Resim konusunda gelişmek istiyorsanız bir şeyleri hayalinizden çizmek yerine sürekli referans almalısınız. Hayalden çizmek ileri bir aşama ve gerçekten zor.
Bir de çizgilerinizin sürekli olmasına özen gösterin. Yani kırık kırık olmasın (aynı çizgiden elini kaldıra kaldıra bir sürü kez geçmeyi kastediyorum) onu bıraktığınızda resmin çok daha iyi göründüğünü fark edeceksiniz
Araştırma çizgilerini muhakkak kullanın, kimse tek seferde doğru çizgiyi bulamaz. Mesela daire mi çiziyorsunuz, elinizi kaldırmadan üst üste defalarca daire çizin. En çok kesiştikleri daire en mükemmeli olacaktır. Onu çinileyip kullanabilirsiniz
Bu durumun verdiği boğucu histen kurtulmak zor ama imkansız değil sanıyorum. Emil cioran isminde bir felsefeci keşfettim, bir de onun bakış açısını denemek niyetindeyim.
sen çok gençsin yavrum, hayat ümit neşe dolu
Martı - anton çehov
Yalnızlık paylaşılmaz
Paylaşılsa yalnızlık olmaz
Paylaşılsa yalnızlık olmaz
olur öyle..
Sanıyorum biraz sert bir üslup kullandım fikirlerimi ifade ederken, yarattığım gerilim icin özür diliyorum hepinizden 💙
yok, bu tanrı var mı yok mu sorusu değil ki düzen var mı yok mu sorusu. düzen yok ve deist açıdan bakmak isterseniz tanrı düzensizliği de kural koyabilir.
Bana temelde 1000 yıl önceki islam din alimini de haklı çıkarayım gibi bir mantıkla güncel bilimsel gerçeği inkar etmek hayli saçma geliyor. Adamlar yanılmış işte, düzen yok. dünyayı da düz sandılar uzun süre (bkz: hatasını kabul edebilen insan)
Bana temelde 1000 yıl önceki islam din alimini de haklı çıkarayım gibi bir mantıkla güncel bilimsel gerçeği inkar etmek hayli saçma geliyor. Adamlar yanılmış işte, düzen yok. dünyayı da düz sandılar uzun süre (bkz: hatasını kabul edebilen insan)
Sünnet de faydalı sanıyorlarmış mesela, değil işte
1000 yıl önceki islam alimini haklı çıkarayım derken güncel bilimsel gerçeği inkar etmek mantıksız geliyor demişsiniz. İlk olarak İslam dininde sınırlar ve kurallar alimler tarafından çizilmediği için islam alimi tabirini ya yanlışlıkla kullandınız ya da direk bu kuralları vahiy yoluyla alan peygamber efendimize diyemediğiniz için islam alimi tabirini kullandınız. Dünyanın düz olduğunu düşünen kişilerin meselesi ile bir tutup örnek gösterdiğiniz islam dininin tabiri caizse anayasası olan Kur'an-ı Kerimden iki ayet söyleyeyim sizlere
Ve gökyüzünü korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise bunun delillerinden yüz çeviriyorlar. (Enbiya 32. ayet) şeffaf olmasına rağmen dünyayı ısı ve meteorlardan koruyan atmosferden bahsediyor.
Ne Güneş Aya yetişir, ne gece gündüzü geçer. Hepsi bir yörüngede yüzer, gider.(yasin 40. Ayet) 1400 yıl öncesinden dünyanın düz olduğunu söyleyen kişilerle bir gördüğünüz islam dininin kitabında yörüngelerden bahsedilmekte. Bilimsel gerçekliğe aykırı gibi muğlak cümlelerle ithamda bulunmaktansa hangi bilimsel gerçekliğe aykırı (!) olunduğunu verileriyle beraber açıklamanız daha yerinde olurdu.
Ne Güneş Aya yetişir, ne gece gündüzü geçer. Hepsi bir yörüngede yüzer, gider.(yasin 40. Ayet) 1400 yıl öncesinden dünyanın düz olduğunu söyleyen kişilerle bir gördüğünüz islam dininin kitabında yörüngelerden bahsedilmekte. Bilimsel gerçekliğe aykırı gibi muğlak cümlelerle ithamda bulunmaktansa hangi bilimsel gerçekliğe aykırı (!) olunduğunu verileriyle beraber açıklamanız daha yerinde olurdu.
