir yıldız bile yok ama yine de güzel. Bazen ilginç şeyler gösteriyor bana. Gördüğümde kendimi seçkin hissettiren şeyler. Bazen başımı döndürüyor. Aklım bir karış havada ama aynı zamanda çok da aklı başındayım. Bazen En doğru kararları veriyorum geceleri, bazen de en yanlış kararları. Sıcaklığı da çok güzel serinliği de. Soğuktan bacaklarım titrerken en güzel sanki, en canlı. Müdahale eden kimse yok. Soru soran kimse yok, benden başka. susmayı, sır tutmayı biliyorlar. burada yaşanan burada kalır. sadece ikimizin arasında. bana ihanet etmeyecekler, beni yargılamayacaklar. ısrarcı değiller, sabırlılar. her şeyi yavaştan alabilirler. Geceleri seviyorum ama onlar beni daha çok seviyorlar, biliyorum. Ben onları bıraksam onlar beni bırakmazlar. Onlar da bana bağımlılar çünkü. Shhh 🤫
İyi geceler güzelim :)
İyi geceler claricecim 🥺🧡🧡🧡
bazı hocalar ve bazı asistanlar için fan kulübü kurasım geliyor.
bal olsaymışsınız
Ben asistanken kız internlerime balım dicem,onlar da arkamdan böyle konuşcak diye hayal kurdum şimdi
Yaa çok tatlı bir hayal. Gerçek olur inşallah :))
Umarım:)
asıl güzel olan ne biliyor musunuz? günün sizin evinizde olması. okuldan geliyorsunuz, evde çeşit çeşit mükemmel yiyecek var ve saat geç olduğu için misafirler gitmiş. size ilişen kimse olmadan sessiz ve sakince yemeğinizi yiyip çayınızı içiyorsunuz. ay keşke yarın bundan olsa ya bizim evde...
"sana bir kere makyaj yapiim mi? nolur ya, bi ruj süreyim. sonrasında yüzünü ben temizlerim. nolur nolur, bi kerecik."
halbuki kız kardeşim olsa böyle mi olurdu? :(
halbuki kız kardeşim olsa böyle mi olurdu? :(
bu sefer çok daha fenalarını siz yapıyorsunuz, nerden bildiğimi sormayın (:
Bana yappp
YAPAYIIIIMMM. ÇOK SEVİNDİM ŞU AN :)
💃🏻💃🏻💃🏻
o kadar başlarına buyruk ve kural tanımazlar ki. her şeyi kafalarına göre yapıyorlar ve hiçbir denetçileri filan yok gibi. delirmemek elde değil. ama arada tek tük iyileri de çıkmıyor değil. neyse, ben zaten dolmuş kullanmayı bıraktım bir süredir. gençleştim resmen, bu kadar mı fark eder?
ne haddimize diye düşünüyorum. ben kimim de birilerini ötekileştirme hakkına sahip olayım? ya da kimin beni ötekileştirmeye hakkı var? açık kapı bırakılmaması gereken bir konu bence bu. insanların inisiyatifine bırakırsak herkes birilerini ötekileştirir. herkes birilerini aşağıda ve değersiz görür. ve bunun sonucunda hiçbir zaman bir şeyleri yakalayamayız, bir yerlere ulaşamayız. tüm insanlar sırf insan oldukları için bile değerlidir. unutmayalım. :)
Hitler ve stalin hariç mi hocam insan olduğu için bile değerli olmaktan
valla bir şeyler düzelir gibi olmuştu ama öyle kısa sürdü ki anlatamam. ama durun ya, halledeceğim. bugün düzelmezse yarın düzelir. inşallah.
Aç kapat düzelir belki
bu sefer olmadı o ya :/
İnsanın kendine yapabileceği en büyük iyiliklerden biri. Geç saate bırakınca bir şeyler eksiliyor gibi. Erkenden tertemiz halletmek lazım. :))
22.02.2022. belki. bir arkadaşım için. belki.
Filozof atakan diye bir çocuk vardı ya, her yerde sürekli o çocuğu gördüğümüz dönem iyi ki bitti. Çocuk ayrı bir saçmaydı, ailesi ayrı bir saçmaydı, insanların çocuğa gösterdiği ilgi alaka apayrı bir saçmaydı.
