confessions

deli dumrul

1. nesil Yazar - Yazar

  1. toplam entry 325
  2. takipçi 9
  3. puan 16842

yeni hastane binası

deli dumrul
Doğal afetler vb. gibi acil durumlarda hastane ihtiyacı gerekçe gösterilerek, 1.477.721.000,00 tl'lik ücretiyle gerekli firmaya yetkilendirme yapılarak gazi hastanesi'nin arkasında atıl halde bulunan gazi hastanesi acil ve onkoloji ek binasının 800 gün içinde tamamlanmasına karar verilmiştir

deprem

deli dumrul
Eli kanlı olan müteahhattin de elini vicdanına koyup hatalıyım diyemeyen siyasetçisinin de istifa etmeyi düşünmeyen tüm bürokratların da sorunları göstermekten çekinip üstünü örten tüm medyanın da.. hepinize yazıklar olsun

Gölcük, düzce, van, elazığ, izmir, maraş.. bu halk çok şükür ki her seferinde yardımlarıyla tüm felaketlerin üstünden geldi. Bu felaketlere ülkesini hazırlayamayan halkına rehber olamayan yöneticiler utansın

Şeyma'nın vasiyeti var.


ezber

deli dumrul
Beynin bir ezber kotası var, Yeni bilgi eklendikçe eskilerden siliyor. Akraba ziyaretinde kuzenim kapıyı açtı, hoşbuldum h... (Hakan mıydı hüseyin miydi neydi lan) ismi aklıma gelmedi öyle apışıp kaldım, sonra hiçbir şey olmamış gibi bozuntuya vermeden içeri girdim. Sonra birisi kuzenime seslendi de hatırladım: haluk..
2
gri gri
Hoş buldum h... hayatımın anlamı
deli dumrul deli dumrul
:)))

hız tutkusu

deli dumrul
Bu isimde bir film var. Çekimleri ilk başladığında Fast and Furious'a rakip gelecek diye bi kitle oluşturdular. Need for Speed çıkacakmış oyunu da var hanii.. dediler. Ben bir ikna olmuştum ama bizim çevirmenler hız tutkusu diye çevirince nfs'yi, ı ıh izleme isteğimi çöp ettiler. Anlatacağımın bu olayla alakası yok tabi

Bugün bayağıdır hal hatır sormadığım(3ay) bir arkadaşım mesaj attı, bu sürede neler oldu sohbetinde konu öyle böyle arkadaşımın kaza yapmasına çıktı. Başta pek umursamazca "herkesin başına gelebilen ufak tefek aksilikler" repliğimsi sözler yazarken, ibre 130'da takılı kalmış yazısını görünce; ben de yazıyor ibremi çevrimiçi'ne alıp, tekrar yazıyor'a sonra da oha ciddi misin mesajına çektim.. küçük çocuklar çıkınca karşısına onlara çarpmamak için direksiyonu kırmış ve park halindeki araca çarpmış. Beyin kanaması geçirmiş ve bir hafta yoğun bakımda kalmış :/ Hafızası başlarda gidikmiş sonra yavaş yavaş oturmuş yerine

Bazı durumlar başıma hiç gelmediğinden nasıl tepki verilmesi gerektiğini bilmiyorum. Bu da onlardan birisiydi. Nasrettin hocanın ağaçtan düşmesi olayı gibi, Ben ordaki hoca iyi misin rölündeki köylüydüm galiba..

Sonuç: Tek ölme hakkımız var hız tutkusuna değmez

2023 cumhurbaşkanlığı seçimi

deli dumrul
İliklerine kadar siyasete bulanmış yurdum insanının müptelası olduğu seçim atmosferi. İşte memleketimin havası da nasibini almış, herkes pür dikkat bekliyor efendim. şöyle ki tes(b)itimize göre bu devirde yaşanacak her gelişmenin sebebi bu seçimdir. hiçbir şey normal koşullarında gerçekleşemez bu son düzlükte. Deprem olsa haarp'tır, birisi ecelinden ölse suçlusu yaklaşan komplodur pardon seçimdir, biri hapisten çıkarsa suçlu seçimdir, giriyorsa seçimin yaklaşması seçimden daha suçlu demektir. borsa yükseliyorsa sebebi seçimin sonuçlarını rüyasında öğrenen tecrübeli balinalardır, borsa düşüyorsa diğer balinalar da haklı olabilir

