Hayao miyazakinin pek çok filminden biri. Fakat anime filme yeni başlayacaksanız veya bayılmıyorsanız muhtemelen size çocuksu gelecektir. O yüzden miyazaki'ye porco rosso, princess mononoke gibi yapımlarla başlamanız belki daha iyidir.
Ayrıca google'da aratıp da filmler arasından "Yerdeniz öyküleri"ni seçmek gibi bir gaflette bulunmayın, bu film oğlu Gorō Miyazaki'nin çıraklık dönemine aittir ve çok amatör. Hikaye anlatıcılığı çok kötü ve bir sürü mantık hatası ile dolu bir film kendisi.
Yok ben animeyi değil sanatçısını merak ediyorum derseniz, size Hayao Miyazaki ile 10 yıl isimli 4 bölümlük belgesel dizinin linkini bırakıyorum:
https://www3.nhk.or.jp/nhkworld/tr/ondemand/video/3004569/
viski, bira gibi malt içkileri fıçıda dinlendirilmek durumundadır. çünkü ilk yapıldıklarında bulunan yüksek alkol oranları onları sert ve görece içilmesi zor içkiler yapar.
fıçı tercih edilmesinin temel nedeni ise kısaca şöyle: gözenekli yapılarıyla alkolün kontrollü oksidasyonunu (yumuşamasını) sağlamaları ve meşe kerestesinin organik aromalarının (mesela bal, karamel, vanilya) içkinin fıçıyı aşındırmasıyla içkiye geçmesi
ancak alkolün oksidasyonu, içkinin azalması anlamına geliyor. nemin ve sıcaklığın fazla olduğu durumlarda viskinin %16'ya varan buharlaşma oranı var. neyse ki ana vatanı iskoçya'da bu oran ortalama %2 kabul edilir.
basit bir hesapla 100 litre viski ile başladığınız dinlendirme yolunda, 10 sene sonra elinizde ≈80 litre viskiniz kalacaktır.
bilimsel olarak anlamak kolay, fakat eski insanların kimya bilgisi yoktu. dolayısıyla eski insanlar bu kaybolan viskiyi açıklayamaz ve onu meleklerin içtiğine inanırlardı. bu yüzden bu kaybolan miktar "meleklerin payı" olarak romantize edilmiş, viskilerini korumaları karşılığında bir miktarını içtikleri düşünülmüş :)
şuraya da giderek yıllanan viskiler koyuyorum, giderek meşenin rengini de alıyorlar

fıçı tercih edilmesinin temel nedeni ise kısaca şöyle: gözenekli yapılarıyla alkolün kontrollü oksidasyonunu (yumuşamasını) sağlamaları ve meşe kerestesinin organik aromalarının (mesela bal, karamel, vanilya) içkinin fıçıyı aşındırmasıyla içkiye geçmesi
ancak alkolün oksidasyonu, içkinin azalması anlamına geliyor. nemin ve sıcaklığın fazla olduğu durumlarda viskinin %16'ya varan buharlaşma oranı var. neyse ki ana vatanı iskoçya'da bu oran ortalama %2 kabul edilir.
basit bir hesapla 100 litre viski ile başladığınız dinlendirme yolunda, 10 sene sonra elinizde ≈80 litre viskiniz kalacaktır.
bilimsel olarak anlamak kolay, fakat eski insanların kimya bilgisi yoktu. dolayısıyla eski insanlar bu kaybolan viskiyi açıklayamaz ve onu meleklerin içtiğine inanırlardı. bu yüzden bu kaybolan miktar "meleklerin payı" olarak romantize edilmiş, viskilerini korumaları karşılığında bir miktarını içtikleri düşünülmüş :)
şuraya da giderek yıllanan viskiler koyuyorum, giderek meşenin rengini de alıyorlar

dönülmek istenen değil de gidilmek istenen, şöyle 30 yaşıma bi kapıdan bakıp gelsem. Hayatıma dair biraz spoiler alsaam
11. sınıfın ilk döneminde yakın bir arkadaşımı evinde ziyarete gitmiştim, gördüm orada beğendim ödünç aldım. İşte sağda solda canım sıkıldıkça okuyordum. Günün birinde deneme sınavı vardı. bizim okulda da deneme sınavı 9 10 11. sınıfların aynı anda yapılır, kelebek usülü uygulanırdı. (3 dönemin karılması)
Denemeye kitapla gittim başlayana kadar okudum vesaire. Sınavdan bir çıktık evde devam edeceğim, lan. Kitap yok??