Ben korkuyodum ya o çocuktan iyi ki bitti :')
ahahah gerçekten ürkütücüydü :/
kardeşinizden bir şey istiyorsunuz ve yapmıyor mu? size çok güzel bir fikirle geldim. mesela kardeşiniz dışarıdan gelirken markete uğrayıp sizin için bir şeyler alsın istiyorsunuz. ama kendi telefonunuzdan yazsanız size kolayca hayır diyecek. bu nedenle annenizin ya da babanızın telefonundan onlar gibi davranarak alışveriş listesi gönderiyorsunuz. "oğlum sana zahmet şunları alır mısın gelirken?" yazıyorsunuz ve kardeşiniz istediklerinizi almadan gelmiyor.
ya da mesela "şunu yapar mısın?" şeklinde bir ricanız var. normalde "hayır yapamam." diyecek ama istediğiniz şeyi babanızın yanında isterseniz kardeşiniz "hayır" diyemiyor. hayır dese bile babanız olaya el atıyor ve diyor ki "oğlum ablan senden bir şey rica etti, yaparsan çok güzel olur." ve bakın bu test edilmiş bir yöntem, kardeşiniz o işi yapıyor, itiraz edemiyor.
bazen de şey yapıyorum mesela, bir şey isteyeceğim ya, kardeşime özelden yazmıyorum da aile grubumuzdan yazıyorum. önce itiraz ediyor, sonra babam "ablan o kadar yazmış, yapıver yavrum." diyor ve kardeşim bir anda "tamam yaparım." diyor. hayat kurtarıcı hileler bunlar, aklınızda bulunsun.
ya da mesela "şunu yapar mısın?" şeklinde bir ricanız var. normalde "hayır yapamam." diyecek ama istediğiniz şeyi babanızın yanında isterseniz kardeşiniz "hayır" diyemiyor. hayır dese bile babanız olaya el atıyor ve diyor ki "oğlum ablan senden bir şey rica etti, yaparsan çok güzel olur." ve bakın bu test edilmiş bir yöntem, kardeşiniz o işi yapıyor, itiraz edemiyor.
bazen de şey yapıyorum mesela, bir şey isteyeceğim ya, kardeşime özelden yazmıyorum da aile grubumuzdan yazıyorum. önce itiraz ediyor, sonra babam "ablan o kadar yazmış, yapıver yavrum." diyor ve kardeşim bir anda "tamam yaparım." diyor. hayat kurtarıcı hileler bunlar, aklınızda bulunsun.
seçmeyi asla düşünmeyeceğim bölümler listem var benim. nöroloji, bu listenin başlarında yer alıyor. birtakım nedenlerden ötürü sevmediğim ve istemediğim bir branş kendisi.
farklı bir auraya sahip olduğunu düşündüğüm oyuncu. babası fransız galiba, çocukta da tam bir fransız havası var bence. zarif ve nahif görünüyor. ismi de çok güzel bence, hem yazılışı hem okunuşu.
sınav gecesi sadece 3 saat filan uyurdum. sabah erkenden kalkıp ders çalışırdım. ben de böyle bir manyağım, ne yapalım? kahvaltı saati yaklaşınca annemlerin odasına gidip onları uyandırırdım. saçma sapan bir enerjiyle orda biraz boş yapardım, sağ olsun babam da bana eşlik ederdi. ağlanacak halimize gülmek diyelim. sonra kahvaltı yapardık, çok bir şey yiyemezdim diye hatırlıyorum. sınava gireceğim okula giderken arabada da ders çalışırdım. okulun içine girene kadar okul bahçesinde de hatırlamak istediğim üç beş konuya göz atardım. ygs' de de lys' nin oturumlarında da bu şekilde oldu. öyle işte, yapabileceğim son ana kadar bir şeyler yapmak bana iyi geliyordu. fazladan bir şeye daha bakmış olmak rahatlatıyordu beni. iyi ki de öyle yapmışım.
hangi sınavda olduğunu hatırlamıyorum ama bir tanesinde babam benden önce uyanmıştı. mutfakta ders çalışıyordum, masanın üstünde bir sürü kitap filan vardı. babam o zaman bir fotoğrafımı çekmişti. çok güzel ve özel bir kareydi gerçekten. umarım hala duruyordur.
hangi sınavda olduğunu hatırlamıyorum ama bir tanesinde babam benden önce uyanmıştı. mutfakta ders çalışıyordum, masanın üstünde bir sürü kitap filan vardı. babam o zaman bir fotoğrafımı çekmişti. çok güzel ve özel bir kareydi gerçekten. umarım hala duruyordur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?