Bir de sen seçimden sonrayı görcüler var, alınlarından öptüklerim 2008 krizini öngören kahinlerden daha bilgeli oluyolar bu dönemde dinlemek lazım bunları, bu tayfaya göre seçimden önce neyi alsan kârdır. bitcoininden tut, dolarından as, altınına dola, domateslik menemeni depola hepsi seçimi bekliyor. Hatta ülkedeki enflasyonun yarı suçlusu bu adamların stok yapması. Diğer yarı malum seçimin yaklaşmasından. Her an bir yerden Büyük resimciler çıkabilir, gelmeden ben topuk

house of the dragon

deli dumrul
Şu dizideki isteyen istediğini tek atıp öldürebiliyor sonradan da hiçbir şey olmamış gibi yaşam devam ediyor ya ulan diyorum medeniyetin essa tek dişi kalmış. Birazcık Hak hukuk adalet ya. Bir de her bölüm geleceğin geleceğine gidiliyor

fakir ama gururlu sör criston fav karakterim her sahnede kas torbası korkuluk gibi dikiliyor en sonda alakasız çıkıp birine saplıyorhdk bi gün buna da saplayacaklar da neyse nazar değmesin tütütüütüt

fav sahnem de topal reyisin kraliçe ayağına hallenmesi mkdhjxlf sahneye başlamadan niye topalın ayağını zumlarsın diye sorguluyorum bir de ben, özenle hazırlanılmış dersin anlatırken

T: entrika dizisi (bu tanım gülmemeye çalışılarak yapıldı mk ensestleri)

yalnızlık

deli dumrul
Ruha yönelmektir. kâh onu dinlemek biraz da onu beslemektir. bana kaosu değil huzuru anımsatır. bilinçaltımdakiler: dalga sesleriyle Denizi seyretmek veya kuş sesleriyle ormanda derin bir nefes almaktır

ps: Bazen ruhu avucunun içine alıp Avucunla onu sarmalamak, ona sarılmak gerekir

umut

deli dumrul
Bunu pazarlamakta master yapmış malum birisi var ki artık nerede koltuk rahat yönetici, gelecekle ilgili planımsı tahminimsi hayalimsi şeyler anlatmaya başladığında aha geldi diyorum Buradan sonrası konuşmanın temennisi kısmısı

T: gelecekle ilgili şey

*Bize bugün lazım

anısı var denilen şarkı

deli dumrul
Edebiyatla haşir neşir olanlar bir ayrı oluyor. Durduk yere sohbet içerisine sakin ses tonuyla osmanlıca farsça nedim baki'den gazel şiir vb. sıkıştırırlar ya mesela, derim bu ermiş :) edebiyat öğretmenleri de bu işi çok iyi yaptığından en sevdiğim öğretmen klasmanına giriyor. Lisedeki ki hayatım boyunca daha iyisine denk gelemeyeceğime emin olduğum edebiyat hocam da böyleydi

üstad Bir gün ders işlerken edebiyat kitabındaki sâdâbâd şiirini görünce dayanamadı, çocuklar biriniz akıllı tahtayı açabilir mi dedi, herkes bir duraksadı -açalım hocam- yaz dedi nur yoldaş sadabad. Dersi sakince anlatan hocam birden müzik introsundan söz girişine kadar sabırla; bakın bu şiirin şarkıya dönüşmüş hali dedi, bu muhteşem sesi iyi dinleyin, -bunları söylerken öyle çocuksu ki gözlerinin içi parlıyor adeta- nur yoldaş'ın söylediği sözleri kıtalar geçtikçe türkçesine çeviriyor... O an ne güzel bir an(mış); işte o müzik benim için anısını buldu, mühürlendi

(Günümüz türkçesiyle 2 kıta)
şu kederli gönüle gel bir neşe bağışlayalım.
yürü ey servi boylum sa'dâbâd'a gidelim
işte üç çifte kayık iskelede hazır bekliyor
yürü ey servi boylum sa'dâbâd'a gidelim.