En son sünnet de faydalı sanıyorlar ama değil işte demişsiniz. Yani daha bu sene üroloji dersinde hocalarımızın verilerle anlattığı ve hatta sözlüde de sorduğu sünnetin iye'nı azalttığı ve faydalı olduğu bilgisini faydalı değil olarak söylemeniz de şaşırtıcı. Sizin fikriniz olabilir lakin yanlış olduğunu bilin lütfen.
uğraşmayacağım, fikrimin doğruluğunu da birinin "yanlışsın bil hele!!" demesiyle tartacak değilim. ben gerekli araştırmayı, kulaktan dolma bilgilerle değil okuyarak yaptım, tavsiye eder ve iyi günler dilerim
Beklediğim bir cevaptı:) "yanlışsın bil hele!!" Değil. "Yanlış olduğunu bilin lütfen" demesiyle tartabilirdiniz:) kulaktan dolma bilgiler dediğiniz şeyleri de açıklamanızı isterdim lakin uğraşmamak daha kolay tabi:) ben de okuyarak yaptığınız! Araştırmanın kaynağını öğrenmek istemiştim keşke cevap verip aydınlatsaydınız beni de:) nasip değilmiş:)
Kimseyle uğraşmayacağınız ve kimseyi uğraştırmayacağınız günler dilerimm.
Gütfsözlük yönetimine bildirilmesi gereken, hakaret boyutuna ulaşan ifadeler kullanıyorsunuz.
Ve üzücü aslında birine seninle uğraşamam demek, seni uğaşmaya değer görmemişim, ilginçsiniz
Kim olursa olsun birine hakaret etmeyi bırakın asla yanına yaklaşacak cümleler dahi kurmam, kuramam. Yazdıklarımı kim okursa okusun böyle bi durum olmadığı belli. Uğraşmayacağım kelimesini ilk siz yorumunuzda kullandıktan sonra, uğraşmayacağım demek üzücü demeniz de ilginç.
Hakaret boyutuna varan ifadeler dediğiniz! ifadelerimi de buraya yazıp, belirtip sonrasında da dediğiniz gibi yönetime bildirirseniz sevinirim. Birinin Görüşünü benimsemeyip cevap vermek hakaret sayılıyor burda galiba:)
yaşamak yanı ağır bastığından
muhtemelen anlamsızlıkta boğuluyordur. bu bir dine inanan veya inanmayan herkese olur ki sıklıkla inanan birini daha sert vurur (bkz dinlerin bu dünyanın boş olduğunu, oyun ve eğlence alanı olduğunu, insanın aslında başka bir dünya için yaratıldığını söylemesi; dünyaya aidiyet hissini yok etmeyi amaçlaması)
Ona çocukluğunda gibi hissettirin. Gerekiyorsa sorun en sevdiği çizgi film neymiş onu izleyin ya da ninni söyleyin başını okşayın, abur cubur getirin, komik şeyler izletin, yalnız bırakmayın ve sakın ha sakın "bu dünya çokh anlamlı yha, yaşamakh çok güzel yha" gibi cümleler kurmayın. O bunu duymalı değil idrak etmeli çünkü. Duyarsa muhtemelen ters teper, gösterin nasıl yaşanır nasıl zevk alınır
Bir umut işe yarar
Ona çocukluğunda gibi hissettirin. Gerekiyorsa sorun en sevdiği çizgi film neymiş onu izleyin ya da ninni söyleyin başını okşayın, abur cubur getirin, komik şeyler izletin, yalnız bırakmayın ve sakın ha sakın "bu dünya çokh anlamlı yha, yaşamakh çok güzel yha" gibi cümleler kurmayın. O bunu duymalı değil idrak etmeli çünkü. Duyarsa muhtemelen ters teper, gösterin nasıl yaşanır nasıl zevk alınır
Bir umut işe yarar
Bilimsel olarak bir gök cisminin siz doğarken size etkisi çok çok çok azdır. Bildiğiniz kütle çekim yasası (G.m1.m2/d²) üzerinden hesaplanıyor.