Deliler gibi arıyorum, günlerce haftalarca okulda girmediğim sınıf yok, sormadığım insan yok. Ben kitabı kaybettim, arkadaşıma da dedim ben sana yeni alayım artık kusura bakma.
12. sınıfta YKS'ye hazırlanırken bizim lisemiz yazın kurs süresince yurtta kalma imkanı sunardı. Ben de eğlence olsun diye kaldım 3 arkadaşımla beraber.
Bir akşam yine 10 suları, kantinde oturmuş sohbet ediyoruz. Sık sık sanat kim içindir, dini mevzular, hayata dair bir şeyler hakkında atıp tutardık.
O akşam da nasıl olduysa konu George Orwell'a geldi. Dedim "ya ben onun bir kitabını okuyordum, kaybettim sonra bitiremedim" arkadaş durdu, "boğulmamak için mi yoksa??" dedi. Ben de dedim ki evet????
O bizim sınıfta yarım dönem boyunca dolandı, sahibini aradık bulamadık bi türlü dedi.
Meğer onların sınıfında kalmış, elden ele dolanmış. Baya 3-4 kişi okumuş o kitabı ahbzhs en son da birisi sene sonunda geri dönüşüme gitmesin diye sahiplenmiş
Dedim nerde söyle kadın🔫, sonra aldım o kitabı. Sınıfları mutlu oldu kocaman bi gizem çözülmüş, göklerden gelen boğulmamak için aslında birine aitmiş vs cjbdbd
Denemeye kitapla gittim başlayana kadar okudum vesaire. Sınavdan bir çıktık evde devam edeceğim, lan. Kitap yok??
Deliler gibi arıyorum, günlerce haftalarca okulda girmediğim sınıf yok, sormadığım insan yok. Ben kitabı kaybettim, arkadaşıma da dedim ben sana yeni alayım artık kusura bakma.
12. sınıfta YKS'ye hazırlanırken bizim lisemiz yazın kurs süresince yurtta kalma imkanı sunardı. Ben de eğlence olsun diye kaldım 3 arkadaşımla beraber.
Bir akşam yine 10 suları, kantinde oturmuş sohbet ediyoruz. Sık sık sanat kim içindir, dini mevzular, hayata dair bir şeyler hakkında atıp tutardık.
O akşam da nasıl olduysa konu George Orwell'a geldi. Dedim "ya ben onun bir kitabını okuyordum, kaybettim sonra bitiremedim" arkadaş durdu, "boğulmamak için mi yoksa??" dedi. Ben de dedim ki evet????
O bizim sınıfta yarım dönem boyunca dolandı, sahibini aradık bulamadık bi türlü dedi.
Meğer onların sınıfında kalmış, elden ele dolanmış. Baya 3-4 kişi okumuş o kitabı ahbzhs en son da birisi sene sonunda geri dönüşüme gitmesin diye sahiplenmiş
Dedim nerde söyle kadın🔫, sonra aldım o kitabı. Sınıfları mutlu oldu kocaman bi gizem çözülmüş, göklerden gelen boğulmamak için aslında birine aitmiş vs cjbdbd
(bu da böyle bir anı)
Doğal çünkü gerçekten türünde iyi değilsen kimse sana plak yapmaz, sahneye de çıkarmaz
Tüm mobilyalarımı kişiselleştireceğim, ahşabından kumaşına ben seçeceğim. Evimin bir karakteri olacak
Biliyor musunuz, olmak istediğim yerde olamadım ama olmak istediğim kişi oldum
en büyük korkusu boğulmak olan, başına gelen onca belayı savıp yine de boğularak ölen bir papaz. Anlatılanlar muhtemelen halkın abartısı, zaten dikkat ederseniz kim varsa böyle mistik gücü olan hep 1920lere-1930lara kadar var. Sonra nedense??? hiç olmamış, olsa olsa kendini mesih zanneden adam falan çıkıyor ortaya
Mesih sanan adam:
https://youtu.be/eX2-qhdvYdA
Bu da yüzünüz gülsün diye uçan sabri:
https://youtu.be/kQndGCnt96w
Mesih sanan adam:
https://youtu.be/eX2-qhdvYdA
Bu da yüzünüz gülsün diye uçan sabri:
https://youtu.be/kQndGCnt96w
Eski insanların sandığınızdan daha mal olduğunu biliyor muydunuz
Gazi tıp'ın bilge bir çocuk gastroentroloji profesörü. Bazı karmaşık vakalarda konsey toplar, 8-10 doktor vakayı tartışırlarmış.