gülelim, oynayalım dünyadan murat alalım
yeni yapılmış çeşmeden cennet suyu içelim
ejderhanın ağzından ölümsüzlük suyunun aktığını görelim
yürü ey servi boylum sa'dâbâd'a gidelim.

nasıl bir ilkokul öğretmeniniz vardı

deli dumrul
Çok güzel bir soru. Tam üç tane oldu. Hidayet, yalçın ve recep isminde. Hepsi de değişik karaktereydi. Aklımda kalan anılarıyla bahsetmek isterim

İlki hidayet öretmenim. İkinci sınıfın ortasında ben müdür oldum çocuklar diyip bırakmıştı sınıfı. Üçüncü sınıfta bi sınıfa geri uğrayıp aceleyle herkese hobby mor çikolotaları dağıttığı zihnimde. Soyadı öztürk'tü sınıfta hidayet öztürk isminde bir çocuk daha vardı. Sınıfın en yaramazını sınıfta kovaladığını hatta tekme attığını daha da üstü çocuklar kafanızı eğin diye bağırıp tahta 30cmlik cetveli en ön sıradan en arkaya çocuğu tutturma hedefiyle fırlattığını da hatırlarım. Tesadüf o ki geçen hafta o çocuk ne yapıyor diye araştırdığımda yaşam için motosiklete tutunduğunu gördüm. Ben daha Farklı senaryolar düşünürdüm onun hakkında kâfi

İkincisi yalçın. İlk kez dayak yediğim öretmenim. Kitap okuma saatinde kitapları önümüze kalkan yapıp arkasında saklanarak sıra arkadaşımla ehehehehli gülüşmeler yapardık. Sakince yanına çağırdı yalçın öretmenim, biz tek ayakla bekletecek diye gitmiştik. Arkadaşıma yaklaş dedi. Kafasını kitabından kaldırdı, gözlüğünü indirdi. Okkalı bi tokatımsı şamarımsı.. yerine geç dedi, sakince dumrul sen de yaklaş dedi şapp. Herkes sakince kitap okurken birden tüm sınıfta yankılanan ses, rencide duygusu ağırlığı ve yanağımdaki kızarıklık. Bu üçlü arada aklıma gelir.

Üçüncüsü recep öretmenim. Bana dumrul ağa derdi. Çok sigara içerdi. Ceza diye soru yazdırtıp çözdürtme gibi fantezisi vardı. Örn: ödevi yapmadın soruyu bilemedin 30-40 soru yazacaksın deftere bir de çözeceksin. Onun dışında perşembe günü öğleden sonra sınıfça lahmacun yeme saatiydi

Öyle
1
gri gri
💔

köyün delisi

deli dumrul
Köy dediğim yaşadığım yer, deli de diğer insanlara benzemeyen.
Böyle birisi yok aslında böyle bir aile vardı. Komşumuzdu.

İki çocuk bir bebek anne ve baba. Alim, meryem, müslüm, aslı ve bebek. Müslüm benim yaşıtlarımda; aslı büyük, bebeği hep sırta sarılı gördüm münasebetim olmadı, alim'le meryem'i de tüm ilçe-şehir tanırdı.

Müslüm; kamyonetimle toprak içinde oynarken gelirdi konuşmaya çalışırdı benimle, türkçesi çok değişikti h harfi yoktu, hıçkırarak konuşuyor gibiydi on beş yıl geçse de üzerinden hatırlarım tonlamasını. ne zaman ortaya çıkacağı belli olmamasından korkardım, hep aynı kıyafeti giyiyordu zaten, bir de ot yiyordu

Aslı; biz ne zaman dışarıya çıksak ailecek, geldiğimizde dışkapının önündeki ayakkabıları düzeltilmiş buluyorduk. Bir gün baktık düzelten meğersek aslı'ymış

Meryem hep sırtına sardığı bebeğiyle gezerdi. Salı günleri tüm aile köyden şehre indim misali yürüyerek (bir saatlik yol) pazardan eksik görmeye giderlerdi. Evleri uzaktı ağaçların arasında baraka tarzıydı nasıl ısınıyorlar diye düşünürdüm, tartışma sesi de eksik olmazdı evde. Kelimeleri de seçemiyordum zaten, sadece korktuğumu hatırlıyorum yaklaşmazdım o eve. Deliler evi uzak dur dumrul. Uzak durdum da deli sıfatı bana yapıştı