Yani siz doğduğunuzda odada bulunan insanların size uyguladığı kuvvet ve sebep olabileceği enerjisel değişim herhangi bir *burcun* size uyguladığından fazladır. https://l24.im/5ZnSJhF
Burçların karakterlere uyduğunu sanmanız ise Barnum etkisi denen, kabaca "işine yarayanı görüp diğer sonuçları göz ardı etme ve genelleme" psikolojik durumundan kaynaklanıyor
Yani siz doğduğunuzda odada bulunan insanların size uyguladığı kuvvet ve sebep olabileceği enerjisel değişim herhangi bir *burcun* size uyguladığından fazladır. https://l24.im/5ZnSJhF
Burçların karakterlere uyduğunu sanmanız ise Barnum etkisi denen, kabaca "işine yarayanı görüp diğer sonuçları göz ardı etme ve genelleme" psikolojik durumundan kaynaklanıyor
22.03.2022 -kışın Ankara'dan bi türlü gitmemesi olarak değiştirelim başlığı
Yüzünde yaşam izleri vardı
Sevdim onu, görünce birden
Eski bir şarkıyı söylüyordu
Taşlar yuvarlanıyordu
As tears go by
Ve yaşam bize hiç aldırmadan
Nasıl da devam ediyordu
Sevdim onu, görünce birden
Eski bir şarkıyı söylüyordu
Taşlar yuvarlanıyordu
As tears go by
Ve yaşam bize hiç aldırmadan
Nasıl da devam ediyordu
Hayao miyazakinin pek çok filminden biri. Fakat anime filme yeni başlayacaksanız veya bayılmıyorsanız muhtemelen size çocuksu gelecektir. O yüzden miyazaki'ye porco rosso, princess mononoke gibi yapımlarla başlamanız belki daha iyidir.
Ayrıca google'da aratıp da filmler arasından "Yerdeniz öyküleri"ni seçmek gibi bir gaflette bulunmayın, bu film oğlu Gorō Miyazaki'nin çıraklık dönemine aittir ve çok amatör. Hikaye anlatıcılığı çok kötü ve bir sürü mantık hatası ile dolu bir film kendisi.
Yok ben animeyi değil sanatçısını merak ediyorum derseniz, size Hayao Miyazaki ile 10 yıl isimli 4 bölümlük belgesel dizinin linkini bırakıyorum:
https://www3.nhk.or.jp/nhkworld/tr/ondemand/video/3004569/
Ayrıca google'da aratıp da filmler arasından "Yerdeniz öyküleri"ni seçmek gibi bir gaflette bulunmayın, bu film oğlu Gorō Miyazaki'nin çıraklık dönemine aittir ve çok amatör. Hikaye anlatıcılığı çok kötü ve bir sürü mantık hatası ile dolu bir film kendisi.
Yok ben animeyi değil sanatçısını merak ediyorum derseniz, size Hayao Miyazaki ile 10 yıl isimli 4 bölümlük belgesel dizinin linkini bırakıyorum:
https://www3.nhk.or.jp/nhkworld/tr/ondemand/video/3004569/
viski, bira gibi malt içkileri fıçıda dinlendirilmek durumundadır. çünkü ilk yapıldıklarında bulunan yüksek alkol oranları onları sert ve görece içilmesi zor içkiler yapar.
fıçı tercih edilmesinin temel nedeni ise kısaca şöyle: gözenekli yapılarıyla alkolün kontrollü oksidasyonunu (yumuşamasını) sağlamaları ve meşe kerestesinin organik aromalarının (mesela bal, karamel, vanilya) içkinin fıçıyı aşındırmasıyla içkiye geçmesi
ancak alkolün oksidasyonu, içkinin azalması anlamına geliyor. nemin ve sıcaklığın fazla olduğu durumlarda viskinin %16'ya varan buharlaşma oranı var. neyse ki ana vatanı iskoçya'da bu oran ortalama %2 kabul edilir.
basit bir hesapla 100 litre viski ile başladığınız dinlendirme yolunda, 10 sene sonra elinizde ≈80 litre viskiniz kalacaktır.
bilimsel olarak anlamak kolay, fakat eski insanların kimya bilgisi yoktu. dolayısıyla eski insanlar bu kaybolan viskiyi açıklayamaz ve onu meleklerin içtiğine inanırlardı. bu yüzden bu kaybolan miktar "meleklerin payı" olarak romantize edilmiş, viskilerini korumaları karşılığında bir miktarını içtikleri düşünülmüş :)
şuraya da giderek yıllanan viskiler koyuyorum, giderek meşenin rengini de alıyorlar

fıçı tercih edilmesinin temel nedeni ise kısaca şöyle: gözenekli yapılarıyla alkolün kontrollü oksidasyonunu (yumuşamasını) sağlamaları ve meşe kerestesinin organik aromalarının (mesela bal, karamel, vanilya) içkinin fıçıyı aşındırmasıyla içkiye geçmesi
ancak alkolün oksidasyonu, içkinin azalması anlamına geliyor. nemin ve sıcaklığın fazla olduğu durumlarda viskinin %16'ya varan buharlaşma oranı var. neyse ki ana vatanı iskoçya'da bu oran ortalama %2 kabul edilir.
basit bir hesapla 100 litre viski ile başladığınız dinlendirme yolunda, 10 sene sonra elinizde ≈80 litre viskiniz kalacaktır.
bilimsel olarak anlamak kolay, fakat eski insanların kimya bilgisi yoktu. dolayısıyla eski insanlar bu kaybolan viskiyi açıklayamaz ve onu meleklerin içtiğine inanırlardı. bu yüzden bu kaybolan miktar "meleklerin payı" olarak romantize edilmiş, viskilerini korumaları karşılığında bir miktarını içtikleri düşünülmüş :)
şuraya da giderek yıllanan viskiler koyuyorum, giderek meşenin rengini de alıyorlar

dönülmek istenen değil de gidilmek istenen, şöyle 30 yaşıma bi kapıdan bakıp gelsem. Hayatıma dair biraz spoiler alsaam
11. sınıfın ilk döneminde yakın bir arkadaşımı evinde ziyarete gitmiştim, gördüm orada beğendim ödünç aldım. İşte sağda solda canım sıkıldıkça okuyordum. Günün birinde deneme sınavı vardı. bizim okulda da deneme sınavı 9 10 11. sınıfların aynı anda yapılır, kelebek usülü uygulanırdı. (3 dönemin karılması)
Denemeye kitapla gittim başlayana kadar okudum vesaire. Sınavdan bir çıktık evde devam edeceğim, lan. Kitap yok??
Deliler gibi arıyorum, günlerce haftalarca okulda girmediğim sınıf yok, sormadığım insan yok. Ben kitabı kaybettim, arkadaşıma da dedim ben sana yeni alayım artık kusura bakma.
12. sınıfta YKS'ye hazırlanırken bizim lisemiz yazın kurs süresince yurtta kalma imkanı sunardı. Ben de eğlence olsun diye kaldım 3 arkadaşımla beraber.
Bir akşam yine 10 suları, kantinde oturmuş sohbet ediyoruz. Sık sık sanat kim içindir, dini mevzular, hayata dair bir şeyler hakkında atıp tutardık.
O akşam da nasıl olduysa konu George Orwell'a geldi. Dedim "ya ben onun bir kitabını okuyordum, kaybettim sonra bitiremedim" arkadaş durdu, "boğulmamak için mi yoksa??" dedi. Ben de dedim ki evet????
O bizim sınıfta yarım dönem boyunca dolandı, sahibini aradık bulamadık bi türlü dedi.
Meğer onların sınıfında kalmış, elden ele dolanmış. Baya 3-4 kişi okumuş o kitabı ahbzhs en son da birisi sene sonunda geri dönüşüme gitmesin diye sahiplenmiş
Dedim nerde söyle kadın🔫, sonra aldım o kitabı. Sınıfları mutlu oldu kocaman bi gizem çözülmüş, göklerden gelen boğulmamak için aslında birine aitmiş vs cjbdbd
Denemeye kitapla gittim başlayana kadar okudum vesaire. Sınavdan bir çıktık evde devam edeceğim, lan. Kitap yok??
Deliler gibi arıyorum, günlerce haftalarca okulda girmediğim sınıf yok, sormadığım insan yok. Ben kitabı kaybettim, arkadaşıma da dedim ben sana yeni alayım artık kusura bakma.
12. sınıfta YKS'ye hazırlanırken bizim lisemiz yazın kurs süresince yurtta kalma imkanı sunardı. Ben de eğlence olsun diye kaldım 3 arkadaşımla beraber.
Bir akşam yine 10 suları, kantinde oturmuş sohbet ediyoruz. Sık sık sanat kim içindir, dini mevzular, hayata dair bir şeyler hakkında atıp tutardık.
O akşam da nasıl olduysa konu George Orwell'a geldi. Dedim "ya ben onun bir kitabını okuyordum, kaybettim sonra bitiremedim" arkadaş durdu, "boğulmamak için mi yoksa??" dedi. Ben de dedim ki evet????
O bizim sınıfta yarım dönem boyunca dolandı, sahibini aradık bulamadık bi türlü dedi.
Meğer onların sınıfında kalmış, elden ele dolanmış. Baya 3-4 kişi okumuş o kitabı ahbzhs en son da birisi sene sonunda geri dönüşüme gitmesin diye sahiplenmiş
Dedim nerde söyle kadın🔫, sonra aldım o kitabı. Sınıfları mutlu oldu kocaman bi gizem çözülmüş, göklerden gelen boğulmamak için aslında birine aitmiş vs cjbdbd
(bu da böyle bir anı)
Doğal çünkü gerçekten türünde iyi değilsen kimse sana plak yapmaz, sahneye de çıkarmaz
Tüm mobilyalarımı kişiselleştireceğim, ahşabından kumaşına ben seçeceğim. Evimin bir karakteri olacak
Biliyor musunuz, olmak istediğim yerde olamadım ama olmak istediğim kişi oldum
en büyük korkusu boğulmak olan, başına gelen onca belayı savıp yine de boğularak ölen bir papaz. Anlatılanlar muhtemelen halkın abartısı, zaten dikkat ederseniz kim varsa böyle mistik gücü olan hep 1920lere-1930lara kadar var. Sonra nedense??? hiç olmamış, olsa olsa kendini mesih zanneden adam falan çıkıyor ortaya
Mesih sanan adam:
https://youtu.be/eX2-qhdvYdA
Bu da yüzünüz gülsün diye uçan sabri:
https://youtu.be/kQndGCnt96w
Mesih sanan adam:
https://youtu.be/eX2-qhdvYdA
Bu da yüzünüz gülsün diye uçan sabri:
https://youtu.be/kQndGCnt96w
Eski insanların sandığınızdan daha mal olduğunu biliyor muydunuz
Gazi tıp'ın bilge bir çocuk gastroentroloji profesörü. Bazı karmaşık vakalarda konsey toplar, 8-10 doktor vakayı tartışırlarmış.
Bilge diyorum çünkü sadece doktor değil, yaşından 20 sene bile genç gösteriyor.
Bilge diyorum çünkü sadece doktor değil, yaşından 20 sene bile genç gösteriyor.
Eylül romanından Necip. Kadının eldivenini çalan bir sapık belki ama bence bi konuşabilirdik. Hayattan bunalmasını iyi anlıyordum, kötü yoldan kurtarırdım belki keratayı
Gerçi o zaman mehmet rauf ne yazacaktı
Gerçi o zaman mehmet rauf ne yazacaktı
Rauf da haklı
Eski filmindeki havayla "Anne with an e" dizisindeki hava bambaşkadır. Ben şahsen anne with an e dizisini sevmiştim her ne kadar yer yer kanal7 dizileri entrikaları dönse ve son sezonu sinirime dokunsa da, pozitif bir dizi genel olarak
Ammavelakin ben ship yapayım, çiftimin mürüvvetini göreyim derseniz bunu izlemeyin kanser olursunuz
Yurtta ne zaman duş alacak olsam denk geldiğim kız. Kızla kişisel bakım rutinlerimiz aynı hep denk geliyoruz ama o önce davranmış oluyor, deli oluyorum. Ablacım sal lütfen banyoyu
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?