Henüz çok kurumsallaşamadığımızdan beni tatmin eden bir maaş alamıyorum, genelde reklam geliri iyi oluyor.
Yeri geliyor markaların yeri geliyor yazarların reklamını yapıyorum. Arkadaşlarımınkini yaparken entry için 5, başlık için 7 lira alıyorum. Yabancılar için entry fiyatı 6,5 başlık fiyatı 8. Bir süre sonra vergi dilimine girdim açıkçası hoş olmadı. Sözlükten aldığım maaşsa şu anlık 100 lira kadar. Öte yandan Marka reklamları için markaya göre değer belirliyorum. Pepsi max için 45 lira almıştım mesela. Lipton için 35 almıştım.
Umarım maaşa zam gelir ve ek mesai ücreti de alabilirim.
Edit: İnstagram hesabına çıkanlar için henüz fiyat belirlemedim, o benim insanlara hediyem olsun artık n'apalım.
Üst edit:(yazar: nagareboshi9)'a hem başlık için hem bir şekilde bu insanları anmamı sağladığı için teşekkürler.
Hocalı'da, 30 sene önce bir günde söylenene göre 613 fakat muhtemelen bundan daha fazla Azerbaycan Türk'ünün göz göre göre katledilmesi.
Üstelik bunların 186'sı kadın, 83'ü çocuktur. El kadar bebeğe bile kurşun yağdırmaktan kaçınmamışlardır. Katledilen insanların cesetleri yakılırken anlatılanlara göre arada yaralı fakat hâlâ hayatta olan insanlar da yakılmıştır. İnsanlar normal bir şekilde değil son derece vahşi yöntemlerle öldürülmüştür.
Soykırım niteliği taşımasına rağmen tüm Dünya bu olay karşısında üç maymunu oynamaktadır. Olayı tanıyan az sayıda ülke vardır ki bunların arasında Türkiye Cumhuriyeti bulunmamaktadır. Soykırım yaptığı ortada olan şahıs Ermenistan'da bu olaydan sonra tekrar lider seçilmiştir. Bir ulusta travma yaratan, insanlığa sığmayan olaydır.
Beni kaç kişi biliyor bilmiyorum ama birilerinin beni tanıması bazı şeyleri rahatça yazmamı engelliyor gerçekten. Geçen gün bir şey yazacaktım mesela sırf bu yüzden yazamadım.
Bana genelde söylenmeyendir. Nedenine gelirsek; Bu cümleyi bana söyleyen kişiyle konuşma bitince mutlaka kavga eder, ona kişisel alan kavramını hatırlatıp başının etini yerim ve yakın çevremde kimse benim bu tür konuşmalarıma dayanamaz çünkü ilk insandan falan başlarım derdimi anlatmaya.
Birinin benimle düzgünce yürütemediği bir tür ilişkiyi başkasıyla yürüttüğünü görmek. Neden zamanında değişmedin ki? Neden o zaman değil de şimdi değiştin? Edit: Türkçenin canına okumuşum, onu düzelttim.
Liseden üç arkadaşım bu gece birlikteler ve ben sınav yüzünden katılamadım onlara. Onlardan gelen fotoğraflara bakıp ağlıyorum. Zaten çay da sallama, notu da anlamıyorum…
Geçen gün bir kadın bana bir sokağı sordu, sonra ben de oraya gidiyorum deyip kadını peşime takıp başladığımız yere geri götürdüm. Yani kadını a noktasından b'ye götürmeye çalışırken a'ya geri getirdim ama durumu çaktırmadım. hayır duasını da almış oldum. Umarım durumu fark edince beddua etmemiştir. Çok özür dilerim teyze :(
Şimdi üç deyince yataktan çıkıyorum. Bir ikiii…ama çıkmak istemiyorum, ben uyumak istiyorum. Ne yesem bir de bunu düşünmem lazım, karar veremem ki. Hadi ilele sen yaparsın :(
Cesedinizin iki sene sonra komşuların şikayetiyle bulunmasıdır.
Böyle haberlere çok üzülüyorum. Düşünsenize söz konusu kişiyi kimse aramamış sormamış. En son komşular kokudan rahatsız oluyor ve öyle ortaya çıkıyor öldüğün. Muhtemelen cenazene bile gelen olmuyor, mezarın bile yaptırılmayacak.
Her ne kadar her yerde “ben yalnız kalmayı seviyorum ya” desem de bir gün bu duruma düşerim diye ödüm kopuyor.
Perşembe. Salılardan sonra perşembelerden nefret ediyorum. Perşembe diye gün mü olur ya? Acilen kaldırılmalı. Perşembe günü güzel bir şey olduğu nerede görülmüş? Edit: Günün kötülüğünü bugün çıkan savaştan anlayabilirsiniz sanırım.