Bir gün kavga gürültü zilimiz çalındı, biz boşanacağız diyordu meryem'le alim. Gecenin 9'unda boşanmaya karar vermişler. Babam nasıl savuşturdu hatırlamıyorum. Tabi, boşanmadılar

Yine bir gün ki Alim hariç ailenin fertlerini gördüğüm son gün olur, bir bağırışma sesleri var. babam bilmem ne derneğinden gelmişler diyor kameralar da var. "Alim çocukları ve eşini bırak" tarzlı konuşma gerçekleşiyor. İlk başta aslı, peşinden müslüm en sonda meryem ve bebek teker teker geldiler patika yoldan. Aile o gün dağıldı. Gürültü ağlaşmalar boldu, evi kapıyı kilitlediklerini hatırlıyorum. Ondan sonra Alim yalnız yaşamına devam etti. Alim'in o günden sonra konuştuğuna çok nadir şahit olmuşumdur. Sonradan öğrendim İstanbula eğitime gitmiş müslüm'le aslı, meryem de istanbul'da akrabası varmış onun yanında yaşamaya

Alim'i tüm şehir bakardı, servis şoförümüz erkan abi bile yolda durup alime para vermişliği olmuştu. Alim aldığı parayı da direkt sigaraya basardı. Çubuğu vardı. keloğlan gibi ucuna bir poşet -ne var hiç bilemedim hep merak etmiştim içinde- bağlar, omzuna koyar diğer eliyle de sigarasını yakar tüttürerek tüm ilçeyi turlardı

Bildim bileli sigara içerdi alim. Bir gün korona olmuş dediler ve vefat ettiği haberi çabucak yayıldı. Tüm facebook alim'le sokakta çekindiği fotoğrafı paylaştı ve altına yazılar.. fotoğraf ve yazılarda kaldı alim

servis şoförü

deli dumrul
İlk göz ağrım mehmet abiydi. Düşündüm de benim küçüklüğüm hep yarım kalmışlıklarla dolu galiba. Neyse mehmet abi beni 3 yıl okula getir&götür yaptı. En arka sağ tarafa otururdum. Aslında daha da taşırdı mehmet abi de, bi yaz evimde cortoon network izlerken mehmet abi motorsiklet kazası yapmış haberi geldi. Ev de camiyi görebiliyordu. Cenaze namazını uzaktan izlemiştim, sene 2008

Sonra yücel abi taşıdı. Bir gün beni okuldan almadan gitmişti hatta, diğer servisçiye söylemiştim de beni o götürmüştü Sene 2009

Lisede erkan abi taşıdı. Kendi halinde birisi default profil. Onun ortağı sadık abi vardı. O kraldı bi tık. Bir gün tüm servise çerez dağıtmıştı, durduk yere. Sadık abiyi geçen yaz gördüm su dolduruyordu çeşmeden bidona. a101'e mi ne geçmiş. Tır sürüyormuş artık. Erkan abiyi de düğünde gördüm o da takılıyor kendi halinde galiba, konuşmasan yanında konuşmadan beş gün yaşabilir falan bence

radyo

deli dumrul
Severek dinlediğim. Antikası ayrı güzel oluyor. Geçmişi anısı eskilere dayanıyor. İlkokul falan..

O zamanlar taşımalı okula giderdim uzaktı. 40 dakika yol vardır tahmini. Şoförümüz Mehmet Abi'ydi. Şu tv olur ya servislerde, hiç açıldığını görmediğimiz. Bir gün binmişim saat 14.45 gibi servise baktım tv-ekran açık, oha dedim bu çalışıyormuş. Arabalar yeni çıkmış o aralar ilk 40 dk'sını izleyebilmiştim yol bitmişti öyle ekrana bakarak inmiştim servisten. İşte o ekran açılmazdı genelde. Mehmet abi de cd falan yapmaz flash'tan da anlamazdı. Radyo açardı. Trt fm dinlerdik yol boyunca. O yüzden 2006-7-8-9 türk top listeleri benden sorulur. Müzik zevkim de o saat aralığındaki programla şekillenmişti. İlkokul bilinçaltıma öyle işlemiş ki ritmi nerde duysam tanırım, Derim işte bu da oradan bir şarkı:


bir hikaye bırak

deli dumrul
Adamın biri varmış mutluymuş, gezermiş. Bir gün yüzesi gelmiş atlamış göle, atlamış ama ne atlama! Balıklama... Kafası hafif taşa çarpar gibi olmuş. Bir dakika taş değil, bir sandığa çarpar gibi olmuş. Direkt sandığı dışarı çıkarmış. Açmış içini bir de ne görsün; hayır altın değil, bir mektup. Poşetin içine koyup bırakmış birisi mektubu. Üzerinde ali'ye iletin aliii.. ali bakırcıgil.

Direkt ali bakırcıgil'i bulmak için yola düşmüş. Bakırcıgillerin yoğunlukta olduğu köyü bulmuş. Karşısına çıkan ilk amcaya sormuş, ali bakırcıgil'den bizim köyde çok var demiş amca. sen hangisini arıyorsun demiş. Mektuba bir daha bakmış, heh sağ alt köşedeki mermerci ali notunu görmüş. Mermerci ali sizlere ömür geçen kış vefat etti, ani oldu hatta az ileriye hayratı diye bir çeşme yaptılar demiş amca. Hemen çeşmeye gitmiş adam. Çeşmeden bir yudum su aldığı gibi uyuma- yok bayılması bir olmuş. Rüyasında çeşmenin altına bak diyen ak sakallı dedenin sözünü duymuş, uyanmış direkt çeşmenin altına doğru kazmış. Bir cüzdan. İçinde ailesinin olduğu fotoğraf. Telaşla eşini aramış. Eşi, senin arkadaşın geldi onunla çay içiyoruz demiş. Ali, ali neydi ya bakırcıoğlu muydu yok
ali.. ali... bakır..cıgil
3
biseydicem biseydicem
Eee sonra ne olmuş?
deli dumrul deli dumrul
Devamı uzadıkça etkisi azaldı ben de silip attım
biseydicem biseydicem
Peki:) böyle de güzel sonunu da biz tamamlayalım.

yeni hastane binası

deli dumrul
Önceki entrymin üzerinden tam olarak bir yıl geçmiş, ne gelişmeler olmuş diye yine kısa bir araştırma yaptım bulduklarımı şöyle bırakayım

Öncelikle somut niceliklere bakalım. Vinç vardı o söküldü :) çevresindeki dağınıklık da hafif giderildi gibi. Barınakta gece hala nöbet tutan birisi var.

bir yıl içerisinde neler gerçekleşti diye internette araştırdığımda iki tane veri bulabildim. Birisi yapı denetim dairesi tarafından stratejik planda geçen binanın varlığına dair bir veri: (varlığına dair diyorum çünkü eski entrydeki link üniversite sitesinde patlamış, yani gazi üniversitesi acil ve onkoloji hastanesi diye bir binanın varlığı üniversiteye göre şu an yok)



Bu veride 2021 yılında yapı denetimin bütçe&ödenek ve yaptığı harcama gözüküyor. Sağlık kısmında acil ve onkoloji hastanesi ikmal ve inşaat adı altında ayrılan ödenekten hiç para harcanmamış. Ki biz inşaatta taşın oynamadığını zaten yaşayarak gördük. Diğer hastane onarım projesinin ne olduğunu ben de bilmiyorum ama ona da yüklü bir ödenek ayrılmış (belki binanın dış cephesine tadilat düşünülüyordur -bir umuttur yaşamak-)

Ben de baktım ortada bütçe var ve birinci kısım ikmal, ikinci kısım inşaat deniliyorsa böyle bir düşünce var demek. Yani bina atıl halde bırakılmayacak. bunun için ihaleye çıkmak gerekir. Biraz sitelerde dolandım.. evet güzel haber ki ihaleye çıkılmış ve sonuçlanmış :)



Hizmet işi altında çıkılan ihale. Hizmet işi; getir&götür işleri, çevre düzenlemesi, belgede belirtildiği gibi ne var ne yok, burada nasıl bir süreç izlenmeli tarzı bir düşünce. Tahmini maliyet ve ihaleyi kazanan şirketin ne tür bir şirket olduğuna bakılınca da öyle bir yaklaşımla ihaleye çıkıldığı belli oluyor.