Bilge diyorum çünkü sadece doktor değil, yaşından 20 sene bile genç gösteriyor.
Bilge diyorum çünkü sadece doktor değil, yaşından 20 sene bile genç gösteriyor.
Eylül romanından Necip. Kadının eldivenini çalan bir sapık belki ama bence bi konuşabilirdik. Hayattan bunalmasını iyi anlıyordum, kötü yoldan kurtarırdım belki keratayı
Gerçi o zaman mehmet rauf ne yazacaktı
Gerçi o zaman mehmet rauf ne yazacaktı
Rauf da haklı
Eski filmindeki havayla "Anne with an e" dizisindeki hava bambaşkadır. Ben şahsen anne with an e dizisini sevmiştim her ne kadar yer yer kanal7 dizileri entrikaları dönse ve son sezonu sinirime dokunsa da, pozitif bir dizi genel olarak
Ammavelakin ben ship yapayım, çiftimin mürüvvetini göreyim derseniz bunu izlemeyin kanser olursunuz
Yurtta ne zaman duş alacak olsam denk geldiğim kız. Kızla kişisel bakım rutinlerimiz aynı hep denk geliyoruz ama o önce davranmış oluyor, deli oluyorum. Ablacım sal lütfen banyoyu
Eyvah, iştahında değişme, sosyal becerilerinde gerileme de var mı
Çok rahatlar. Çünkü hatayı kabul edebiliyorsa bir kere onun hata olduğunu anlamıştır. Kim haksız tarafı tutmak ister ki?
sevmem, hatta hiç sevmem
Amor primus
sen çıldırmışsın
Atlantisten kaldığı, insanlara o kıtadan yayıldığına dair teoriler olan bir inanç. Tanrı insanı çift başlı çift kalpli yaratmış, sonra bakmış insan böyle çok güçlü, ayırmış ortadan kadın ve erkek yapmış. Böylece hem birbirlerini ararken tanrıya isyan edemeyeceklermiş hem tanrıya tapacak daha çok insan olmuş. vs vs
Zarif olunca sokak ağzı kullanamıyorsun, ben öyle sevmem
Benim tutkun olduğum bir şey varsa Mösyö Bon-Bon, eğer tutkun olduğum bir şey varsa filozoflardır.
Depresyonun ***** *******
Sanıyorsun ki büyüdükçe tatiller daha dinlendirici olur, senin kontrolünde olur. Hayır, genelde yatağa yapışıyorsun
Filozof niçe'nin nasıl yazıldığı
Nietzsche
18 yaşım. Çok sancılıydı ama kendimi en çok o zaman tanıdım ve birçok "öğretilen" fikri "öğrenilmiş" ile değiş tokuş ettim, griyi yarattım. Tanıdım değil yarattım, beni ben yaptım.
yarattım demişsiniz ve sizin kronik eksileyiciniz olan kinci sözlük üyesi hala ortada yok 2 saat olmasına rağmen:) şaşırdım :D
Ahxbwgwvxhfnjebw kim o keşke bilsem ya demek siz bile fark ettiniz
Feminist ve vejetaryen kuramı anlatan bir kitap. Yine de bu kuramları öğrenecekseniz birden fazla kitap okumayı ihmal etmeyin. Kim dramatik kim gerçekçi kim kapitalist hemen anlayamayabilirsiniz
Ülkemiz akdeniz coğrafyasına dahil olduğundan pek hoşuma gider. Bir de türkiye ve italyanın bayrağını taşıdığı voleybol sporu 🤝
milli ekonomi modeli olmadığı kesin. yazının tek bir adet kaynağı var ve son derece taraflı, gütfblog editörlerinin işi ne?? diye sorgulatan bir yazıdır benim için. Tek bir kitaptan gördüklerini sanki vahiymiş gibi kullanmış yazarı, çok yanlış ve bir hekime yakıştıramadığım bir hareket, objektif değerlendirmesi yok ve en çok okunan yazı maalesef. Üzüyor beni
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?