Lakin belgedeki Tarihler için zaman bitmiş gözüküyor. Bunun için de birkaç tahminim var:
1) şirket sözleşmeyi feshetti
2) ekonomik vb. sıkıntılar yüzünden sözleşme geçerli ama süreç yavaş ilerliyor
3) belirtilen tarihte süreç tamamlandı ve üniversite yakın zamanda yeni bir farklı ihaleye çıkacak

Araştırmalarımdan emin olduğum tek şey, üniversite tarafından böyle bir binanın bitirilmesi gerektiği bilinci var ve bu süreç çok yavaş da olsa ilerliyor

kyk yurdu

deli dumrul
Uyku tutmayan gecelerde ışıklar sönük yapılan oda sohbeti mi dersin, Gecenin yarısı oynanan batak gürültüsüne duvarı yumruklaması yetmediği gibi odayı basan beyler yarın sınavım var biraz sessiz reisi mi dersin, Hiçbir şey ortada yokken yok mu bi dürüm yememiz sözüne tüm odanın gecenin ikisinde hatay usulü zurna dürüm gömmesini mi dersin..

Kulakları her gün çınlayan yusuf müdür'den, ketıl dızlayan temizlikçi mahmut abisine; az biraz fazla koyar mısın yemekhaneci abladan, şu kağıda geç kalma nedeninizi yazın güvenlikçisine; kardeş yalnız orası benim masam kalkıver diyen çalışma salonundaki elemandan, burası 10.5 yapıyor diyen kantinci dayısına..

ellerde şampuan boş kabin bekleme sırasından, penceri açık uyuma kavgasına; bir kişinin öksürmesiyle iki gün içinde herkesin öksürmeye başlamasından, milli takım maçının olduğu gün dolup taşan kantinine; olur olmadık zamanda ortaya çıkan hamam böceğinden, alakasız bi anda aşk acısı çekmeye başlayan oda arkadaşına..

odada horlayan yok di mi beylerinden, deodarantı dışarıda sıkın beylerine; odada sivri var beylerinden, metroda bir kız görmüşüm beylerine; kupon tutmuş haydi aspavaya beylerinden, eski sevgilim aklıma geldi beylerine..

Ranza altlarına kazınmış tüm isimlere selam olsun!

büyükşehir insanı

deli dumrul
Büyükşehir insanı konuşmaz

A o ne h&m poşeti
Ne var içinde acaba
Sormaz..

Ne varsa var canım
Sana ne insanların zevkinden falan
Sorsan -sapık mısın

Ya belalı sevgilisi vardır olm
Bulur seni iki hafta kyk'dan çıkmaya g.tün yemez di mi

Boşver h&m çantasında ne var canım kız istediğini alır
Sen yaslan arkana kapat gözünü müzik dinle

Pat desen mesela
Ne aldınız desen gülümsesen falan
Bağırır mı ki sapık var diye
Bağırmaz canım

Ne almış olabilir ki
Aman boşver
Büyükşehir insanı işte
Konuşmamalı..

erkekler

deli dumrul
Odundur yeaa!

1) Aklıma kadın ve erkek birbirini tamamlıyor başıma ne geldiyse kendimi tamamlama çabasından geldi diyen "ben pes ettim" arkadaş geldi:



"Ben pes ettim" arkadaş bir kadın tarafından yontulmamış has odun olduğu için pes etti.

2) Yine insanları incelediğim bir anda "bir erkek" espri yaptı. Espri değil odunluktu. Dedim bu odun hiç ama hiç yontulmamış.

Çevresindeki çok erkekle muhatap olmaktan hakaretle espri çizgisi iç içe geçmiş "bir erkek"

*Odunluk mevzusu kadınlar tarafından erkeklere öğretilmeli. Bizler kendi haline bırakılırsa sonuç "ben pes ettim" arkadaşa çıkıyor

Not: bu yazı bir arkadaşımın biz kadınları hiç anlamıyorsunuz sözü üzerine düşünmemle oluşmuştur
1
deli dumrul deli dumrul
Odun metafor olarak kullanıldı
3 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol